Her gün aynı karanlığın dilinde
Aynı rüzgarın sesi, aynı yıldızların altında
Ayrı akşamların dilinde ayrılığın
Aynı gidişlerin farklı düşüncelere yol açtığı
Biri bitmeden diğeri başlayan sualler
Ya da aynı bellekte birbiri ardına başlayan süreçler
O kadar hızlıki bir arada düşünülsede
Ayrı ayrı düşünür insan
Tam şiir yazacağı zamanlarda
Yazması imkansız bir anda
Ne kadar yakınsa kalemlere
Bir o kadar da uzakta...
Neyi niye nasıl anlatmanın sevdasında
Bir mum ışığı yetebilir aydınlatmaya
Ya da bir mum olup kendini yakmaya
Başkalarını aydınlatmaya.
Anladım ki ben ben dedikçe
Allah diyemez olmuşum
Artık biz ve siz varsınız
Görülecek ilk işimiz olsada
Varılacak son kararsınız.
Elbette bir kadın insanı farklı dünyalara çeker
Herkesin bir bulunduğu bir mekan içinde.
Dertlidir ve dertsizde yapamaz aslında
Yaşamak için bir derdin altında paspas
Tozlandıkça karar ve karardıkça bas...
Birbiri ardına birbirine kırılan insanlar
Haklı olduğunun farkında haksızlığın nazarında
Herkesin kendini temize çıkardığı bir nezarette
Ben kimseyi vurmadım der gibi
Ben kimseyi vurmadım be abi
Zaten bir ölünün eline tutuştursan silahı
Tetiği çekebilir mi? Ya da bir kalemi?
Acaba ölmek nedir yazabilir mi?
Bilebilir mi bilmediklerini, görebilir mi görmediklerini...
Böyle giderken bu gemi
Batabilirdi.
Şüphelerinde şüpheye düşen şüpheci
İstediğin zaman istediğin şeyi düşünmek
Ne kadarda çekici, vuruyorsun çekici
Belki bir kalem gibi...
Sonu bir baş ağrısı...
Sonuç
Bir kaç cümle sevdasında
Tüketilen nefes
Soruyorlar şimdi bana
Yaşarken ne yaptın diye
Ölürken ne yapabilirse insan...
Diyorlar ki o kadar mütevazi
Oğuz... Ne kadar edepli
Bilmiyorlar ki ben konuşayım derken
Yutmuştum ağzımdaki dili
Ne kadar iyi olursam olayım
Senin gözünde bir o kadar kötü
Kökleşen nefretinin tohumunda
Bilmiyorlarki benden nefret edenler
Yılan besliyorlardı koyunlarında
Artık uzun zaman oldu
Oldu bittiye geldi bütün yaşananlar
Kim bilebilirdi bir kaç kelimeyle
İnsanlar bir ömrü anlatırlar
Günler uzar yıllar kısalır
Asırlar çürür damarlarımda
Dolaşırken kendi kanımda
Donuyorum
Çare yok, kendime sarılıyorum
Dediğin gibi ben değil de
Biz diyorum...
Çünkü ben diyenler Asla!
Allah diyemez bunu biliyorum.
Kendi avuçlarımın üzerine çıkmış
Birde oradan bakıyorum hayata
Dökülüyorum avuçlarımdan
Dönüşüyorum belli ki bir suya
Dibimi arıyorum, dipsiz kuyuda
Dalıpta boğulduğum son rüyada
Uyandırıyorlar haydi namaza
Halbuki okunuyor sela
Ve kendi cenazesinde insan
Hakkını helal etmiyordu kendine
Düşmüştü bir kadının derdine
Keşkelere lanet ederken bile
Başka bir keşke...
Dalıyordu aşka, sarılıyordu meşke
Birşeyleri kaybetmiş gibi
Bağıroyurdu buldum işte!
Yeni bir umut yeni bir kapı aralar diye
Belki ömürden bir satır karalarda
Başka bir satır yazar diye...
Bakıyordu levhine
Kelimeler sanki dilinde
Konuşuyorlardı aleyhine...
Ki ben sizlerle konuşurken
Bakıyordum yerlere
Diyorlardı Oğuz...
Artık düşünme
Artık düşünmediğimi
Düşündüğümde...
Tam gitmek üzereyken bu diyardan
Sanki kalacakmışım gibi kelimeler düşüyordu dudaktan
Yağmur boşanıyordu bardaktan
Yıldırım gibi başlayan aşkın
Yıldırım gibi inişine...
Var olduğumu bilmek gizli bir şirktir diye
Diyorum ki artık ben yokum.
Yok olmadan var olamıyorum
Kal dediler diye belki gidiyorum... Düzenleme:28.11.2008 / 22:05
bilgisayarım
28.11.2008 / 23:56
oĞUZCUĞUM GENE GENE SÜPERSİN NASILDA GELDİĞİN BELLİ OLUYOR SİTEYE SEVGİLERİMİ YOLLUYORUM HAYIRLI GECELER MUTU UMUTLU EN GÜZEL GÜNLER{s:015}{s:027}{s:030}{s:029}
#1
kayra_zamres
29.11.2008 / 10:50
evvela knıyorum
dermanın yok diyorum
yazmaktan başka=D{s:030}
en svdgm şiirlerinden bri oldu bu{s:036}
#2
suskun-melek
29.11.2008 / 22:50
çok güzel bir şiir gerçekten etkileyici yüreginize saglık hayırlı akşamlar{s:026}
bilgisayarım
28.11.2008 / 23:56
kayra_zamres
29.11.2008 / 10:50
suskun-melek
29.11.2008 / 22:50