Yolculuk, her zaman düşündüm onu;
İçimde bu azgın davet ne demek?
Oraya, nemdeyse güneşin sonu,
Uçmak, kayıp gitmek, kaçıp dönmemek.
Altımdan kaydırdı bir el minderi;
Herkes yatağında, ben ayaktayım.
Bir gece, rüyada gördüğüm yeri,
Gözlerim yumula, aramaktayım.
Beni çağırmakta yabancı dostlar;
Bu dostlar ne güzel, dilsiz ve adsız.
Eski evde, şimdi bir başka ev var:
Avlusu karanlık, suları taçsız.
Her akşam, aynı yer, aynı saatte,
Güneşten eşyama düşen bir çubuk;
Yangın varmış gibi yukarı katta,
Arkamdan gel diyor, sessiz ve çabuk!
Başım, artık onu taşımak ne zor!
Başım, günden güne kayıtsız bana.
Dalında bir yaprak gibi dönüyor,
Acı rüzgarların çektiği yana...
rapoet
10.03.2007 / 17:52
ahhh necip fazıl
bu meleğim kelamını duyunca beynimde yankılanıyo sanki bir kaç kelime üstadım bende anlamadım :)
meleğim al götür beni
olmadı hiçbirşey sorunsuz
al götür beni
ben günaha doyumsuz Düzenleme:10.03.2007 / 21:15
#1
melegim
12.03.2007 / 00:29
melegim adına bi yankınlıkmı duyosun yoksa bişeymi ima ediyosun anlamadım üstat:))))))))))
#2
rapoet
12.03.2007 / 12:52
meleğim isim değil sıfat :D işin şakası bir yana meleğim kelimesini sevmem :D ama yerinde kullanıldığında etkili bir seda oluyor tabi
rapoet
10.03.2007 / 17:52
Düzenleme:10.03.2007 / 21:15
melegim
12.03.2007 / 00:29
rapoet
12.03.2007 / 12:52