bu son mektubumu bir pusuda yazıyorum anne
beklediğim ne bir kaçakcı nede bi eşkıya anne
beklediğim sevdiğimi benden çalan
sevgiyi parayla satın alacağını sanan
yıllar yılı dost sanadığım insan
kaç gecedir uykusuzum anne
kan çanağı olmuş kömür gözleriyle
sevdiğimin hayali gözünde canlandı
göz yaşlarıyla ıslanmış upuzun kirpikleri
yüreğime bıçak gibi saplandı
geçen gün mektubu geçti elime
göz yaşlarıyla yıkanmış yazısı
üç gündür firardayım anne
babasının gözünü döndürmüş başlık parası
taş olmuşta yüreği
sızlatmıyor evlat yarası
az evvel sustu davullar nihayet
söndü köyün tüm ışıkları
bu sessizlikte sanki bir kahpelik var
artık ortalıkta sadece köpek ulumaları
hava kan kokuyor,kıpırdamaz oldu yapraklar
sabaha henüz vakit var anne
iki kurşunum var daha atacak
birini kendime saklıyorum
diğeri alçağın kalbine saplanacak
sevdiğimle öpemezsek elini
zaman nelere gebe
Rab'bim affetsin beni
sende hakkını helal et anne
yol üstünde iki kayanın kuytusu
düğün alayına pusuluk yerim
anla beni ne olur anne
gelin olmuş giderken sevdiğim
dayanamazdı buna yüreğim
askere giderken yoluma çıkıvermişti
dolu doluydu o kömür karası gözleri
başındaki al yazmasını çözdüğünde
ipek misali siyah saçları dalgalanıvermişti
al dedi sakla benden sana hatıra
bakarsın hatırlarsın beni arasıra
inan o al yazmayı anne
kalbimde saklıyorum hala
birazdan şenlik davulları tekrar vuracak
uzaktan görününce düğün alayı
her vuruşunda davulların sesleri
yüreğime kurşunlar saplanacak
o zaman vakit tamamdır
en önde sevdiğim telli duvaklı
işte buna yürek nasıl dayanır
artık sende üzülme anne
gelir elbet öldüğümün haberi
öpmeye gelemezsek elini
bu mektup sana vasiyetimdir
al yazma ile gömün beni
çünkü o canımdan çok sevdiğimindir
hakan emrah algan
ayşe
28.09.2008 / 05:24
acı bir mektup asker mektubu gibi
dilerim bır anıdır bir hayal ürünü
gerçek olmasında hayal anısı olsun
yoksa dayanmaz bu acıya anacığın {s:026}
ayşe
28.09.2008 / 05:24