SERAP GİBİ
Sende kaldı manevi tüm bağlarım benim
Sonsuzluğun üzerinde buğday tarlasında
Akşam güneşinin altında altın sarısı saçların
Bakmaya kıyamadığım rengini hiç görmediğim
Çöl ortasında susuz kalmış serap gibi aradığım
Hiçbir zaman hatırlamadığım gözlerin
Sessizce gelip giderken duyduğum
Dansözün ayak sesi kadar ahenkli yürüyüşün
Birde tarihi mümkün olmayan
Çok güzel sıcacık gülüşün