Sevişmenin utangaç haliydi sevdalar
Köşe kapmaca oyununun hep ilk yakalananıydı
Üzerine Yıldırım düşen hayalleri
Gerçeğe savurmaktı
Ama yıldırım düştü
Yandı Bitti Kül oldu...
Zorlanan gönüller,ah'lar ağacı
Kafile kafile gelen keder misafirleri
Göç eden gözlerin ışığı
Ötesi olmayan nefeslerin çaresizliği...
Oysa yıldırım düşmüştü tüm hayallere
Gözlerde ağır ağır süzülen yaşlar vardı
Tüm gelecek yanmalıydı
Başka bi hayata
Ne gerek vardı ?..
O yıldırım cam ardında bakana düşmeliydi
Onun yüreğine
Dışarda koşan cahil çocuğun
Yazık değil miydi hayallerine
Sevdadan habersiz,top koşturma peşinde
Sen yalan ve yanlışlığın kalbine yürümekteyken
Yazık değil miydi gelecekte yakacağın yüreklere..
Yıldırım .... düş yüreğime
Kafesimi kır, sat beni el aleme
Çocuk hayallerine açılan bu kapılar
Değmez mi kilitsizliğe...
Yıldırım aslında bize düşmeliydi
Bu yalana
Yalana şair olana....
ü.karadağ