Şiir Defteri

BÖYLE SÖYLEDİ TÜRK BİLGESİ- 124

Yazan: Birturkbilgesi
29.03.2018 / 01:51
1142 kez görüntülendi
0 yorum yapıldı
Ayrılık değil dirilen anılar ya da çöken çıkarlardır yıkan yani nefs Hayat yorgunundan çok anı yorgunu ya da çıkar yorgunu olur insan Ayrılık ölüm gibi diyorlar Giden gitsin, ne var yani Haz içindeki beş çayı bile güneş, gün, hayat ölürken zevkle içilir Hatırlamak güzeldir, unutmak daha güzel Çünkü unutmadan önce hatırlamak gerekir Siyaset bir toplum için çözüm değil Bela aramaktır Türkiye'yi lehçe lehçe, şive şive bölüyorlar Çünkü bir toplumun dilinin bölünmesinin o toplumun bölünmesi Olduğunu, olacağını büyük olasılıkla biliyorlar Bilmiyorlarsa da ya cehalettendir ya nefsten çünkü siyaset cehalet ve nefs demektir Ülkede 200'den çok üniversite olmasına karşın Televizyon dizileri de evliya, alim gibi insanlar değil Bela tipli, serseri tipli, berduş tipli, maganda tipli, maginda tipli insanlar doldu Televizyon yarışmasılarındaki değerlendirme kurullarına(jürilere) bakın Hangisi felsefe, bilim, Din hadisileri içinde ya da yolunda Belki rastlantı belki rastlantı değil bunlar Çocukların, öğrencilerin okula gittiklerini mi sanıyorsunuz Oysa onlar bilimin ve Türkiye'nin emekçisi değil Modanın esiri olmaya gidiyorlar Bakın nasıl da sarmış giyimden saç modeline kadar moda Ve şöyle diyordu bir modacı öğrencilerine bir televizyon kanalında: 'Başkalarının ne düşündüğü önemli değil, siz keyifinize bakın' Yani sen okularda istediğin kadar doğru, iyi öğretim, eğitim ver Toplumun asıl okulu, asıl öğretmeni akıldışı, ahlakdışı, rezil, kepaze Pısikopat(Psikopat), sosyopat moda oldu Sen ayakta uyu; ve ilk en kolay avı da bayanlar ve gençler Moda mutluluk içinde öldüren bir uyuşturucuya benzer Çünkü akıl ve ahlak tanımaz ve tanıttırmaz tıpkı uyuşturucu gibi Okulların haline bakın sanki eğitim yeri değil eğlence yeri Çünkü siyaset gerçek, doğru eğitimi bilmezki(blmez ki) Siyasetin ölçütü felsefe, bilim, Din hadisileri değil oylardır Altın çamura düşmekle çamur olmaz da Emek teri çamura düşmekle çamur olur Bataklığa düşen yağmurla ovaya düşen yağmur bir olmaz, Yanaryıkılır(Yanar yıkılır) hayat(yaşam) Gelen gidenden bayat Hukuk denilen Siyasetin cehaletin, nefsinden ve hilelerinden yapılan Yırtılıpduran(Yırtılıp duran) kayat(kağıt) oy, İnsan akılı(aklı) henüz bozuk İşine gelen herşeye evet, işine gelmeyen herşeye hayr(hayır) diyen Kimi yerdekine tapmaya kimi göktekine tapmaya din diyor Dini tanımlayan Din hadisileri'ni bilen değil Siyaset hep rezillik de, ekonomi ekonomi midir rezillik midir belli değil Uygun kafalar okula ve işe Uygun olmayan kafalar ya işsizliğe ya hapishaneye kafası Doğru kafa kavun karpuz da civata somun da, köle de uşak da değil Üniversite üstüne üniversite açıldıkça tuhaf ki Demokrasi de, adalet de insan olmak da hep geriye Çünkü gerçek üniversite de gerçek demokrasi de felsefedir, siyaset değil, 'Korkaklar zafer anıtı dikemezler' demeyin Felsefe, bilim ve dini tanımlayan Din hadisileri ile kazanılmamış hiçbir zafer Zaten zafer değildir Ve felsefeye, bilime, Din hadisileri'ne aykırı zaferler de asla zafer değildir Bak Hitler de yenilgisinin soluğu ile tanşıncaya kadar Ne zaferler kazanmıştı kendince Gerçek ki felsefe, bilim ve Din hadisileri'ni bilmemek en büyük cehalettir Onlar için işlerine gelen, çıkarlarına olan herşey zaferdir Bir de 'Kahramanlık aptallığın öteki adıdır' derler Oysa kahramanlık anıt dikmek, savaş kazanmak Zafer kazanmak değil Yanlışın, kötünün zafer kazanmasını, başarmasını önlemektir Buyüzden(Bu yüzden) kahramanlık yalnızca doğru, haklı, iyi insanların yanında olur Bunu da gerçekler ve doğrular belirler Bunu da felsefe, bilim ve dini tanımlayan Din hadisileri de belirler Kuşkusuz ki vahşi Hitler de askerlerine, ordularına Kendi dilinde 'Kahramanlar, kahramanlarım' diye seslenmiştir Ancak avuçunuyalar(avucunu yalar) Kahramanlık kaleye her çıkanın değil Bilip ya da bilmeden Felsefenin, bilimin, Din hadisileri'nin yolunda olanındır Evet 'Kahramanlık aptallığın öteki adıdır' derler gerçekten de öyle Yani kahramanlığı 'Atı alanın Üsküdar'ı geçmesi' sanan sözde kahramanlığın De ki 'Anıt dikmeye değil Felsefe, bilim, Din hadisileri öğretmeye geldik Çünkü insanın ve insanlığın tek doğru var oluşu budur' De ki 'Kahramanların önderleri silahlar değil kitaplardır Felsefeye, bilime ve Din hadisileri'ne göre doğru kitapların Kahramanların gururları halk değil gerçekler ve doğrulardır Felsefeye, bilime ve Din hadisileri'ne göre doğruların Buyüzden ki bulacağın kahramanlar ortalıkta bedenlerini gururla gösterenlerin değil Köşelerinde felsefe, bilim, Din hadisileri ile insanların, insanlığın ve dünyanın Kötü, yanlış haline kahır içinde beyinlerini, ruhlarını, kişiliklerini Kültürlerini sunanların ve direnenlerin çinde olacaktır', Türkçeyi kolay bir dil sanıyorlar Oysa Türkçe dünyanın en zor dilidir Türkçeyi yalnızca Türkiye'nin dili sanıyorlar Oysa Türkçe felsefel, bilimsel ve evrensel bir dildir Türkçe bilseler zaten kağıt değil kayat derlerdi Gerçek ki Türkiye'nin temel olarak dört şeye gereksinimi var: Felsefeye, bilime, Din hadisileri'ne ve felsefel yani gerçek Türkçeye Yoksa siyaset için dilin önemi yoktur Olsaydı zaten siyasetin bir millet için de insanlık için de Dünyanın en adi dili olduğunu bilirdi Anlaşılan ki felsefeye, bilime, din hadisileri'ne kötü insanlar Ya özel sektör oluyor ya siyaset İşte bu yüzden ki Semavi dini inançların hiçbirinin Öte dünya'sında Ne özel sektör vardır ne siyaset Demek ki henüz insanlıkta sağ beyin ile sol beyin uyumu yok Yani burada başka konuşuluyor orada başka, şurada başka Siyasette herşeyin sahtesi, çakması olur; gerçeği, doğrusu değil Buyüzden Semavi dini inançların cehennemleri önce siyasetçilere Ve hükümdarlara açıktır Sonra özel sektöre Çünkü dinsizler için 'Dinsizler ancak en azından insancalar Ve insancıllar' denilecek Hükümdara denilecek: 'Dünyada ne yaptın?' 'Bol bol astım kestim, başkalarının vatanlarını işgal ettim' diyecek Özel sektöre denilecek: 'Dünyada ne yaptın?' 'Bol bol para kazandım' diyecek Siyasetçiye denilecek: 'Dünyada ne yaptın? 'Bol bol yalan söyledim, hile yaptım' diyecek Kuşkusuz ki bunların dinde yeri yoktur Atatürk ne hükümdardı ne hükümdar savunucusu, hükümdar sevicisi Ne özel sektör ne siyasetçi Ancak O'nun da dört tane en büyük yanlışı 1- Türkiye'yi felsefeye, bilime, düşünürlüğe(filozofluğa), alimliğe, alimeliğe Bilgeliğe değil de gençliğe emanet etmesiydi 2- Gençleri de felsefeye, bilime, düşünürlüğe, alimliğe, alimeliğe Bilgeliğe değil de öğretmenlere emanet etmesiydi 3- Özel sektör denilen cehalete, nefse, asalaklığa güvenmesiydi 4- Avrupa'ya nisbet olsun diye mayo gibi dine aykırılığa ve dine aykırı kültüre Sigara ve içki gibi bilime, sağlığa aykırı kültüre izin vermesiydi Oysa Batı ile nesnede, nicelikte, bedende değil felsefede, bilimde ve dini tanımlayan Din hadisileri'nde, beyinde, ruhta, kişilikte, doğrulukta yarışmak gerekirdi Bir önder, lider felsefeye, bilime, Din hadisileri'ne ne kadar bağlıysa Ve hem toplumundan hem de insanlıktan ne kadar ileride, önde ise O kadar büyük, gerçek, doğru, iyi önder, lider olur Ve Atatürk sonrası Milli eğitim bakanı Hasan Ali Yücel Atatürk'ün bu dört büyük yanlışını düzeltmeye çalışmak yerine Sanki bir medeniyet, medenilik, haltmış gibi Avrupa kılasikleri(klasikleri) denilen Kitapları harıl harıl, haldır haldır Türkçeye çevirtti, Türkiye'ye doldurdu Ve Türklerin en büyük yanlışı, zaafı olan Yabancı hayranlığı'nı daha da pompaladı Ve Atatürk'ün yanlışlarının daha da yerleşmesine, büyümesine Ve sonunda Atatürk'e, demokrasiye, laikliğe, felsefeye, bilime Din hadisileri'ne aykırı bugünlere gelinmesinde en büyük neden oldu İnsan kendi tarlasından bile sebzeyi aldığında yıkar, işler Olduğu gibi sofraya getirmez Bence Chp Altı ok yerine bu beş yanlışı simgeleyen Beş ok kullansın ki neye karşı çalışması, savaşması gerektiğini hep anlamakta olsun İşte bunu anladığında hem iktidar olur hem de kalıcı iktidar olur Hem de doğru iktidar olur, 'Seni' hasret anlamında 'özledim' diyemem Çünkü hep özümdesin Belki biraz unuttum Çünkü hiç olmayacak bir umuttasın Gülerek ya da hüzünsüz mutlu olduğumuz konularımız Gerçekte hüzünlü mutluluklarımızda olduğumuzdan daha zayıf olduğumuz yerlerdir Ancak olsun çünkü zayıflık, çaresizlik Barbar, vahşi, insanlıkdışı güçlülüğe göre medeniliktir, 'Başlamak için en uygun zamanı beklersen hiç başlamayabilirsin Şimdi başla, şu anda bulunduğun yerden, elindekilerle başla' Demiş Aldous Huxley Nedir bu başlamak, eylem, somutluk, nicellik, tikellik bağımlılığı, zaafı, tabusu Takıntısı, esirliği, köleliği, uşaklığı Anlamamış ki en doğru başlamak yalnızca en doğru başlamaktır Anlamamış ki başlamak değil gerçekler ve doğrular önemlidir Bunları da yalnızca felsefe, bilim ve Din hadisileri öğretir Bazan başlamamakla ulaşılacak şeyler Başlamakla ulaşılacak şeylerden daha büyüktür, daha üstündür 'Keşke yapmasaydım, çok daha doğru, çok daha iyi olacaktı' sözü de bunu anlatır zaten. Necdet Gürçiftçi İnternette yayınlandığı zaman: 28.3.18/12.04
Kapat/(ESC)
Yorum Düzenleme

Yeni Üyeler

  • ademtok
  • mimu
  • kartanesimKar
  • Ebuelfiya
  • Efeefe
Kapat/(ESC)
Tavsiye
Adınız:
Sizin eposta adresiniz:
Alıcının eposta adresi:
Mesajınız:
Doğrulama Kodu:
captcha refresh
Kapat/(ESC)
İletişim
Adınız:
Eposta adresiniz:
Mesajınız:
Doğrulama Kodu:
captcha refresh
Kapat/(ESC)
Rastgele Şiir