Bir serçenin doğduğu gün
Kartalın vebali üstünde
Acıklı bir başlangıç hikayesi
Ve zar atılıyor
Kader kurbanı
Sıradaki parçaları dinlemek zorunda kulaklar
Ses telleri buz yorgunu
Bir kelime etmeye gerek yok
Hayat söylüyor türküsünü
Cümle cümle dörtlük dörtlük
Ömrümün nakaratına yakalanmışsın
Bu ne ıslaklık bu ne yorgunluk
Gözlerim tül pembe
Yaşlarımda sen olgunluk
Diyelim ki küçük bir çocuğun elma şekerisin
Ama acısın sertsin boyalısın
Merdivenin son basamağısın
Bitmeyen bitse de gitsek diyenisin
Bu sık ağaçlarda yağmursun
Islatamayansın yağsanda
Evet bir yağmursun
Akamayansın dolsan da
Ömür sadaka kesem dolmazsa
Bir ekmek parçasının beyazı kadar doldurmaca
Bastırma küçülür sıkılaşsa da
Tadı çıkmaz tadı kalmaz
Adım çıksın canım çıksın
Gidelim birlikte
Cennete veyahut cehenneme
tadı çıksın çıkmazsa da acı çıksın
Bağa bakarsan olur mu daha bağ
Bağa baka baka olur mu bir bağ
Kovalar mı melek oyundan kaçsam
O kovalasa ben kaçsam son oyunu oynasak
Burnumda yeşil kokusu
Gözlerim çay demler
Ağzım ıhlamur söyler
Beynim hiç tatmin olmaz
Odamda bulduğum mavi kağıt sarı kalem
Yazılarım yeşil yemyeşil
Bu maçta kaçıncı devre bilmem
Havlular havlular havluyorlar
Taner Çelik