En Yeni Şiirler
Ey GönülEy Gönül
Nasıl oluyor bütün bunlar?
Bu gözyaşı, dudak hasreti,
Bu ses titremesi, dil tutulması,
Ruhun gıdası, gönül hanesi?
Gözümden akanlar toplanır mı,
Gönülden akanlar gibi?
Tahayyül ettiklerim birikir mi,
Unutulmaya yüz tutmuş
Akılda kalan anılar gibi?
Nasıl oluyor bütün bunlar?
Dilimdekilerin gönlünden gelmesi,
Gönlümdekilerin ruhundan düşmesi,
İçimin 'Gül' çehrenden mülhem olması...
Dilimden dökülenler toplanır mı,
Kalemimden akanlar gibi?
Bu bağışlanma büyür mü,
İçini şiir gibi doldurup taşıran,
Bu minnet ve hürmet gibi?
Ey Gönül,
Nasıl oluyor bütün bunlar?
Şu gökyüzü senden habersiz mi?
Şu bulutlar yârimden selam
Doğan güneş o ay yüzünden nur mu getirir?
İftarı geldi şiir orucumun,
Bendi yok oldu çığlığımın.
Gayrı hep olduğu gibi,
İçim sen, dışım sen;
Kılıcım sen, kalemim SEN.
Yazar: 1mücâdil
FAİZ YİYENFaiz emeği zayi eder,
Orta direği fakir eder,
Fakirleri ezer geçer,
Faiz yiyen, kahır çeker.
Zenginleri asi yapar,
Hadsizleri fena çarpar,
Cehenneme yollar açar,
Faiz yiyen, azaplar çeker.
Yazar: CECO
GELİN GELİYORBeşi bir yerde beş ister alacaksın,
Modaya uygun eşyalar alacaksın,
Zorlanırsan kredi, taksit alacaksın,
Gelin geliyor, Güler misin? Ağlar mısın?
Edepli olduğunu bilsen sevineceksin,
Kötü huylu olduğunu bilsen istemezsin,
Hayırlı mı, şerli mi yaşamadan bilemezsin,
Gelin geliyor, dizini dövmeye hazır mısın?
Bereketi unut, borçlara dalacaksın,
Dostlukları unut, düşmanlar kazanacaksın,
Hayırları unut, her şeye evet diyeceksin,
Gelin geliyor, sabır, azim bilir misin?
Yazar: CECO
Aşkın Ateşinde Bir MumAşkın Ateşinde Bir Mum
Gözlerimde bir yanılsama var;
maviyle yeşilin arasında asılı duran o sessiz boşluk,
ruhumun derininde beyaz benekli bir orkide gibi
kendi ışığını arıyor.
Gözlerim gördüğünü unutmuş belki,
ama ruhum?evet, o en kör yanım?
sana doğru yürümekten vazgeçmiyor,
sessizliğin içindeki tek canlı tanığıyla birlikte.
İçimde geniş bir alan açıldı;
senin varlığınla dolabilir,
yokluğunla yankılanabilir.
O görünmeyen boşluğa
?sensizliğin alanı? dedim.
Yarın da aynı adı taşıyacak,
öbür gün de?
Belki de sonsuzluğun
kendi kalbini duyduğu ilk an böyle başlıyor.
Rüzgârın garip hallerini gördüm;
yüzüme işlediği izler
kuruyan yaprakların damarlarına benziyor.
Yüreğimde siyah bir salıncak var hâlâ,
mavi gözlü bir çocuk sallanıyor üzerinde?
kalbi dev bir evren,
bedeni büyüyüşün eşiğinde duran bir yetişkin.
Az sonra aşkın ateşiyle
ruhumun karanlık kıvrımlarında bir mum yakacağım.
Mürekkep yükselecek içimden
ve seni yazacağım
her göğün, her zamanın altına.
Yüzlerin solgun hafızasında
saltanatlar devireceğim;
çünkü geçmiş, kırık cam parçalarıyla
hâlâ yürümeye çalışıyor hayallerimin üstünde.
Aşk bazen çılgın bir nehirde durgunlaşır,
bazen okyanusun kendine bile ağır gelen coşkusudur.
Bir matem gibi çöker sofralara,
ama yine de yüreğin içinde
dört yöne aynı anda savuran o fırtınayı doğurur.
Ne çok beklemiştim,
kapkara kitapların içindeki düşlerin uyanmasını;
umutsuz hayallerin umuda tutunmasını.
Gecenin gündüze erdiği o anı,
çirkin simgelerin güzelleriyle yer değiştirdiği zamanı.
Ateş böceklerinin ışığıyla başlayan baharı,
sümbüllerin gül kokulu nefesini.
Neden varım?
Varken neden yokum bazen?
Yok oluşumun şüphesi
neden bu kadar gerçek ses verir içimde?
Belki kötü sandıklarım iyiydi,
iyi sandıklarım kötüydü?
kim bilir?
Soru işaretlerim birbirini büyütüyor hâlâ.
Bu şiiri aşkın ateşine emanet etmiştim;
seni yazacaktım
harf harf, gül gül, dal dal.
Geçmişine, bugününe, yarınına
mürekkeple dokunacaktım;
kötülüklerin saklandığı yerlere inip
yüreğine suskun bir öpücük bırakacaktım.
Aşk hem yakıcı hem güzel;
bulutların üstünde taşınan gizli bir enerji.
Mavilikler senin,
okyanuslar seni uzaktan dinler.
Gözlerinin içindeki gökkuşağı,
kızıl saçlarındaki soyluluk,
gülüşündeki ilkbahar?
hepsi birleşip ?aşk? olur bir anda.
Ben bu ateşi
hem acısıyla hem huzuruyla taşıyorum;
içimde ağır ağır büyüyen
güvenli bir alev gibi.
Dün de, bugün de, ey yüreğim?
susma.
Aşkını haykır.
Zamanı, mekânı, kuralı hiçe say;
deli bir rüzgâr gibi savur kara bulutları.
Kötülükleri yut,
içinde boğ onları.
Üzerine bir avuç ışık serp.
Ve bırak herkes görsün
bu güzelliği?
yaşasın.
Yazar: Serdaryusuf
Sensizliğe fısıltıSensiz olmuyor
Dinlenmiyor gönül nağmelerin
Sarmaş dolaş olamıyorum
ilahi meşkinle
Sensiz olmuyor
Kırleniyor bedenim
Kararıyor yüreğim
Seni ve yağmurun ruhumu temizliyor
Rahmet ışıklarıyla
Sensiz olmuyor
hep cinayet işliyor
Katil oluyor aklım fikrim
Senin dokunuşunla
düzeliyor yolum yordamım
Sensiz olmuyor
Açmıyor gül bahçemde
yürek sevgilerim kokusunu saçıp
kuş gibi hafilemek
ve hafifleyip ölmek
kalabalık içinen beni çekip almak imanla
Sensiz olmuyor yaşam biçimim.
Yazar: 01usta
En Yeni Düz Yazılar
Asılsız Kurgu 3Devranı asırların asırlarından dokuzuncusunun son çeyreğinde onuncusunun başlamasına bir çeyrek kala Devri devranın dünlerinden dünlerinin dününün dününde Davarlarıyla dağlardan düzlüklere dönen dünyanın döngüsündeki değerlerde değerleriyle dengelenerek dengede duran durduğu durumu dengeli dertleri dolu dolu dopdolu dolsa da doğru doğasının doğrultusunda dertlenmeden denge düzenini dargınlaşıp dağıtmadan doğasından dolayı dengeleyip dengede durgunlaştırarak denge düzeninde durduran durdurduğu durumda da denge düzenini darmadağın dağıtmadan durgun durumuyla duran
Keçi kervancısı kervancı kadir köylerinde kendilerini kervanıyla beş on günlüğüne konaklatacak bir köy arıyormuş Birbirine yakın olan dört beş köyden köyün birinde Yıllardır yad ellerde yabancı yabancı yalnız yaşayan yalnızlığın yarattığı yılgınlığın yıpranmışlığından yorulan yorgunluğun yavaşlattığı yaşamında yavaş yavaş yürüyerek yaşayan yaşamı yokuşlu yufka yürekli yakası yırtık yoksul yakubun yakınlarından yuvası yıkık yüreği yanık yılmazın yengesi yorğancı yaseminin yanındaki yorgan yamayıcısı Yusuf köylerin birinden aldığı siparişi bitirmiş sahibine teslim etmeye götürüyormuş giderken yolda Keçi kervancısı kervancı kadirle karşılaşıyor bir birlerine selam veriyorlar kervancı kadir diyoki arkadaş biraz eğlenirsen bi şey soracam diyo yorgan yamayıcısı yusuf da olur bende biraz dinlenmiş olurum diyo yamadığı yorganları bir kenara bırakıyo buyur diyo Keçi kervancısı kadir diyo ki ben kervancıyım kervanımla beş on günlüğüne konaklaya bilecem bir köy arıyom bana yardımcı olacak köy bulabilirmiyim acaba diyo Yorgan yamayıcısı yusuf diyo ki şu ilerdeki köy bizim köy oraya var mıktarı bul onan konuş yardımcı olur diyo Keçi kervancısı kadir tamam sağol diyo yorgan yamayıcısı yusuf sende sağol diyo yorganları omzuna alıp tekrar yola koyuluyo Keçi kervancısı kadirde o köye varıyo Mıktarı buluyo mıktara durumunu anlatıyo mıktarda diyo ki azalara haber salamda gelsinler bi konuşak bakam diyo azalara haber salıyo azalar geliyo mıktar durumu azalara anlatıyo azalarla mıktar köylülerede sormaya karar veriyorlar köylülerde soruyorlar keçi kervancısı kadirin kervanıyla köylerinin kenarındaki kırda beş on günlüğüne konaklamasını kabullenmeyi kararlaştırıyorlar keçi kervancısı kadire tamam konaklayabiliniz diyolar
Keçi kervancısı kervancı kadir buna çok seviniyo hemen gidiyo kervandakilere haber veriyo kervandakilerde çok seviniyo hemen kervanı o köyün kenarındaki kıra getirip denkleri indirip konaklıyorlar Kervancı kadir kervandakilere diyo ki köylülerin köylerinin kenarındaki kırda konaklamamızın kabullenilmesine karşın kırk keçi kesip kazanlarda kaynatarak köylülerin kaplarına kepçe kepçe koyarak kıyak yapak eyi olmazmı ne diyonuz diyo kervandakilerde çok eyi olur tamam diyolar
Keçi kervancısı kervancı kadir köylülerin köylerinin kenarındaki kırda kervanının konaklamasını kabullenen köylülerin kabullenmesine karşı kıl kuyruk keçilerinin kırkını kestirerek kazanlarda kaynattırıp kepçe kepçe köylülerin kaplarına koydutturuyo köylüler keçi kervancısı kervancı kadirin kalenderliğini keçi kervancısı kervancı kadirle kervandakilere köyün kavesinde kave kaynatarak karşılıyorlar konuşarakda kaynaşıyorlar kaynaşıncada keçi kervancısı kervancı kadir karşılıklı konuştuk konuşuncada kardeş gibi kaynaştık keşke karakış kalkana kadar köyünüzün kenarındaki kırda kalsaydık ne iyi olurdu çünkü sizler çok iyi insanlarsınız diyo köylülerde düşünüyolar kara kış kalkana kadar keçi kervancısı kervancı kadirin kervanıyla köylerinin kenarındaki kırda kalmasına kabul kararında karar kılıyorlar keçi kervancısı kervancı kadire kalmak istiyorsanız kalın sizde çok iyi insanlarsınız diyo keçi kervancısı kervancı kadirde kervandakilerde çok seviniyor keçi kervancısı kervancı kadirle kervandakiler köylerinin kenarındaki kırda kara kış kalkana kadar kalmalarının kararını kabullenen köylülere kıl kuyruk keçi kaburgasından közleme kuyruğundan da kuyruk kavurmasıyla kıyak kararında karar kılıyorlar köylülere kararlaştırıp kabullendikleri kararlarını bildiriyorlar köylülerde kervancıların kararına çok seviniyo
Bu arada aldığı siparşleri teslim eden Yıllardır yad ellerde yabancı yabancı yalnız yaşayan yalnızlığın yarattığı yılgınlığın yıpranmışlığından yorulan yorgunluğun yavaşlattığı yaşamında yavaş yavaş yürüyerek yaşayan yaşamı yokuşlu yufka yürekli yakası yırtık yoksul yakubun yakınlarından yuvası yıkık yüreği yanık yılmazın yengesi yorgancı yaseminin yanındaki yorgan yamayıcısı yusuf geliyo bakıyoki kervancılarla köylüler hep bir arada selam veriyo köylülerde kervancılarda Aleykümselam diyo sona keçi kervancısı kervancı kadire diyoki arkadaş durumunu mıktarımıza anlattınmı diyo keçi kervancısı kervancı kadir anlattım çok sağol kabul ettiler diyo mıktar diyoki siz birbirinizi tanıyonuzmu diyo keçi kervancısı kervancı kadir yolda karşılaştıydık konaklayabilecemiz köy ardığımı söledidim oda bu köyden oldunu söledi var mıktarla konuş yardımcı olur deyip beni burya gönderdidi diyo mıktarda ha tamam diyo sona Yıllardır yad ellerde yabancı yabancı yalnız yaşayan yalnızlığın yarattığı yılgınlığın yıpranmışlığından yorulan yorgunluğun yavaşlattığı yaşamında yavaş yavaş yürüyerek yaşayan yaşamı yokuşlu yufka yürekli yakası yırtık yoksul yakubun yakınlarından yuvası yıkık yüreği yanık yılmazın yengesi yorgancı yaseminin yanındaki yorgan yamayıcısı yusufa da karşılıklı aldıkları kararları anlatıyorlar oda alınan bu kararlara çok çok seviniyo
Kölecioğlu naçizane diyor ki her ne kadar aslı olmayan asılsız bir kurgu olsa da olabilirliği imkan dahilinde duygusu güzel asılsız aslı mümkün kurgu helede kaburganın közlemesi kuyruğun kavurması soğuk kış günlerinde sıcacık ocak başında
Ahmet kölecioğlu 2025
Yazar: Kölecioğlu
MÜSLÜMAN KADINLAR HEDEF...Kadınlar kadınlar çoğu zaman güzel, süslü, hileli kelimelere aldanmışlar, sonra ömür boyu pişmanlıklar yaşamışlar. Kimi zaman Ana olmuş saygı görmüş, uğruna insanlar bir birini öldürmüş. Kimi zaman şehvet avcılarına av olmuşlar. Hala akıllanmamak için sanki direnirler. Şeytani tuzakları düşerler.
İslamın kadına verdiği değeri dünyada hiçbir beşeri kanun vermemiştir. Kadınların bu dine sakı sıkıya sarılmaları gerekirken. Tam tersi yapılıyor ve kadınlar eziliyor, aşağılanıyor. Üstelik gerçekte kendilerini aşağılayanların, süslü oyunlarına gelip onlara hizmet etmeyi, görev sayıyorlar. Kadın hakları, pozitif ayrımcılık, İstanbul sözleşmesi kadınlara zulümleri hep arttırdı. Haklar dedikleri hep iblisin tuzakları oldu. Haklar huzur yerine zulümleri arttırdı. Kadın hakları erkekleri kadınlardan soğuttu, dönmeler türedi, birde onlara haklar isteniyor. Buna en çok kadınların karşı çıkması gerekirken, destek olanların sesi daha çok çıkıyor. Müslüman kadın ana adayıdır, cennetler onların ayakları altındadır, diyen dine ihanet, cehennemlere koş diyenlere rağbet neden anlamak çok zor. İblise tapan hahamlar iblisten aldıkları emirleri uygularlar. Emirlerin çoğu kadınlar üzerine, Kadınları aldatmak daha kolaylarına geliyor. Merhamet adil olmayınca şeytani tuzakların yemi oluyor. Ne oldu bize diyenler diziler, filmler, reklamlar, her yerde kadınların cinselliği üzerine oyunlar. Kadınların babaları, kocaları sus pus. Film izleye izleye gavur filmlerine döndü hayatımız. Rezillikleri marifet sayın, algılarla dediler, herkesler yedi, okumak yok, düşünmek yok. Para kazanmak, kötü günleri düşünmek yok, helal yok, haramlar çok. Helal, haram o kadar basitleştirildi ki sanki arada bir fark yok. Oysa dermen ile zehir arasındaki farktan daha önemli? Helal kalbi, ruhu güzelleştirir besler, haramlar kalbi ve ruhu kirletir, zehirler.. Japon bilimcileri Besmelenin önemini araştırmışlar, su içerken besmeleyi okumuşlar ve incelemişler Besmele çekilen suyun kimyasında değişikliklere hayret etmişler. Bu bilim insanlarının bazıları araştırmalarını sürdürmüş sonunda Müslüman olmuşlar. Müslüman olan yabancı ülke vatandaşları araştırıyor, inceliyor. Müslüman oluyor bizdekiler, dinden uzaklaşıyor. İnsanlar elindekinin kıymetini bilmemede çok ısrarcı ne yazık ki. Biraz araştırınca öğrendik ki bize iblisin ve maşası hahamların oyunları çok uzun sürelerde hazırlanmış. Münafıklar aramıza Müslüman diye yerleştirilmiş. Planlı projeli. Kötülüğün, şeytani ilimlerin alimi, iblis ve fıs fısladığı hahamlar.. Onlarda bir maske bulmuşlar papaya söyletmişler. İblis insan kılığında ve aramızda yaşıyor demiş.. Papazlar zavallı durumlardalar, yaptıkları sapıklıklar başlarına hahamları sahip yaptı, şantaj, montaj, papalık, sahte imamlık yap.? Evet kadınlara Analığı hamallık, çalışmayı kariyer, özgürlük sandırır, kullanırlar her alanda hiç acımadan. Bazı koca bozuntularının da hoşuna gidiyor, yüküm azalıyor sanıyor. Evet dünyadaki yükünü kadın taşıyor ama cehennem azaplarını arttırıyor. Terazi iki kefelidir. Bir +, bir - ey insanlar düşünmez misiniz? Biz sizi hayvanlardan üstün yarattık, siz ise hayvanlaşmak için helak olan lut kavmine, Lanetlenmiş Yahudilere, gavurlara benzemeye çalışıyorsunuz. Bakıyorsun kocaman kocaman okumuş sözde insanlar yanlarında itlerle geziyorlar, kendilerine medeni diyorlar. Bana arkadaşını söyle sana kim olduğunu söyleyelim.. İnsan hayvan besler ama arkadaş olmak ne? Edepsizce şeyler ne.. Kadın almış köpeği sabah gezintisine gidiyor. Koca istemez it ister. Erkeklerinde kadın istemezi it isteyeni arttıkça artıyor. Almanlar, Fransızlar, Hollandalılar gibi ülkelerde coronadan çok yaşlı ölmüş, Fabrikaları itlere kalmış. Devletler krizde olunca ne olacak, uyut itleri, zehirle paralar devlete gavur yapmaz mı? Para için yapmayacakları yok. Sonra ne oldu. Kurulan it maması fabrikalarını kurtarmak, it mamalarını bizim cahil insanlarımıza kakala, hayvan hakları, sanki it hakları başka hayvan yok. Başta it hakları.. it iti sever. Herkes hak ettiğini sever. Kızanlar varsa su içsin. Dinimiz öyle der. Biz insanları bir birleriyle kaynaşsınlar diye yarattık der. İtlerle, maymunlarla, domuzlarla kaynaşsınlar diye denmemiş. Kadınların ve ana-babalarının, kocaların tüm insanların bir birlerine sahip çıkmaları gerek. Yoksa İblise tapan Tevratı değiştirip, kendilerine uyduran Yahudi Hahamlara köle olursunuz. Kadın toprak anadır. Nesillerin çoğalmasının ana kaynağıdır. Hesap günü Kadınlığının gereğini sorarlar. Erkeklere de kadınlarınıza neden dini çerçevede davranmadınız diye sorulur. Bilmemek mazeret değil, Kur-an-ı Kerim var. Sünnetler var. Din adamları var. Bankadan cehenneme bilet alırken kırk banka gezmek zor gelmiyor. Dinini öğrenmek zor geliyor.. İblisin, nefsinin işi o. Sen Müslümanlığını iyi öğrenmekle mükellefsin Müslümanım, diyenler, insanım diyenler.. İnsanlar hesap verir hayvanlar vermez. Ama hayvanlarla yaşayarak, sorumluktan kaçılmıyor. Mecburiyetten çalışan kadınlar hariç, hava olsun, kariyer olsun diye çalışmanın bedeli var. İmanlı analık, babalık cennetlere gider. Kadın-erkek düşman değil, iki yarımın bir olmasıdır. Bekarlık eksikliktir. Evlilikle tam bir olur. Dikensiz gül olmaz, Hayat sınav. Kadın erkek karma çalışmak iki taraf içinde sıkıntılı, günahların çok arttırıldığı ortamlardır. Bir zamanlar İstanbul Hava limanı yolunda bekliyoruz. Yağmurdan dolayı yollar tıkalı araçlar adım,adım ilerliyor, Yürüyen bir kişi ne kadar lüx araç varsa sollar, araç değil kaplumbağa yolu. Neyse Vatandaşın biri bize seslendi nereye falan havaalanı ise gelin bizde oraya gidiyoruz. Sizi de dış hatlara bırakırız. Biraz ısrar, bindik biraz lüx araca belli ki beyimizin durumu iyi selam, hoş beş, ne iş falan. Geldi derdine, Benim dedi hostes bir nişanlım var. Pilotlar rahatsız ediyorlarmış. Nasıl yani dedik, Biliyoruz az çok bizde orada çalışıyoruz, konu net olsun diye sorduk. İşte, bizimle uçacaksan yurt dışına bizim istediklerimize evet diyeceksin. Orada otelde bir gece kalıp geri dönüyorlarmış. O da kabul etmeyince yurt dışına uçamıyormuş. Bizde çalışmasın o zaman dedik. Oda evleninceye kadar çalışmak istiyor. Adam mütait para var, eşini boşamış, daha genç birini alacak. Biz de o konuları duyarız zorlama yok, çalışmasınlar sanki çok önemli iş, çay, içki, su dağıtıyorlar. Sanki hayati iş, adı havalı, içi boş işler, hostes, host ne enteresan işler. Çaycı desen kızarlar. Millet hava manyağı olmuş. Adam zengin gel çalışma diyor, evlenelim ben sana bakarım yok olmaz. Ayaklarının üstüne duracakmış. Sanki diğer insanlar elleri üstüne duruyor. Kadın erkek bir arada olmuyor. Sıkıntılar artıyor. Ah haddimizi, bir bilsek, işler çok düzelecek ama yok, nefis, iblis, hahamlar durmaz. Alile olmak, çocuklarını güzel insanlar olarak yetiştirmekten kutsal ne iş olabilir? Yok. İlle İblise uyacam cehennemlerde yanacam, maaşın yarısını sigara, kuaför, boya-cila, gitti onca para haramlara, yazık ne diyelim, Kendini çevresini aldatmayan insanların sayıları bereketlensin, cennetlerin talibi çok olsun dileğimiz. Ama maalesef cehennemlerin talibi çok görünürde, Her şeyin en iyisini Yüce Yaradan bilir.. Kul olmak haddini, görevini bilmek, güzellikleri istemek, yapmak marifet, İblise Tapanlara köle olmak haddini aşmak, görevlerini unutmak, yapmamak, yalanlara, hilelere, zulümlere ortak olmak önce kendine sonra çevrene iki alem zarar
Kadın var, kulluğunu bilir, vatansever hayırlı evlatlar yetiştirir,Kadın var, kulluğunu bilmez, zalimlerin, hainlerin yetişmesine sebep olur. Kadına şiddeti yapanları da bir ana yetiştirmiştir. Hataları başka yerlerde değil, biraz kedimizde arayalım. İçkiye, kumara, sapık eğlencelere evet de sessiz kal, sonar şiddet görüyoruz. Kötülüklerin anası, babasının dostusun. Koruyucususun. Düşünmek, ibretler almak için düşünmek ibadet ve insan olanlar için bulunmaz nimet. Bilmezse kıymet, sonu eziyet?.
Yazar: CECO
HANGİ HAKLAR DAHA ÜSTÜNRahmani sınavda olan insan,
Tüm canlılardan sorumlu insan,
Kadın, Erkek düşman değil insan,
İman varsa karıncayı incitmez insan,
Hangi haklar daha üstün, bilmez mi insan.
Ormanlar yakılır, tüm canlılar ölür ses yok,
Develer, çok su tüketir diye öldürülür ses yok,
Hayvanları eğlence için öldürenlere ses yok,
Gücü yeden yetene, şeytani kanunlara ses yok,
Hangi haklar daha üstün, bilmez mi insan.
Aciz, zavallı insanlar, üstünlük taslayarak kendi acizliklerini gösterdiklerinin farkında değiller. Bizim dinimizde üstünlük takva ile namazla başlar, paylaşımcılıkla, korumacılıkla devam eder.
Bu dünyada iki gruptan birine ait olama çabası vardır. Habiller-Kabiller. İyiler-kötüler, Müslümanlar ve Müslüman olmayanlar var. Ezelden ebede mücadele hak ve gerçek, bunun aksi asla olmaz. Barış bu dünyada asla yok. Barış cennetlerde sonsuz ödül, kulluğunu yerine getirenlere. Azaplar cehennemler de sonsuz kulluğunu yerine getirmeyenlere, iblise ve ona tapanlara uyanlara. Haklar haklar onun hakları bunun hakları, bize göre boş, oyalama taktik oyunları, iblise tapanların insanları bir biriyle sürekli savaştırıp insanların ve cennetliklerin sayılarını, azaltmak, cehennemliklerin sayılarını çoğaltmak. Amaç ya Rahmani ya da Şeytani! Amacı Rahmani olanların hayatları bir disiplindir, bir düzen, uyum, huzur içinde geçer, Amacı sadece ibadetlerini, iyiliklerini çoğaltıp, kötülükleri, yanlışları olduğunda hemen tövbe etmek, tekrar yapmamak. Rahmaniler yani Habillerin dünyanın hiçbir yerinde bir kimseye zararı dokunmaz. Habil olmayanlar, Habillere iftira atarak kendi seviyelerine indirmeye çalışırlar. İyi olmayı denemezler de, kötülüğe davette ısrar ederler, eziyet ederler. O yüzden Kabiller iblise, nefislerine uyarlar. İlimleri Şeytani olanların kötülükleri, hileleri, sinsilikleri, yalanları, soğukkanlılıkları, zekaları insanları çok şaşırtır. Oysa onların ilham kaynakları İblistir, şeytanlarıdır ve ruhunu şeytanlara satmışlardır. Öyle kötülükler yaparlar ki akıl almaz, vicdanlar dayanmaz. Ama onlara zevkli gelir, sevinirler, eğlenirler. Sadece bilmekle iş bitmiyor, İblis ilim yönünden bütün insanlardan karşılaştırılamayacak kadar üstündür. Üst akıl derler bizde ki, çok okumuş zekiler.. Akıl vicdana, edebe, imana danışarak iş yapar, sevaplara bakar. Zeka çıkara bakar, bencil, kindardır. Rahmaniler onlara göre zavallı, akılsızlardır. Şeytanilerin hiçbir kuralı, düzeni yoktur, karıştır, karıştır, düzensizliği, karanlığı severler. İnsan hakları, hayvan hakları, o haklar bu haklar, süslü maske, altından hep, tüm canlılara kötülük, zarar, ziyan, zulüm çıkar. Osmanlı Kuran-ı Kerimi Ana yasa, Sünnetleri kanun saymış yüz yıllarca hem osmanlı aleminde hem de dünyada adaletin savunucusu, adaletsizliklerin zulümlerin karşısında olmuştur. Bu yüzden dünya gaspçıları ve iş birlikçileri Osmanlıyı yıkmak için yüz yıllarca çalışmışlardır. Rahmani yolun yolcusu, savunucusu azdır. Cesaret, kararlılık, dayanıklılık, sabır ister. Masunlara, mazlumlara, tüm canlılara güzellikleri adaleti sunmak kolay değil. Mazlumların, masumların, yaşlıların, bitkilerin, hayvanların, canları kutsaldır. Maalesef zamanımızda insanlar bollukta, rahatlıkta, zevki sefada şımardılar, bencilleştiler, şeytanlaştılar, ben, ben, oldular, kindar oldular. Kadınlar analık istemez, erkekler babalık istemez, çocuklar, gençler ne isteğini bilemez. Kadın, Erkek çocuk istemez, köpek, kedi, kuş tüm hayanlar dan besler, beslediğini sanır. Beslediği hayvanların özelliklerini, yaşama şartlarının, özelliklerini bilmez, sağlık yönü düşünülmez, işimiz kopya, gösteriş, algılar bizi yönetir oldu. Düşünmek zahmet oluyor artık, rahatlık, rahatlık, sonu bataklık. Kadın veya erkek hiç fark etmiyor. Hayvandan da bir süre sonra bıkıyor. Kedi, köpek sokaklara atılıyor. Diğerleri ya satılıyor, ya da ormana, denize atılıyor. Acıma yok, vicdan yok, düşünmek yok. Sokağa atılan kedileri, köpekler parçalıyor. Köpekler sonra insanlara saldırıyor, parçalanan, sakat kalan insanlar, pisikolojisi bozulan insanlar. Bazıları hayvan düşmanı oluyor. Hayvanların kolunu kanadını kesiyor, acımıyor, intikam, intikam filmler algıları vermiş. Hayvan deyip geçilmez, insan deyip güvenilmez, iman, vicdan yoksa can emanet edilmez. Ailelerde köpek, kedi besleyenlerin çoğu okumuş cahil. Bazı ana babalar, çocukları hayvana emanet ediyor, sonra hayvanı çocuğa emanet ediyor. Ne kadar kolay, İnsan her yöne döner, hele iman yoksa çok çabuk döner. İnsanlıktan vahşiliğe döner. Sonuç derin mevzu. Çocuğun var, ama evdeki hayvanı ondan çok seviyorsun, çocuk kıskanır düşman olur. Çocuğunu seversin hayvan kıskanır, çocuğa olmadık şeyler yapar, sonra kendine düşman, tüm hayvanlara düşman sizin evden çıkar.. İş sana bile döner, algılar geliyor filmlerden, reklamlardan. Sapıklar, havyan, insan düşmanları, filmlerle, reklamlarla evinizde, cebinizde her yerde algılarla kendi düşmanlarımızı, bize besletiyorlar, bakımını yaptırıyorlar. Kendi düşmanını kendin beslersin, çok zeki geçinen insan. Bilgi ise sen kötülükte, iblisi asla geçemezsin. O insanları her türlü güder. Binlerce yıllık, bilgi, tecrübe birikimi var. Kuran-ı Kerimin 70.000 adet mealinden 40.000.adedini bilirmiş.. Kuran-ı Kerim deki bilgileri kopyalar, ters çevirir insanlara fısıldar. İslam imamı olduğunu sanırsın, İblisin imamlığını yaparsın. Fetullah Gülen, Adanan Oktar, Sistan i gibi. İblis bu en çok islam imamlarıyla ve namazlı Müslümanlarla uğraşır. Yüce Yaradana sığınmazsan, dinini iyi bilmezsen. Kulluğunu nereye yaptığını bilemezsin, acı söyleyen dostlarını üzmemeye özen göster. Onlar karanlık da sana ışık tutanlardır. Yalakalar sürekli seni övenler düşmanındır, dost sanırsın. Dostlar acıları da söyleyendir.
O haklar bu yaklar yok. Önce insan, önce imanlı, vicdanlı insan. Yoksa insanlık olamaz hiçbir sözde hakların bir önemi yok, zararları çok. Kadın hakları kadınlara zulümleri katladı, İnsan hakları, insanlara zulümleri katladı, açlıktan susuzluktan ölenler insan değil mi. Hani insan hakları göz boyama, kulaklara duyurma, vicdanları susturma, yalanları, hileleri örtme. Çocuk hakları on binlerce, yüz binlerce çok kayıp oluyor. Ses yok. Kadınlara neler yapılıyor neler. Feminist değilse kadın değil, Şeytani ilimlerden uzak, Rahmani ilimleri öğrenip yaşayan, yaşatacakları yetiştiren güzel gönüllü insanlardan olmaya azami gayreti gösterenlere selam olsun. Yüce Yaradan yardım etsin, Güzel gönüller, güzel gönüllülerin dualarındadır her daim, Yüce Yaradanın izniyle İNŞAÂLLAH.. Hayırlı, bereketli günleriniz daim olsun. Yalanlara uzak, Doğrulara yakın olun. Olun, ham olmayın, Pişmiş olun, düşünerek, tecrübelere danışarak iş yapın. Yanılgınız az, başarınız daha çok olur.
Yazar: CECO
HİÇE SAYILIR ?UMURSANMA...SİGARA PARASI
Biriktir ev, araba parası,
İstersen mutfak parası,
Evin yoksa kira parası,
Hiç görülen, Sigara parası.
Düşmana, silah parası,
Ele, yele gider parası,
Zehirleyin beni parası,
Hastalıklara davet parası,
Umursanmaz, sigara parası.
Kendimizi, ailemizi, çevremizi kirletiyoruz, zehirliyoruz, düşmanlarımızı sevindiriyoruz, dostlarımızı ve yakınlarımızı üzüyoruz. Hastalıkların babasıdır, biliyoruz, davet ediyoruz, dumanını yele veriyoruz. Zehrini biz alıyoruz, paramızı ele veriyoruz, külliyen zarar ediyoruz. Birde aklımızla, zekâmızla övünürüz. Oysa irademiz yerlerde sürünüyor.
Para deyip geçmek hatadır, hem de çok büyük hata. Aklını kullananlara köle olur, elinin kiri olur. Aklını kullanmayan zekâsı çok olanlar paraya köle, olurlar, para her şey sanırlar. Maalesef çok yanılırlar, ancak düşünce anlarlar. Sen onu elinin kiri yapmazsan, o senin başının tacı olur, başına bela olur. Seni köle yapar. Kimi zaman seni sigaraya, içkiye, modaya, zevki sefaya satar. Seni günahlara daldırır, cehennemlere yol aldırır. Yok! Sen onu elinin kiri yaparsan! O senin dostun olur, seni helallere, güzelliklere götürür. Seni mutluluklara, huzura ortak eder. İkisi de aynı paradır. Ancak birin de idare sende, diğerinde idare şeytanlarda, yanlış yolda. Çünkü akıl yok onda, bütün suç onu kullananda. Para benim, istediğim gibi kullanırım diyenlere çoğu zaman inanma! Şeytani algılar kötü şeylere yönlendirir insanları. Onlar ben yapıyorum sınır, yönlendirildiğinin farkına varmazlar. Bu tuzaktan daha kolay kurtulamazlar. Sigara içenleri görürsen, hemen sende yakarsın bir sigara. Yemek yiyenleri görürsün, aç olmasan biraz sonra açlık sissin canların, gidip yemek yersin. Hep öyle olmuyor mu? İnsanlar bildiklerini, gördüklerini isterler, hele tattıkları bağımlılık yapıyorsa, olur abone. İradeli, bilgili insanlar az olduğundan. Kimse onların yaptıklarını doğru bulmaz. Toplumumuzda çoğunluk, yani her kes yapıyorsa doğrudur, yanlış inancı var. Bir türlü atamadık üzerimizden. Oysa akıllı, iradeli azınlıklar, dediğimiz kişiler, hep çoğunluğu, yönetir, yönlendirir, kullanır. O kişilerin insafına kendimizi teslim ettiğimizi kimse kabullenmez. Sigara sağlığımıza, bilindiğinden çok daha zararlı, çoğu kişi bilir, okumuşu, yazmışı, prof'ü Doktoru ama hepsi kullanır. Bilerek kendine, çevresine hastalıkları çağırır. Demek ki sadece zeki olmak, bilmek yetmiyor. İrade, sabır, sağlam inanç gerek. Sağlığının değerini bilmeyenlerden uzak durmak şart olmuş. Aynı ortamlarda bulunduğunuz kişiler varlıklar sizi etkiler, yönlendirir. Bedeni sağlıklı olmayanların, ruh sağlıkları bir süre sonra bozuluyor.. Güzel davranışları olan, sağlığının değerini bilen dostlar edinin. İnsanlar açız, açız derler, ailede sigara içmeyen yok. Aylık gider, mutfak masraflarını aşar. Ama insanlar zararlı alışkanlıklarını terk etmek yerine onu, zorunlu çok zorunlu ihtiyaç görür. Zarar ortada, hastalar hastanelerde. Birde ölünce ahirette verilecek hesap en önemlisi. Düşünen nerede?
Değerimizi yükseltmek, düşürmek bizim irademizde. Onu kayıp eden her şeyini kayıp eder? Kendisine değer vermeyenlere esir eder.. Disiplinli, iradeli, sağlığa düşkün dostlarınız bereketli olsun, Düzensiz, iradesiz, sağlığını umursamayan insanlar size, bize uzak olsun.. Gidişat diyor ki sigara ve diğer kötü alışkanlıkları olanları kötü günler bekliyor. Uyanık iş insanları böyle kişilerle çalışmak istemeyeceklerdir. Onlarda biliyorlar ki kendisini düşünmeyenlerden kimseye fayda gelmez, zarar çok. Hastalanır sık sık, işten kaytarır her an, tembel olurlar, kimseler onları çalıştırmak istemez. Hayırlı güzel günler için güzel davranışlarda olan günlerimiz bereketli olsun.
Yazar: CECO
BİR MASON'UN İTİRAFLARI...1-Müslümanların her şeyini bozduk, yok ettik deniyor. Doğru mu? Evet çok doğru hem de. Merhum Abdülhamit Han Padişahımızın cenaze namazını bir Mason (Musa Kazım Efendi) kıldırmış.(Ahmet ŞİMŞİRGİL), Diyanet İşleri Başkanı Haham( Rıfat Börekçi) olursa, dinimiz bize yanlış öğretilmiş, Müslümanlar yerine, Münafıklar yetiştirilmiş demektir. Şimdilerde hala onlar mevcut, hadisleri inkar, Bazı Ayetlerin haşa hükmünün zamanı geçmiş diyen. Sözde ilahiyat hocaları bunları söylemekten çekinmiyor. Millet aldatılmış, hangi konu doğru, hangisi yanlış anlamak zorlaştırılmış. İslami olmayan cümleler üretilmiş, Her koyun kendi bacağından asılır?Komşusu açken tok yatan bizden değildir. Hadisine ters değil mi? Helalin yeri başka, haramın yeri başka. Nasıl başka mide bir, boğaz bir, çene bir, nerede ayrılıyor. Kazanırken başlıyor tabii ki. Yok öyle haramın yeri ayrı, helalin yeri ayrı yok öyle bir Müslümanlık. Haramları ye, yarım yamalak abdest, acele namaz, yalan, hile Münafıklık alametleri. Aramıza özellikle yerleştirilmiş hainler, haramları överler, ecdatlarımıza gerici derler.
2-Dini inançları, dine bağlılıkları ve insani duyguları yok oldu, deniyor. Soruyorlar sosyal medyada bazen denk geliyoruz. Müslüman mısınız diye soruyorlar. Evet diyen nadir, Elhamdülillah diyen çok az, cevap vermek istemeyenler çok. Namaz kılıyor musunuz diye sorulunca, ibre iyice dibe vuruyor. Kilise kültürü yerleştirilmiş. Kılıyorum diyenlerin çoğu, bayram namazlarını biliyor. Bayramdan bayrama bayram namazı, Cumadan, cumaya gidenler kilise usulüne uydurulmuşlar. Pazardan pazara kiliseye gitmek gibi ? Papazların sapıklıklarının çoğalmasından dolayı kiliselerde kapanıyor, satılıyor. Müslümanlarda kiliseyi alıp, camiye çeviriyorlar. Onlarda kuduruyorlar. İşler ters döndü diye?. Bizde mirasçı dinini bilmeyen Müslümanlar, Avrupa da araştırıp Müslüman olanlar.. Miras bizde hep sıkıntı kan dökülüyor. Dini bilgi de ona göre yarım yamalak. Masonlar işlerini yapmışlar yani. İnsani duygularda eskiye nazaran azalmaya devam diyor bize göre. Ama o konuda Dünyada birinciyiz gerilememize rağmen?..
3- Onların milli ve manevi değerlerini, Batı medeniyeti potasında eriterek kendimize benzettik diyorlar. O konuda Filmler, diziler, çizgi filmler, reklamlar, gazeteler cehennemlikleri arttırmak için, aldıkları paralara göre iyi çalışıyorlar. Paraları bizden alıp bize dağıtıyorlar. İblise tapanlardan para çıkmıyor. Yani, faiz, Kumar, içki, barlar, povyonlar, şehvet pazarları, parası bol haramların patronları, onlar Dünyanın her yerinde onlar patron.. Dünyayı önler yönetir, Zavallı halklarda oy vererek istediklerini seçtiklerini sanırlar. Sözde çok okumuşlar, Profler, Doçentler kimler kimler. Evet insanlar bilmediklerinin cahilidirler. Dini, insani konuları öğrenmek şart, ama insanlar lüzumsuz şeylerle meşkul ettirilerek oyalanıyor. Ye, iç, zevki sefanı düşün derler, bizim gibi safları güderler. En çok merhametli insanlar kullanılır. En kötü, en pis işler onlara duygu sömürüsüyle yaptırılır. Onlarda Mutluluktan uçarlar, ama ateşlere ne yazık ki. Adalet yoksa merhamet dünyayı yakıyor. Yananlar, yakanlar farkında bile değil..
4-İslamiyet'i öğrenmeyi, yaşamayı, namaz kılmayı, Kur'an öğrenmeyi suç ve gericilik(irtica) olarak göstermeyi başardık. Artık çoğu hiçbir şeye tam olarak inanmıyor. Demişler, yaşananları çoğumuz biliriz, asılanlar, hapislerde çürütülenler, işkence edilenler, her yerde horlananlar. Darbeler, darbeler, Seçimler formalite istedikleri olmasa darbeler var. Ama demokrasi getireceklerdi, sanki dünyada demokrasi var. Demokrasi iblise tapanların beşiği, halkları uyuturlar. Salla salla, seçim seçim oyala. Evet insanlar kime, nasıl inanacağını şaşırmış. Pazarlarda yalan, hile, Marketlerde her yerde yalan hile, İmanı olmayan neden korkar. Devlet zaten Onların elamanlarının elinde, inceden inceden oyulmuşuz, içimizdeki hainleri bizimkiler sanmışız inanmışız. Sürünmelerimiz, rezilliklerimiz bu hainlerin tuzakları. Dini olmayan, insanların korkuları olmaz. Haramı, helali, kanunu, düzeni olmaz, Olmuyor zaten. Hep karmaşa hep karmaşa, İblise tapanların sevdiği işler karıştır, yarıştır, soyundur, eğlendir, soy soya bildiğin kadar, İçki, kumar, sigara, borçlar uyanmasınlar, düşünmesinler, sürü kalsınlar, kalabalık olsunlar. Düşünen insan tehlikeli insandır onlara göre, doğruları düşünürse, yanlışlar ortaya çıkar.
5. 14 asırlık dinlerini itikatlarını, ibadetlerini, tartışılır hale getirdik. Evet İtikatlar bozulmuş, namazlar tartışılmış, kimi diyor, namazlar asılda sabah öğlen akşam, üç vakitmiş, kimi diyor. Cuma namazı sadece iki rekatmış, şu fazla, şu eksik hainler ekilmiş aramıza bizim gibi olmuşlar, kim kimdir bilen yok. Münafıklara yıllarca Müslüman dedik, bilmeden Müslümanlara kendimize hakaretler etmişiz. Münafıklığın alametlerini kaç kişi bilir. Alışmışız kulaktan dolma, atadan, dededen laflara. Dini konuları okumak, düşünmek, araştırmak yok. Ot gibi yaşa git diyorlar, bizde öyle yaşıyoruz. Dinini bilmezsen güderler, sahte hocalarla gerçek hocaları ayırma bilgimiz olsa aldanmayız, aldatmayız. Alışmış millet, nasıl olursa olsun bir işe gir. Helal haram fark etmez. Sabah işe git, akşam gel yemeğini ye dizini filmini izle, algıları sana yerleştirsinler. Beden var ruh yok. Mutfak, tuvalet, iş, filmler, içki, sigara, kumar, eğence, ölünce. Hesap yok sanıyoruz. Veya cehennemde yanarız çıkarız densizlikleri, Arsız çok, cahil çok. Aşı olacağı minik iğneden korkar densiz. Yanıp çıkarız diyor. Hele bir parmağını bir dakika ateşte bir tut da hisset bakalım kolay mı? Filmlerle yemiş algıyı, yemiş algıyı ölünce tekrar geri döneceğini, kendini ölümsüz sananlar var veya ölünce kurtulacağını sananlar. Yok olacakmış.. Yokluktan gelmedin ki yok olasın ??Galubela bilen yok ki. Bilende kendini diğerlerine göre cennetlik garanti sanıyor. Dinin cahili İblisin en sevdiği, kullanıma çok müsait.
6. Bundan sonra siz misyonerlerin işi daha kolaylaştı. Maaş bağlayarak, vize vaadi, yurt dışı imkanı ve cinselliği kullanarak Müslümanları Hıristiyan yapın.. Demişler çok bilmişler Yüce Yardadan ne kadarına izin verirse o kadar yaparsınız. Bunu da onların büyükleri iyi bilir. Onlarda bunları kullanırlar. İblis tüm insanları kullanır.. Zarar insanlara iblis ve şeytanlar sevinir? 15 Temmuzdan sonra işler ters dönmeye başladı. Zırıltılar ondan çok. Bu devletin asıl sahipleri bu Hahamların uşaklarına dur dedi. Yeter biz bu devletin gerçek sahipleriyiz. Yalanlarla, hilelerle, İçimize yerleştirilen bizden olmayanlarla bizi yeterince aldattınız. Bundan sonra göze göz, dişe diş tek kale maç bitti. Çift kale maçı yeni başlıyor. Korkakların, edepsizlerin, zevkine düşkünlerin, Şuursuzların bu maçta hadleri bildirilecek.. Hazır beleş yemek, Torpilli bol maaşlı işler bitti. Hak yerini yavaş yavaş bulacak. Biz sabırla yürürüz? Sabrımızı, merhametimizi, saflığımızı korkaklık sandınız yanıldınız?. Yediğiniz domuzlar, haramlar, yaptığınız zulümlerin hesabı soruluyor, sorulacak?? Uyuyanlar uymaya devam der?. Gavurların Ters köşesini, tersine çevirmeye devam?.. Yalan, hile, yalakalık, sözünden dönme, emanete ihanet.. Müslümana ihanet, insanlığa ihanet.. Münafıklık alametlerinden?.. İblise tapan Gavurların kuklaları, piyonları.. Bozuldu düzenleri?. Daha çok duyulur köpek sesleri???. İblisin köpekleri. 15 Temmuzda durun dedik. Ayasofya Camisini açarak ilk tokatımızı attık. Devamı gelecek İNŞAÂLLAH Tüm Müslümanlar ve mazlumlar sevinmeye ve dualara devam? Dünyanın huzuruna hizmet etmeye gönül verenlere selam olsun.
Yazar: CECO
En Çok Okunanlar
Yeni Üyeler
- 1mücâdil
- birmücâdil
- İSKEÇEVİ
- mhrmkaya
- VEJETARYEN1978
Kapat/(ESC)
Rastgele Şiir
