En Yeni Şiirler
AnlatamazdımHaklıydın, sen bilemezdin, anlayamazdın
Bahçemde neden ayçiçeklerinin yüzünü güneşe çevirmediğini,
Gökyüzümde neden yıldızların bölük bölük inmediğini,
Sen bilmezdin, yüzümdeki gülümsemenin neden gülmediğini.
Anlayamazdın, yağmurlar yağdığında ne için solduğumu,
Her gün bir puta neden yaratıcıyı sorduğumu,
Çölün içinde, suda damla damla boğulduğumu,
Sen bilemezdin, putlara ne için kutsal kitap okuduğumu.
Anlayamazdın, köleliğin içimde nasıl bir taht kurduğunu,
Mahşerde açan çiçeklerimin hangi günahtan ateşe sunulduğunu,
Bir bebek kaçarken, arkasından hangi toprak parçası için vurulduğunu,
Sen bilemezdin, bütün bunları yapanların insan olduğunu.
Anlayamazdın, gökten yağmur değil de kurşun yağdığını,
Bir şehirde bebekler için cenaze namazı kılındığını,
Hastanelerin, okulların neden bombalandığını,
Bilemezdin, bütün bunları yapanların zeytin dalı uzattığını.
Anlayamazdın, sularımın neden tuzlu olduğunu,
Saatlerinin bozuk, zamanımın senden durduğunu,
Her akşam ellerimde saçlarının dökülüp solduğunu,
Bilemezdin, sana kavuşmanın da ayrılık olduğunu.
Yazar: Ebuelfiya
ŞükürBir gülüşü var ki,
Gündüz eder geceyi
İki laf etti mi
Destan olur cümlesi
Üç gözü var mavi
Yüreğinde birisi
Dört başı mamur, terbiyesi
Öyle öğretmiş ailesi
Öyle Yaratmış ki Rab'bi
Şükürsüzlük olur sevilmemesi...
İstanbul .../.../..
Yazar: dilininefendisi
Şiirsel Dörtlük 235seherde o yare özlem duydukça
gönül perişan
feryadı boşa gittikçe
olur yürek yolda şaşan
Ahmet kölecioğlu 13-04-2024
Yazar: Kölecioğlu
Gene yollar ve benYine düştük öksüz, kimsesiz kalabalığa
Ben ve fikirler kol kola o suskun yollara
Yatıp uzanmış kaldırım taşları ufuklara
Yorgun halleri sanki darılmış insanlara
Peşimde narin rüzgâr kolluyor fırsatları
Acelesi var arıyor yetişmek için yolları
Takmış kola ne varsa salkım saçakları
Savurur karavana dört bir yana kolları
Kenarda kalmış bir taş, yalnızlığa vuruk
Bazen istikameti belirsiz, derin bir oyuk
Bazen teneke bir kutu ama şekli bozuk
Her biri konuşmayan haylaz birer çocuk
Kulağımda patlar adımım, topuk seslerim
Yankısını üslenir karşı duvar ya da zihnim
Cevapsız bırakır mı şu sabırsız geçmişim
Gecikmez yanıt gelir belirgin düşüncelerim
Solacak çiçek gibi fikirlerim her adımda
Çiçek tohumları saklanmış çatlaklarda
Ben yağmuru beklerim kurak kaldırımda
Filizlenmek için dönerim yine aynı yollara
Yazar: MehtGun
Eşin Kıymetiİnternette
Türkçesi ve
Arapça
Okunuşu
Göklerin ve yeryüzünün egemenliği yalnız Allah'a aittir. O, dilediği şeyi yaratır. Dilediğine dişiler dilediğine de erkekler bahşeder.
Lillahi mulkus semavati vel ard, yahluku ma yeşau, yehebu li men yeşau inasen ve yehebu li men yeşauz zukur
Şura suresi
49.ayet
Göklerin ve yerin
Mülkü Allahındır
Dilediğini yaratır
Dilediğine dişiler
Bahşeder
Dilediğine de erkekler
Bahşeder
Ayet
Kadının da
Bir nimet ve bağış
Olduğunu vurgular
Kadını öne alarak
Vurgular
Bu vurguyu
Arapların
Kız evlat
Sahibi olmayı
Felaket olarak
Gördükleri
Bir devirde
Vurgular
Dilediğini
Yaratır
Vurgusu
İntiharın
Yarattığını
Red ediyorum
Anlamında
Allah'a
İsyan ve
Günah olduğunu
Dolaylı olarak
Vurgular
Kadını
Nimet ve bağış
Olarak
Öne alması
Öncelikle
Kocanın
Gücünün
Üstünlüğünden
Karısını
Öldürmesinin
İntihar gibi
Allah'a
İsyan ve
Günah olduğunu
Allah'ın
Bağışının
Nimetinin
Reddi
Anlamında
Olduğunu
Bağışını
Nimetini
Red
Ediyorum
Anlamında
Olduğunu
Yasal bakımından
Suç
Yanında
Günah olduğunu
Dolaylı olarak
Vurgular
Ayetin
Akabinde
Erkeği de
Nimet ve bağış
Olarak
Vurgulaması
Kadının da
Erkeği
Öldürmesinin
Aynı
Anlamda
Olduğunu
Dolaylı olarak
Vurgular
Aynı şekilde
Eşlerin
Birbirlerini
Darp suretiyle
Dövmeleri
Yaralamalarının da
Aynı
Anlamda olduğunu
Dolaylı olarak
Vurgular
Aynı şekilde
Eşlerin
Birbirlerini
İşkence
Kötü muamele
Manevi cebir
Bağırma çağırma
Ortalığı
Kırıp dökme
Küsüp durma
Gibi
Eylemlerinin de
Aynı Anlamda
Olduğunu
Dolaylı olarak
Vurgular
Eşlerin
Evlilik öncesi
Birbirlerini
İyice
Araştırmadan
Evlenmemeleri
Araştırmadan
Evlenmişlerse
Bu durumlar
Oluşmaya
Başlamışsa
Çocuk sahibi
Olmadan
Ayrılmaları
Gerektiği
Aşikardır
Zira
Allah bilir
Bu ayete rağmen
Böyle davranışta
Olanların
Yuvalarında
Bereket
Olmayacaktır
Diğer yandan
Eşin
Allah'ın emriyle
Hastalık
Vefat
Gibi
Hallerle
Kaybı
Kıymetini
Gösterecektir
Ama çok geç
Ceyhan Arkun
30.04.2025
Aksaray
Yazar: seyhun
En Yeni Düz Yazılar
ERDOĞAN-DEM GÖRÜŞMESİ A...ERDOĞAN-DEM GÖRÜŞMESİ ARDINDAN
Bu haftaki yazımı ülkemizin önem taşıyan ve herkesin merakla beklediği konu Erdoğan-DEM parti görüşme gerçekleşecek mi? Ülkemiz için anlamı ve önemi nedir? Siyasi parti liderler ne dedi? DEM partinin talepleri nelerdir? vb sorularına yanıt arayacağız.
Bilindiği gibi Bahçeli; 1 Ekim'de DEM Parti milletvekilleriyle tokalaşması ile başlayan, 22 Ekim'de PKK lideri Abdullah Öcalan'a ?örgütü lağvet, TBMM'de DEM Parti grubunda konuş? çağrısı ile devam eden çağrı çıkışıyla fitili ateşlemişti.
Bugüne kadar konu hakkında sorulan tüm sorulara sessiz kalmayı tercih eden Erdoğan, DEM heyetini kabul etmesiyle, hem sessizliği bozmuş oldu, hem de DEM partiyi muhatap almayı kabul etmiş oldu.
En çok merak edilen konu, Erdoğan-DEM parti bir görüşmesiydi. Nihayet bu görüşme Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'nde bir araya gelerek gerçekleşti.
Cumhurbaşkanı Erdoğan heyetinde, MİT Müsteşarı İbrahim Kalın ile Efkan Ala'nın yer aldı.
DEM Parti heyetinde ise, Pervin Buldan ve Sırrı Süreyya Önder yer almıştı.
Toplantı yaklaşık 1 saat 30 dakika sürmüştü.
Erdoğan ile yapılan görüşmenin detayları hakkında DEM Parti kaynağı, "Bütünlüklü bir sunum yapıldı ama Erdoğan da 'Şu tarihlere bağlı kalarak şu adımları atacağız' gibi bir şey dememiş. Aksine 'Her şey hallolur, konuşmayacağımız bir şey yok' minvalinde belirsiz konuşmuş," ifadelerini kullandı.
DEM Parti heyetinden yapılan yazılı bir açıklamada; "Cumhurbaşkanı Sayın Recep Tayyip Erdoğan ve heyetiyle yaptığımız görüşme, son derece olumlu, yapıcı, verimli ve geleceğe dair umut verici bir atmosferde gerçekleşti.
Süreçte gelinen noktanın önemi teyit edildi ve karşılıklı olarak bundan sonraki aşamalar değerlendirildi. Şiddet ve çatışmanın olmadığı, demokratik ve siyasal alanın güçleneceği bir dönemin ülkemiz, yurttaşlarımız ve bölgemiz için hayati önemde olduğu ifade edildi.
Sürece daha güçlü bir irade ve özenle çalışmalar sürecek.
Heyetimiz ve partimiz önümüzdeki süreçte daha da güçlü bir irade ve özenle Barış ve Demokratik Toplum Çağrı'sını hayata geçirmek için çalışmalarına devam edecektir.'' ifadesi kullanılmıştı.
Buluşma sonrası siyasi parti liderlerin görüşme hakkında tepkileri şöyle oldu:
CHP Genel Başkanı Özgür Özel, İstanbul'da belediyelere Kürt belediye meclis üyelerinin alınmasını ?terörizm? olarak gösterip siyasi operasyonlara gerekçe yapan iktidarın bir demokrasi sorunu olan Kürt sorununu çözemeyeceğini ifade ediyordu.
Öte yandan kendini bu süreci sürdürmek zorunda hissetmesi. Erdoğan'ın 13 yıl aradan sonra Kürt siyasal hareketinin temsilcileriyle doğrudan görüşmek zorunda kalması da yılardır süre gelen bu açmazın bir sonucu olduğudur.
MHP lideri Bahçeli; ?'Sayın Cumhurbaşkanımızın dün Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'nde DEM Parti heyetiyle yaptığı görüşme hem içerik hem ilerleyiş hem de simgesel ifade bakımından takdire şayandır.
Meselenin sahibi Türkiye Cumhuriyeti devletidir.'' Şeklinde ifade etti.
Bu görüşme sonrası Sırrı Süreyya Önder'in de içinde bulunduğu heyetle Adalet Bakanı Tunç'la görüşülecekti.
15 Nisan 2025'te kalp krizi geçiren Önder, hastaneye nabızsız bir şekilde hastaneye getirilmiş ve gereken müdahalelerle yapılmıştı. Halen hastanede uyutuluyor.
Görüşme 23 Nisan 2025 tarihinde DEM Parti Grup Başkanvekilleri Gülistan Kılıç Koçyiğit ve Sezai Temelli ile DEM Parti Eş genel başkan yardımcısı Öztürk Türkdoğan, Adalet Bakanı Yılmaz Tunç'la görüştü.
Merak konusu olan bir başka konu DEM Partinin neler talep edecekleriydi.
DEM Parti görüşmede, PKK lideri Abdullah Öcalan'ın çalışma koşullarının düzeltilmesi, İnfaz Yasası, hasta tutuklular, Terörle Mücadele Yasası değişikliği, Öcalan'a "umut hakkı" tanınması, gazetecilerin de İmralı'ya giderek görüşme yapmasına kadar kapsamlı talepler iletti.
Adalet Bakanı Tunç'un, Öcalan'ın çalışma koşullarının daha da iyileştirilebileceği mesajı verdiği görüşmenin ardından DEM Parti "beklediğimizden de olumlu geçti" yorumunu yaptı.
Sonuç olarak ana başlıklar şeklinde şunlar söylenebilir.
1-Gecikmeli de olsa Erdoğan-DEM görüşmesi gecikmeli de olsa ülkemizi barışı ve demokrasisi açısından bir şans olduğu;
2-DEM Parti-Adalet Bakanı heyetleri arasındaki görüşme 10. Yargı paketinin asgari olsa da bir uzlaşmayla çıkacağı;
Yazar: öğretmen
YAŞA-DER VE ANTOLOJİ -4...YAŞA-DER VE ANTOLOJİ -4-
Bu haftaki köşe yazımı, antoloji 4 için yazılan ön söz ve dörtlüklere ayırmak istedim.
Bizler YAŞA-DER ?(Yazar Şair Ve Sanatçılar Dernekleri) olarak, kısa vadede yapılacak çalışmalar konusunda amaç ve hedeflerimizi şöyle açıklamıştık;
1 - Türkiye'nin çeşitli kentlerinde ikamet eden, farklı kültür, farklı gelenek ve göreneklere farklı düşüncelere sahip yazar ve şairleri bir arada toplamak, birlik beraberlik ruhuyla harekete geçirmek amaçlarımızdan biriydi.
2 - İkinci amacımız; Yazar ve şairlerin eserlerini Antolojilerde bir araya getirmek, şairleri ve eserlerini tanıtmak, Yazmaya teşvik etmek, önlerini açarak edebiyatımıza yeni kazanımlar kazandırmaktı.
Bu amacımıza uygun olarak kısa bir sürede YAŞA-DER Antoloji 1 & 2 & 3 kitaplarını çıkardık. Bu çalışmalarımızı 5 Haziran 2023 tarihinde Ankara'da büyük bir katılımla yapılan kitap tanıtımı, şairlerle buluşma, imza günü ve ödül töreninde her şairimiz ONUR ÖDÜLÜ plaketi vererek pekiştirdik.
Ayrıca başka bir görevimiz de yaşanan olaylara karşı kayıtsız kalmamak, dünü bugüne, bugünü yarına taşımaktır.
Şairler olarak, savaşın güçlü olanın güçsüz olan üzerindeki tahakkümü olduğunu, açlık, yokluk, yoksulluk ölüm ve gözyaşı getirdiğini iyi biliriz.
Barış ise: huzur demektir. Savaşa karşı barışı savunmak insani bir görevdir. Barışa olan umudumuzu asla kaybetmemeliyiz.
Barış ayni zamanda insanların birbiriyle iyi geçinme, barış içinde bir arada yaşama durumudur. Her türlü insana, her türlü düşünceye, her türlü yaşam tarzına saygı gösterme, hoşgörü kültürü içerisinde insan olmanın verdiği duygularla hep beraber yaşama sevincidir.
?'Savaşta babalar evlatlarını, barışta, evlatlar babalarını gömer'' sözü savaşın vahşi yüzünü, barış ne kadar insani bir değer olduğunun en güzel ifadesidir.
Yaşadığımız coğrafya da sancılı bir coğrafya. Yokluk yoksulluk diz boyu. İnsan hakları ayaklar altında. Baskı ve zulüm dört bir yanda kol geziyor. Şairlerin görevi oturup sızlamak değildir, yaşananları anlatmak, karanlığa ışık olabilmektir.
Bilindiği gibi her çıkardığımız antolojinin teması farklı olarak tespit edip, konuya uygun dörtlüklerle pekiştiriyoruz.
Bu kitaptaki önsöz ve dörtlüklerin teması toplumsal gelişme ve değişmelerde büyük önem taşıyan şairler, umutsuzluğa kapılmadan umudu savaşa karşı barışı, düşmanlığa karşı kardeşliği, aşkı, sevdayı, insanca ve onurlu yaşama istemini dile getirmektir.
Bizler de bu amaçlar doğrultusunda dörtlüklerimizle sizlere seslenmek istedik.
DÖRTLÜKLERİMİZ:
Burası gönül demliği yar
Arif olana davet var
Dilde dua çayda dem
Yürekte basar kadem
Araratlı ERCAN
Bir gece yarısı çay koy geliyorum demeni
Usulca çal kapımı
Serçe misali nasıl çırpındığını
Açayım sana hem kapımı hem yüreğimi
Ayşe ÇETİNTAŞ
Gece zifiri gece kara zindan
Sessiz ve suskundu zaman
İçimde kasırga fırtınalar koparan
Nuh'un tufanının aratmıyordu inan
Cumali KAHRAMAN
Her gecenin, bitiminde,
Ne çok seni, istesem de,
Sanma ki; sen, yok kalbimde,
Sen en kuytu, aşk köşemde.
Fikret ONAY
Mevsimler bir bir geçecek
Papatyalar boy verecek
Acılar dinecek ağıtlar susacak
Memleketime güneş doğacak
Gül Manay KESGİN
Eridi gençliğimin bahar çağları
Dört mevsim karlıdır gönül bağları
Tenha köşelerde dertli gözyaşları
Kışa dündü ömrüm insan elinde
Haşim ALA
Bir çift turna gördüm kanadı kırık
Benimde senin gibi boynum bükük
Yarimden ayrı kaldım bağrım yanık
Bizim yad ellere varın turnalar
Hülya SOLMAZ
Anılar aklıma düştüğü zaman
Sevgi bilmeyene dilemem aman
Kadriye geçmişe daldı bir zaman
Gönülden yaralı ben varım işte
Kadriye TÜRER
Bir tek rüzgarın yeli yağmurun seli
Koparabildi bizi
Bide hüzünlü şarkıların tellere dökülüşü
Alıp götürürdü beni
Kazime GÜMÜŞ
Her gün biraz daha çekiliyoruz kıyımıza
Habersiz kayıyor gökyüzünden yıldızlar
Belli etmeme çabalarımız paslı zincir
Usanmadan yeni umutlar ekiyoruz şafağa
Kenan GÜL
Tükensin artık annelerin feryadı
Kırılmasın hiç bir kuşun kanadı
Barışı kardeşliği zamanı
Yaşayalım beraber baharı yazı
Mehmet Ali SAVAŞ
Ulu bir çınarsan eğer, kollarım açılsın özgürlüğe,
Bir tarafım Türk'se, bir tarafım Kürt olsa da, ne ala!
Barışa sevdalı olup, kanar da kanar; gönül gözüm,
Bütün gözler, kardeşlik için süzülür, be özüm?
Mustafa KANDEMİR
Dökülen kardeş kanı
Ne fark eder Türk'ü Kürd'ü Laz'ı
Barış hemen şimdi olmalı
Ve kardeşçe bir arada yaşanmalı
Muzaffer KALABA
Ne zaman ayrı düşse yollarımız
İmdadıma bir şiir yetişir
O vakit sen şiir olursun
Ben de olurum şair
Nesim CANAYTAN
Gözümün gördüğü fikrimin söylediği,
Aslında hayat neydi
Sevince renklenen
Siyah beyaz bir filmdi.
Neşe POYRAZ
Yine döndük Eylül'e
Hazan ve hüzün ay'ı
Yarim gitme meçhule
Açma böyle arayı?
Orhan ÖZBERK
Sanma ki kapanır bu yara
Sanma ki biter bu acılar
Kimler kırdı bizi, dallarımızdan.
Kimler kurşun sıktı umudumuza
Seyhan OCAK
Gönülleri okşar birkaç hecedir
Olmak istediğin güzel gecedir
Ahenkle dans eden kelime bilir
Belki de sihirdir yazılan şiir
Şenel ÖZKÖSELER
Üşütür gözlerinin ayazı
Baharında aratmaz kışı
Suskunluğun bir çığlık olur figana dönüşür
Yüreğimde gelmeyen namelerinle...
Şükran AKIN
Gözlerine bakıp huzur bulduğum
Yıllarca arayıp sonra bulduğum
Tatlı dillerine kurban olduğum
Gel gönül tabibim dermanım sensin.
Veysi İŞ
.
Muzaffer KALABA
YAŞA-DER (Yazar Şair Ve Sanatçı Dernekleri)
Kurucu Genel Başkanı
Yazar: öğretmen
ALEV TOPUGökyüzü kızıla büründü yine... Tam çekip gidecekti son bir kez daha baktı denize bu son dedi saçlarını savurarak güneşin üflediği rüzgara inat, bu son! Bu defa çok kararlıydı geri dönmeyecekti dalgalarla boğuşmaktan yorulmuştu artık hem yüreği kaça bölünecekti alt tarafı o narin avucu kadardı yüreği daha kaç defa paramparça olacaktı ki! Canı yanıyordu ona rağmen gülümsemeye çalışıyordu "Ne garip yaşadıklarım" diyordu gamzesinin altında sakladığı o manalı gülüşüyle, "ne garip!" yoksa son defa baktığı bir deniz yoktu da o bir serap mıydı bi görünüp bi kaybolan... "ama yok kandırma artık kendini" dedi "geri dönme artık girme o Alev topunun içine yakma kendini değer miydi?" diye ölçülemeyecek bir zaman dilimi kadar durdu. "Değer miydi?" dedi bir daha yok yok takati kalmamıştı hem her defasında o mu boğuşacaktı dalgalarla o mu vuracaktı kalbini kıyılara! "Bi toparlan" dedi öne eğik omuzlarını kaldırdı ve güneşe bi baktı "tek ben değilim değil mi?" dedi güneşe sorar gibi "Yıkılıp yıkılıp tekrar bu defa boğulmayacağım diye kulaç atan tek ben değilim değil mi?" diye sordu gözlerini kocaman açarak. "ama yok" dedi "bu defa dik duracağım" alev topu yavaş yavaş kayboluyordu yüreğinden gözlerinden rıhtımına geri çekildi. Bu defa kararlıydı arkasını dönüp denize son bir kez daha baktı epeyce uzaklaşmıştı derin bir nefes aldı ve hadi bakalım toparlan yoluna devam dedi.
Yazar: willdone
YAŞA-DER VE ANTOLOJİ-3-YAŞA-DER VE ANTOLOJİ-3-
Bu haftaki yazımı çıkarmış olduğumuz antoloji -3- serisinin ön sözüne vesile olan, barış ve kardeşlik konusuna yer vermek, antoloji ve şairlerin toplumsal değişmelerde rolü ve önemine yer vermek istedim.
Bizler YAŞA-DER'i kurarken kısa vadeli amaçlarımız arasında, şair dostlarımızı bir grupta toplayıp, eserlerini Antoloji de bir araya getirerek, şairlerimizi eserlerini tanıtmak ve edebiyatımıza katkı sunmayı amaç edinmiştik.
Bu amaç doğrultusunda kısa bir sürede Antoloji- 1- ve Antoloji -2 yi çıkardık. Şimdi de Antoloji -3- çıkardık. Amaçlarımız doğrultusunda Antoloji serilerine devam etmeyi hedefledik.
Konuya girerken Şairlerin toplumsal değişmelerdeki rolü ve önemiyle başlayalım. Biliyoruz ki şairler, çağının nabzı ise, şiirler aynasıdır.
Bizler şair ve şiirin bir de toplumsal değişme ve gelişmelerde önemli bir rolü olduğunu farkındayız.
Elbette egemenlerde bunun farkındalar. Saltanatlarını uzun süre sürdürebilmek için, her dönemde kendine biat eden kalemleri yanına alarak saltanatlarına devam etmeyi amaçlamışlar. Belli dönemlerde de bunda başarılı olmuşlar. Ama tarih defalarca bize şu gerçeği göstermiştir ki, zulüm saltanatı yıkılmaya mahkumdur.
Şiir siyasetin emrine girdiği yerde şair el üstünde tutulmuş, muhalif olduğu yerde ise acımasızca sürülmüş, hapsedilmiş, sürgün edilmiş veya öldürülmüştür. Tarih boyunca şiir siyaset ilişkisi hep bu bağlamda gelişmiştir.
Şairler şiirleriyle zulüm düzenine karşı muhalif ve siyasi bir işlevi olduğunu bilinciyle hareket ederler. Şiirlerini dönemin iktidarına yakın durmak, nemalanmak veya biat etmek için yazmazlar. Aksine karşı durmak, zulüm düzeni değiştirmek için yazarlar.
Dünden bugüne tüm baskılara rağmen zulme, saltanata karşı bin bir bedel ödeyerek gerçekleri sözlü ve yazılı olarak ifade etmekten kaçınmamışlar. Ve birçok saltanatların yıkılmasında büyük rol oynamışlar. Onun için her zaman ''kalem kılıçtan keskindir'' sözü boşuna söylenmemiş.
Şair topluma ayna tutandır. Dünü bugüne, bugünü yarına taşıyandır. Yoksa yüzyıllar öncesi yazılan şairlerin şiirler bugün bile okunuyor olması bundandır.
Duyarlı şairlerin evrensel yanı vardır. Savaşa karşın barışı, düşmanlığa karşın dostluğu, sömürüye karşın emeği, umutsuzluğa karşın umudu dile getirirler. Dil, din, ırk, mezhep farlılıklarını zenginlik olarak kabul ederler.
Bizler de farklılığımızı zenginlik saydık. Türkiye'nin çeşitli yerlerinden bir araya gelerek, aşk dedik, sevda dedik, umut dedik, İnsanca yaşanacak, dünyaya gururla bakacak, barış ve kardeşlik içinde yaşama özlemimizi dizelerle dile getirdik.
DÖRTLÜKLERİMİZ;
Gönlüm düştü de bir dara
Düşmüşüm ben bir naçara
Arar dururum bir deva
Bulurum bir gün mutlaka?Ayten ATİKASLAN
Acıyı bilmeyip,
Feryat figandan haberi olmayanın,
"Gizli" yarayı taşıyandan
Nasıl haberi olsun?.... Faysal ÖZBEK
Dertler derya olmuş bende
İstif ettim durdum sayende
Öyle Acı miras bıraktın ki
Neyim varsa hep kalsın sende?Funda KURTOĞLU
Her insan bir başka yaralar beni
Her hançer bir başka kanatır beni
Boşuna suçlarım kendi kaderimi
Düşman beli değil dost beli değil?.Haşım ALA
Ben yine sensiz, acılara gebe,hasrete köleyim.
Ne kalem yazabilir,ne cümleler anlatabilir halimi.
Ünlem perişan,virgülün oyunu bükük.
Noktayla susturdum acılarımı çaresiz.....Hayal ÖZDEĞER
Köprüleri yıkmam gönül alırım
Senin gibi dostu nerde bulurum
İnan seni ta ezelden tanırım
Yüreğine sevgi ekerek gittim?.Hülya SOLMAZ
Sevgilerde , yüreklerim insanlığımızda..
Yüreğim zindan özgürlükte hapislerde
Hapisteyim insanlığımda karanlıklarda
Aklı seçkin kafalardı günahı zevklerinde..İsmail Hakkı HAYAT
Karanlıkta yol aldık
Aydınlığa ulaşmak için
Sevdalara gönül verdik
Kardeşçe yaşamak için?Kazime GÜMÜŞ
Ya bir olup direneceğiz
Özgürce yaşamak için
Yada bir -bir öleceğiz
Sürüngenden farkımız olmadığı için..Mehmet Ali SAVAŞ
Gün oldu oturdum gün oldu gezdim
Gün oldu okudum gün oldu yazdım
Kalem kağıt ile inciler dizdim
Dostlar meclisine bende katıldım?Mehmet AYDOĞAN
Şiirler yazıyorum, senli benli
Harita çiziyorum, gökyüzüne
Biri senli biri benli bir dünya
İsmini kazıyorum yüreğime.?.Meryem IRKİLATA
Zaten tanıyorlar sende yorma
Dilim kısıtlı fikirlerim tutuklu
Sözüm de cellat kılıcı bilenirken
Bakışında kör kelepçe olurum..Mustafa KARAÇİZMELİ
Sözü olsun evrene, barış ve kardeşlik içinde
Onurlu ve özgürce yaşayalım diye
Dayatacağız merdivenleri
Dayatacağız doğacak güneşe..Muzaffer KALABA
Sorsalar ki bana şiir ne demek?
Hislerin kağıda nakışı derim.
Tarifi imkânsız büyük bir emek
Ve gözün ibretle bakışı derim...Mücahit GÖZÜTOK
Özlemini ektim yüreğime;
Çiçeklensinler diye gözlerine.
Senin gözlerinle baktım dünyaya;
İnsanlar kardeşçe sarılıyordu birbirine..Nazan ASLANCA
Sanma ki bu devran kalır
Elbet zulüm saltanatı yıkılır
İnsanlar kucaklaşır
Özgürce bir arada yaşanır?Orhan ÖZBERK
Bu mevsimler var ya,
Bu mevsimler dört tane değil ki,
Sayıyorum, sayıyorum,
Hepsi bir tek sen.!...Şengül YILDIZ
Biz, dil, din farkı bilmeyiz
Türk, Kürt, Laz ayrımı etmeyiz
Böyle yazılır dizelerimiz
Ne mutlu hep birlikteyiz?Seyhan OCAK
Kadehinden içerken son yudumu
Hasretinle sarılıp son demde vuslata
Goncadan ayrılan gül yaprağı misali
Usulca tane,tane düşüyorum toprağa...Zehra ŞAHİN
Bizler YAŞA-DER ailesi olarak 20 şair oluşan, kolektif bir akılla çıkardığımız ANTOLOJİ 3'te bir araya gelmenin mutluluğunu yaşadık.
Muzaffer KALABA
YAŞA-DER (Yazarlar Şairler Ve sanatçı dernekleri)
Kurucu GENEL Başkanı
Yazar: öğretmen
İNSANLIK BİTMİŞ ABİNSANLIK BİTMİŞ ABİ!
Hertürlü medyayı, biraz da araştırma ruhuyla takip ediyor, gördüğüm gerçekler karşısında irki
liyorum. Biz böylemiydik!? Olamaz, olmamalı.
Dünyanın genel sosyal, psikolojik ve ekonomik yapısı elbetteki bizi de ilgilendiriyor ama,aynı konu
larda bizdeki profil yapısı gibiyse dünya, insanlık bitmiş abi.
Anasını kesen evlâtmı dersin, yetmiyor, bütün aileyi yok eden evlâtmı dersin, hız kesilmiyor. Para kazanmak için eşini piyasaya süren deyyusmu der
sin. 4 çocuğunu bırakıp başka birisine kaçan eşmi dersin. Ne ararsan var çarkıfelek dünyada. Zorla musallaya musallat edilen, müslüman görünümlü kafir zerzavat, üstelik helallik ister, nasıl bilirdiniz deyip, yalan söyletir, "iyi biliriz" diye bağırtarak cemaate. Adam inanmıyor ama, zorla kefenine rahmet koymaya çalışan bir kısım din cahilleri. Allahı tanımayanın, Allaha emanet edilme gayreti, alabildiğine cehalet, hiç bitmeyecek marşıfunubre (cenaze marşı).
Yolda omuz değse,eli kabzaya giden kabadayı, denize düşeni görünce, yüzme bilmediği halde, gö
zünü kırpmadan atlayarak kurtarnaya çalışan mer
hametli genç haline nasıl dönüşür, şaşar kalırsınız ama, var işte abi.
Hep şaşkınlık, hep sürpriz. Yokmu düzgün giden hayat? Var, var ama ona bakan yok azizim. Kullan
ma klavuzu duvarda asılı, bakmak kimsenin aklına gelmiyorki hasılı. Helal haram yer değişti, domuz eti yemez ama, kardeşinin etini bir iştahla yerki, sorma.
Yok Abi, ümitsiz vaka. Kiminde caka, kiminde fiyaka. Onuncu sezonunu yaşayan, final bilmez, bitmez tükenmez diziler. Kimin eli, kimin cebinde belli değil, en ufak sıkıntıda tabancaya giden eller, kırılan ezilen çöpe giden gönüller.
Daha neler neler neler bu yalancı dünyada. De
ğermi abi.
Yazar: Şener
En Çok Okunanlar
Yeni Üyeler
- Ebuelfiya
- Efeefe
- Öz-gü
- mqsm
- Samimi
Kapat/(ESC)
Rastgele Şiir