Bir zamanlar uzak ülkelerden birinde kacarga kentinin kış mevsiminde yoksul bir aile
Yaşarmış. Bu aile o kadar çok yoksulmuş ki evlerinde bir sobaları ve yiyecek bir lokma
Ekmekleri bile yokmuş. Çocuklarının adı Cathrina(katrina) ve Jhon(Con) bu iki kardeş
Evde 3 battaniye olduğu için kavga edip dururlarmış. Çünkü en büyük battaniyeyi annesi
İkisine vermiş. Anneleri yiyecek bulmak için dilenir babaları ise odun toplamak için
Ormana gider fakat ormanda yaş tan başka odun bulamaz gene de alır. Bir gün anneleri
Hamile imiş. Kardeşleri olucağı için çocuklar çok mutlu olurlar. Her zaman Cathrina
Eski yırtılmış çuvallardan kendine kayıcak sünger yaparmış. Ama her defasında çuvalı
Yırtılırmış. Bu durumdan rahatsız olan annesi:
- Yeter artık Cathrina! Elimizde kalan tek çuval senin sayende yırtıldı.
- Anneciğim özür dilerim. Yapacak başka bir şey bulamıyorum. buradaki ço-
Cuklar benimle oynamıyor. Hepsi beni dışlıyor.
- Ne yapalım yavrum insanlar bizi sevmezse. Onlar zengin biz ise fakiriz.
- Anne biz neden fakiriz?
- Yavrum her insan bir olmuyor.
Bu duruma Cathrina çok üzülmüştü. Kardeşi Johnun yanına gidip ne yaptığını sordu.
Fakat kardeşi ona cevap vermedi. Çünkü battaniye olayından beridir John Cathrina ile
Konuşmuyordu. Cathrina üzgün bir şekilde eve girip uyumaya karar verdi. Fakat bu azgın
Soğukluk onun uyumasına izin vermiyordu. Ki akşam olmuştu. Gene yaş odunlarla babası gelmişti. Sonra yarım saat sonra anneleri üzgün bir şekilde geldi. Çünkü kibrit bulamamıştı.
Aile bu duruma çok üzülmüştü çünkü ateşi yakamıyacaklardı ve ısınamıyacaklardı.
Herkez uyumaya karar verdi fakat açlıktan ve soğukluktan gözlerine bir dirhem olsun
Uyku girmemişti. Sabaha kadar battaniyenin içinde dört dönüyorlardı. Sabaha karşı annenin
Sancısı tuttu. Kimse ne yapacağını bilmiyordu. Annelerini sakinleştirmekten başka çözüm bulamıyorlardı. En sonunda uzun bir bekleyişin ardından kardeşleri doğmuştu. Ama ne
Yazık ki anneleri oracıkta ölüvedi. Herkez ağlıyordu ve annelerini isteksizce ormana gömmüşlerdi. Kardeşlerine Sofy(Sofi) adını vermişlerdi. Hayat onlar için daha da zor olmaya başlamıştı. Aradan uzun bir zaman geçmişti. Babaları eve yeni bir kadın getirmişti. Babalarına çaktırmadan çocuklara bağırır ve onlara kötü davranırdı. İki kardeş birbirlerine bağımlı oldular ve dayak yemeğe tahammülleri kalmamıştı. Kardeşi Sofyyide alıp gece yarısı evden kaçmaya karar verdiler. Üvey anneleri onlardan kurtulmak için yataklarına zehirli örümcek koymuştu. Bu örümcekten kardeşleri Sofy zehirlenmişti. Fakat hastaneye götürecek paraları yoktu. Ağlayarak evden kaçan iki kardeş bilmedikleri ormana geldiler ve orada bir kulübenin olduğunu fark ettiler. Eve giden iki kardeş ysşlı kadını görünce biraz korkmuşlardı çünkü görüntüsü içlerini ürpertmişti. Bu kadın çok iyi biriydi onları eve aldı ve karınlarını doyurdu.
Bu kadının yanında kalan çocuklar kadının uzun bir süreden sonra öldüklerini görünce üzülmüşlerdi. Çünkü onu anneleri gibi seviyorlardı. Kadından kalan ev ve mirasla birlikte çocuklar zengin olmuştu.