Şiir Defteri

TÜRKİYE'YE SALDIRI YALNIZCA EKONOMİ İLE Mİ? (DENEME)

Yazan: Birturkbilgesi
04.06.2018 / 10:56
741 kez görüntülendi
0 yorum yapıldı
Faiz lobisi, Dolar kuru, dış mihraklar(güçler) falan filan. Siyaset denilen cehaletin, nefsin, zayıflığın sözümona demokrasiye geçildiği 1950 yılından bu yana savı, savunması hep bu temelde. Yabancı hayranlığı olan Türkiye'nin yani Türkiye Türklerinin yabancılardan şikayetçi olması da çok tuhaftır. Evet yabancı hayranlığı; Orta Asya'da Yağmur dağı Çinli kızı almak için verilmemiş mi? Orta Asya yani öz vatan öteki kavimlerin, öteki halkların vatanlarına yerleşmek için terk edilmemiş mi? Atatürk'ün ölümünden sonra ilk Milli eğitim bakanı, Chp'li, sözde Atatürkçü yerli yazarları, yerli şairleri, yerli düşünürleri, yerli kitapları yaratmaya yönelmek yerine Avrupa kılasikleri(klasikleri)'ni harıl harıl Türkiye'ye doldurmamış mı? Yani Türkiye'nin kuruluşundan 1950 yılına kadar birbakın(bir bakın); Türkiye'de Atatürkçü yerlikitap mı çok yoksa yabancı kitap mı; bu durum günümüzde de sürmekte ve Atatürkçü kesim Avrupa kılasikleri denilen kitaplarla, Amerikan yazarlarının kitapları ile, yabancı yazarların kitapları ile doludur; internete bakın felsefe diye bile yabancıların sözlerini yazıyorlar hala yani belli ki Atatürkçü kesim düşünce, kuram, kitap üretemiyor; Akp geldi de biraz kitap yazmaya başladı Atatürkçüler. Sol kesim de aynı; doldurdular Türkiye'ye Marx'ın, Lenin'in, Stalin'in, Mao'nun, Hegel'in, Engels'in kitaplarını. Abd'ne hangi kitap çıksa hoopp hemen Türkiye'de dağ gibi satılıyor; örneğin 'Yüreğinin götürdüğü yere git, Simyacı, Sofi'nin dünyası', daha neler neler. Yahu doldurdun da biraz da kendin yaz be kardeşim. Bundan 20 yıl önce dikkatimi çeken şey Atatürkçü, solcu, demokrasi yanlısı kitapçılar Batı kökenli kitaplarla dolu iken İslamcı kitapçılar yerli kitaplarla dolu idi; demek ki yanlış da olsa üreten kazanıyor, düşünce alanında. Yani birileri Türkiye'ye Dostoyevski, Tolstoy, Gorki, Puşkin doldurdu; birileri Balzac, Flaubert, Zweig, Shakespeare, Kafka, Homeros doldurdu, birileri de Arab kültürü kitapları. Yani bakın ortada tam, güçlü bir Türk kültürü kitabı kültürü yok. Yaşar Kemal'e bakın, Avrupa'da; Orhan Pamuk Amerika'da; neden böyle; çünkü yerli, özgün, cesur kültüre hayat hakkı tanınmıyor belliki(belli ki) ya da önce yazarların kendilerinde bir yerlilik, özgünlük, özellik yok yani 'Bir kitap yazayım da Nobel ödülü alayım' kafasıyla yerli, özgün, özel, gerekli yazar olunmaz. Bir de neden Türkiye'de yerli, özel, özgün yazar yok; çünkü Türkiye'de felsefe ilgisi yok ve felsefe diye okullarda okutulan şey gerçekte gerçek felsefe değil Batı felsefe tarihi, Batı felsefe mazisi, Batı felsefe magazini oysa yerli ve evrensel yazar, şair olmak için önce felsefe gerekli çünkü felsefe yalnızca beyinin, ruhun, zekanın, akılın, mantığın değil tarihin de, dinin de, bilimin de, teknolojinin de, demokrasinin de, sanatın da, edebiyatında lokomotifi, güneşi, temel gücü yani ülkemizde felsefe diye hep 'Sen Batıyı öğren felsefe diye, bu yeter' öğretildi. Şimdi bu genelde yabancı hayranlığı, özelde Batı hayranlığı müzik ve moda alanında da aldıbaşınıgitti(aldı başını gitti); ülkemizde Türk sanat müziği ve Türk halk müziği zayıflatılırken pop, rock, rap yayıldı; müziğin simgesi saz yerine gitar oldu. Siyaset niceliktir, maddiyattır, buyüzden(bu yüzden) de hep maddi şeyleri düşünür. Buyüzden konuştuğu hep ekonomidir ve tuhaf ki ekonomide de hep başarısız olur çünkü siyaset de, Türkiye de, demokrasi de felsefe, bilim ve Dini tanımlayan Din hadisileri üzerine kurulu değil. Türkiye'ye saldırı yalnızca ekonomi ile, ekonomiden mi yapılıyor? Hayır. Türkiye şuan(şu an) moda denine cehalet, nefs ve yozlaştırma canavarı ile okullardan hukuka; turizımdan(turizmdan) medyaya; demokrasiden dine kadar her alanda büyük ve sinsi bir saldırı altında. Bakın; modanın esirliğine girmiş insanlara ve toplumlara gerçekleri ve doğruları asla tam öğretemezsiniz çünkü onlar 'Önce moda, sonra öteki şeyler' derler ve moda da kendisine uygun olanları süzer alır, kendisine uygun olmayanları da süzer atar. Moda yalnızca cehalet, nefs ve saldırı değil ahlakı yani utanmayı dışlamakttır da. Peki moda ile ahlakı, utanmayı dışlamış, modacı mı öğretmen mi oldukları belli olmayan öğretmenlerle ve modacı mı öğrenci mi belli olmayan öğrencilere ne eğitimi vereceksiniz, ahlakı nasıl öğreteceksiniz; peki moda ile ahlakı dışlamış, modacı mı yargıç mı, savcı mı, avukat mı belli olmayan yargıçlarla, savcılarla, avukatlarla nasıl ahlaka uygun yargılamalar yapabilirsiniz; ahlak deyip geçmeyin çünkü ahlak zekanın, akılın, mantığın en üst biçimidir, en üst aşamasıdır öyle ki yalnızca dinde değil felsefede de, bilimde de ahlak zorunludur; ve ahlak doğruya, iyiye saygı da demektir, peki moda ile doğruya, iyiye saygısı kalmamış insanlarla nasıl doğru, iyi bir toplum, ülke, demokrasi, devlet kurabileceksiniz? Anlaşılan ki siyasetçiler ya ekonomiden başka şeyden anlamıyorlar ya da anlamak istemiyorlar ya da modanın ülkeye, topluma, devlete saldırısını gizlemek, örtmek için dikkatleri modadan uzaklaştırıp yalnızca ekonomiye çekmek istiyorlar. Yani siyasetin çelişkisine, tuhaflığına, akıldışılığına, mantıksızlığına bakın: Biryandan 'Türkiye'ye faiz lobisi, dolar lobisi saldırıyor' deniliyor, biryandan da devletin, milletin, vatanın malları, fabrikaları şeker fabrikasılarına(fabrikalarına) varıncaya kadar satılıyor. Bakın Aselsan'ı da borsada 'Halka arz' adı altında satıyorlar; neymiş efendim, arz edilen Aselsan hissesilerinin %60'ını yerliler yani Türkiye vatandaşıları alacaklarmış, peki %40'ını kim alacak, yabancılar yani 'Türkiye düşmanı' denilenler, 'Faiz lobisi' denilenler, 'Dolar lobisi' denilenler. %40 az birşey mi; bugün %40 olur, yarın %70 olur çünkü borsada hisse alıp satmak serbest ve Türklere bile hisse satın aldırabilirler yabancılar. Yani faiz lobisi, dolar lobisi zararlı da, tehlikeli de devletin, milletin, ülkenin, kamunun mallarını, servetini, fabrikalarını, şirketlerini, madenlerini, topraklarını yabancılara olsun yerlilere olsun, satmak yanlış, kötü değil mi yani köydeki sebil çeşmesini ha Bush'a satmışsın ha Hasan'a, ne fark eder; köyün ortak malı kişilere satılır mı? Peki ekonomi, iktidar çok başarılı da neden şeker fabrikasılarını bile satıyor, neden taa sömürgeci, barbar, işgalci, Vahhabilik imalatçısı İngiltere'ye dolar bulmak için gidiliyor; siz hiç Rusya'nın, Çin'in, Japonya'nın, Fıransa'nın(Fransa'nın), Almanya'nın, İtalya'nın, Kuzey Kore'nin, İran'ın Abd'ye para bulmak için gittiğini gördünüz mü; peki Abd'nin Rusya'ya, Japonya'ya, Avrupa'ya para bulmak için gittiğini gördünüz mü; kuşkusuz ki güçlü insan olan da güçlü devlet olan da başkalarından para istemez. Türkiye'ye asıl saldırı ekonomi ile, faiz ile, dolar ile falan değil; Türkiye'ye asıl saldırı moda ile, sanat ile, kitaplar ile, edebiyat ile, felsefe ile, bilim ile, teknoloji ile, kültür ile, beyin ile, ruh ile. Parasız kalanlar fakir de insanca yaşayabilirler ancak ruhsuz kalanlar asla insanca yaşayamazlar; parasız kalanlar evlerindeki eşyaları satıp evlerine para getirebilirler ancak kafatasılarının içindeki ruhu satanlar kafatasılarının içlerine ancak ruhsuzluk getirirler. Açık ki Osmanlıcılık da, özel sektör de, siyaset de Türkiye'ye saldırıdır ve hem dışarıdan hem içeriden saldırıdır; örneğin kaç siyasi partinin ve kaç şirketin arkasında 'Dış güç' yok araştırdınız mı acaba? Bakın Türkçe yani Türkiye Türkçeleri varken 'Hijyen, etik, aktivite, lansman' gibi Batı sözcükleri ile doldurulmakta yani Türkiye'ye dil ile saldırı var. Türkiye dışarıdan buğday, saman ve et alıyor yani bunlar Türkiye'de yoktu değil, bunlar zaten Türkiye'de vardı yani Türkiye'de olmayan birşey değil Türkiye'de yok edilmekte olan şeyleri dışarıdan satın alıyoruz. Yani Türkiye'ye gerekli olan ilk şey ne dolar ne siyaset; Türkiye'ye gerekli olan ilk şey felsefe, bilim, Din hadisileri, Türkçe ve Mustafa Kemal Atatürk ile ÖZGÜR RUH! Bunun için de Batı hayranlığı'na da Doğu hayranlığı'na da hayır! Yaşasın önce felsefe, bilim, Din hadisileri, Türkçe ve Mustafa Kemal Atatürk! Türkiye'nin damarlarında Batı hayranlığı, Doğu hayranlığı, Osmanlı hayranlığı olarak dolaşan Yabancı hayranlığı'nı Türkiye'nin damarlarından atın artık! Siyaset ve özel sektör cehalet ve nefstir; yalandan, savaştan ve gerçeklere, doğrulara yani felsefeye, bilime ve Din hadisileri'ne ihanetten başka şey getirmezler. Onlar her başarısızlıklarının suçunu hep başarısızlıklarının nedenini 'Elektriklerin(Elektriklerin) kesik olmasına, öğretmenlere, annelerine babalarına' yani başkalarına atan tembel öğrenciler gibi 'Yabancılar'a, Yabancı mihrak'lara, Dış güçler'e, 'Lobi'lere atarlar oysa asıl ve temel suç felsefeden, bilimden ve Din hadisileri'nden uzak, yoksun olan kendilerindedir! İnanmayın artık siyasete, özel sektöre, hayata, dünyaya; yalnızca felsefeye, bilime ve Din hadisileri'ne inanın! 'Türkçe ile felsefe ve bilim olmaz, Türkçeyi terk edin' diyenlerle, Mustafa Kemal Atatürk'e ve İnönü'ye 'Ayyaş' diyenlerle, 'Demokrasi tıramvaydır, işimiz bittiğinde ineriz' diyenlerle, Lozan anlaşması'na sövenlerle, 'Dokuz yaşındaki kız çocuğu evlenebilir ve çocuk doğurabilir' diyenlerle, 'Babanın öz kızına şehvetle bakması haram değildir' diyenlerle, kundaklarındaki bebek kardeşlerini bile öldürtmüş padişahları baştaçı edenlerle, 'Cahil öğrenciler yetiştirmeliyiz' diyenlerle, demokrasi yerine ağır yandaşlık yapanlarla, siyasi parti başkanı ile cumhurbaşkanını eşit sayanlarla, döviz yokluğu yüzünden bebeklere ve çocuklara zorunlu aşıyı zorunlu olmaktan çıkaranlarla ve döviz yokluğu yüzünden antibiyotik satışını bile karneye bağlayanlarla Türkiye yükselmez; şeker fabrikalarını ve Aselsan'ı bile satıncaya; Türkiye düşmanı ve İslam dünyası düşmanı İngiltere'den para aramaya gitmeye kadar çöker! Yaşasın felsefe, bilim, Din hadisileri, Türkçe ve Mustafa Kemal Atatürk ile ÖZGÜR RUH! Necdet Gürçiftçi İnternette yayınlandığı zaman: 4.6.18/10.32
Düzenleme: 04.06.2018 / 11:05
Kapat/(ESC)
Yorum Düzenleme

Yeni Üyeler

  • Pirinctanesi
  • Mefail
  • turgaykurtulus
  • Celal
  • umsena
Kapat/(ESC)
Tavsiye
Adınız:
Sizin eposta adresiniz:
Alıcının eposta adresi:
Mesajınız:
Doğrulama Kodu:
captcha refresh
Kapat/(ESC)
İletişim
Adınız:
Eposta adresiniz:
Mesajınız:
Doğrulama Kodu:
captcha refresh
Kapat/(ESC)
Rastgele Şiir