Şiir Defteri

TÜRKİYE'DE DEVRİM KOŞULLARI HIZLA OLGUNLAŞIYOR (DENEME)

Yazan: Birturkbilgesi
14.10.2023 / 21:06
181 kez görüntülendi
0 yorum yapıldı
12 eylül 1980 öncesi, komünistlerin, sosyalistlerin, devrimcilerin ?Hah, şimdi devrim koşulları olgunlaştı.' deyip devrim havasına girmeleri sonra düş kırıklığı ve çöküşleri ile sonuçlanmıştı. O zamanlar sömüren ve sömürülen sınıflar arasında büyük bir ekonomisel(ekonomik) uçurum vardı, ekonomi büyük bir durgunluk ve çöküntü içindeydi. Sömüren sınıf hem ekonomi, hem siyasal hem baskı olarak çok zorbalaşmıştı. Ekonomi usunu (akılını) yitirmişti. Askerler jiplerle sokak sokak, yabancı sigara satanların arkasından koştururlardı, kaçtıkları iş hanlarını bile didik didik ararlardı. Üzerinde dolar çıkan kişiler bile göz altına alınırdı. Yokluk, işsizlik, haksızlık, karakollarda işkence sınır tanımıyordu. Her gün ortalama 20 kişi terör olaylarında ölüyordu. Kahvehane taramak, bombalamak günlük olaylardandı. Ekonomik bunalıma, siyasal bunalım ve terör eşlik ediyordu. Doğal ki devrimcilerin bu ortamda, Lenin'ci ve Marx'çı yaklaşıma göre devrim durumunun oluşturduğunu düşünmeleri doğaldı; bunu düşünmeyen bir devrimci olmak, uzayda yürümek kadar olanaksızdı o zamanlar. Ama devrim olmadı; devrim koşulları mı oluşmamıştı, yoksa başka bir nedeni mi vardı? Başka bir nedeni vardı: Geleceğin düşünsel yapısındaki eksiklik. Çünkü devrim kuramı yalnızca ekonomisel ve siyasal nedenleri göz önüne almıştı. Bu açıdan; oluşacak bir devrim, okyanusta kaptansız kalmış bir gemiye benzeyecekti. Bu yüzden ki Rusya'da, Küba'da, Çin'de devrimler olması birer rastlantıdan başka şey değildir ve onlar da gerçek devrimler değil devirmeleredir. O yüzden ki oralarda yapılan bu sözde devrimler , gerçekte ise devirmeler, devrilmeleriyle sonuçlandı. Oralarda asla gerçek bir devrim olmadı. Sovyetler Birliği'nin yıkılacağını ilk, ilk çıplak kadınlı sahneye sahip filimini çektiğinde anlamıştım ve sipora büyük ağırlık vermesinde ve sonra da modaya. Bu da benim kuramım: Bu üç şeyin tümünün ya da bazısının var olduğu her devlet yıkılacaktır. Yeni, bilimsel, insanca dünyada bunlara yer yoktur. 12 eylül 1980'de , devrimcilerin kuramsal yani öznel yetersizliği kaçan devrim olanağı günümüzde hızla üstelik özelde Akp, genelde ise onu yönlendiren dış ve iç güçlerce hızla olgunlaşmaya doğru gitmektedir. Tarih ileriye gittiği gibi geriye de gider. Marx da, Lenin de bu konuda da yanıldılar. Hiçbir devrim, doğada ve evrende olan birşeye sırt dönemez. Genelde tüm dünyada, özelde ise Türkiye'de olması zorunlu olan devrim; gerçekte Marx'ın ve Lenin'in düşündüğünden çok daha karmaşık ve bilgesel bir olay. 12 eylül 1980 sürecinde, egemen sınıf, yalnızca, var olan düzeni kendisi için, kendine göre ve kendince çevirmek istiyordu; üstelik de bilinçsizce ve gözüdönmüşçesine. Bu dönemde olabilecek bir devrim de bundan koşullanacaktı ve kalıcı olmayıp geçici olacaktı ve bir karşı devirme(devrim değil) ile yıkılacaktı. Oysa günümüzde, egemen sınıf yalnızca var olan düzeni kendisi için, kendine göre, kendince çevirmeyi değil önceki, önceli, eski düzen içinde bunu yapmak da istemektedir. 12 eylül 1980 sürecinde egemen sınıf, kapitalizimde kalarak diktasını kurmak istiyordu. Şimdi ise feodal devlete, üstelik alt ve üst yapısı ile tümden geri dönerek bunu yapmak istemektedir. Yani geriye doğru devrim yapmak istemektedir. Bunun çözümü ise ileriye doğru devrimdir. İşte bu yüzden ki Türkiye'de gerçek bir devrimin koşulları hızla olgunlaşmaya gitmektedir. Egemen sınıf, var olan düzen içinde bunu yapmak isteseydi, sorun, ileriye doğru devrimle değil evrimle çözülebilirdi ama egemen sınıfın geriye doğru devrim istemi, bunu önlemektedir. Bu durumda; ordu sessiz ve uzakta kalmalıdır. Son anda olaya karışarak, geriye doğru devrimi yok etmeli ve açık ve kesin olarak ileriye doğru devrimi desteklemelidir; Atatürk'çü davranıp. Bu aşamada yine en büyük sorun, yine 12 eylül 1980 sürecinde olduğu gibi, devrimci sınıfın kuramsal yani öznel yetersizliği olacaktır. Çünkü devrimci sınıf hiç özel, özgün, ulusal, bilimsel, özge düşünürler, bilgeler yetiştirmemiştir. Devrim yapabilseler de yapacakları tek şey ?Marx ne demiş, Lenin ne demiş, Mao ne demiş.' diye kitaplara bakmak olacaktır. Bu da onların sonu olacaktır. Devrimci sınıflar düşünür, bilge yetiştirmemişlerse, iş sonunda yalnızca askersel diktaya gider ve sonra da yok olmaya. Sovyetler Birliği'ni yıkan özdeki neden buydu. Öyle ki Lenin sonrası Sovyetler Birliği düşünürlerle değil Kızıl Ordu'suyla, Kgb'siyle anılır olmuştu. Böyle devrim olmaz, olsa da yaşamaz. Gerçek devrimler düşünürlerle, bilgelerle başlar ve sürer. Düşünürlerini, bilgelerini yitiren bir devrim yok olmaya tutsaktır. Devrim öyle emekçi sınıflarla, sömürülenlerle falan yapılabilecek kadar basit, kolay, sıradan birşey değildir; onlarla olsa olsa devirme yapılabilir, devrim değil. Devireni de devirirler birgün. Evet, Türkiye'de devrim koşulları olgunlaşıyor ve bunun tek nedeni, Akp'nin geriye doğru devrim yapmak istemesi. Akp'nin binlerce yıla dayalı, yüzlerce özgün, özel, özge düşünür kadrosu var; İslam tarihi içinden; ölü ve diri. Peki, devrim yapmak isteyenlerin kaç tane düşünürleri var? Engels'i, Marx'ı, Lenin'i, Marx'ı , Atatürk'ü saymazsak sıfır. Onları da anladıkları yok zaten. Çünkü ne felsefeyle ve mantıkla ilgileri var ne bilimsellikle, inançla. Şiir, öykü, roman, felsefe, mantık, bilimsellik sevmeyen; yalnızca sigara, içki, eğlence ve cinsellik seven bir sınıf nasıl devrim yapar? Ancak devirme yapar, yapsa yapsa. Tarih, bilim ve felsefe onların gerçek bir devrim yapmalarına izin vermez ki. Bu kadarcık düşünürle ancak 100 yıl ileriye gidebilirsiniz. Dünya yeni devrim tarihi çok karmaşıktır ve çok karmaşık, her alanda kuramlar gerektiren; düşünürler, bilgeler gerektiren çok karmaşık, zor bir süreçtir. Dünya yeni devrim tarihi işçiyle, köylüyle, memurla, askerle, işsizle, cahille olacak basit, kolay bir iş değildir. Eğer ki devrimci sınıf gerekli düşünürleri ve bilgeleri oluşturamazsa Akp, geriye yönelik devrim sürecinde başarıya ulaşılabilecektir çünkü onun engin bir düşünür kadrosu var, 4.000 yıllık; Musa'dan Muhammed'e ve Fethullah'a kadar. Al eline orakı, çekici, çık sokaklara devrim yap; böyle devrim olmaz. Tarih düşünür olmayan sınıfların devrim yapmasına asla izin vermez çünkü doğa ve evreni çok karmaşık ve olağan üstü biçim ve içerikte yaratmıştır tarih; basit, sıradan, cahil, kültürsüz, eğitimsiz insanların eline geçmek, onlarca yönetilmek istemez. Adam daha suyun moleküler yapısından habersizse ne işi var devrimle, tarihi ve dünyayı değiştirmekle? Şehir hamamı mı tarih, dileyen girsin? Türkiye'de gerçek bir devrim ancak bilimsel, yeni bir din ile; Türkçe Türkçesi ile, ulus üstü devlet kuramı ile ve psikoloji biliminden hukuka kadar her bilimde yepyeni kuramsal çığırlar açacak düşünürlerle, bilgelerle olabilir. Ama devrim yapmak isteyen sınıf hala Freud'un, Platon'un, Voltaire'in, Nitzsche'nin, Marx'ın, Lenin'in, Mao'nun, dinsizliğin arkasından gidecekse avucunu yalasın. Bu durumda geriye yönelik devrimi ancak ordu önleyebilir ki o da devrim değil devirme olur ancak. Türkiye'deki devrimci sürecin tek sorunu yozluğu, aptallığıdır; ne Abd ne faşistler ne kapitalistler değil. Ve devrim yapmak isteyen sınıf Atatürk'e ve Türklüğe sırt döndüğü sürece de avucunu yalar. ?Ah, rakı şişesinde ve yar koynunda devrimci olsam.' istemez tarih. Sol şu an Türkiye'de, sudan çıkmış balık gibi. Biliyorum. Kuramsız, pusulasız, dış desteksiz kaldılar. Ama hak ettiler. Şunu kafanıza yazın: Dinsiz devrim de devrimci de olmaz. Önce, bilimsel bir din gerekli devrimcilere ve tümünün özgün, özel, özge düşünürleşmesi zorunlu. Tarih fotokopi ve inançsız sevmez. Türkiye'de geriye yönelik devrim koşulları da ileriye dönük devrim koşulları da hızla olgunlaşıyor ve kimin düşünür, bilge kadrosu daha çok ve güçlüyse, ordu da karışmazsa, o kazanacak. Tarih geriye öyle bir döner ki şaşarsınız. Necdet Gürçiftçi Hiçbir dini inançtan ve hiçbir siyasi partiden yana olmayan dinli ve bilge İnternette yayınlandığı tarih: 2010-Kasım
Düzenleme: 14.10.2023 / 21:06
Kapat/(ESC)
Yorum Düzenleme

Yeni Üyeler

  • Tormentor
  • Hevilli
  • Pirinctanesi
  • Mefail
  • turgaykurtulus
Kapat/(ESC)
Tavsiye
Adınız:
Sizin eposta adresiniz:
Alıcının eposta adresi:
Mesajınız:
Doğrulama Kodu:
captcha refresh
Kapat/(ESC)
İletişim
Adınız:
Eposta adresiniz:
Mesajınız:
Doğrulama Kodu:
captcha refresh
Kapat/(ESC)
Rastgele Şiir