Şiir Defteri

TRT'NİN TUHAF OKUL TELEVİZYONU (DENEME)

Yazan: Birturkbilgesi
30.08.2018 / 09:50
836 kez görüntülendi
0 yorum yapıldı
Binlerce Tl verip Led televizyon alanları anlamıyorum ben. Televizyonu ne için mi kullanıyorum? Açık söyleyeyeyim: Olanağım olursa Ulusal kanal'daki, Halk Tv'deki ve Habertürk'teki düşünce, söyleşi yayınılarını(yayınlarını) izlemek; Trt belgesel televizyonunu izlemek; Trt okul televizyonunu izlemek, ve denk gelebildiğim her televizyon kanalından, yazılarım için gerekli fotoğrafları çekmek için. Çünkü bence bu beş Tv kanalı dışındaki Tv kanalıları ki özellikle Akp yandaşı Tv kanalıları akıldışı ve ahlakdışı insanlara en başta 'Yarışma' adı altında ve 'Sosyal yayın' adı altında teslim edilmiş bir durumda. Bu üç televizyon kanlı dşında bir de Anadolu üniversitesinin Açıköğretim televizyonunu izlerdim ancak epeydir göremiyorum artık televizyonumda; ve Trt okul televizyonu'nu da izlemeyi bıraktım. Neden? Çünkü Trt okul televizyonunda yani çocukların ve öğrencilerin izlediği yani bu eğitim televizyon kanalında bir yarışma gördüm. Adı: Savunma alanı. Yarışma değil sanki gerilla eğitim alanı. Çünkü sivil kişilerin resmi askeri eğitim vermek ve almak hakları yok. Yani bu televizyon kanalı bir okul yani eğitim yani öğrenci yani genç eğitim alanı. Ancak bu tuhaf yarışma sanki bir savaş alanı ya da terör alanı gibi; yarışmacıların ellerinde boya atan tam otomatik ağır silahlar. Yan tam bir silahlı çatışma ortamı. Oysa orası okul televizyonu. Askeri eğitim televizyonu değil. Yarışmacıların adları da çok tuhaf çünkü belli ki yarışmacılar İslami adlar ve milliyetçi adlar taşıyan kişilerden seçilmiş özellikle, kasıtla; örnek ki: Muhammed, Hasan, Zehra, Kürşat, Beytullah, Mert, Cihat, Zeynep. Yani yarışmacılar arasında neden örnek ki Barış, Özgür gibi adlılar yok? Yarışmacılar özenle, kasıtla yalnızca Akp dünyasından ve Mhp dünyasından seçilmişler gibi sanki. Yarışmada vurulan oyunculara bir de 'Muhammed vuruldu, oyundan çıktı', 'Zeynep vuruldu, oyundan çıktı' gibi şeyler söylüyorlar. Bu da bu kanalın yöneticilerinin de bu yarışmayı üretenlerin de felsefeden, bilimden, İslam kültüründen ve mantıktan pek anlamadıklarını gösteriyor çünkü örnek ki 'Muhammed vuruldu' denilecekse neden adı Muhammed olanı seçiyorsun, yarışmacı olarak? Yani Müslüman insan 'Muhammed vuruldu' demek ve dedirtmek ister mi? Bakın; tüm dünyada olduğu gibi ülkemize de ve ülkemizde de özellikle ve öncelikle gençliğe bir saldırı var; gerek moda adı altında, gerek pirsing adı altında, gerek dövme adı altında, gerek turizım(turizm) adı altında, gerek eğitim adı altında, gerek medya adı altında, gerek reklam adı altında, gerek konser adı altında, gerek sanat adı altında, gerek oyun adı altında ki örnek ki bilgisayar oyunuları, savaş oyunuları ve paintball adı altında. Tüm bunlar felsefeden, bilimden, Din hadisileri'nden, kitap okumaktan, öğrenmekten uzak, yoksun; akıldışı ve ahlakdışı; bencil, sorumsuz; bedensel, bedenci; robot, makina; sömürülmeye, diktatörlüğe ve 3. bir dünya savaşına uygun bir gençlik ve toplum yaratmak için; yani bunlar sanıldığı gibi masum şeyler değil artık. Yani bakın hal öyle vahim hale gelmiş ki devletin okul, eğitim televizyonunda bir savaş oyunuları oynanıyor. Sonra da bakıyorsunuz; öğrenci gençlik elinde kitapla, kalemle, düşünürlükle, alimlikle, alimelikle, bilgelikle tanımlanmak yerine Amerikan müziği ile dans ederken, elinde silahla, elinde gofretle, üstünde moda ile, kolunda dövme ile, bedeninde pirsinglerle, sıpor(spor) ile tanımlanıyor. Televizyondaki özel üniversite reklamlarına bakın: Bir özel üniversitenin reklamında bir genç duvara tırmanıyor, bir özel üniversitenin reklamında bir genç Kung-fu yapıyor, bir özel üniversitenin reklamında öğrenciler dans ediyor, bir özel üniversite reklamında baylı bayanlı öğrenciler çimenler üzerine geyikyapıyor(geyip yapıyor) yani üniversite reklamılarında bile vurgulanan felsefe, bilim, Din hadisileri, beyin, ruh, düşünürlük, alimlik, alimelik, bilgelik olmuyor artık; beden, kas, beden gücü, haz, nefs, sıpor, cinsellik, eğlence gibi şeyler oluyor yani neredeyse 'Bizim üniversiteye gelin, bizim üniversitemizde her hafta köçek oynatılıyor' ya da 'Bizim üniversiteye gelin, bizim üniversitede sevgili bulmanız çok daha kolay' denilecek bir durum var durumda; yani üniversite reklamılarına bakın: Hiç 'Düşünür, alim, alime, bilge yetiştiriyoruz' diyen var mı? Öyleyse eğitim neden? Öyleyse üniversiteler neden? Yani anaokulu reklamlarına bakın: Yüzme, ata binme, tekvando, zumba öğretiyoruz' gibi şeyler deniliyor çünkü amaç eğitim değil, gerçekleri ve doğruları vermek değil; cehalet ve nefs içindeki bir toplumun isteklerini vermek; felsefeden, bilimden ve Din hadisileri'nden uzak insanların ve toplumun beklentilerini, mutluluklarını vermek; yani be kardeşim, anaokulunda tekvandonun, zumbanın ne işi var; felsefe, pısikoloji, hukuk, sosyoloji, bilim sevgisi, kitap sevgisi öğretsene? Ee, anneler, babalar eğlenmek istiyor; çocuklara o verilecek kuşkusuz. Bakın çok tehlikeli, çok zararlı, çok yanlı, çok kötü br durum: Çocuklar, gençler, toplum bedenle var olmaya, bedenle mutlu olmaya, bedenle başarılı olmaya, bedenle tanımlanmaya yönlendiriliyorlar, yöneltiliyorlar; televizyon reklamlarından bilgisayar oyunularına, modadan eğitime kadar, her alanda. Sonra karşımıza düşünür, alim, alime, bilge, yazar, şair, kitapokur(kitap okur), toplumsal, evrensel, medeni insanlar değil Conan'lar, Zeyna'lar, Rambo'lar, Terminatör'ler çıkacak. Siyasetteki ve eğitimdeki başarısızlığı, ve ülkedeki suç artışını bir de bu açıdan değerlendirin ki daha çok şeyi anlamaya başlayacaksınız. Bu durum bir rastlantı ya da bağımsız, özgür bir tercih, seçim, yönelim değil; faşist kapitalistlerden, faşist emperyalistlerden oluşan bir gizli Dünya derin devleti'nin üretimi ve yönlendirmesi ki merkezi de büyük olasılıkla Abd-İngiltere-İsrail üçgeni içinde olabilir. Yani ben 3-5-10 bin Tl verip Led Tv alanlara şaşıyorum. Hayatları çok ucuz mu yoksa anlamsız mı acaba da pahalı sahibi, sahibesi olmaktan haz alıyorlar, kendilerini pahalılıkla tatmin ediyorlar? Bence bu medyanın ve eğitimin haline siyah-beyaz televizyon bile yeter. Çocuklarınızı, gençliğinizi, toplumunuzu, ülkenizi, insanlığı dünyayı ve kendinizi koruyun: Felsefe-Bilim-Din hadisileri üçgeni ile. Ve ruhunuzu da bedene karşı koruyun bir de; bedeninizi doğaya karşı korumaya ek olarak. Bu nedenle hep dedim ki okullarda, üniversitelerde beden eğitimi dersi, sıpor olmasın; çocuklar, gençler, öğrencilere bedene, kasa, bedensel, somutluğa, niceliğe, güce, gösterişe, modaya, nefse değil beyine, ruha, felsefeye, bilime, Din hadisileri'ne, soyutluğa, niteliğe, düşünmeye, düşünce üretmeye yönelsin. Türkiye'nin de insanlığında savaşçılara, sıporculara değil felsefeye, bilime, Din hadisileri'ne, düşünürlere, alimlere, alimelere, bilgelere, düşünen insanlara, düşünce üreten insanlara gereksinimi var; ancak görünen ki çocuklar, gençler, öğrencilere felsefe, bilim, Din hadisileri, düşünürlük, alimlik, alimelik, bilgelik, düşünce insanı olmak yerine savaşçı, sıporcu, teşhirci, moda esiri, nefs esiri olmaya çekiliyor tıpkı İslam dünyasında savaşlarla, terör örgütüleriyle İslam gençliğinin üniversite okumasını; felsefe, bilim, Din hadisileri öğrenmesini; düşünür, alim, alime, bilge, yazar, şair, düşünen insan, düşünce yaratan insan, mucit insan olmasını önlemek amaçı taşıyan Bop'ta da olduğu gibi. Yani var olan eğitim anlayışı ile, var olan eğitim düzeni ile, var olan eğitim ile çocuklara, gençliğe, öğrencilere adeta 'Düşünür, alim, alime, bilge, yazar, şair, mucit, düşünce insanı, insanlık insanı değil modacı, manken, sıporcu olun' deniliyor gibi bir durum var durumda; bu tuzağa, bu oyuna düşmeyin; nerede felsefe, bilim, Din hadisileri varsa ortaya koşun, nerede sıpor, eğlence, barbarlık, akıldışılık, beden işi, cehalet, nefs, felsefeden uzaklık, bilimden uzaklık, Din hadisileri'nden uzaklık, kitaplardan uzaklık, akıldışılık, ahlakdışılık varsa oradan uzaklaşın yoksa yalnızca sizin ülkeniz değil tüm dünya da batar, yalnızca tüm dünya değil sizin ülkeniz de batar. Devlet, hükümet ve Milli istihbarat teşkilatı bu açıdan da çocukları, gençliği, öğrencileri, eğitimi, ülkeyi, toplumu korumalıdır yoksa oluşacak şey güzel bir saksıda bir karaçalıdan, bir ovada bataklıktan başka şey olmayacaktır. Televizyonda oyuncak reklamları bile savaş oyuncakları reklamları ile doldu; televizyonda çocuk çizgi filımları da, televizyonda yarışmalar bile savaş, terör, barbarlık, vahşet, güç gösterisi doldu; bu durum bir rastlantı değildir, küresel bir tuzaktır.. Yani bu ülkeye başkan olmak o kadar, öyle kolay değil; öyle seçim sandıkıları(sandıkları), halk iradesi, oylarla, seçmenlerle, seçim yasası ile, mitinglerle olacak kadar kolay birşey değil çünkü bu ülkeye gerçek, doğru başkan olmak ancak felsefe, bilim, Din hadisileri dahil herşeyden anlamakla olur ancak ki bu ülkede bunu başaran tek devlet başı bugüne kadar yalnızca ve ancak Mustafa Kemal Atatürk olabildi. Ülkeler en gerçek, en doğru başlarını Felsefe-Bilim-Din hadisileri üçgeni içinde bulabilirler ancak, gerisi ise ya edebiyat ya tiyatrodur. Ülkelere gerçek, doğru başları halk ya da demokrasi değil Felsefe-Bilim-Din hadisileri seçer ancak. Dünyada bir İlim imparatorluğu değil; Conan'lı, Zeyna'lı bir Beden imparatorluğu yaratılmaktadır. Necdet Gürçiftçi Bağımsız, özgür, bilimsel, tarafsız, hiçbir dinden olmayan dinli ve bilge İnternette yayınlandığı zaman: 30.8.18/09.41 (Yazı fotoğrafları ile internette var).
Düzenleme: 30.08.2018 / 09:59
Kapat/(ESC)
Yorum Düzenleme

Yeni Üyeler

  • ademtok
  • mimu
  • kartanesimKar
  • Ebuelfiya
  • Efeefe
Kapat/(ESC)
Tavsiye
Adınız:
Sizin eposta adresiniz:
Alıcının eposta adresi:
Mesajınız:
Doğrulama Kodu:
captcha refresh
Kapat/(ESC)
İletişim
Adınız:
Eposta adresiniz:
Mesajınız:
Doğrulama Kodu:
captcha refresh
Kapat/(ESC)
Rastgele Şiir