Şiir Defteri

SUÇLULARI SUÇLAMAK (DENEME)

Yazan: Birturkbilgesi
29.10.2018 / 11:46
756 kez görüntülendi
0 yorum yapıldı
Suçluları hemen suçlayan, suçluları linç etmeye kalkan, suçluları canavar ilan etmeye hazır bir kitle var bizde de, öteki ülkelerde de. Bu hal bilimdışı bir kültür, bir linç kültürüdür, bir barbarlık ve vahşet kültürüdür. Bu yazıyı yazmak için altı yıl bekledim. Hep diyorum; bazı yazılarımı yazmak için günlerce, bazı yazılarımı yazmak için aylarca, bazı yazılarımı yazmak için yıllarca beklerim; yanlış birşey yazmamak yani yanlış bir karar vermemek için. Ve hep şunu da derim: Geç gelen doğru adalet erken gelen yanlış adaletten doğrudur, iyidir, yeğdir, üstündür, ileridir. Rusya'da 2012 yılında genç bir anne yani kadın manken 4 aylık bebeğini yaşadığı apartmanın 14. katından atıp öldürmüştü. Açıklaması ise 'Çok ağlıyordu' olmuş, ve bebeğini aşağı attıktan sonra gidip yatağına yine yatmış yani olay öncesinde kadın uyuyormuş. Büyük olasılıkla zaman gece idi. Ve pısikiyatri(psikiyatri) kıliniğine(kliniğine) yatırılmış, yine de bilimsel davranılıp yani insanlara insanca davranmak için insani davranmaya gerek yok, bilimsel davranılsın yeter. İran'da ya da Suudi Arabistan'da olsa idam edilirdi; işte Batı ile Doğu arasındaki çok öenmli farklardan biri de bu, hernekadar Batı ahlakdışılık efendisi olsa da. Bu nedenle ki zaten dini bilimsel, tek doğru tanımlayan Din hadisileri de 'Din bilimdir/ilimdir, bilim yoksa din de olmaz' diyor. Yani Din hadisileri'nin dahi dinderi(peygamberi) diri diri mezara gömülen kız bebeklerini kurtarırken yalnızca insaniliği değil bilimselliği yani akılı mantığı da düşünüyordu... Rusya'daki bu vahşete ben de önce şaşkınlıkla, hayretle ve aşağılama ile tepki gösterdim herkes gibi ancak cehalet ve nefs içindeki bir ortamda insan herkes gibi davranıyorsa yanlış yolda demektir yani farklı birşeyler bulmam gerekli idi çünkü olayın açık ki mutlaka farklı birşeyleri vardı yani bir anne bebeğini nedne öldürsündü?... Ancak tıp, sağlık öğrenmeye çalışmaya başladıkça insan beyinini, ruhunu, akılını yani insanlığı yöneten şeyin yalnızca inanç, ruh, toplumsal koşullar, ekonomik koşullar, eğitim olmadığını anladım. Yani insanilik yetmez, bilimsel olmak gerekir ki Atatürk de zaten Din hadisileri gibi 'Hayatta en doğru yol bilimdir/ilimdir' demişdi(demişti). Bu olay Türkiye'de 2014 yılında, 2 aylık bebeğini evde tek başına, aç susuz bırakıp tatile gidip bebeğinin açlıktan ve susuzluktan ölmesine neden olan öğretmen anneyi anımsatıyor. O da 'Olayın suçlusu ben değilim, kandırıldım, kullanıldım; ben canavar değilim, çocuğuma çok iyi baktım' diye tuhaf şeyler söylemişti. Ve o üstelik bir öğretmendi yani öğreten; yani demek ki eğitimden önce başka şeyler gerekli doğru için de, suça karşı için de. O kadının beden sağlığı incelendi mi; tansiyonu, karaciğeri ve öteki önemli beden halleri? 'Eğitim şart' denir. Ancak gerçek ki eğitimden önce sağlık şart yani hastalık varsa tedavi şart çünkü genelde bir insanın, özelde bir bebeğin öldürülmeyeceğini biliyor olmak için bu konuda eğitim almak gerekmez. Demek ki eğitimi aşan, eğitimin dışında, cehaletin dışında, işsizlik, yoksuzluk, parasızlık gibi toplumsal nedenler şeyler de var suçu yaratan. Yani bir anneye çocuğunu öldürmemesi için verilmesi gereken bir eğitim yoktu, olamazdı da çünkü hayvanlar alemini geçeli nicel olarak en az 300 bin yıl, nitel olarak ise en az on bin yıl oldu insanlık. Demek ki sorunun nedeni başka biryerlerde idi de, suçun nedeni bir başka yerde idi de. Örnek ki kadın sevgilisinden ya da eşinden ayrılmış ya da sevgilisi ya da eşi onu terk edip gitmişti ya da kadının parasal sorunu yani işsizlik sorunu vardı örnek ki evi kira ise kirasını ödeyemiyordu Yalnızca cahil insanlar, geçim sorunu, ruhsal sorunu olan insanlar mı suç işler? Hayır. Suça bunlardan başka bir de genetik ve kalıtım da dahildir. Ancak gerçek ki suçu ve suçluyu açıklamak için bu da yetmez. Bir başka şey var da insanı suça iten: Genelde bedensel sağlık, özelde ise örnek ki yüksek tansiyon, karaciğer. Kişi kendisinde yüksek tansiyon olduğunu bilmiyorsa yani tedavi almıyorsa yüksek tansiyonu 20'ye ya da üstüne çıkıp kişinin akıl ve ruh sağlığını bozabilir, onu barbar, vahşi hale getirebilir, öyle ki akılını başından alabilir de yani insan delirebilir de yani insan suç işlediği anda ne yaptığını bilmiyor olabilir. Acaba o Rus kadının tansiyon hali ne idi? Yüksek tansiyondan daha kötü bir hal vardır: Karaciğerin kötü hali. Eğer karaciğerde ağır bir hasar ya da sorun varsa karaciğer kandaki amonyakı üreye çeviremez, bu durumda kanda amonyak miktarı yükselir ve tıp biliminin bile inkar etmediği bir açık delilik yaratır. O Rus anne de büyük olasılıkla alkolikti; buna bakıldı mı? Ülkemizde de, öteki ülkelerde de genelde suç işleyen, özelde ise bebeklerini, çocuklarını öldüren sayısız insan var bay, bayan. Onları suçlamadan, yargılamadan, cezalandırmadan önce; eğitimlerine, hayat koşullarına bile bakmadan önce bedensel sağlıklarına bakmalıdır yoksa adalet denilen şey hernekadar akıla yatkın olsa da yanlış ve kötü olur. Bu nedenle hukuk, adalet insanların herşeyden önce yalnızca bedensel sağlık halilerine de bakmalıdır. Evet; Rusya'daki o annenin tansiyonu, karaciğeri ne halde idi? Kandaki amonyak seviyesinin artmasına yalnızca siroz ya da karaciğer yetmezliği neden olmaz ya da yalnızca alkoliklik neden olmaz; ileri derecede kalp yetmezliği, idrar söktürücü gibi ilaçlar, kan kanseri, sigara, ağır sıpor(spor) yapmak da neden olabilir. Yani bir karaciğer bağışı birkaç suçu da önleyebilir. Yani yalnızca içki, uyuşturucu, işsizlik, açlık, yoksulluk, cehalet, adaletsizlik, haksızlık, tahrik, taciz gibi şeyler akılı baştan olmaz; bedendeki organlar da alabilir. Genelde insanları, özelde suçluları suçlamak kolaydır ancak en doğrusu yalnızca felsefe, bilim ve dini tanımlayan Din hadisleri yargıçlığı ile adaleti aramaktır. Yani siyaset ile, özel sektör ile yönetilen ülkeler de suçlar da artar, gerçek adalet de gerçekleşmez; bu nedenle hep diyorum ki: Ülkeler siyasetle ve özel sektörle değil felsefe, bilim ve Din hadisileri ile yönetilmelidir; ülkelerin, toplumların ve insanlığın temel ve en büyük amaçı bu olmalıdır. Felsefeden, bilimden ve Din hadisileri'nden uzaksanız adaleti sağlamaya çalışmayınız, adaletsizlikten korkmuyorsanız adaleti sağlamaya çalışmayınız. Gerçek, doğru adaletin efendisileri(efendileri) yalnızca felsefe, bilim ve Din hadisileri'dir; seçim sandıkıları(sandığıları), halk iradesi, demokrasi, eğitim, ekonomi, hukuk gibi şeyler değil. Hele vahşetin ya da akıldışı-ahlakdışı modanın kölesi bir adalet hiç olmaz. Yani adaletin, hukukun kitabı yeniden yazılmalı. Siyasetçilerle ve özel sektörle ya da hukukçularla ya da halkla ya da seçim sandıkıları ile değil; felsefe, bilim ve Din hadisileri ile. Necdet Gürçiftçi Bağımsız, özgür, bilimsel, tarafsız; hiçbir dini inançtan ve hiçkimseden yana olmayan dinli ve bilge İnternette yayınlandığı zaman: 29.10.18/11.42
Kapat/(ESC)
Yorum Düzenleme

Yeni Üyeler

  • ademtok
  • mimu
  • kartanesimKar
  • Ebuelfiya
  • Efeefe

Bağlı Üyeler

  • 01usta09:28
Kapat/(ESC)
Tavsiye
Adınız:
Sizin eposta adresiniz:
Alıcının eposta adresi:
Mesajınız:
Doğrulama Kodu:
captcha refresh
Kapat/(ESC)
İletişim
Adınız:
Eposta adresiniz:
Mesajınız:
Doğrulama Kodu:
captcha refresh
Kapat/(ESC)
Rastgele Şiir