Şiir Defteri

SUÇLULARA BU SORULARI SORUN

Yazan: Birturkbilgesi
04.07.2018 / 10:00
729 kez görüntülendi
0 yorum yapıldı
Felsefe, bilim ve dini tanımlayan Din hadisileri üzerine kurulamayan Türkiye demokrasi ya da doğru yönetim biçimi diye cehaletin ve nefsin gideceği zorunlu yol olarak, bir cehalet ve nefs türü olan siyasete gitti. Siyaset de felsefe, bilim ve Din hadisileri olmadığı için zorunlu olarak Batıcılık, Arabçılık, Osmanlıcılık, Asyacılık, Avrasyacılık, özel sektörcülük, özelleştirme gibi farklı cehalet ve nefs türlerine yöneldi çözüm diye. Bunun sonuçunda da toplumda hukuk ya da adalet olarak ya çıplaklık yani ahlakdışılık ya linç kültürü yani vahşet kültürü gelişti. Oysa gerçek hukuka, gerçek adalete ancak felsefe, bilim ve Din hadisileri üçlüsü ile gidilebilir. Ülkemizde son yıllarda zirve yapan, Altın çağ yaşayan şeyler genelde dolandırıcılık, çıplaklık, ölümlü iş kazasıları, işsizlik, yoksulluk, bilimdışılık, falcılık, evrim düşmanılığı, demokrasi düşmanılığı, laiklik düşmanılığı, Osmanlıcılık, Arabçılık, Avrupa düşmanılığı, Abd düşmanılığı ve Atatürk düşmanılığı yanında gelişen bir de vahşet suçuları. Batıcılar kimyasal hadım gibi yolları isterken Osmanlıcılar ve Arabçılar ise idam istiyorlar. Yani gerçekte tümü de bulanık suda balık avlamaya çalışıyor çünkü tümü de felsefeden, bilimden, Din hadisileri'nden uzaklar, yoksunlar; felsefe bildiklerini sananların felsefe diye bildikleri de zaten felsefe bilimi değil felsefe tarihi, felsefe mazisi, felsefe magazini, felsefe geyiği. Yani ülkemizde genelde suçlar, özelde ise vahşi suçlar üzerinde gerçekleşecek olan hukuk ya da adalet bu durumda o kesimler gibi felsefeye, bilime ve Din hadisileri'ne sırt çevirmekten başka şey olmama olasılığına yüksek derecede sahip. Neden? Çünkü Atatürk'ün de 'Hayatta en doğru yol gösterci bilimdir' ve Din hadisileri'nin 'Din bilimdir, bilim yoksa din de yoktur' sözündeki gibi gerçeğe, doğruya ve çözüme giden herşey bilimden geçer. Ancak görülen ki ülkemizde ne toplum ne hukuk ya da adalet bilimden uzak. Çünkü eğer bilim içinde olsalardı suçlular konusunda önce şunları sorarlardı: 1- Milliyeti ne? Çünkü bazı milletler ve bazı etnik kökenliler özellikle vahşi suçlara daha eğilimlidirler. 2- Dini inançı ne? Dini inançlar da insanları ve toplumları suça, barbarlığa ve vahşete itebilirler. 3- Seçimlerde hangi siyasi partiye oy vermiş, hangi siyasi partiden? Siyasi partiler de insanları, toplumları suça, barbarlığa, vahşete itebilirler. 4- Gelir düzeyi ne? İşsizlik, yoksulluk, parasızlık insanların akıllarını, ruhlarını, kişiliklerini bozabilir; bu yüzden bazan duyarız 'Melek gibi insandı, bunu nasıl yaptı anlayamadık' sözünü. 5- Sağlık güvencesi var mı? Sağlık güvencesi yoksa kolay kolay doktora gidemez; böylece sağlık sorunları saptanamaz, anlaşılamaz, çözümlenemez ve zamanla suça meyilli hale gelebilir. Yalnızca ruhsal hastalıklar değil bedensel hastalıklar da cinete yol açabilir. 6- Bilinen ya da bilmediği bir bedensel ya da ruhsal hastalığı var mı? Örnek: Yüksek tansiyon, karaciğer yağlanması, hepatit, karaciğer fibrozu, karaciğer sirozu, karaciğer kanseri. Bilinmeli ki bu tür hastalıklar da insan akılını, ruhunu, kişiliğini bozabilir; bu yüzden bazan duyarız 'Melek gibi insandı, bunu nasıl yaptı anlayamadık' sözünü. 7- Eğitim durumu ne? Ancak kişide ağır bir ruhsal ya da ağır bir bedensel hastalık varsa eğitim durumu dinlemez hastalık. 8- Genlerinde ya da kalıtımında sorun var mı? Peki ya Gdo, mısır şurubu, bazı gıda katkı maddesileri; bazı medya; bazı siyasetçiler; moda; kişilerde ve toplumlarda suça, daha da kötüsü barbarlığa, daha da kötüsü vahşete eğilimi arttıyorsa? Yani felsefeye, bilime, Din hadisileri'ne ve tıppa sırt dönüp doğru hukuk ve doğru adalet olmaz. Bu soruları sormayacaksanız ve bu soruların yanıtlarını medyaya, topluma açıklama cesaretini gösteremeyecekseniz ne hukukun anlamı kalır ne adaletin. Yumurtaların bile üzerilerine gerekli bilgiler yazılıyorken suç işlemiş kişilerden gerekli bilgileri almamak gerçek, doğru hukuka ya da gerçek, doğru adalete daha baştan sırt çevirmektir. Temel, ana, öz konu şudur: NORMAL İNSAN SUÇ İŞLEMEZ. Hukuk ya da adalet ya da toplum ya da siyaset kendi ayıplarını başkalarının ayıplarıyla örtme sanatı ya da kurnazlığı da olabilir. İnsanları cezalandırmak kolaydır; önemli olan: İNSANLARI ZAMANINDA KURTARMAK. EVET: NORMAL İNSAN SUÇ İŞLEMEZ. Suç işliyorsa normal değildir ve bunun da mutlaka bir nedeni vardır. Yani bu suçlular birzamanlar masum, sevimli, tatlı, melek bebeklerdi değil mi? Nasıl oluyor da bu hallere geliyorlar? Onları bu hallere ne, kimler getiriyor? Öyleyse suçları önlemek için neden insanları felsefe, bilim ve Din hadisileri ile normal yetiştirmiyorsunuz? Tavşan kaç, tilki tut ile ne doğru hukuk olur ne doğru adalet. Yani bu insanlar okul okuyor, baysalar askerlik yapıyor ve hala neden, nasıl suç işleyebilir durumda olabiliyorlar? Öyleyse bu okullar ve bu askerlik insanları medenileştirme yolunda ne işe yarıyor; demek ki önce eğitimde bir sorun var çünkü eğitim felsefe, bilim ve Din hadisileri üzerine kurulu değil. Suç işlemekten korunmanın en kolay yolu gülümsemektir ancak gülmek değil, yalnızca gülümsemek; böylece ağızdaki öfke, nefret, düşmanlık, canilik, barbarlık, ilkellik, canavarlık kasları etkisizleşir, bu da beyini rahatlatır, gülümsemeyi öğrenin ve öğretin. Necdet Gürçiftçi İnternette yayınlandığı zaman: 4.7.18/09.46
Düzenleme: 04.07.2018 / 10:17
Kapat/(ESC)
Yorum Düzenleme

Yeni Üyeler

  • Tormentor
  • Hevilli
  • Pirinctanesi
  • Mefail
  • turgaykurtulus

Bağlı Üyeler

  • aliucaralp05:55
  • GÖKKUŞAĞI05:53
Kapat/(ESC)
Tavsiye
Adınız:
Sizin eposta adresiniz:
Alıcının eposta adresi:
Mesajınız:
Doğrulama Kodu:
captcha refresh
Kapat/(ESC)
İletişim
Adınız:
Eposta adresiniz:
Mesajınız:
Doğrulama Kodu:
captcha refresh
Kapat/(ESC)
Rastgele Şiir