Şiir Defteri

ŞİZOFRENİ VE PSİKOLOJİ KURAMIM (DENEME)

Yazan: Birturkbilgesi
07.07.2018 / 14:55
984 kez görüntülendi
0 yorum yapıldı
Öncelikle şunu diyeyim ki 'psikoloji/pısikoloji'; 'loji' bilim demek olduğundan zaten 'bilim' sözcüğü içermesine karşın pısikoloji bilimi diye yazımda geçmesi toplumda daha iyi anlaşılması içindir. Akıl ve ruh hastalıkları artan bilimsel, teknolojik ve ekonomisel olanaklar sayesinde eski tür halinden kurtulmakta ve donanımlı, sevimli, hoş, temiz, süslü, olağan ve kalburüstü(kalbur üstü) hale öyle ki ünlü yapılabilir, sanatçı yapılabilir, zengin olabilir, üniversite bitirebilir, akademisyen bile olabilir, şirket patronu bile olabilir, baştaçı edilebilir hale gelmektedir. Bu açıdan; bir Akp'ci akademisyenin 'Bize cahil bir nesil lazım' sözü gerçekte 'Bize şizofren bir nesil lazım' anlamı taşımaktadır bence çünkü bilimde, teknolojide, insanca yaşamak olanaklarında mutlak zirvelerin, mutlak olanakların olduğu 21. yüzyıl gibi bir yüzyılda cahil kalmak, cehalet kalmak ve cehaleti savunmak ancak şizofreni ile olanaklı olabilir bence. Anlaşılıyor siyaset ve özellikle gerici siyaset ülkenin betonsal ve metalsel gelişimini düşünürken, toplumun beyinsel ve ruhsal gelişimini ise düşünmemektedir çünkü düşünse idi temel amaç ve temel yöntem olarak paranın satın alabileceği ya da nefsin tapabileceği şeylere değil felsefeye, bilime ve Din hadisileri'ni öğretmeye ve ülkeye egemen yapmaya sarılırdı. Yine bence şizofreninin temel ve genel nedeni evrimdir yani bedenin evrime karşı direnmesidir yani ya bedenin ya beyinin ya da ikisinin birden evrimin gerisinde kalmaktır. Yine bence kanserin de, Alzheimer'ın da, Parkinson'un da, Down'un da, Otizmin de, obezliğin de, diktatörlüğün de, milliyetçiliğin de, komünistliğin de, gericiliğin de, ilericiliğin de, modanın da, eşcinselliğin de, fahişeliğin de, zinanın da, çıplaklığın da, pornonun da; birşeyi sevip sevmemenin de; sağlıksızlığın da, ahlakdışılığın da, akıldışılığın da, insanlık tarihinin de temel nedeni evrimle ilgilidir. Yani devletler sorunlarının azalmasını istiyorlarsa evrimi desteklemeliler; ve evrimi destekleyen şeyler olan felsefeye, bilime ve dini tanımlayan Din hadisileri'ne yönelmeliler. Bence Gdo gibi şeyler bedenin evrimine katkıda bulunurlarken felsefe, bilim ve Din hadisileri de beyinin ve dolayısıyla ruhun evrimine katkıda bulunurlar. Bu doğal şizofrenidir. Doğal şizofreninin genel nedeni evrimseldir, özel nedeni de genlerdir. Bence şizofreniye neden olan gen benim Mia geni dediğim, Amerikalı bilimcilerin ise Maoa geni dedikleri gendir ki ya Amerikalı bilimcilerden önce buldum bu geni ya da hemen hemen onlarla aynı zamanda ve birbirimizden habersiz olarak ki Mia adı da zaten evrimle ilgilidir ve Mia geni Maoa geni'nden daha geniş kapsamlıdır. Şizofreninin evrim hali de genetik hali de ırsi hali de çevresel bulaşı hali de felsefe, bilim ve Din hadisileri eğitimi ile yok edilebilir ya da azaltılabilir yani felsefeye, bilime ve Din hadisileri'ne aykırı, zıt eğitimle de arttırılabilir, çoğaltılabilir. Bu nedenle; ruhsal kökenli suçlarda öncelikle devletler suçludur; toplumlarına felsefe, bilim ve Din hadisileri'ni öğretmedikleri için; yani ruhsal nedenli suçlar ve ruhsal nedenli sapkınlıklar felsefe, bilim, Din hadisileri öğretilirse azalır ya da yok olurlar, öğretilmezlerse de daha da artarlar, yayılırlar ve genelleşirler ve öyle ki katılaşıp kuşaktan kuşağa geçme özelliklerini daha da çoğaltırlar. Bir de öğretilen şizofreni vardır. Bu şizofreni genelde bilimdışı, akıldışı, vicdandışı şeyler öğreten dini inançlar, gelenek görenek, töre ve moda gibi şeyler ile oluşur. Bir de bulaşan şizofreni vardır. Bu da kişilerin en başta ailelerinden ya da eşlerinden etki altında kalmakla olur. Gerçekte toplumla medyanın dediği gibi depresyona doğru değil şizofreniye doğru gitmekteler, depresyon bu durumun yalnızca algılanabilen halidir; ve Maskeli depresyon denilen şey gerçekte maskeli şizofrenidir yani normal insan takliti yapan ya da anormalliğini belli etmeyen şizofreni. Yayılmakta olan şey depresyon değil şizofrenidir bence; öyle ki toplum içinde yaşayan, sabahtan akşama kadar toplumla olan, işte çalışan, sevecen, canlı, şirin, bakımlı, hayatla barışık görünen, işinde çok başarılı olan ancak gerçekte dünya içinde yaşayıp da, dünyaya ve hayata dörtelle(dört elle) sarılmış olup da dünyadan haberi olmayan, gerçek hayatı algılayamayan, gerçekleri ve doğruları algılayamayan; yerde yatmakta olan yaralıya yardım etmek yerine ya onu görmezden gelen ancak gerçekte onun halini bile algılayamayan ya da onu soymaya kalkan; üniversite mezunu olmasına karşın basit, temel bilgileri bile bilmeyen; üniversite mezunu da olsa, yetişkin bir hastanın yanındaki beş yaşındaki çocuğun hali nasıl ilgisiz, duyarsız, çözümsüz, bilgisiz, bilinçsiz ise aynı öyle bir ruh ve dünya halinde olan bir insan türü yaratan bir şizofrenidir. Yani insanlığı, dünyayı sarmakta olan şey medenilik ya da depresyon değil şizofrenidir gerçekte. Ve bu şizofreni dini inanç, moda, sanat, ünlü, turizım(turizm), medya, festival, eğlence, şenlik, bayram, gün, gelenek görenek, töre, huy, 'Babasına çekmiş, annesine çekmiş, dedesine çekmiş, ninesine çekmiş' gibi hallerle kendini maskelemektedir, örtmektedir, olağanlaştırmaktadır, sorunsuzlaştırmaktadır, yasallaştırmaktadır. Yani insanlar, toplumlar ve devletler felsefeye, bilime, Din hadisileri'ne yönelmeli ve insanlığın, dünyanın en büyük tehlikesi olan şizofreniye karşı ve felsefeye, bilime, Din hadisileri'ne aykırı, zıt herşeye karşı savaşmak zorundadırlar yoksa oluşacak olan toplum türü de, oluşacak olan insanlık türü de, oluşacak olan dünya türü de şizofrenin en genel, en olağan ve en egemen halinden başka şey olmaz. Bence insana ait herşey genlerinden gelmektedir; dini inançı, siyasi düşüncesi, saplantıları ve takıntıları bile. Ve yine bence kötü ve yanlış genlere karşı en büyük savaş yalnızca felsefe, bilim ve Din hadisileri öğrenmekle ve devletin, eğitimin topluma bunları öğretmesi ile olur. Yani bedenin ilaçları nasıl ki eczahanelerde satılan ilaçlarsa ruhun ilaçları da felsefe, bilim ve Din hadisileri'dir yani devletler felsefe, bilim ve Din hadisileri öğretmediği sürece hem toplumlarında akıl ve ruh sorunları daha da artacak ve daha da genelleşecek hem de suçlar sürekli aratacaktır. Felsefe, bilim ve Din hadisileri bilmeyen insanlar ve toplumlar şunu bilsinler: Zeka ölçümlerinde zeka katsayısıları 500 çıksa da, on üniversite mezunu olsalar da, on dil bilseler de, hayatta çok başarılı olsalar da, pısikoloji(psikoloji) bilimi onlarda hiçbir sorun bulamasa da asla normal değiller çünkü nicel bir dünyada ölçümler hep nicel kalır oysa nitelik ancak nitelikle ölçülebilir yani nicelik niteliği ölçemez yani felsefe, bilimsellik, Din hadisileri bilmeyen bir pısikoloji bilimi zaten normal değildir; normal olmayan birşey normal olmayan şeyleri nasıl ölçecek yani düşünün ki Hitler Almanyası'nda pısikologlara(psikologlara), pısikiyatırlara(psikiyatrlara) göre ancak Nazi olanlar normaldi yani yine örnek ki putlara tapılan bir ülkede ya da dünyada pısikoloji bilimi putlara tapmamayı normal görmeyecekti. Yani doğru akıl ve ruh sağlığı tanımı, ölçümü ve sağlanması için önce pısikoloji biliminin felsefe, bilimsellik ve Din hadisileri üzerine kurulması gerekir ki bu da zaten pısikologların ve pısikiyatırların hal ve hareketlerinden de azçok belli olur yani eline bir psikologluk ya da pısikiyatırlık diploması verilmiş ancak saçından tırnaklarına, takılarından dövmelerine, bikinisinden makyajına kadar modanın ya da nefsin esiri olmuş ya da bilimdışı inançlara, fala, büyüye, astrolojiye, doğaüstü varlıklara inanan insanlardan ne kadar gerçekler ve doğrular, çözümler ve kurtuluşlar, bilim ve bilimsellik beklenir. Yani önce felsefe, bilim ve Din hadisileri ile 'doğru' ol, sonra ölçmeye başla yani cetvel doğru olmazsa neyi doğru ölçeceksin. Yani pısikoloji bilimi önce bedensel ve beyinsel olarak evrime karşıtlığa, evrime direnmeye karşı savaşmalıdır. Yani beden hastalıklarının ilaçı tıp iken akıl-ruh hastalıklarının ilaçı(ilacı) ise nesnel haller dışında, Felsefe-Bilim-Din hadisileri bileşkesidir bence. Yani insanlar ya evrimsel hallerinden dolayı akıl-ruh hastası olurlar ya da Felsefe-Bilim-Din hadisileri bileşkesinden yoksun oldukları için. Yani suçların da temel nedeni ya devletlerin insanlarına insanca yaşamak olanakları vermemesinden dolayıdır ya Mia geni'nden dolayı ya da Felsefe-Bilim-Din hadisileri bileşkesi yoksunluğundan dolayı. Yani Felsefe-Bilim-Din hadisileri bileşkesinden yoksun birileri 'İdam üsterük, idam üsterük' diye bağıracaklarına 'Felsefe, bilim, din hadisileri isterük!' diye bağırmalılar. Zaten felsefe, bilim, Din hadisileri ile yönetilen ülkelerde tek düşman doğa ve genler olur. Yani düşünün; eğer pısikoloji bilimi peygamberlerin deli diye taşlandığı; kafalarına koyun bağırsaklarının, dikenli otların geçirildiği toplumlarda varolmuş olsaydı kuşkusuz ki kendisi de bu kervana katılırdı. Yani pısikoloji bilimi önce kendini felsefe, bilim ve Din hadisileri ise toplumların, dünyanın, siyasi iktidarların, devletlerin dışına çıkarmalıdır ve her konuda egemen, söz sahibi olmalıdır yani düşünün bir ülkede bir pısikolog ya da pısikiyatır devleti, ülkeyi yönetenlerin akıl-ruh sağlıkları hakkında ve ülkelerindeki dini inançlar ve inanışlar hakkında susmak zorunda ise pısikoloji bilimi ne kadar var olabilir yani doğrusu ki siyasetçiler, sanatçılar, dini inanç görevlileri, medyacılar gibi toplumu yönlendiren insanlar önce pısikolojiden sağlam raporu almalıdırlar ancak bunun içinde önce pısikolojinin Felsefe-Bilim-Din hadisileri bileşkesi üzerine kurulması gerçekleşmelidir; ve eğer bu olabilse idi örneğin Hitler diye biri dünya tarihinde asla var olamazdı yani demokrasi de hukuk da eğitim de devletler de önce felsefe, bilim ve Din hadisileri üzerine kurulmalıdır ve ülkelerde halkın, milletin, seçim sandıklarının değil Felsefe-Bilim-Din hadisileri bileşkesinin dediği olmalıdır ki bu bağlamdan olarak hukuk hapishaneler ve ceza yerine akıl-ruh tedavisi ve eğitim üzerine kurulur ki çözüm de budur yani genelde felsefe, bilim ve Din hadisileri, özelde ise pısikoloji bilimi hasıraltı(hasır altı) edilirse ülkeler cehaletin ve nefsin en güçlü hali olan siyasetin hoş olan ya da hoş olmayan diktatörlüğüne geçerler; zaten bir ülkede eğitimin felsefe, bilim ve Din hadisileri üzerine kurulu olmaması o ülkedeki siyasetin ve siyasi iktidarın kötü, yanlış, zararlı halde olduğunu da gösterir yani 'Siyasetçi mi olmak istiyorsun, seçime mi girmek istiyorsun, ülkeyi ya da bir muhtarlığı mı yönetmek istiyorsun; öyleyse git kardeşim seni önce Felsefe-Bilim-Din hadisileri bileşkesi üzerine kurulu pısikoloji bilimi hem pısikoloji sınavından hem de felsefe, bilim ve Din hadisileri sınavından geçirsin, yani 'Ben oy aldım geldim, ülke yöneteceğim, köy yönetecğim' olmaz, hele ki 21. yüzyılda. Yani pısikoloji bilimi önce felsefe, bilim ve din hadisileri ile kendi pısikolojisini düzeltmelidir, sonra toplumların. Necdet Gürçiftçi İnternette yayınlandığı zaman: 7.7.18/14.41
Düzenleme: 07.07.2018 / 14:59
Kapat/(ESC)
Yorum Düzenleme

Yeni Üyeler

  • Tormentor
  • Hevilli
  • Pirinctanesi
  • Mefail
  • turgaykurtulus
Kapat/(ESC)
Tavsiye
Adınız:
Sizin eposta adresiniz:
Alıcının eposta adresi:
Mesajınız:
Doğrulama Kodu:
captcha refresh
Kapat/(ESC)
İletişim
Adınız:
Eposta adresiniz:
Mesajınız:
Doğrulama Kodu:
captcha refresh
Kapat/(ESC)
Rastgele Şiir