Şiir Defteri

SİYASİ PARTİLER TÜRKİYE'DE ANAYASA YAPAMAZ SAVIM (DENEME)

Yazan: Birturkbilgesi
06.05.2021 / 07:20
514 kez görüntülendi
0 yorum yapıldı
Siyasi partiler yani siyaset Türkiye'ye anayasa yapamaz durumu bir gerçektir. Neden? Çünkü Türkiye demek, Atatürk'ün de dediği gibi 'Önce bilim ve ahlak'tır. 'Ahlak'a vicdan, merhamet, medenilik gibi şeyler de dahildir. Öncelikle, Muhammed'in 'Sultanlarla düşüpkalkan alimler bile hırsızdır' yani dine aykırıdır, sözü siyasetin de dine aykırı bir dünya olduğunu göstermektedir çünkü siyasetin atası, kökeni, temeli de, amaçı(amacı) da hükümdarlıktır. Yani; akıldışı, bilimdışı, ahlakdışı olması dolayısı ile zaten siyaset bilime de, ahlaka da, dine de aykırı, yanlış ve kötü bir dünyadır. Yani siyasetten çözüm, umut, çare beklemek sultanlardan bunları beklemek gibidir. Türkiye demek 'Bilim ve ahlak' demektir, Türk demek 'Önce ahlak' demektir, dinli demek 'Önce ahlak' demektir. Peki; Türkiye'deki hangi siyasi parti 'Bilim ve ahlak' istemekte? Görülmekte ki bazı siyasi partiler Türkiye'yi zinanın, fuhuşun, pornonun, çıplaklığın, eşcinselliğin, eşcinsel evliliğin, uyuşturucunun, ve çocuk yaşta evliliğin bile serbest olduğu; kadın sütünün ve peynirinin marketlerde satıldığı; kadınların müşteri olduğu genelevlerin olduğu; boğa güreşi denilen vahşetin olduğu; akıldışı, ahlakdışı Avrupa birliği'ne üye olmak için didinmekte; bazı siyasi partiler öz bebek kardeşlerini, ve öz çocuk kardeşlerini bile öldürtmekten çekinmemiş Osmanlı sultanlarını baştacı etmekte. Yani bu siyasi partiler biraraya gelip Türkiye'ye anayasa yapacaklar öyle mi? Türkiye'deki anayasalara bakılırsa onları siyasi partilerin değil darbe yapan generallerin yani subayların yaptıkları görülür ki onlar en azından Atatürk'e saygılı insanlardı, ve Osmanlıcı değillerdi oysa anayasa yapmak isteyen siyasi partilerin içinde Atatürk'e düşman olanlar, Kurtuluş savaşı'nı kötüleyenler, Türkiye'yi yıkmak isteyenler, Türkçe yerine Arabça isteyenler, devletin-vatanın-milletin-kamunun fabrikalarını-madenlerini-şirketlerini-kaynaklarını-servetlerini özelleştirme adı altında yerli kapitalistlere de, yabancı kapitalistlere de satanlar bile var. Böyle bir dünya bir de Türkiye'ye anayasa yapacak öyle mi? Açık ki darbeciler anayasaları Türkiye'yi kendilerine benzetmek için yapmamış görünmekteler ancak şimdi anayasa yapmak isteyen siyasi partiler açık ki Türkiye'yi 'Bilim ve ahlak'a değil kendilerine benzetmek için anayasa yapmak istiyorlar. Böyle bir anayasa olmaz; anayasa siyasi partilere benzemeye çalışmaz, siyasi partiler anayasaya benzemeye çalışırlar. Bu durumda açık ki darbecilerin yaptıkları anayasalar daha en baştan, siyasi partilerin yapacakları anayasadan amaç yani nitelik olarak üstünlük gösterir bir durum içermektedir çünkü en azından 'Atatürk, vatan, millet, ahlak' temeli üzerinde idiler oysa siyasi partilerin yapmak istedikleri açık ki hem bu dört konuya aykırılık içermekte, hem de 'Atatürk, vatan, millet, ahlak' yerine 'Ben' demek. Siyaset sanmakta ki demokrasi demek siyasi parti demektir oysa demokrasi demek 'Önce bilim ve ahlak' demektir; bu açıdan ki dünyada henüz demokrasi ile yönetilen bir ülke yoktur ki Atatürk 'Önce bilim ve ahlak' diyen bir Türkiye kurmaya çalışmak ile bunu başarmaya çalışmıştı ancak görünmekte ki bunu önce siyaset engellemekte. Açık ki 'Bilim ve ahlak'a aykırı bir dünyanın 'Önce bilim ve ahlak' diyen Atatürk Türkiyesi'nde anayasa yapmaya hakkı da yoktur, yapacağı anayasanın da doğru bir anayasa olmak durumu yoktur. Açık ki siyaset sanmakta ki iktidar olunca ülkenin hükümdarı oluyor oysa Türkiye'nin de, insanlığın da tek bir doğru egemeni, önderi, lideri vardır, o da Atatürk'ün de, Muhammed'in de dediği gibi 'Bilim ve ahlak'tır. Siyaset anayasa yapmak hakkı vermez, ülkeyi yönetmek hakkı verir. Anayasayı genelde 'Bilim ve ahlak', özelde se 'Bilim ve ahlak' temelinde hukukçular, düşünürler(filozoflar), bilimciler, alimler, alimeler, bilgeler yapmalıdır. Doğru anayasa da, demokrasi de halk oyu ile değil 'Bilim ve ahlak' ile olur. Bu nedenle açık ki siyaset, siyasi partiler önce 'Bilim ve ahlak'ı öğrenmeliler, sahiplenmeliler, korumalılar, amaçlamalılar, istemeliler. Türkiye sultanlık değildir, başa gelince egemen olunmaz. Ve doğru egemenlik de 'Kayıtsız şartsız milletin' değil 'Kayıtsız şartsız bilimin ve ahlakın' olmalıdır ki doğru egemen olsun çünkü dünyada hiçbir millet alim, alime değildir; bu nedenle ki siyasi partilerin söz hakları da ancak oylarının 'Bilim ve ahlak' önündeki değerleri kadardır yani alimlerden, alimelerden, bilgelerden mi oy almışlar da ülkenin egemeni kesiliyorlar? Gerçek ki siyasi partiler anayasa yapmadan önce, kendilerine 'Bilim ve ahlak'a uygun tüzük yapsınlar, bunu başarsınlar, bunu becersinler. Siyasi partiler kalıcı değillerdir ancak vatan da, millet de, anayasa da kalıcıdır, ve kalıcı olan en doğru şey de siyaset değil 'Bilim ve ahlak'tır. Evet; Atatürk'ün de, Muhammed'in de dediği gibi 'Önce bilim ve ahlak', sonra anayasa. Muhtar adayı muhtar olunca muhtarlık kanununu değiştirebiliyor mu da siyasi partiler iktidar olduklarında anayasayı değiştirebilsinler? Gerçek ki anayasayı 'Bilim ve ahlak'a aykırı olarak değiştirmek de darbe sayılır çünkü darbeler genelde 'Bilim ve ahlak'a aykırı bir dünya olmak durumu göstermekteler. Doğru anayasa insanların ya da toplumun ya da siyasi partilerin istediklerini değil Atatürk'ün de, Muhammed'in de dediği gibi 'Bilim ve ahlak'ın istediklerini vermektir. Peki bunu yapabilecek, bunu isteyen kaç siyasi parti var Türkiye'de? Gerçek ki doğru dünya siyasetsiz, siyasi partisiz, siyasetçisiz; 'Bilim ve ahlak' ile yönetilen dünyadır çünkü siyaset demek daha temel olarak, toplumu bölmek, ve insanları birbirlerine düşman etmektir yani açık ki siyaset daha en baştan bölücülük ve düşmanlık ile başlar, ve bölücülük ve düşmanlık pompalar; böyle bir dünyadan umut, çözüm beklemek açık ki hem bilime, hem demokrasiye, hem ahlaka, hem vicdana, hem dine, hem medeniliğe, hem barışa, hem huzura, hem güvene, hem sakinliğe, hem de akıl-ruh sağlığına aykırı bir durumdur. Gerçek ki Türkiye'nin de, insanlığın da, dünyanın da tek bir doğru anayasası vardır, o da Muhammed'in de, Atatürk'ün de dediği gibi 'Bilim ve ahlak'tır. Siyaset bilim ve ahlak mı olmuş da anayasa yapmaya kalkıyor; açık ki ülkeyi, toplumu, devleti bilimdışı ve ahlakdışı kendine köle yapmak istiyor. Siyaset önce kendine 'Bilim ve ahlak'a uygun tüzük yapmayı öğrensin; 'Önce bilim ve ahlak' demek olan Türkiye'yi yönetmek bilimdışı ve ahlakdışı bir dünya olan siyasete düşmez, siyaset bilim değil meslektir, bir meslek ise bir ülkeye doğru anayasa yapamaz, anayasayı meslek değil 'Bilim ve ahlak' yapmalı oysa siyasi dünya bilimdışılıklarla, ahlaka aykırılıklar, vicdana aykırılıklarla, hakaretlerle, ve 'Din bilim, ahlak, mantık, vicdan, merhamet, adillik, dürüstlük, güvenilirlik, tarafsızlık, sakinlik, medenilik, israfsızlık, gösterişsizlik, nefssizlik ve inziva demektir' diyen Din hadisileri'nin tanımladığı dine aykırılıklarla da, 'Önce ahlak' demek Türklüğe aykırılıklarla da dolu. Ne koyacaksınız anayasaya; 'Devlet, bekası için bebek ve çocuk öldürebilir'i mi; zina, fuhuş, porno, eşcinsellik, eşcinsel evlilik, çıplaklık, uyuşturucu, çocuk evliliği, çok eşlilik, Atatürk düşmanlığı, Atatürk'e hakaret serbest; sultanlara başeğmemek suç' gibi şeyler mi? Koyabilecek misiniz anayasaya 'Önce bilim ve ahlak'ı? Ressam resimden anlamayan çizmeciye demiş ya 'Çizmeden yukarı çıkma'; 'Bilim ve ahlak' da siyasete diyor ki 'Haddinden, ya da seçmeninden yukarı çıkma'. Siyaset değil 'Bilim ve ahlak' iste. Anayasa değil 'Bilim ve ahlak' iste. Siyasetçi değil düşünür, alim, alime, bilge iste. Necdet Gürçiftçi Hiçbir dini inançtan ve hiçbir siyasi partiden yana olmayan dinli ve bilge İnternette yayınlandığı zaman: 6.5.21/07.20
Kapat/(ESC)
Yorum Düzenleme

En Çok Okunanlar

Yeni Üyeler

  • Pirinctanesi
  • Mefail
  • turgaykurtulus
  • Celal
  • umsena
Kapat/(ESC)
Tavsiye
Adınız:
Sizin eposta adresiniz:
Alıcının eposta adresi:
Mesajınız:
Doğrulama Kodu:
captcha refresh
Kapat/(ESC)
İletişim
Adınız:
Eposta adresiniz:
Mesajınız:
Doğrulama Kodu:
captcha refresh
Kapat/(ESC)
Rastgele Şiir