Şiir Defteri

SİYASETİN BİYOLOJİK HASTALIĞI (DENEME)

Yazan: Birturkbilgesi
03.06.2018 / 11:39
806 kez görüntülendi
0 yorum yapıldı
Siyaset cehalet ve nefstir. Bunların yanına bir de bunlardan türeyen hile, yalan, iftira, aldatma gibi etkinlikler de eklenir. Karanlığın gideceği yer güneş olmaz ya? Türkiye felsefe, bilim ve dini tanımlayan Din hadisileri üzerine kurulu bir ülke ve devlet olmadığı için hayatı da sürekli mantıksızlıklar, tutarsızlıklar, çelişkiler ve felsefeden, bilimden, Din hadisileri'nden uzaklık olmakta. Din diye birşeyler öğretiliyor ancak dini tanımlayan Din hadisileri öğretilmiyor ve ülke ekonomisi pılaj(plaj) denilen çıplak yerleri üzerine de kurulu. Yani din diye anlatılan şey Din hadisileri değil sevap ve günah ölçen bir terazi gibi olmuş. Demokrasi deniliyor, millet siyasi seçimlere götürülüyor ancak millet hiç felsefeye, bilime ve Din hadisileri'ne götürülmüyor oysa demokrasi önce felsefe, bilim ve manevi değerler demektir. Yani demokrasi bilim değil bir manavın terazisine döndürülmüş. Hukuk deniliyor; hukuku felsefe, bilim ve Din hadisileri değil siyaset, siyasetçiler yapıyor. Yani hukuk da bedenini sergileyen bir bayanın elindeki terazi olmuş. Cehalet de nefs de canısıkılınca(canı sıkılınca) ne yapar, mutsuzluğunu yok etmek, mutluluk bulmak için? Örneğin uyur, gezer, çay içer, çekirdek çitler, çerez yer, yemek yer, tatlı yer, Tv izler, sıpor(spor) yapar, kitap okur falan. Yani ne yaparsa yapsın amaçı kendi canını yani kendisini mutlu etmektir. Siyaset de başarılı olmak ya da başarısızlık mutsuzluğunu yok etmek için doğru olan felsefeye, bilime ve Din hadisileri'ne değil de gençlik ve bayanlık gibi şeylere yani tıpkı canı sıkılan insan gibi mutlu olmak için yine bedene ve niceliğe sarılmakta. Ne yapıyor siyaset başarılı olmak yani iktidar olmak için 21. yüzyılda? Felsefeye, bilime, Din hadisileri'ne yani beyine, ruha sarılmak yani maddeyi, dünyayı aşmak yerine gençliğe yani gençlere ve dişiliğe yani yetişkin insan dişisine yani bayanlara sarılıyor. Ne yapıyor? Milletvekili adayı olarak gençleri ve bayanları gösteriyor; vitrinine gençler ve bayanlar koyuyor; yani felsefe, bilim ve Din hadisileri yani beyin, ruh, dünyayı aşmak değil. Gençin(Gencin) ne özelliği var? Yaşı genç. Bayanın ne özelliği var? Cinsiyeti dişi. Yani yapılan şey açıkça bir biyolojik ırkçılık, biyoırkçılık. Yani sanki zeka, akıl, mantık, gerçekler, doğrular felsefede, bilimde, Din hadisileri'nde değil de yaşta ve cinsiyette. Yani sorsan 'Dinli'dirler oysa ne diyor hadis? 'Gençlik geçici bir akıl hastalığıdır' diyor. Ne diyor hadis? 'Din bilimdir, bilim olmayan yerde din de olmaz, bilim Çin'de de olsa gidip öğrenin, alimlerin uykusu bile cahillerin ibadetinden üstündür' diyor. Yani dinin savlarına uymadan nasıl dinli olunur? Sonra ne diyor atasözü? 'Akıl yaşta değil baştadır' diyor. Ne demek bu? 'Akıl yaşlılarda değil gençlerdedir' demek değil; 'Akıl genel olarak yaşlılardadır' demek. Neden? Çünkü yaşlı demek örneğin Orta çağ'da bile olsaydık en azından deneyimli(tecrübeli) demek. Günümüze ve bilime uygularsak da yaşlı bir bilimci, genç bir bilimciden daha akıllıdır' demek çünkü işin içine bir de deneyimi giriyor. Yani gençliği, gençleri baştaçı etmek en önce ve en azından deneyimi dışlamak demek ki bu da zaten bilime aykırıdır. Yani bakın şirketler sürücü(şöför) bile alırken 'Şu kadar yıllık sürücü belgesi olmak' diyor. Neden? Çünkü şirketler bile yalnızca bilginin yetmediğini, deneyimin de gerekli olduğunu biliyor ancak tuhaf ki ülke yönetmeye kalkmış siyaset henüz bunu anlayamamış durumda. Akp'nin ve Chp'nin milletvekili adayı, 18 yaşındaki iki gençe bakalım. Biri futbol denilen vahşilikle gündeme geliyor, biri de kickboks denilen vahşilikle. Yani birisinin zevk taçı futbol denilen barbarlık, birinin zevk taçı ise kickboks denilen barbarlık. Ey siyaset, ey siyasetçiler siz sıpor kulübü mü kuracaksınız yooksa Türkiye'yi mi yöneteceksiniz? Yani ülkeyi felsefe, bilim ve Din hadisileri ile değil de yaş, cinsiyet, futbol ve kickboks ile mi yöneteceksiniz? O zaman neden milletvekili seçiyoruz ki, neden milletvekili seçmek içim seçim sandıklarına gidiyoruz ki? Sıpor salonlarına, sıpor kulüplerine gidin sıporcu seçin; pılajlara gidin bayan seçin! Bu siyaset adam olmaz, bu siyasetle ülke yönetilmez; bu siyaset değil Türkiye'yi, kendini bile kurtaramaz. Ne yapacaksınız mecliste? Futbol ve kickboks gösterileri mi yapacaksınız? Oldu olacak amigo kızlar da seçin bari? Ne yapar bilimden ilimden haberi olmayan insan örneğin başı ağrıyınca, doktora, hastahaneye yani doğru yere gitmek yerine? Akılına gelen tüm kocakarı ilaçlarını dener örneğin başına asma yaprağı sarar, dua okur falan. Siyaset de demokrasi de aynı durumda. Felsefeye, bilime, Din hadisileri'ne; düşünürlere(filozoflara), alimlere, alimelere, bilgelere gitmek yerine kocakarı ilaçlarına gidiyor; ülkesinde düşünür, alim, alime, bilge aramak yerine sıpor kulüpleri gibi gençler, güzellik yarışması düzenleyicileri gibi bayanlar arıyor. Yahu ey siyaset; güzelim Atatürk'ün on yılda yaptığını sen 70 yılda yapamadın da bir de O'nun on yılda yaptıklarını ancak 70 yılda yok edebildin. Sen ne hakla , hangi akılla ülke yönetmeye kalkıyorsun, kendini ülke yönetmeye layık görüyorsun? Böyle olmaz, siz en iyisi milletvekili adayılarınızı baylarda penaltı atışlarıyla, bayanlarda ise güzellik yarışmasıları ile seçin. Anlaşılıyor ki siyaset Türkiye'yi yükseltmek değil çökertmek; ilerletmek değil geriletmek istiyor. Ey siyaset, ey ülke, ey millet, ey Türkiye; gençleri, dişileri değil felsefeyi, bilimi, Din hadisileri'ni, düşünürleri, alimleri, alimeleri, bilgeleri ara. En doğrusu da Türkiye'yi felsefe, bilim ve Din hadisileri üzerine kurmak ve siyaseti yasaklamak; Türkiye'yi siyasetin ve siyasetçilerin değil felsefenin, bilimin, Din hadisileri'nin, düüşünürlerin, alimlerin, alimelerin, bilgelerin yönetmesini sağlamak. Söylemedi demeyin. Ee, meclise bir de futbol kalesi yapar ve kum torbası asarsınız artık? Meclisi bir ülkenin en yüksek yeri ise felsefe, bilim, Din hadisileri merkezi olmalı; gençlik ve dişilik merkezi değil. Gençleri asker yapın, polis yapın, öğrenci yapın ancak miletvekili, ülke yöneticisi yapmayın çünkü ülkeleri biyoloji değil felsefe, bilim ve Din hadisileri yönetmelidir. Evet akıl yaşta değil baştadır ve o başta hem eğitimin tamamı hem de deneyimler vardır. Daha üniversite bile okumamış insanları getirip milletvekili yapıyorsun; hangi çağda yaşıyorsun, Orta çağ'da mı? Yani bu durumda diyorsun ki biryandan 'Eğitim şart' derken, biryandan da 'Ülke yönetmek, milletvekili olmak, siyasetçi olmak, siyaset için eğitim şart değil'. Haklısınız; ülke yönetmek için eğitim şart da siyaset için gerçekten eğitim şart değil çünkü siyaset demek cehalet ve nefs demek zaten! Siyasetin haline bakın. Yazık. Ayıp. Gençler İstanbul'un Bizans kalesini alabilirler ancak bilimin ve insanlığın kalesi ancak felsefenin, bilimin ve Din hadisileri'nin elindedir. Bu siyasetçiler gerçekten çok tuhaf örneğin kalp ameliyatı olmaları gerekse doktorun gençine(gencine) değil yaşlısına giderler ancak nedense milleti, ülkeyi, devleti yönetmeye gençleri getiriyorlar demek ki ülkeye, devlete, millete sağlıkları kadar önem, değer vermiyorlar! Belki de siyasetle 70 yıldır ileriye gitmek yerine geriye gitmemizin nedeni de budur! Birzamanlar(Bir zamanlar) bir siyasi parti meclise bir judocu milletvekili sokmuştu ancak adam en azından doktordu. Gençin ne özelliği var? Yalnızca 'Ben gençim'! Türkiye böylesine niteliksiz, nicel yönetilmemeli, böylesine niteliksiz, nicelci bir ülke olmamalı. Bence meclis hemen gençlere ve biyolojiye kapatılmalı ve yalnızca felsefeye, bilime, Din hadisileri'ne, düşünürlüğe, alimliğe, alimeliğe, bilgeliğe açık olmalıdır. Araba kullanmayacaksın, maç yapmayacaksın, bilgisayar oyunu oynamayacaksın, hamur işleri yapmayacaksın, kazak örmeyeceksin; ülke yöneteceksin. Felsefe, bilim, Din hadisileri ve deneyim gerek ve üstelik de yalnızca iş deneyimi değil hayat deneyimi de; çünkü şirket değil ülke bu, Türkiye bu! Siyaset Türkiye'yi kendi nicel zeka düzeyine uygulamaya kalkacağına kendisini Türkiye'nin, felsefenin, bilimin ve Din hadisileri'nin nitel zeka düzeyine uygulamalı. Siyaset bilmeli ki nicel zekadan başka bir de nitel zeka vardır. Atatürk 'Genç, gençlik' derken yalnızca yaşı değil bilimi, akılı, mantığı, ahlakı deneyimi de kast etti. Bilim 'İnsan beyini 25 yaşında nicel olgunluığa erişir' diyor yani ne hadis umurda ne bilim. Sonra da bunlardan çözüm, umut bekle. Ülke yönetmek ciddi iştir. Necdet Gürçiftçi İnternette yayınlandığı zaman: 3.6.18/11.19
Kapat/(ESC)
Yorum Düzenleme

Yeni Üyeler

  • Pirinctanesi
  • Mefail
  • turgaykurtulus
  • Celal
  • umsena
Kapat/(ESC)
Tavsiye
Adınız:
Sizin eposta adresiniz:
Alıcının eposta adresi:
Mesajınız:
Doğrulama Kodu:
captcha refresh
Kapat/(ESC)
İletişim
Adınız:
Eposta adresiniz:
Mesajınız:
Doğrulama Kodu:
captcha refresh
Kapat/(ESC)
Rastgele Şiir