Şiir Defteri

RAMAZAN AYI KİMLERE YARIYOR? (DENEME)

Yazan: Birturkbilgesi
03.06.2018 / 01:36
816 kez görüntülendi
0 yorum yapıldı
Ramazan ayı kimlere yarıyor? Kuşkusuz ki doktorlara, özel hastahanelere, kamu hastahanesinelerine(hastahanelerine), Ramazan ayı'nı sömüren medyaya, Ramazan ayı'nı sömüren özel sektöre, cehalete ve nefse. Çünkü üstelik de yaz ayında, ardışık 30 gün boyunca yeterli su ya da yeterli gıda sıvısı alamayan böbrek ve karaciğer bir de bu otuz günler yıllarca sürekli tekrarlandığından karaciğerde ve böbreklerde büyük olasılıkla zararlara yol açacaktır. Oysa böbrekler ve karaciğer sürekli olarak su ile beslenmek, su ile yaşamak zorundadır; asla susuz kalmamak zorundadırlar. Dini inançlarda oruç ibadet olsa da dini tanımlayan Din hadisileri dininde oruç ibadet değildir; nefsi terk ve inziva çabasıdır. Bu yüzden de dinde oruçun günlerce ve yıllarca uzaması söz konusu değildir yani dinde oruç bir yaranın ya da bir hastalığın tedavi edilmesi gibidir ki o yara, o hastalık en büyük cehalet olan nefstir. Yani 30 gün boyunca hergün ve her yıl otuz gün boyunca oruçlu olmak gerçekte hem oruçun nefsi terk amaçı taşımadığını gösterir hem de nefsin hala terk edilemediğini ki bu durumda dine göre oruç zaten anlamsızdır, önemsizdir, değersizdir. Dinde oruç ne ilahlar için ne açların fakirlerin hallerini anlamak içindir ne de dünya nimetlerine şükür içindir. Dinde oruç nefsi yok etmek, inzivaya erişmek; ve tüm gün aç ve susuz kalmak halinde bile Din hadisileri'ne bağlı kalabilmeyi öğrenmeyi sağlamak içindir. Yani görüyorum 'On gün oruç tuttum', 'Yirmi gün oruç tuttum', 'Otuz gün oruç tuttum' diyorlar. Oruç tutmak için değildir; nefsi terk etmek ve inzivaya geçiş içindir. Yani oruç tutulmaz da gün yani nicelik yani maddiyat ile ölçülmez de; oruç tutulmaz, yapılır; ve oruç aç, susuz kalmak ile, gün ile yani nicelik ile yani maddiyat ile değil Din hadisileri ile ölçülür yani özelde nefsi terk etmişsen, inzivaya geçmişsen, genelde de Din hadisileri'ne uygun bir insan olmuşsan oruç başarıya ulaşmış demektir. Yani oruç birtakım sözde akademisyenlerin, birtakım sözde çokbilmişlerin dediği gibi ne aç, susuz kalmaktır ne de açlığa ve susuzluğa karşı çareler üretmektir. Yani din de oruç da insanları, toplumları açlığa susuzluğa, bedene yöneltmek değil Din hadisileri'ne, beyine ve ruha yöneltmektir. Yani düşünün ki sabahları idrara çıkmamak, idrarı uzun süre tutmak bile böbreklere ve karaciğere zarar vermektedir. Bubakımdan(Bu bakımdan) Din hadisleri'ne uymuş yani nefsi terk etmiş ve inziva haline geçmiş insan hiç oruçlu olmasa da, hergün beden için zorunlu yemeyi, içmeyi yapsa da oruçlu olur ancak Din hadisileri'nden uzak, nefse esir, inzivadan uzak, cehalet içindeki insanın oruç diye, değil bir yıl, on yıl bile aç, susuz kalması oruç değildir. Dini inançlarda gün sayılsa da dini tanımlayan Din hadisileri dininde gün değil Din hadisileri sayılır. Zaten dini inançların oruç anlayışının gerçek oruç olmayışı 30 gün ve her yıl oruç 'tutan' insanlarının oruç döneminde bile nefs içinde olmalarından da bellidir, açıktır. Yani bir de hem bikini, mayo giyenlerin; açıksaçık ya da daracık olarak cinsel sunumlu, cinsel tahrikli giyinenlerin; dövme yaptırmış olanların; acayip acayip takı takanların; bir cehalet, nefs ve barbarlık olan modanın esiri, uşağı olmuş olanların hem de 'Şu kadar oruç tuttum, bu kadar oruç tuttum' diyenlerin halleri de gerçekten çok acıdır çünkü onlar önce din ile çıplaklığın yani utanmazlığın birbirlerine zıt şeyler olduklarını öğrenmeliler. Dini inançlar cehalet, korku, tehdit, ceza, ödül ve açlık ile öğretmeye, eğitmeye kalksalar da din yalnızca Din hadisileri ile öğretir, eğitir. Açlıkla susuzlukla dinli olunmaz; dinli ancak Din hadisileri ile olunur. Dini tanımlayan Din hadisileri diyor ki 'Din bilimdir, bilim yoksa din de olmaz'. Peki hangi ilkokul, ortaokul, lise, üniversite 30 gün aç ve susuz kalınınca mezuniyet diploması veriyor? Dinden mezun olmak 30 gün aç ve susuz kalmakla yani nicelikle yani maddiyatla yani bedenle olmaz ki ancak Din hadisileri insanı olmakla olur. Din herkesin yapabileceği birşeydir ve herşeyden önce bilimdir; peki bebekler, çocuklar bilim yapabilirler mi? Yapamazlar. Öyleyse sünnet edip, onlara Arabça sözler söyletip onların dinli olduklarını söylemek niye? Peki aç ve susuz kalmaması gereken hastalar aç ve susuz kalabilirler mi? Peki öyleyse hastalar ve yaşlılar dinli olamayacaklar mı? Görülüyor ki Ramazan ayı ancak cehalete, nefse, kendini aldatmaya, toplumu aldatmaya ve bu işlerden para kazananlara yarıyor. Açık ki dünyada dinin 1400 yıldır, dini tanımlayan Din hadisileri ile doğru tanımı var ancak dünyada henüz din de dinli ülke de dinli toplum da yok çünkü Din hadisileri değil dini inançlar din sanılıyor hala. Ne zaman Din hadisileri'ne sarılırsınız, işte o zaman dindir. Bakmayın siz siyasetçilere ve dini inanç tüccarlarına; onlar bilmezler ki dinin tarihi gerçekte bilimi, bilimselliği, bilimsel olanı arayışın da tarihidir. Yani size boşuna 'Bilim Çin'de de olsa gidip öğrenin', 'Bana bir harf öğretenin kırk yıl kölesi olurum' denilmedi. Bir de kendi halinize bakın: Cehalet ve nefs yani Din hadisileri'ne aykırılık içinde kibir, düşmanlık ve lay lay lom. Din ne yerdedir ne gökte; ne bu dini inançta ne şu dini inançta; ne şu mabedte ne bu mabedtte, ne falan ülkede ne filan ülkede; din yalnızca Din hadisileri'ndedir. Ve 1400 yıldır, Din hadisileri'ni öğrenmeniz hükümdarlarca, siyasetçilerce ve tüccarlarca engelleniyor çünkü Din hadisileri yalnızca cehalete ve nefse değil onlara da karşı. Görmüyor musunuz; bebekleri, çocukları, öz annelerini, öz babalarını bile öldürtmüş; cariye adı altında cinsellik nefsine; Saray mutfağı adı altında yemek içmek, dünya ve israf nefsine batmış sultanlar size 'Müslüman', 'Dinli' olarak tanıtılıyor, öğretiliyor, baştaçı ediliyor. Uyan artık ey insanlık, uyan artık dünya. Gittiğin yol din değil, dine düşmanlık. Düşünün; bir cehalet, yalan, nefs, çıkar dünyası olan siyasetin size söyledikleri nasıl din olabilir; milli gelirlerin %70'ini nüfusun %30'unun alması nasıl din olabilir; işçilerin düşük ücretlerle, güvencesiz çalıştırılmaları nasıl din olabilir; siyasetçilerin yalan üstüne yalan söylemeleri nasıl din olabilir; siyasetçilerin adillik ve dürüstlük yerine yandaşlıkları, düşmanlıkları nasıl din olabilir; bir ülkede fuhuşun, zinanın, eşcinselliğin, çıplaklığın, cinsel sunumlu modanın, pavyonların, meyhanelerin, gece kulübülerinin, sıtriptiz(striptiz) kulüplerinin, pılajların(plajların) olması nasıl din olabilir? 'Dokuz yaşındaki kız çocuğu evlenebilir', 'Yedi yaşındaki kız çocuğu evlenebilir', 'Babanın öz kızına şehvetle bakması haram değildir', 'Dünya dönmüyor', 'Aç kalırsanız karınızı yiyebilirsiniz' diyenler; televizyonda ahlaka aykırı giysilerle ve ahlaka aykırı kişilerle din dersi vermeye kalkanlar nasıl din olabilir? Kendinize gelin artık kendinize; ya da daha doğrusu Din hadisileri'ne gelin artık Din hadisileri'ne. Bilin ki ne yiyip içmek dindir ne de açlık susuzluk; din ne yemekle içmekle öğretir ne de açlıkla susuzlukla terbiye eder; din yalnızca Din hadisileri ile öğretir ve terbiye eder. Hani oruç nerede; hani oruçun olumlu, doğru, iyi, Din hadisileri'ne uygun sonuçları nerede? Görmüyor musunuz Ramazan ayı'nda bile televizyonda çıplaklar, internette otel diye, tatil diye bikinili, mayolu çıplak reklamları var. Hani oruç nerede; hani oruçun olumlu, doğru, iyi, Din hadisileri'ne uygun sonuçları nerede? Din hadisileri olmadan din olmaz. Din hadisileri'ne aykrılık, zıtlık ise hiç din olmaz. Dini Din hadisileri'nden koparırsanız işte o zaman dinsiz Marx'ın dediği 'Din halkın afyonudur' sözü gerçekleşir. 'Ramazan ayı bereket ayı' diyorlar çünkü onların akılları hem dünya malındadır oysa Ramazan ayı oruç ayı ise bereket ayı değil nefsi kalıcı terk, inzivaya kalıcı geçiş ve Din hadisileri'ne kalıcı ulaşma ayı olmalıdır. Peki her yıl Ramazan ayı'ndan size, insanlığa ve dünyaya kalan ne? Bakın 21. yüzyıldayız ve hala hem ülkemizde hem de dünyada Din hadisileri'ne uygun bir dünya yok. Öyleyse oruçlarınız nereye gidiyor? İlahlarınız sizden ve herşeyden üstünse insan gibi basit bir varlığın doğru ve iyi insan olması yerine aç ve susuz kalmasına neden ihtiyaçları olsun? Onlar derler ki 'Kutsal kitaplarımızda bazı şeyler mecazdir'; onlar bilmiyorlar ki dinde mecaz olmaz çünkü din bilimdir, siz hiç gerçekler yerine mecazla eğitim yapan fizik, kimya, tıp bilimileri gördünüz mü; din edebiyat değil ki mecaz olsun. Din bilimdir ve bilimde mecaz olmaz. Mecaz ancak edebiyatta olur. Sonra da diyorlar 'Kutsal kitabımızı herkes anlayamaz'; din bilimdir ve bilimi neden düşünmesini bilen herkes anlayamasın? Oysa din düşünmesini bilen herkes içindir yoksa onların kutsal kitapları ve dini inançları ya da ilahları herkes için değil mi? Bakın bakalım; Ramazan ayı'larında kaç düşünür(filozof), alim, alime, bilge çıkıyor içinizden? Oysa din yani Din hadisileri düşünür, alim, alime, bilge insanlar yaratmak içindir. Ah bir de 'Kilo vermek' ya da 'Sağlıklı olmak' için oruç 'tutanlar' var, yazıklar olsun; oruç bedeni aşmak iken, oruç ruh içinken onlar hala bedenin esiriler de kendilerini dinli sanıyorlar. İyileştirmeyen ilaç ilaç değildir; nefsi yok etmeyen, inzivaya götürmeyen, Din hadisileri'ne ulaştırmayan oruç da oruç değildir, yalnızca aç ve susuz kalmak yarışıdır. Ve tuhaf ki hadis 'Ramazan değil Ramazan ayı deyin çünkü Ramazan Allah'ın adlarından biridir' demesine karşın onlar hala 'Ramazan' diyorlar ve çocuklarına da Ramazan adını koyuyorlar. Necdet Gürçiftçi İnternette yayınlandığı zaman: 2.6.18/16.31
Kapat/(ESC)
Yorum Düzenleme

Yeni Üyeler

  • ademtok
  • mimu
  • kartanesimKar
  • Ebuelfiya
  • Efeefe
Kapat/(ESC)
Tavsiye
Adınız:
Sizin eposta adresiniz:
Alıcının eposta adresi:
Mesajınız:
Doğrulama Kodu:
captcha refresh
Kapat/(ESC)
İletişim
Adınız:
Eposta adresiniz:
Mesajınız:
Doğrulama Kodu:
captcha refresh
Kapat/(ESC)
Rastgele Şiir