Şiir Defteri

PSİKOLOJİNİN VE PSİKİYATRİNİN ZAVALLI HALİ SAVIM- 1 (DENEME)

Yazan: Birturkbilgesi
17.09.2018 / 00:35
737 kez görüntülendi
0 yorum yapıldı
Dünyada artık herşey değişmek ve felsefe ile yeniden yaratılmak zorunda: Bilimden dine, eğitimden demokrasiye, sanattan turizıma(turizme), ekonomiden medyaya, insan olmaktan özgürlüğe kadar herşey. Felsefenin kendisi bile. Çünkü felsefe olmayan heryer kopmuş tespih gibidir. İnsanlık tarihi ve bu tarihin içindeki herşey sanı ile başladı, keyife dönüştü oysa felsefe, bilim, mantık olmak zorunda. Bakıyorsunuz; bir fizikçi televizyonda, inandığı ilahının varlığını üstelik de özelde fizikle, genelde bilimle kanıtlamaya çalışıyor; bakıyorsunuz televizyonda, takılar, dövmeler, makyaj, cinsel sunumlu giyim içindeki, bilimci mi manken mi belli olmayan bir pısikolog insanlara akıl ve ruh sağlığı öğretmeye çalışıyor. İşte bu nokta 'Dünyanın çivisi çıktı' denilen noktalardan biridir. Bir pısikolog(psikolog) ile bir pısikolog birbirlerine düşmüşler; Biri diyor 'Sen pısikolog değilsin', biri diyor 'Benim iki tane pısikoloji doktoram var'. Birşeyi ne olduğu sonuçlarından da belli olur. Pısikoloji(psikoloji) ya da pısikologlar kendilerine neyi örnek alırlar? Freud'u ve toplumu. Freud kim? Kendine felsefeyi, bilimi ve ahlakı değil mitleri, mitolojiyi ve sanıları örnek almış; gerçeği aramak yerine benzetmelerle analiz yapmaya yani benzetme yapmaya çalışmış; insanı bedene yani organlara yani niceliğe indirgemiş biri çünkü felsefe bilmiyordu yani bilimsel biri değildi. Toplumu örnek almak ne? Doğru ölçütü olarak toplumu örnek almak; peki toplum düşünür, alim, bilge, bilimsel mi? Yani bu durumda demek oluyor ki cehalet, ahlaksızlık ve nefs içindeki topluma uymak çözüm, uymamak ise sorun. Pısikiyatri neyi kendine örnek alır? Birtakım kimyasalların beyin üzerindeki etkilerini ve bu etkilerin davranışlar ve düşünceler üzerinde sonuçlarını. Yani düşünün; felsefe ve ahlak bilmeyen ya da bilimsel bir ruha ve hayata sahip olmayan kişiler insanları eğitmeye, düzeltmeye çalışıyorlar. Oysa bir bilim bilim olmak istiyorsa önce felsefeyi kendisine temel, amaç, örnek almalıdır; sonra da ahlakı. Yani felsefesiz ve ahlaksız doğru bilim de doğru bilimci de olmaz. Pısikologluk pısikolojisi nerede öğretiliyor? Felsefeyle, tıpla ilgisiz olmayan üniversitelerde, fakültelerde; örneğin edebiyat fakültesinde. Yahu bilim olmayan edebiyatla, bilim olan pısikolojinin ne ilgisi var? Pısikoloji de pısikiyatri de yani ruh ile ilgili herşey felsefe ile de ilgili olmak zorunda. Neden? Çünkü bunlar 'Hayat, hayatın anlamı, doğru, iyi, mutluluk, mutsuzluk, sevgi, insan olmak' gibi şeylerle ilgili olmayacaklar mı? İnsanlara 'değer'leri öğretmeyecekler mi? Değerlerin doğru yeri de felsefedir yani felsefe olmadan bunların doğruları öğretilemez. Herşey sonuçlarından da bellidir, demiştim; şimdi bunların sonuçlarına bakalım: Pısikologlar, pısikiyatırlar var dünyada; makyaj, takı, dövme içinde, öncelikle bilimcide böyle şeyler olmaz çünkü bilimci için beyin önemlidir, nefs değil; sonra bikini, tanga, dekolte, mini etek gibi cinsel sunumlu giysiler giyen pısikologlar, pısikiyatırlar var dünyada, peki pısikoloji ve pısikiyatri insanlara neyi öğretecek, ahlakı edebi öğretmeyecek mi? Sonra bakıyoruz, bilimdışı inançlı pısikologlar, pısikiyatırlar var dünyada, yahu bilimcinin bilimdışı inançları mı olur? Ne diyor örneğin inancı? 'Bana inanmayanları öte dünyada yakacağım, bana inanmayanlara öte dünyada işkence edeceğim' diyor; eğer pısikolog ya da pısikiyatır Yahudi ise ne diyor inancı olan Tora(Tevrat)? 'Ben dünyayı yalnızca Yahudiler'e verdim, ey Yahudiler Yahudi olmayan herkesi öldürün' diyor. Ve sonra bunlar bir de insanların ve toplumların akıl ve ruh sağlıkları üzerine ahkam kesecekler öyle mi? Bu tür şeyler genelde bilime, özelde pısikolojiye ve pısikiyatriye uygun şeyler midir? Yani bir alkolik meyhaneci olursa anlarsınız ancak bir din görevlisi meyhane işletirse anlamazsınız yani yapılabilirlik ya da yapabilirlik şeyleri doğru yapmaz; yani felsefe ile, ahlak ile, mantık ile, insanlık ile, medenilik ile ilgisi olmayan insanlar da genelde bilimcilik, özelde pısikologluk, pısikiyatırlık yapabilirler ancak bu olmaz, yapmamalılar, yapamamalılar. Sonra ne diyor bir pısikiyatrist? 'Kadınlar yatak odasında kabare kadınları gibi olmalılar' diyor ve sonra bir de dinden imandan söz ediyor; nedir kabare kadını? Gece kulübü benzeri biryerde yani içkili sigaralı, ahlakın sıfırlandığı, felsefenin yok olduğu yani bilimselliğin olmadığı bir yerde açıksaçık olarak çalışan, bulunan kadınlar. Sonra ne diyor bu pısikiyatrist? 'Evli kadınlar falan kadın sultan gibi olmalılar' diyor. Bir bakıyorsunuz, ne yapmış o kadın sultan? Çocukları öldürtmüş. Sonra bir bakıyorsunuz pısikolog ya da pısikiyatrist demokrasi karşıtı, laiklik karşıtı, bilimsellik karşıtı, diktacı, zorba, faşist bir siyasi parti yandaşı; böyle bilim, böyle bilimcilik, böyle pısikologluk, böyle pısikiyatristlik, böyle alimlik mi olur? Olmaz. Bilimciye, pısikologa, pısikiyatriste bakıyorsunuz; bilimci mi manken mi belli değil. Alimin alimliği her halinden belli olur, olmalı. Yani sanki bilim yan iş olarak yapılıyor olur; bilimci felsefe ve ahlak ile ilgisiz ise. Pısikoloji ve pısikiyatri bilim olamadıkları yani felsefe ile ilgisiz oldukları için ortalık zaten onlarla aynı şeyi yapmaya çalışan ve 'Koç' denilen kimselerle doldu. Pısikoloji pısikoloji ile öğrenilmez, felsefe ile öğrenilir yoksa ortaya abuksubuk şeyler çıkar; işte bu yazının sonraki bölümlerinde bu abuksubuk şeyleri göreceğiz. Çağımızın ya da günümüzün ortak temel özelliği herşeyin felsefeden uzaklığıdır, felsefenin bile çünkü felsefe diye felsefe bilimi değil felsefe tarihi öğretiliyor. İşte; din diye de bilim değil dinler tarihinin, geleneklerin, göreneklerin, adetlerin, efsanelerin, sanıların, varsayımların, bağımlılıkların, şartlanmaların öğretilmesi de bundandır. Yani artık herşeyi herşeyin dışından ancak doğru felsefenin tam içinden biri ele almak zorunda çünkü doğru felsefe olmayınca ölçü alınacak doğru nokta da olmaz. Yani düşünün; Lady Gaga, Madonna ya da mafya babası ya da fahişe ya da eşcinsel ya da şizofren ya da çaça ya da uyuşturucu kullanıcısı bile 4 yıl pısikoloji okusa pısikolog olacak. Böyle eğitim, böyle bilim olmaz. Eğitim, bilim ancak felsefe ve ahlak aşılarsa eğitim, bilimdir. Gerçek ki dünya henüz bilimin nicel yanında; yani bilimin nitel yanına henüz geçebilmiş değil. Eline üniversite diploması alan kendini üniversite okumuş ya da bilimci sanıyor. Yani düşünün ki Hitler'in pısikoloji diploması vardı! Yani bu kafayla gidilirse Hitler'lerin, falcıların, büyücülerin, üfürükçülerin bile pısikoloji diplomaları olabilir. Üniversiteler ve devletler şunu öğrenmeli artık: Ağızlarıyla kuş tutsalar bile üniversite diploması herkese verilmez, üniversiteye herkes alınmaz. Üniversite bilimin mabedi gibidir; felsefel, bilimsel, ahlaksal geleneği, töresi, içeriği, özü, amacı, yöntemi, biçimi olmalıdır. Pısikolojinin ve pısikiyatrinin zavallı hali gerçekte genelde insanlığın zavallı halidir de, özelde ise üniversitelerin de zavallı halidir de. Üniversiteler düşünür, alim, bilge, bilimci yetiştirme, bilim yeri olarak değil işsizliğe karşı çözüm yeri olarak görülüyor, devletlerce ve insanlarca. Herkes almış kafasını gidiyor, doğru diye. Necdet Gürçiftçi İnternette yayınlandığı zaman: 14.6.17/07.30
Kapat/(ESC)
Yorum Düzenleme

Yeni Üyeler

  • Pirinctanesi
  • Mefail
  • turgaykurtulus
  • Celal
  • umsena
Kapat/(ESC)
Tavsiye
Adınız:
Sizin eposta adresiniz:
Alıcının eposta adresi:
Mesajınız:
Doğrulama Kodu:
captcha refresh
Kapat/(ESC)
İletişim
Adınız:
Eposta adresiniz:
Mesajınız:
Doğrulama Kodu:
captcha refresh
Kapat/(ESC)
Rastgele Şiir