Şiir Defteri

MEVLANA İLE ALDANMAK (DENEME)

Yazan: Birturkbilgesi
30.05.2018 / 09:32
782 kez görüntülendi
0 yorum yapıldı
Bu yazı konu hakkında kısaca, özetle, ayrıntısız, genel bir yazıdır çünkü ayrıntılara girmeye ne zamanım var ne olanağım yani bundan ötesi araştırmacılara kalmaktadır. Mevlana üzerine çok yazı yazıldı. Tuhaf ki Mevlana'yı suçlamak ve hele ki eşcinsel olmakla suçlamak tuhaf bir biçimde Akp'nin iktidar olması, Gülen terör örgütünün Türkiye'de egemenleşmesi, Abd'nin Bop'u, Türkiye'de Atatürk'e hakaretin zirveleşmesi ve olağanlaşması ve Hindistan ulusal kahramanı Gandhi'ye eşcinsellik savı ile aynı döneme rastlar. Bence bunlar birer rastlantı değildir. Yunus Emre'ye birşeyler söyleyen olmadı henüz. Demek ki Yunus Emre Orta Asya'lı değil. Sanki içeride birileri Türkleri Orta Asya kökeninden koparıp, uzaklaştırıp yalnızca Arablara bağlamak istiyor gibi. Mevlana hakkındaki karalama o boyutlara varmış ki Mevlana'nın bir oğulunu öldürttüğünü söyleyenler bile varmış oysa Mevlana hiçbir çocuğunu öldürtmedi, öldürülen oğulu da Moğollar'a karşı savaşta Moğollar'ca öldürülmüş; ve Mevlana o oğulunun cenazesine de gitmemiş, ne vicdansız babaymış falan. Birileri de Mevlana'nın Moğol ajanı olduğunu söylemekte. Yani sanki Mevlana'ya gözüdönmüş bir saldırı çalışması başlatılmış. Birileri de Mesnevi'deki müstehcen hikayelere takmış. Birileri de Mevlana'nın başına Hz yani 'Hazreti' yani 'Sevgili' sözcüğü eklemiş. Belli ki tüm sorun gerçekte Mevlana'nın başına Hz koyulmasında, Hz koyanlarda ancak nedense Yunus Emre'nin başına 'Hz' koyanlar yok. Demek ki Yunus Emre'yi küçük gösterme çabası çoktan başlamış gerçekte. 'Mevlana hakkında ne biliyorsun, Mevlana'dan sen ne öğrendin?' derseniz Mevlana'dan öğrendiğim ve sevdiğim tek şey 'Yanmayan yakamaz' sözü ve Mesnevi'yi yerin altındaki bir odada yıllarca yazdığıdır ki 'Yanmayan yakamaz' sözünü çok severim çünkü felsefel açıdan da çok anlamlıdır. Ben tüm bu durumda Mevlana hakkında farklı bir yazımı sunuyorum şimdi bu yazımla. Ancak baştan diyeyim ki tüm bunlar yalnızca olasılıktır ve kuramdır yani doğru olabilir de doğru olmayabilir de ancak felsefe insanların haklarının yenilmemesi, insanlara haksızlık yapılmaması için tüm olasılıkları ortaya koymakla da görevlidir; ben bu yazımda felsefenin bu görevini kullanıyorum, yerine getiriyorum yoksa Mevlana'yı tanımametmem(tanımam etmem) yani bildiğim birkaç şey üzerine birkaç olasılık yazıyorum okadar(o kadar). 1- Mevlana'nın Sema denilen dönmesi yani hareketi: Bu hareket çok tuhaf çünkü özellikle Semavi dini inançlarda böyle birşey olmaz; tasavvuf ise sakinlik, dinginlik, hareketsizlik, inziva içinde olur yani semavi dini inançlarda örneğin Kızılderililer gibi bir ilah çevresinde hoplamazıplama(hoplama zıplama), dönme yoktur. Böyle bir ibadet olmaz, hele Semavi dini inançlarda hiç olmaz. 2- Mevlana'nın Moğollar'ca öldürülen oğulunun cenazesine gitmemesi. 3- Mesnevi'deki müstehcen hikayeler. 4- Moğol yandaşılığı. 5- Moğolların ve özellikle Cengiz han'ın zalim kişiliği. Yahudiler'in kutsal kitabında bir saraydaki bir kişinin sarayı basanlarca öldürülmekten kurtulmak için duvarları, kapıları, yerleri tırmaladığı, deli numarası yaptığı ve böylece hayatını kurtardığını yazar. Bir Arab alimi de şöyle der Cengiz han yani Moğollar hakkında, Moğollar öyle zalimdir, vahşidirler ki 'Cengiz han'ı tanımaktansa dünyaya hiç gelmemiş olmayı isterdim'. Tüm bunları birlikte düşündüğümüzde şu olasılık oluşur: Acaba Mevlana Moğollardan kendisini, ailesini ve yandaşlarını kurtarmak ve gizlice yazmakta olduğu Mesnevi'sini bitirebilmek ve koruyabilmek için Moğol yanlısı bir deli taklidi mi yapmıştır? Mesnevi'deki müstehcen hikayelere gelince: 1- O hikayeler Mevlana öldükten sonradan mı eklenmiştir? 2- Mevlana yazmışsa acaba Moğollar'ın Mesnevi'den kuşkulanmasını, tehlikeli saymasını önlemek için, aldatmaca olarak yani Mesnevi'yi korumak amaçlı mı yazılmıştır? Yani şöyle bir konuşma geçmiş olabilir: Moğollar: 'Hey Mevlana sen Mesnevi diye dini, İslami bir kitap yazıyormuşsun?'. Mevlana: 'Yok kardeşim ne dini imanı, ben yalnızca müstehcen, gülünç hikayeler yazıyorum'. Ellerine müstehcen hikayeleri verip: 'Alın bakın işte Kabak hikayesi, ne gülünç değil mi; ha ha ha!'. Moğollar hikayeyi okuyup: 'Gerçekte de öyle, ha ha ha! Gardaş sen bunları yaz, biz arasıra gelip okuyalım gülelim!'. Sonra da o müstehcen hikayeler Mesnevi'de kalmış, unutulmuş olabilir. 3- Müstehcen hikayeleri Mesnevi'ye dönemin zenginlerini, dönemin sömürgenlerini, dönemin asalaklarını, dönemin ahlaksızlıklarını, dönemin yozluklarını anlatmak için mi yazmıştır? Asıl sorun ise şudur: Mevlana derviş, evliya gibi biri değil düşünür(filozof) bir şairdir örneğin Hayyam gibi yani Mevlana konusunda ilk saçmalık önüne Hz koymaktır, koyanlardadır. Mevlana ile aldanmak yani Mevlana'yı düşünür bir şair yerine alim, evliya, derviş, ermiş gibi biri sanmak. Necdet Gürçiftçi İnternette yayınlandığı zaman: 30.5.18/09.32
Kapat/(ESC)
Yorum Düzenleme

Yeni Üyeler

  • Pirinctanesi
  • Mefail
  • turgaykurtulus
  • Celal
  • umsena
Kapat/(ESC)
Tavsiye
Adınız:
Sizin eposta adresiniz:
Alıcının eposta adresi:
Mesajınız:
Doğrulama Kodu:
captcha refresh
Kapat/(ESC)
İletişim
Adınız:
Eposta adresiniz:
Mesajınız:
Doğrulama Kodu:
captcha refresh
Kapat/(ESC)
Rastgele Şiir