Şiir Defteri

MERDİVENALTI SABAH GAZETESİNDEN HUKUKSAL PALYAÇOLUK (DENEME)

Yazan: Birturkbilgesi
22.04.2019 / 07:38
753 kez görüntülendi
0 yorum yapıldı
Yandaşlık hangi alanda olursa olsun öncelikle cehalettir. Bunun üst aşaması ise nefstir yani yandaşlık iki türdür: 1- Cehaletten yandaşlık, 2- Nefsten yandaşlık. En tehlikelisi, en kötüsü, en zararlısı neftsen yandaşlıktır yani Nefs yandaşlıkı(yandaşlığı)'dır çünkü nefs hem en büyük cehalettir hem de kötülüklerin hem nedeni hem amaçıdır(amacıdır). Yani Cehalet yandaşlığı gerçekleri, doğruları bilmeden, iyiniyet içeren yandaşlıktır; Nefs yandaşlığı ise bile bile, art niyetle, kasıtlı kötülüktür. Siyaset te bu nedenle insanlığa aykırı bir dünyadır çünkü siyaset te yandaşlık üzerine kuruludur, yandaşlığı amaçlar; ve siyasetin yandaşlığı cehalet yandaşlığı değil nefs yani çıkar yandaşlığıdır. Bu nedenle siyaset tüm dünyada hemen yasaklanmalıdır, zaten birgün yasaklanacaktır da. Ülkemizde; medyada yandaşlık en barbar, en vahşi, en insanlıkdışı, en vicdandışı halini Akp döneminde aldı çünkü zaten 'Devlet bekası' kılıfı altında, bebek kardeşlerini, çocuk kardeşlerini, öz annelerini, öz babalarını bile öldürtmekten çekinmemiş Osmanlı hanedanlığı diktatörlüğünü ve Osmanlı sultanılarını(sultanlarını) savunan bir dünya, hal, içerik, öz bunu gerektirirdi. Yani biryanda(bir yanda); ölü Anzac düşman askerlerine 'Onlar bizim de evlatlarımız' diyen Mustafa Kemal; biryanda ise kendi öz bebek kardeşlerini, kendi öz çocuk kardeşlerini, kendi öz annelerini, kendi öz babalarını bile öldürtmekten çekinmemiş bir Osmanlı hanedanlığı, ve bu hanedanlığı baştaçı etmiş bir dünya. Yani öyle bir hanedanlığı savunan bir dünya nasıl dürüst, medeni, adil ve vicdanlı olabilir. 2019 martı yerel seçimi Akp, ve Akp'ciler için de büyük bir acı oldu, layık oldukları gibi; Akp en büyük üç ilde(şehirde) büyükşehir belediye başkanlığı başkanlıklarını kazanamadı; yani ikisinde başkanlıkları yitirdi, birinde ise kazanamadı. Yani kazanamamak ile yitirmek farklı şeylerdir. Yani Akp gerçekte; yitirdiğinin en az iki katını yitirmiş durumda oldu bu durumda çünkü elindekileri de yitirdi. Ve Akp yandaşı, merdivenaltı medya bu hale kendince avuntular bulmaya çalışırken; yoz ve zararlı kişiliğini de sergiledi. Tuhaf ki Akp dünyasının üç büyük il yenilgisinde içine sindiremediği tek il İstanbul oldu. Belki de İstanbul'da rant çok fazladır ya da kirliçoraplar(kirli çoraplar). Akp yandaşı merdivenaltı medyadan Sabah gazetesi İstanbul sonuçuları(sonuçları) için adeta bir hukukdışılık, yasadışılık hali varlığı sergilemeye yönelmiş bir halde. Sabah gazetesi şöyle demiş: 'Akp'nin İl seçim kurulu'na itirazları sonuçlandırılmadan Ekrem İmamoğlu'na mazbata verilmesi tepkilere neden oldu. Hukukçular ise hukuki sürecin henüz sonuçlanmadığının altını çizdi. Ysk seçimlerin yenilenmesine karar verirse Ekrem İmamoğlu'nun mazbatasının geri alınacağı ve İstanbul valiliği'nin atayacağı bir isim tarafından 2 haziran 2019 seçimlerine kadar belediye başkanlığı görevinin yürütüleceği belirtiliyor'. Ve savı konusunda kendisine bir avukatı dayanak göstermiş. Oysa hukuk Pırof'u Ersan Şen hukuka göre Ekrem İmamoğlu'na mazbatasının Ysk'ye itiraz bile edilmiş olsa hemen verilmesi gerektiğini söyledi. Yani hukuk Pırof'una karşı, gidip bir avukat bulmuşlar, konuya kendileri açısından yaklaşacak. Yani demek ki kendi yanlarındaki hukuk Pırof'ları bile Ersan Şen gibi düşünüyor olmalılar. Yani bir arzuhalciye gideydiniz falan, belki o seçimlerin tüm Türkiye'de iptal edilmesini söylerdi. Yani ne demek 'Akp'nin İl seçim kurulu'na itirazları sonuçlandırılmadan Ekrem İmamoğlu'na mazbata verilmesi tepkilere neden oldu'? Bunun öyle olmasını zaten hukuk, kanun buyuruyor yani anayasa, hukuk, kanun; Ekrem İmamoğlu'na mazbatasının verilmesine değil, verilmemesine tepki gösteriyor ey Sabah. Kim tepki göstermiş buna; çaycın mı, temizlikçin mi, simitçi mi, kahvehanedekiler mi? Ancak bak ki anayasa, hukuk, kanun 'Ekrem İmamoğlu'na mazbatasını hemen verin anayasaya, hukuka, kanuna aykırı davranıp suç işlemiş olursunuz' diyor. Yani bakın Sabah gazetesi İstanbul'da seçimi Ekrem İmamoğlu'nun kazanmasını sanki ortada bir hukuksuzluk, kanunsuzluk, suç varmış gibi; sanki Ekrem İmamoğlu hukukdışı, kanundışı bir imiş gibi bir etki, algı yaratacak biçimde sunuyor. Oysa tarih diyor ki 'Bir ülkede seçimlerde hileleri iktidarlar yaparlar, daha çok' ya da 'En çok'. Yani iktidarın heryanı(her yanı) sardığı bir ülkede muhalefetin hile yapması olasılığı ancak zerre kadardır. Kaldı ki Chp'nin yaptığı ileri sürülen hileleri gerçekte Akp yapmış olabilir; seçimi kazandığında seçimde hileden söz etmeyeceği, seçimi yitirdiğinde ise seçimde hileden söz edeceği ki bir Güney Kore dizisinde böyle bir hal vardı; bana öyle geliyor ki Türkiye'de Güney Kore dizisileri(dizileri) oynanmakta 16 yıldır ki Güney Kore'li Muhteşem kraliçe dizisi ile İmparatoriçe Ki dizisi bu hale en yakın örneklerdir bence; yalnızca bu iki diziyi bile izleseniz Türkiye'nin son 16 yılını anlarsınız bence. Örnek ki Muhteşem kraliçe dizisinde; kumpaslarla, iftiralarla, yalanlarla hapise atılan muhalefet liderlerine 'Biz sizi hapise atalım, yargılayalım, suçsuzsanız zaten serbest bırakılacaksınız ancak bu yargılama yıllar sürebilir', bu hal Ergenekon kumpası'na ne kadar çok benziyor değil mi? Işığın prensesi adlı Güney Kore dizisinde ise şöyle deniliyor: 'Biz seçimde hileyi yapalım, kazanırsak ses çıkarmayız, kazanamazsak, seçimde hile var der, itiraz ederiz' deniliyor. Sonra bir de 16 yıldır her genel seçimde ?Akp hile yaptı' denilmedi mi; 16 yıldır her genel seçimde Akp hile yapmakla suçlanmadı mı? 16 yıldır bu ülkede kaç seçim şaibe savsız geçdi(geçti)? Akp'den önce bu ülkede, demokrasi ortamında yapılan seçimler şaibe ile suçlanıyor muydu hiç? Akp'den önce bu ülkede hangi siyasi parti ya da siyasi iktidar genel seçimlerde hile yapmakla suçlandı? Sonra bir de Akp döneminde Türkiye yolsuzlukta Avrupa birincisi olmadı mı? Yani insan önce kendine bakmalı aynada. Yani koskoca gazetesin; ancak Ysk'ye itirazların, mazbatanın verilmesini önlemediğini bile bilmiyorsun, ve hukuk Pırof'u ve tarafsız, siyaset dışı ve siyaset üstü Ersan Şen bile televizyonda bu konuda adeta basbas bağırırken gidip bir avukat buluyorsun. Tuhaf ki Sabah gazetesi Akp tarihinde hiç yanlış aramıyor; Akp'ye hiç söz etmiyor. Sonra bir de kendine 'Türkiye'nin en iyi gazetesi' diyor. Bence 'Akp'nin en iyi gazetesi' demeli çünkü 'Türkiye'nin' olmak onu oldukça çok aşar. Bence Sabah gazetesinin kendine 'Türkiye'ni en iyi gazetesi' demesi de, medyanın da kendine böyle şeyler demesi de yasaklanmalı. Yani ne oldunuz da 'Türkiye' oldunuz? Düşünür(Filozof), alim, alime, bilge falan mı oldunuz da 'Türkiye' oldunuz? Akp'den önce Türkiye hayat biçimi olarak kuşkusuz ki yanlış yolda idi ancak Akp ile Türkiye demokraside de yanlış yola girdi. Ya Sabah gazetesi; savunduğun siyasi iktidarın neresi hukuka uygun da Chp'nin İstanbul zaferini hukuksuzluk olarak düşünüyorsun? Türkiye olmak; oy almakla, seçim sandıkıları(sandıkları) ile, siyasetle, siyasi partilerle olmaz; felsefe, bilim, ve dini tanımlayan Din hadisileri ile olur. Necdet Gürçiftçi Bağımsız, özgür, bilimsel, tarafsız; hiçbir dini inançtan ve hiçkimseden yana olmayan dinli ve bilge İnternette yayınlandığı zaman: 22.4.19/07.39
Düzenleme: 22.04.2019 / 08:16
Kapat/(ESC)
Yorum Düzenleme

Yeni Üyeler

  • Pirinctanesi
  • Mefail
  • turgaykurtulus
  • Celal
  • umsena
Kapat/(ESC)
Tavsiye
Adınız:
Sizin eposta adresiniz:
Alıcının eposta adresi:
Mesajınız:
Doğrulama Kodu:
captcha refresh
Kapat/(ESC)
İletişim
Adınız:
Eposta adresiniz:
Mesajınız:
Doğrulama Kodu:
captcha refresh
Kapat/(ESC)
Rastgele Şiir