Şiir Defteri

LOFT REKLAMI ÇOK SAKINCALI SAVIM (DENEME)

Yazan: Birturkbilgesi
08.06.2019 / 01:30
725 kez görüntülendi
0 yorum yapıldı
İlkokulu bitirmenin yeterli olduğu dönemde aileler okumak istemeyen, okula gitmek istemeyen, okulda başarılı olamayan çocuklarını ilkokuldan sonra esnafın, zanatçının(zanaatçının) yanına çıraklığa verirlerdi. İşte ülkemizde 'özel sektör' denilen sektörün temeli, özü budur, yani övünülecek birşey değil. Yani ülkemizde 'okumak isteyen çocuklar', ve 'okumak istemeyen çocuklar' vardı, ve günümüzde de var. Babası, anası şirket sahibi olanlar da zaten ya Türkiye'de ya da Abd'de, Avrupa'da, üniversitede işletme okuyup geliyorlar genelde. Yani holding çocukları 'Ben doktor olacağım, ben öğretmen olacağım, ben yargıç olacağım, ben savcı olacağım, ben eczacı olacağım, ben bilimci olacağım, ben akademisyen olacağım, ben mühendis olacağım' demiyorlar genelde; mühendislikleri de kapitalistlerle, şirketlerle ilgili mühendislikler zaten genelde yani ülkenin derdi hep milli gelir pastasından avuç avuç alamayanlara kalıyor. Okumayınca ne oluyor? Çelişkili durumlar çıkıyor ortaya; ve en önce olan şey de ülke ekonomisine bilimsel olmayan kişilerin egemen olması oluyor; oysa dini tanımlayan Din hadisileri de, Atatürk te(de) 'Önce bilimsel olun' diyor, 'Zengin olun, kapitalist olun' demiyor. Kapitalistler ya, zengin oldular ya; kendilerini alim, alime sanmak gibi birhavaya(bir havaya) giriyorlar; sanki onlar olmazsa ekonomi olmaz, ülke olmaz, millet işsiz kalır, millet aç kalır. İnsan üniversiteye iş, meslek, para için değil, bilimsel olmak için gitmeli öncelikle çünkü bilimsel olmak demek mantıklı olmak, tutarlı olmak demek. Ben zengin olmaktansa mantıklı olmayı yeğlerim, öyle de oldum zaten. Loft. Eroğlu aile holdinginin bir markası. Eroğlu holding'in internet sayfasında, 'Başkanın mesajı' bölümünde 'Bir dünya markası olma rüyamızı; önce inanarak; ancak inandığımız değerler uğrunda yılmadan mücadele ederek ve çok çalışarak gerçekleştirdik. Ailemizin ve ailemizin bir parçası olan tüm çalışanlarımızın vazgeçilmez ilkesi olan dürüstlükten asla ödün vermeden. Başarıya ulaşmanın sırrının, müşterilerimize misafirlerimiz gözüyle bakmak, çalışanlarımıza insani hassasiyetle davranmak olduğunun bilinciyle, uluslararası pazarlarda rekabet eden bir kurum olarak, temel ilkelerimizi dünden bugüne taşımanın ve her gün geliştirmenin kıvancını yaşıyoruz' yazıyor. İlk bakışta doğru, iyi, güzel gibi görünüyor. 'İnanmak, değer, yılmamak, mücadele etmek, çok çalışmak, ilkeli olmak, dürüstlük, çalışanlar, insani hassasiyet, kıvanç' falan. İyi de kardeşim; senin söylediklerin başka, yaptıkların başka; sözlerinle yaptıkların çelişiyor, farkında değil misin? O doğru, iyi, güzel sözcükleri söylüyorsun sonra da kalkıp Loft tanıtımında(reklamında) kalkıp Aleyna Tilki'yi oynatıyorsun; hem de ne oynatmak; cinsel sunum, cinsel tahrik, dine aykırılık, ahlaka aykırılık, Türklüğe aykırılık, insanlığa aykırılık, utanmazlık, şiddet içeren, sunan, yayan bir tanıtım. Aleyna Tilki kim? Daha 16 yaşında erotik bir kılip(klip) çekmiş, ve internet erotik fotoğrafları ile doldu biri. Yani bu mu inanç, değer, yılmamak, mücadele, çalışmak, ilkeli olmak, dürüstlük, insani hassasiyet, kıvanç? Sen para kazanmak isterken bu ülkenin çocuklarına, gençlerine, toplumuna, halkına, milletine yanlış, kötü, zararlı örnek olabilecek bir reklam yapıyorsun; bu mu dürüstlük, insani hassasiyet, kıvanç falan? O zavallı, yoz, ilkel reklamda bir de diyor ki 'Güçlü, özgür, genç, ve en önemlisi cesur gözükmek için Loft'. Reklamda 'Güçlü' diyor; Aleyna Tilki elindeki sopayla duvardaki kamerayı parçalıyor. 'Özgür' diyor; Aleyna Tilki at üzerinde. 'Genç' diyor; Aleyna Tilki'nin daracık kot içinde erotik bel, popo, üregenital bölge ve havadaki bir dıronu(dronu) yine elindeki sopayla parçalayan görüntüleri. 'Ve en önemlisi cesur gözükmek için Loft' diyor; yine heryeri dışa vuran, daracık bir kot, bel açık, elde sopa. Yani reklam mini şortla başlıyor, daracık kotla ve bel açık, ve elde sopayla devam ediyor, ve daracık kot içinde sergilenen üregenital bölge görüntüleri ve yine eldeki sopa ile parçalanan bir cam görüntüsü ile bitiyor. Yani reklam baştan sonra cinsellik, cinsel sunum, cinsel tahrik, adeta cinsel taciz ve şiddet içeriyor; ve sonra da kalkıp 'İnanmak, değer, yılmamak, mücadele etmek, çok çalışmak, ilkeli olmak, dürüstlük, çalışanlar, insani hassasiyet, kıvanç' diyorsun öyle mi? 'Cesur gözükmek' diyor; cesaret ne, külhanbeyilik mi, şiddet mi, utanmazlık mı, cinsel teşhir mi yoksa bilimsel ve ahlaklı olmak mı yani cesaret bedene köle olmak mı yoksa beyinin(beynin), ruhun mantıklı olması mı? Ve reklamda açık ki özgürlük sözcüğünün anlamının bilinmediği de açık yani reklam serbestlik ile özgürlüğü birbirine karıştırmış yani serbestliği özgürlük, özgürlüğü serbestlik sanıyor, cehaletten olsa gerek; oysa özgürlük adı üstünde, özün yani doğrunun gür gelişimi demektir, daha önce de açıkladığım gibi; oysa serbestlik 'ser'den gelir yani 'baş'dan(baştan) yani serbestlik başınabuyurukluktur(başına buyruluktur) yani özgürlük ile ilgisiz birşeydir ve özgürlük ile zıt birşeydir; bu nedenle ki 'serseri' sözcüğü de 'ser'den gelir; oysa reklamdaki gibi ne ata binmek özgürlüktür, ne ahlaka aykırı giyinmek, ne sopayla orarayaburaya(oraya buraya) saldırmak, ne şiddet sergilemek, ne cinsellik sergilemek, ne cinsel sunum, ne cinsel tahrik, ne cinsel sömürü, ne sokaklarda külhanbeyi gibi yürümek; bu durumlar dil bilimi açısından özgürlük sözcüğünün değil serserilik sözcüğü içine girer ancak yani açık ki reklamda özgürlük ile serbestlik karıştırılmış. Yani bu durumda bu reklam özelde gençliğe, genelde ise topluma özgürlük değil serserilik gibi birşey aşılar ancak çünkü doğru olanı yapmak özgürlüktür, kafayaeseni(kafaya eseni) yapmak serseriliktir. Trk dil kurumu sözlüğü diyor ki 'Serseri: Tutarsız, beğenilmeyen davranışları olan kimse'; yani o reklamdaki davranışlar beğenilen davranışlar mı; reklamda en azından 'mala zarar' suçu var; kamerayı parçala, dıronu parçala, çevreye zarar ver; yani kim böyle bir çocuğunun olmasını ister? Açık ki Loft ya da bu reklam ne yaptığının farkında değil. Açık ki reklamda büyük bir Amerikan hayranlığı da var. Ve bu yoz, ahlaka aykırı, medeniliğe aykırı sözde reklam bir de Ramazan ayı'nda gösterildi. Yani insan bazıan(bazan/bazen) merak ediyor: Acaba bu vatanı Türkler ve Müslümanlar kurtarmadı mı yoksa Türkler ve Müslümanlar bu vatanı Türk olmayanlar ve Müslüman olmayanlar mı için kurtardılar çünkü ülkedeki, pılajlardan(plajlardan), televizyon reklamılarına(reklamlarına) kadar ahlaka aykırı durum Türklükle de, Müslümanlıkla da bağdaşmıyor da. Yani durum hem akıla(akla) aykırı hem ahlaka aykırı; üstelik de insanlığa da aykırı. Yani gençlerin elde sopalar, daracık kotlar, açık beller içinde gezdiklerini düşünün; ve böyle bir ülkenin, toplumun, vatanın halini düşünün. Yani ağız ne diyor, el ne yapıyor? Ya; üniversite mezunuyum, çay ocağında asgari ücretle garsonluk yaparım da, ayda 1 milyon Tl maaş versen ben gelip o şirkette çalışmam çünkü benim için önce felsefe, bilim, dini tanımlayan Din hadisileri gelir, para, servet değil. Türk milleti böyle reklamlara da, böyle kapitalistlere de, böyle sanatçılara da, böyle ünlülere de sırtdönmelidir(sırt dönmelidir). Ne yani Eroğlu holding; böyle bir gençlik mi istiyorsun, çocuklarının öyle olmasını mı istiyorsun? Felsefe, bilim, ve Din hadisileri öyle bir gençlik, öyle bir toplum, öyle bir ülke istemiyor da. Soyadın da 'Eroğlu'. Er adam böyle yapar mı? Yaptığının gençliğe, topluma, ülkeye, vatana, ahlaka, insanlığa, akıla, mantığa zarar verdiğinin, kötülük yaptığının farkında değil misin? Yani bu ülkenin Türk çocuklarına, Müslüman çocuklarına o daracık, heryeri belli eden o kotu mu giydireceksin? Gençlerin sokaklarda o daracık kotlarla, ellerde sopalar ile, popolarını sallaya sallaya, popolarını kıvırta kıvırta yürümelerini, salınmalarını, gezmelerini mi istiyorsun? Sonra da mutlu mu olacaksın, 'Başardım' mı diyeceksin? Bak ben sana bedavadan danışmanlık yapayım: Gittiğin yol, yol değil; yaptığın erlik değil. Bence sen işi bırak; kendini felsefeye, bilime, ve Din hadisileri'ne ver; inan bu ülkeye, bu topluma, bu vatana böyle daha çok yarar, iyilik, güzellik verirsin. Türkiye cinsellik, cinsel sunum, cinsel tahrik, cinsel sömürü ülkesi mi olmalı yoksa düşünür, alim, alime, bilge ülkesi mi? Size önerim; Yunus Emre'ye, Mevlana'ya, Hz Rabia'ya giydiremeyeceğiniz şeyleri yapmayın, satmayın; ya da Türklükten, Müslümanlıktan, dinden imandan hiç söz etmeyin. Bende işportacılık yapdım(yaptım), ben de bilirdim tanga, bikini, mayo, sütyen, külot satıp köşeolmayı(köşe olmayı) ancak yapmadım çünkü gururumayediremedim(gururuma yediremedim), ve 'Sanattır' deyip tablo satdım(sattım), boğaz tokluğuna. Yani ey kapitalistler biz bilmiyor muyduk zengin olmayı, köşe olmayı; insanlığın yolunu seçmek yerine? Neyle övünüyorsunuz ki, neyle? Sizin dünyanızın da içi lav, kor, ateş, bizim dünyamızın da; sizin içiniz de bağırsak, bok, pis, iğrenç, tiksinç şeyler, bizim de ancak biz en azından 'Dünyaya, hayata, maddiyata boyuneğmedik/boyun eğmedik, kendimiz için değil doğru bir dünya ve doğru bir insanlık için çalıştık, yaşadık' diyeceğiz. Ekonomi devletin işidir; kişilere devir(devr) edilemez; hele ki felsefeden, bilimden ve Din hadisileri'nden uzak kişilere hiç devir edilemez. Ne zaman görsem, öfkemden tansiyonumu yirmiye çıkaran bir reklam, çünkü kendimi değil felsefeyi, bilimi, Din hadisileri'ni, ülkeyi, halkı, toplumu, milleti, insanlığı, Türklüğü düşünüyorum. Batıya ya da Doğuya kuyruk olmayın; dünyaya, insanlığa yeni ve doğru önder ve doğru örnek olun. Noah'ın(Nuh'un) gemisine binmeyenler gerçekte, bilimselliğe sırtdönmüş(sırt dönmüş) kimselerdi; Adam(Adem) ile Eva'yı(Havva'yı) Öteki dünya'dan kovduran şey gerçekte, nefs idi. Ve halinize bakın ey kapitalistler, halinize. Bu vatan, bu ekonomi sizin değil; bu vatanın ve bu milletin. Başarınız haksızlıktan, adaletsizlikten değil de zekanızdan geliyorsa gidin fabrikalarınızı, mağazalarınızı, dükkanlarınızı kuş uçmayan, kervan geçmeyen dağ başlarında, çöller de açın da görelim bakalım. Gerçek ki kapitalistlik vatan ve millet üzerinde haksızlıktır. Ya, madem ki ekmeğini yiyorsunuz bu vatanın, milletin; yozlaştırmayın bari. Hiçdeğilse(Hiç değilse) delikanlı olun, er olun; bu yapılan delikanlılık, erlik değil. Delikanlılık, erlilik gençliğine, toplumuna sahip çıkar. Ve bir de başta 'Dindar nesil yetiştireceğiz' diyen Akp var, öyle mi? Övünülecek birşey yapmıyorsun Eroğlu; övünülecek birşey yapmıyorsun. Yapaydın da övüneydik. Kınıyorum seni Eroğlu, kınıyorum. Ve bir bilgenin kınaması da önemli birşeydir. Kendine felsefeyi, bilimi, dini tanımlayan Din hadisileri'ni, alimliği, alimeliği amaç edinmemiş özel sektöre ekonomi, ülke, millet, devlet, vatan, hayat emanet edilemez. Ülkeye özel sektör değil devlet sahip çıkmalıdır. Devlet özel sektörle değil felsefe, bilim, ve Din hadisileri ile onur duymalıdır; devlet kapitalistlerle, şirketlerle değil düşünürler(filozoflar), alimler, alimeler, bilgeler, bilimciler, aydınlar ile gurur duymalıdır. Necdet Gürçiftçi Bağımsız, özgür, bilimsel, tarafsız; hiçbir dini inançtan ve hiçkimseden yana olmayan dinli ve bilge İnternette yayınlandığı zaman: 8.6.19/01.31
Düzenleme: 08.06.2019 / 01:32
Kapat/(ESC)
Yorum Düzenleme

Yeni Üyeler

  • Pirinctanesi
  • Mefail
  • turgaykurtulus
  • Celal
  • umsena
Kapat/(ESC)
Tavsiye
Adınız:
Sizin eposta adresiniz:
Alıcının eposta adresi:
Mesajınız:
Doğrulama Kodu:
captcha refresh
Kapat/(ESC)
İletişim
Adınız:
Eposta adresiniz:
Mesajınız:
Doğrulama Kodu:
captcha refresh
Kapat/(ESC)
Rastgele Şiir