Şiir Defteri

KURBAN BAYRAMI ARTIK GEREKSİZ (DENEME)

Yazan: Birturkbilgesi
25.08.2017 / 05:14
1211 kez görüntülendi
0 yorum yapıldı
Bu yazı genel olarak; kurban töresi, kuralı, yasası, geleneği olan dinlere yönelik bir yazıdır yani tikel değil tümel; siyasal ya da önyargısal değil bilimsel ve felsefel bir yazıdır. Önce bunu belirteyim. Yani hiçkimse ve hiç bir din özel ve tikel olarak üstüne alınmasın. O yüzden yazımın başlığını 'Kurban Bayramı' değil 'Kurban bayramı' diye yazdım. Dünyada; kurban töresi, yasası, kuralı, geleneği olan çok din var. Örneğin: İslamiyet, Yahudilik ve puta tapıcı dinler. Kurban bayramı yani kurban kesmek artık gereksiz. Bunun nedeni ise çok basit bir icat: Genelde buzdolabının, özelde ise kasap türü buzdolabının icadı. İlk buzdolabı 1913 yılında ve Abd'de yapılmış. Herkes et yesin diye bir gerekçe ile kurban kesmek ancak etin uzun süre saklanamadığı ortamlarda ve ülkelerde olur. Buzdolabının icadından önce insanlar ancak kendileri et hayvanı yetiştiriyorlar ya da yetiştirenlerden doğrudan canlı hayvan olarak satın alıp sonra da kesebiliyorlar ise taze et yiyebilirlerdi. Buzdolabı yok ise kasap dükkanı da olamazdı. Kasap dükkanı olamayınca da istenildiği an, az az et satın alıp yemek olanaklı olamazdı. Yani buzdolabının icadından önce insanlar gidip örneğin 1 Kg. et alamazlardı bence. Yani bir hayvanı canlı ve bütün(tam, tüm) olarak satın almak zorunda idiler ki bu da herkesin bütçesine uymayan birşey idi. Bu koşullar altında; özellikle Orta Çağ'da; kılıç, kalkan, zırh gibi savaş araçlarını kullanabilmek için çok güçlü olmak ve bunun için de bol bol kırmızı et yemek gerekiyor idi. Savaşçılara ve savaşçı olmayan halka yılda bir kez olsun doyasıya et yedirebilmek için kurban bayramı adlı bayramlar çok yararlı idi. Buzdolabının yani kasapların ilk çıkdığı(çıktığı) on yıllarda; kasapdan 1 Kg.'ın altında et ya da kıyma almak utanç verici birşeydi. Yani bir koca; karısına, yarım kilo et parası verse, et alması için; kadın bunalımlara, utançlara düşerdi ve kendisi gitmez, utanır; çocuğunu ya da komşunun çocuğunu kasaba gönderirdi ve günlerce kocasına küserdi, kocasına bir sürü ileri geri söz ederdi. Kasapdan (kasaptan) 1 Kg.'ın altında et ya da kıymak almak; yoksulluk gibi utanç verici şeylerden biri olarak görülürdü o zamanlar. Bu garip birşey değil, tarihi bilenler için. Örneğin; yoksullaşıp dükkan açıp ticarete yani esnaflığa başlamak; Orta Çağ'da, soylular için yani ilk kapitalistler için çok utanç verici birşeydi; şu her ne kadar kapitalistler artık utanma sınırını aşmışlar ise de. Yine örneğin; yoksulluk yüzünden, çiçek yağı denilen yağı kullanmak zorunda kalmak; zeytin yağı kullanma geleneğine sahip kişiler için önceleri çok büyük utanç verici birşeydi. İnanıyorum ki yoksullaşma yüzünden; zeytin yağı yerine çiçek yağı kullanmak yüzünden çok kadın, kocasını terk etmişdir ya da intihar etmek istemişdir(istemiştir) o zamanlar. Şu an bize gülünç, anlamsız, önemsiz geliyor olsa da bu şeyler. Günümüzde artık kasap dükkanları ve kasap dükkanlarının var olmasına yol açan buzdolabı icadı var. Ve et, kıyma artık; insanların kapı komşusu ya da mahalle komşusu ya da sokak komşusu ya da tanıdığı kasapların dükkanlarında değil; sahiplerini hiç tanımadığı, bilmediği marketlerde de satılıyor. Ve bu marketler sayesinde insanlar artık en az 1 Kg. et ya da kıyma almak zorunda değiller, utanmamak için. Bu marketlerden 100 Gr. eti ya da kıymayı bile utanmadan almak olanaklı. Çağımız da bu 'azcılığa' olanak veriyor. Bu durumda; insanların cep telefonlarına bile her ay, en az iki Kg. et parası verdikleri düşünülür ise; et yememek için insanların çok uğraşmaları gerekdiği(gerektiği) anlaşılır. Yani artık insanlar; taze et yemek için ne hayvan beslemek ne bütün bir hayvanı örneğin bütün bir danayı almak ne de en az 1 Kg. almak zorundalar. Buzdolabının icadından bu yana artık et yemek; su içmek kadar kolaylaşdı(kolaylaştı). Bu durumda; 'Et yiyemeyenler et yesinler diye de, savaşçılar et yesin diye de kurban kesmek gereksiz oldu. Kurban kesen insanlar önce şu konuda samimi olsunlar. Kurbanı ne için kesdiklerini(kestiklerini) söylediler hep? Yoksullar et yesinler diye. Şimdi bu sözlerine sadık(bağlı) kalsınlar. Kurban eti verdikleri insanların yüzde kaçı; onlar kurban kesmezler, et vermezler ise et yiyemez durumdalar, bir baksınlar, söylesinler. Öyle ki hergün et yiyenler bile; kesdikleri(kestikler) kurbanlardan kendilerine pay almakdadırlar. Öyle ki artık; Örneğin, İstanbul'da yaşayıp, İstanbul'daki etler lezzetli değil deyip, taaa memleketi örneğin Diyarbakır'dan kurbanlık alıp, Diyarbakır'da kesip, etini İstanbul'a götürüp yiyenler var. Yani itiraf edilsin ya da görülsün ki artık kurbanlar; yoksulların nefsinden çok, kurban kesenlerin nefsi için kesilmekdedir ki nefs zaten dine aykırı birşeydir. Çağımızda insanların tek ya da ana sorunu; et yiyememek olsa idi keşki. Evet, bence; buzdolabının icadından bu yana kurban kesmek gereksiz. Sağolasın buzdolabı ve mucidi. Necdet Gürçiftçi 25-Ekim-2012 tarihinde internette yayınlandı.
Kapat/(ESC)
Yorum Düzenleme

Yeni Üyeler

  • ademtok
  • mimu
  • kartanesimKar
  • Ebuelfiya
  • Efeefe
Kapat/(ESC)
Tavsiye
Adınız:
Sizin eposta adresiniz:
Alıcının eposta adresi:
Mesajınız:
Doğrulama Kodu:
captcha refresh
Kapat/(ESC)
İletişim
Adınız:
Eposta adresiniz:
Mesajınız:
Doğrulama Kodu:
captcha refresh
Kapat/(ESC)
Rastgele Şiir