Şiir Defteri

KENAN SOFUOĞLU VE SOFULUK (DENEME)

Yazan: Birturkbilgesi
05.07.2018 / 08:43
996 kez görüntülendi
0 yorum yapıldı
İleri sürülür ki kişilerin adları ve soyadıları ile uyumsuzlukları ve bazan zıtlıkları bile vardır. Örneğin benim soyadım Gürçiftçi ancak ne toprağı, tarımı, köyü severim ne de çiftçi gibi bedensel çalışkanım. Ben toprak insanı değil felsefe, bilim, kitap insanıyım. Kenan Sofuoğlu diye biri var. Motosiklet yarışçısı imiş. Pek lazımdı. Ben araba yarışılarını da motosiklet yarışılarını da, benzeri yarışıları da genelde cehalet, nefs ve israf; özelde ise petrol israfı ve milli servet israfı olarak düşünürüm. Yani isterim ki bu tür yarışlar yasaklansın ve toplumlar bu tür niceliklere yani bu tür beden işilerine değil felsefeye, bilime ve dini tanımlayan Din hadisileri'ne yani niteliğe yani beyine, ruha yönelsinler çünkü ne bilim ne insanlık ne tarih yarışlarla, festivallerle, cehaletle, nefsle yükselir. Televizyon reklamlarından tanıyorum yalnızca. Soyadını duydukça 'Sofu bir aileden, sülaleden geliyor olmalı, sofu biri olmalı' diye düşünürdüm. Ancak genelde sıpor, özelde araba sevmeyi mangal sevmek, deniz sevmek, silah sevmek bir ilkellik kültürü olarak tanımladığım için 'Bu yüzden bu durumda bir tuhaflık, gariplik olmalı' diye de düşünüyordum. Tuhaf birşey ki o da Akp yandaşılığında pek yaygın bir durum olan 'Yabancı ülke havası solumuş, suyu içmiş, ekmeği yemişlik' içinden geçmiş biri; 1984 yılında Adapazarı'nda doğmuş ancak aslen Trabzonlu imiş ve 2002 yılında Almanya'ya yerleşmiş, 2014 yılında Hollandalı Julia Looman ile evlenmiş; biliyorsunuz Uğur Işılak da öyle idi. Zaten dediğim gibi Akp'nin oy alanı temelde çingeneler, Romanlar, göçmenler ve azınlıklar yani Akp onlar içinde çok güçlü bence yani Akp'ye oy vermenin temelinde adeta bir etniklik yatmakta ki bu da Akp muhalifi siyasi partilerin iktidara gelmelerinde en büyük engel bence yani zaferlerini başka yollarda, başarısızlıklarının nedenini başka alanlarda aramaya kalkmasınlar diye söylüyorum; zaten Akp başkanı Erdoğan da bunu kendisi de söylemişti ve 'Bize Zenci muamelesi yaptılar' gibi şeyler söylemişti; bu ülkede kimlere 'Zenci muamelesi' yapılmış olabilir acaba, eğer yapılmışsa örneğin Abd'de beyazlara asla 'Zenci muamelesi' yapılamaz, 'Zenci muamelesi' ancak zencilere, çingenelere, Kızılderililer'e ve göçmenlere yapılır Abd'de değil mi? Akp'ye insanları içeride ve dışarıda dışlanmışlık algısı mı ve bunun yarattığı düşmanlık kültürü mü topluyor acaba? Biliyorsunuz Avrupa'da Türkler, Müslümanlar dışlanmakta. Biliyorsunuz Akp'ye yandaşlık yapmaya kalkan Tuğçe Kazaz da hayatındaki yanlışlardan Atatürk cumhuriyet'ni sorumlu tutmuştu. Acaba dışlanmışlık algısı Atatürkçü düzene saldırıp ya da düşman olup ve Akp yandaşı olup mu kendini mutlu etmeye, kendini üstünleştirmeye çalışıyor Türkiye'de? Çünkü hem İçişleri bakanının demokrasiye uymayan sözlerine ve kararlarına bakın hem de Akp'nin yeni miletvekililerinden Alpay'ın meclise gelir gelmez 'Sayın cumhurbaşkanımıza hakaret etmeye çalışanlar önce beni karşılarında bulacaklar' gibi tuhaf sözüne bakın yani meclise sanki milletvekilliği değil badigardlık yapmaya gelmiş gibi. Ve bakın Akp'de; kundaklarındaki bebek kardeşilerini, çocuk kardeşilerini, öz annesilerini, öz babasılarını bile öldürtmekten çekinmemiş sultanlar baştaçı edilmekte yani masumiyet varsa zulüm niye var? Evet hep dediğim gibi moda, sıpor, festival gibi şeyler tuhaf insnalar yaratırlar ki devletler zaten bu yüzden bu üç şeyi çok severler. Tuhaflık yani mantıksızlık, tutarsızlık, akıla aykırılık, gerçeklere aykırılık, doğrulara aykırılık gibi şeyler. Kenan Sofuoğlu'nun eğitim hayatı, eğitim düzeyi ile ilgili olarak internette bir bilgi bulamadım. Acaba Kenan Sofuoğlu'nun eğitim durumu nedir? Bir bilimselliği, düşünsel özelliği var mıdır yoksa sırf Akp'ci, Trabzon kökenli ve ünlü olduğu için mi milletvekili adayı gösterilmiştir? Bence meclis felsefe, bilim, Din hadisileri, düşünürler, alimler, alimeler, bilgeler yuvası olmalı çünkü bir toplumun, bir ülkenin en yüksek aşaması seçim sandıkıları(sandığıları), halk iradesi, siyaset gibi şeyler değil felsefe, bilim ve Din hadisileridir ki onların da en yüksek aşaması mantıktır yani bence milletvekilleri felsefe, bilim ve Din hadisileri içinden seçilmeli, hayatın içinden değil. Kenan Sofuoğlu kendisi hakındaki felsefel, bilimsel ve dinsel kuşkularımı ne yazık ki haklı çıkardı. Dün meclise Lamborghini marka, Kenan Sofuoğlu dün meclise, İtalyan malı, 5 milyon Tl değerinde ve 'Ultra lüks' denilen bir sıpor araba ile ve kendi argo deyimi ile 'Asfaltı ağlatarak' gelmiş. Herşey yolunda imiş gibi görünüyor değil mi? Ancak değil. Çünkü Sofuoğlu 2011 yılında Spor Toto'nun teklif ettiği 800.000 TL lik isim hakkı bedelini dini inancı gereği reddetmiş ve hayır kurumlarına verilmesinden memnuniyet duyacağını belirtmiş. Zaten dün mecliste de 'Paraya ihtiyacı olmadığı, milletvekili maaşını ihtiyaç sahiplerine dağıtacağını' söyledi yani sanki meclis milletvekili yeri değil de ihtiyaç sahiplerine para dağıtma yeri imiş gibi.Yani bakın biri meclise sanki badigardlık yapmaya, biri de meclise sanki para dağıtmaya gelmiş gibi. Yani biri dünyaya kasla, beden gücüyle bakmak; biri de parayla; oysa bu millet, bu ülke, bu meclis milletvekillerinden böyle şeyler değil felsefe, bilim, Din hadisileri, düşünürlük, alimlik, alimelik, bilgelik istiyor, bekliyor ya da istemeli, beklemeli. Yani artık meclise bir kum torbası bir de yarış pisti yaparsınız, bol bol eğlenirsiniz; nasılsa kararlar 'yukarı'dan alınacak, verilecek, siz yalnızca onaylayacaksınız değil mi? Adile Naşit'in 'Kuzucuklarım' demesini anımsadım. Bu Sofuoğlu belli ki yeterli bir felsefe, bilim ve Din hadisileri eğitimi almamış durumda. Çünkü hem 2011 yılında Spor Toto'nun teklif ettiği 800.000 TL lik isim hakkı bedelini dini inancı gereği reddetmiş hem de meclise 5 milyon Tl'lik araba ile gelip 'Asfaltı ağlatıp' havaatıyor(hava atıyor), gösteriş yapıyor yani cehalet ve nefs yapıyor ki bu durum dine göre mantıksızlık ve tutarsızlıktır çünkü dini tanımlayan Din hadisileri'ne göre nefs dine aykırıdır, hele ki 'Ultra lüks'ü hepten aykırıdır. Yani Sofuoğlu Spor Toto konusunda dini inançına uygunluk yaparken arabası yani nefsi, hazzı konusunda dine üstelik de 'Ultra lüks' bir araba ve bir de bu araba ile havaatmak ile çifte aykırılık yapıyor da farkında değil. Demek ki Kenan Sofuoğlu ne felsefe biliyor ne bilim ne Din hadisileri'ni çünkü bilseydi hem böyle bir tutarsızlık, mantıksızlık yapmazdı hem de nefs karşıtı hadisleri ve özellikle 'Müminin evi kamıştandır, yemeği kuru ekmektir' hadisini bilirdi ve uygulardı yani nefsle dinin birbirlerine ateş ile barut gibi şeyler olduğunu bilirdi ve uygulardı. Demek ki Akp dünyasında yalnızca dışlanmışlık algısı değil cehalet ve nefs de huzur ve mutluluk arayışında. Kenan Sofuoğlu'nın Din hadisileri yanında bir de felsefe, bilim bilmemesine bir kanıt da 'Zengin olmam fakirlerin halinden anlamamı engellemez' sözüdür. Evet zengin olmak bu tür şeyleri engellemez ancak felsefel, bilimsel olmayı ve Din hadiisleri'ne uymayı; ve düşünür, alim, alime, bilge olmayı engeller ki bu yüzden de felsefede 'Bir insan sarayda başka düşünür, kulübede başka düşünür' sözü vardır. Anlaşılıyor ki 24 haziran 2018 seçimilerini Akp de kazanmamış; Türkiye de, demokrasi de, millet de kazanmamış; yalnızca cehalet, mantıksızlık, tutarsızlık ve nefs kazanmış. Din cehaletin olduğu yerde de, nefsin olduğu yerde de olmaz çünkü din diyor ki: 'Din bilimdir, bilim yoksa din de yoktur' ve 'Nefs en büyük cehalettir'; işte bu yüzden ki bir hadis de 'Sultanlarla düşüp kalkan yani mutlu olan alimler bile dinsizdir' deyip din ile zenginliğin ve nefsin bir arada olamayacağını anlatıyor. Bu nasıl bir 'Sofuluk'tur çünkü soyadı 'Sofu' olan bir insanın cehaletten ve özellikle gösterişten, zevkten, hazdan, nefsten uzak olması gerekir. Ya kusura bakma, soyadın 'Sofuoğlu' diye seni sofu biri sanmıştım; sofu 'Dinin buyruk ve yasaklarına bütünüyle uyan kişi' demek de. 5 milyonluk İtalyan araba ile de sofu olunmaz herhalde? Tıpkı Ferrari'si olan bir bilgenin olmayacağı gibi. Dinin buyrukları da din tanımlayan Din hadisileri'nde yazılı ve orada 'Nefsi terk edin' yazılı, '5 milyonluk İtalyan araba ile milletin meclisinde hava atın, caka satın' değil. Zaten İslamiyet'ten ya da sofuluktan anlasa idi ne bu nefsi yapardı ne de kundaklarındaki bebek kardeşilerini, çocukları bile öldürtmüş sultanları baştaçı eden bir siyasi partiye girerdi ne de 'Türkçe ile felsefe ve bilim olmaz, Türkçeyi terk edelim', 'Türkiye şirket gibi yönetilmeli' ve 'İki ayyaş' diyen bir siyasi partiden yana olurdu. Lafta din iman, lafta sofuluk bu durumlar, bu haller. Hey kardeşim hey; din kim siz kim. Bence ya soyadına uy ya da soyadını değiştir çünkü o soyad sana ya da sülalene değil İslamiyet dini inançına ait. Gittiğin siyasi partide sofuluk olsaydı zaten önce genelevleri, zinayı, eşcinselliği, çıplaklığı, modayı, pılajları(plajları), barları, pavyonları, gece kulübülerini, diskotekleri, sıtriptiz(striptiz) kulübülerini yasaklardı ve kundaklarındaki bebek kardeşlerini, çocuk kardeşlerini, öz annelerini, öz babalarını bile öldürtmüş Osmanlı hanedanlığı'nı baştaçı etmek yerine ona karşı olurdu. 'Analar ağlamasın' dediler, şimdi de 'Asfaltı ağlatıyorlar'; yahu siz ille de ağlatmak zorunda mısınız? Sen asfaltı ağlatmayı bırak; bu ülkede akıl, mantık, vicdan, adalet, hukuk, medenilik, insanlık, demokrasi, bilimsellik, özgürlük, din, Türkiye ağlıyor zaten. Aslafta da 3-5 ver de, ağlamasın bari garip. Senden din diye para olmak dine aykırıdır çünkü nefs içinde olanlar dine aykırıdır. Birileri dine özelde bikiniyi, mayoyu, çıplaklığı sokmaya çalışıyor, birileri bir başka nefsi; genelde ise cehaleti ve nefsi sokmaya çalışıyor. Ey meclis bekle birgün mutlaka felsefe, bilim, Din hadisileri, düşünürler, alimler, bilgeler ile dolacaksın ve işte o gün gerçek demokrasi, gerçek adalet ve gerçek Türkiye olacaksın. Akp havuzu işte özetle bu: Cehalet, barbarlık, şiddet ve nefs. Anlaşılıyor ki Akp ne adalet ne kalkınma ne demokrasi ne özgürlük; yalnızca 'Öz tatmini'. Mecliste siyaset, siyasetçi istemiyorum; felsefe, bilim, Din hadisileri, düşünürler, alimler, alimeler, bilgeler istiyorum. Egemenlik kayıtsız şartsız milletin değil 'Egemenlik kayıtsız şartsız felsefenin, bilimin ve Din hadisileri'nin olmalıdır'! Ya bu ülkede bir ara İtalyan mallarını pırotesto(protesto) etmek vatanseverlikti; ne ara, ne zaman aldın İtalyan malını? Sofuyuz he? Sofuyuz, sofuyuz. Sofuluk da çağ atlamış demek; 5 milyonluk arabayla. Modanın amacı da bu zaten: Heryere cehaleti, barbarlığı, ilkelliği ve nefsi egemen yapmak; ve felsefeye, bilime, Din hadisileri'ne uygun insanlar yetişmesini ve böyle toplumlar, böyle insanlık, böyle dünya oluşmasını önlemek. Ne parayla cehalet örtülür ne de parayla din olur. Cehalet ancak felsefe, bilim ve Din hadisileri ile örtülür ve din de ancak Din hadisileri ile olur. 5 milyonluk araba ile sofuluk taslamak içki içip Yeşilay'cı olmaya benzer. Ee, ortada Külliye denilen nefs var; nefs de nefsi çağırır, nefs nefse gider. Dışlanmışlık yanlış ve kötü birşeydir ve dünyanın her ülkesinde kendini zenginlik, para, mal, takı, dövme, gösteriş, moda, hava atmak, caka satmak gibi şeylerle tamir etmeye çalışır. Soayadına yakışan, uyan biri değilsin; sevmedim seni ben. Bu kadar büyük çelişki, bu kadar büyük mantıksızlık, bu kadar büyük tutarsızlık, bu kadar büyük bilimdışılık; %90 oy alsa da, halk iradesi olsa da, demokrasi olsa da zafer değil hezimettir ancak. Yani bu kişiye; soyadına bakıp sofu sanıp oy vermişler varsa onların veballari de bu kişinin üzerindedir. Necdet Gürçiftçi İnternette yayınlandığı zaman: 5.7.18/08.25
Kapat/(ESC)
Yorum Düzenleme

Yeni Üyeler

  • Hevilli
  • Pirinctanesi
  • Mefail
  • turgaykurtulus
  • Celal
Kapat/(ESC)
Tavsiye
Adınız:
Sizin eposta adresiniz:
Alıcının eposta adresi:
Mesajınız:
Doğrulama Kodu:
captcha refresh
Kapat/(ESC)
İletişim
Adınız:
Eposta adresiniz:
Mesajınız:
Doğrulama Kodu:
captcha refresh
Kapat/(ESC)
Rastgele Şiir