Şiir Defteri

KANAL D'DE VE SHOW TV'DE 15 TEMMUZ (DENEME)

Yazan: Birturkbilgesi
17.07.2018 / 10:53
835 kez görüntülendi
0 yorum yapıldı
Sanılmasın ki ülkemizde Adnan Oktar bir tane; Kedicik'ler ve Aslancık'lar da Adnan Oktar'ınkiler kadardır. Adnan Oktar ve '-cik'leri ne yapıyordu? İslamiyet ile cinselliği yani çıplaklığı birbirine yamamaya çalışıyorlardı. Ancak bu işi hukukdışılığa kadar götürmüşler yani farkları bu. Peki onların yaptıklarını yalnızca onlar mı yapıyor, hukukdışılığı saymazsak? Yani ülkemizde yalnızca onlar mı İslamiyet ile çıplaklığı yani İslamiyet'e göre ahlaka aykırılığı yanyana getirmeye çalışmak hali? Hayır. Pılajlardan(Plajlardan) sokaklara kadar; okullardan medyaya kadar cinsel sunumlu giyim içindeki herkes aynı kafaya sahiptir çünkü din ve kamusal alanda cinsel sunum birbirlerine 180 derece zıttır. Yani hem bikini, mayo ya da daracık ya da açıksaçık ya da cinsel sunumlu giyinmek hem de Müslüman ya da dinli olduğunu söylemek İslamiyet'i ya da dini bilmemektir. Gerçek ki ülkemizde demokraside, siyasette, eğitimde, hukukta yani her alanda yanlış şeyler öğretilmekte olduğu gibi din ya da İslamiyet konusunda da yanlış şeyler öğretilmektedir, oyunlar oynanmaktadır. Ülkeye bir bakın; hiç din ya da İslamiyet diye; dini tanımlayan, dini öğreten Din hadisileri'nin öğretilmekte olduğunu görüyor musunuz, duyuyor musunuz? Hayır çünkü din ya da İslamiyet diye öğretilmekte olan şey Arabça, Arabçılık, Osmanlıcılık, özel sektör ve Akp yandaşılığıdır. İslam'ın dinderinin(peygamberinin) en sevmediği şeylerden biri cehalet, biri nefs, biri de ticaret idi; öyle ki 'Çarşıya erken girin erken çıkın, çarşıda az kalın çünkü Şeytan'ın mescididir' demiştir ve öyle ki Kıyamet'in alametlerinden birinin de 'Ticarette kadınların kocalarına yani kadınların erkeklere yardım etmeleri' olduğunu bile söylemiştir. İslamiyet'e ya da Kuran'a zarar vermek çabasıları Kuran'a sarılır hep çünkü Kuran'ı kendilerine göre yorumlayabilirler çünkü 6666 ayet arasında ilişki kurmak herkesin başarabileceği birşey değildir; ancak onlar genelde hadislere, özelde ise Din hadisileri'ne sırtdönmeyi öğretirler çünkü genelde hadisleri, özelde ise Din hadisileri'ni istedikleri gibi, keyiflerine göre, çıkarlarına göre yorumlayamazlar örnek ki 'Din bilimdir/ilimdir, Çin'de de olsa gidip öğrenin' hadisi kısacık bir tümcedi(cümledir) ve Türkçedir, buyüzden anlamak da kolaydır ancak Kuran Arabça öğretiliyor genelde yani kim Arabça bilecek de, 6666 ayet arasında tek tek ilişki kuracak da; buyüzden Kuran ile aldatmak daha kolaydır ki ilahiyatçı Ebubekir Sifil buna 'Kuran ile aldatmak', ilahiyatçı Yaşar Nuri Öztürk de 'Allah ile aldatmak' demiştir yani Kuran Arabça okunduğunda her Müslüman ona inanmaya hazırdır zaten ki Türkçesini okusan da kaç kişi doğruluğunu araştıracak; oysa hadisler Arabça değil Türkçe söyleniyor çünkü tek tümcelikler yani dinleyen insanlar 'Neden bir tümcelik sözü Türkçe söylemiyorsun da Arabça söylüyorsun?' diyebilirler yani Kuran anlamak değil dinlemek istenir genelde oysa hadisler anlamak istenir ve tümü de atasözü gibi kısa ve açık olan hadisileri de herkes kolayca anlayabilir. Buyüzden İslamiyet'i anlamak ve İslamiyet'te kalmak ya da dini anlamak ve dinde kalmak için Din hadisileri'ne sıkıca sarılmak gerekir. İslamiyet'e ya da Kuran'a zarar vermek isteyen güçler hadislerden uzaklaştırmak isterler, bunu başaramazlarsa da yalan hadisler uydururlar ancak bu duruma karşı Din hadisileri hem şifre hem koruyucudur. Yayınlanmış, çok sayıda Kuran Türkçesi var; onları karşılaştırın, farklı sözcükler kullandıklarını ve farklı anlamlara çıkardıklarını göreceksiniz oysa hadisler konusunda bu durum yalan hadisler uydurmadıkça olanaklı değil, ve yalan hadisleri ortaya çıkarak olan ölçüt de Din hadisileri'dir. Ülkemizde, özellikle Akp yandaşı medya özellikle İslami aylarda, İslami günlerde, İslami gecelerde, İslami bayramlarda İslamiyet hocası, din iman vaazcısı kesilir. Nasıl ki hadislerin koruyucusu Din hadisileri ise medyanın İslamiyet ya da din iman konusunda gerçekçi, dürüst, samimi, güvenilir olup olmadığının ölçütü de Din hadisileri ölçütü yanında bir de kendi yaptıklarıdır. 15 temmuz neydi kardeşim? Bir de 15 temmuz'daki genede medyanın, özelde televizyon kanalılarının haline bakınız. 15 temmuz'un içeriği ve anlamı ile ne kadar çok zıt görüntüler; sütyen-külot demek bikiniler, mayolar yani İslamiyet'e yani dine göre çıplaklık yani utanmazlık adeta havadauçuştu(havada uçuştu); bu ne aymazlıktır, bu ne mantıksızlıktır, bu ne tutarsızlıktır; biryandan ekranın üst köşesinde şehitlerden yani dinden imandan söz ediyorsun biryandan da bikinili, mayolu yani sütyen-külotlu yani İslamiyet'e yani dine göre çıplakları üstelik de ballandıra ballandıra, öve öve anlatıyorsun ve arada bir de utanmazdan 'Allah nazardan saklasın, Allah mutlu etsin, Allah korusun, Maşallah' gibi sözler ediyorsun yani bunu ilkokul terk bile yapmaz, bir de üniversite mezunusun, demek ki üniversiteler yani okumak artık ne cehaleti alıyor ne başka birşeyi, eskiden en azından birini alıyordu. Ramazan ayı gelmiş; bakıyorsunuz televizyon kanalıları İslamiyeti, din iman vaazları, ilahiyatçılar ile dolmuş. Sanırsınız ki İslamiyet, din iman öğretiyorlar. Hadisi anımsayalım(hatırlayalım), ne diyor; 'Çarşı Şeytan'ın mescidi' diyor; televizyon kanalıları ne; şirket yani ticaret yani çarşı. Yani yalnızca Ramazan ayı'na baksak deriz ki bu medya gerçekten Müslüman, dinli, dindar. Ancak Ramazan ayı bitiyor; bakıyorsunuz ekranlar bikinili, mayolu, açıksaçık, İslam'a aykırı giyimli, Dine aykırı giyimli, sözüm ona 'sanatçı, ünlü' denilen kişiler ve onlara bir ağaçkakan sevdasında övgüler düzen seslerle dolmuş. Yani bir söz vardır: 'Bu ne perhiz, bu ne turşu?' diye. Bundan görmekteyiz ki ülkemizde İslamiyet, din, iman eğitimi dürüst, samimi değil yani 'Milleti, halkı, toplumu mutlu edin de gerisi önemli değil' havasında. Yani daha bir ay önce İslami vaazlar, Kuran, ilahiyatçılar dinleyen insanlar bakıyorsunuz bir ay sonra bikinili, mayolu, açıksaçık giyimli, daracık giyimli, İslam'a aykırı giyimli sözde sanatçıların, sözde ünlülerin ballandırıla ballandırıla anlatıldığı, ağızdan sular aka aka övüldüğü magazin yayınlarını izliyorlar; bu durum pısikoloji(psikoloji) biliminde de, İslamiyet'te de normal bir durum değildir yani birileri ya da amaç belli ki Müslümanları yavaş yavaş İslam'a aykırılığa, dine aykırılığa yani çıplaklığa yani modaya alıştırmaya, götürmeye çalışmakta. İsrail diyor ki dünya temelinde 'Uluslararası hukuka aykırı birşeyi bir ülke yapmaya başlarsa o ülke tepki görür ancak on ülke o şeyi başlarsa o şey kabul görür'. Büyük olasılıkla ona bu akılı ve yöntemi Derin İngiltere vermiştir. Aynı durum insanlar ve toplumlar temelinde ise en zirve ve en zırva olarak moda ile yapılmakta ki buyüzden hep 'Moda dünyanın en tehlikeli, en genel silahıdır; modaya karşı olun' diyorum. Dün başladılar sözde sanatçılarla, sözde ünlülerle bu ülkeye bikiniyi, mayoyu yani ortalıkta sütyen-külot dolaşmayı yani çıplaklığı; o sözde sanatçılarla, o sözde ünlülerle, medya ile, yavaş yavaş alıştıra alıştıra şimdi toplumun neredeyse yarısından çoğuna bikini, mayo, daracık şeyler, açıksaçık şeyler giydirmekteler çünkü devlet, hükümetler, siyaset, Diyanet, ilahiyatlar, demokrasi tepki vermiyor; tepki verilmeyen şeyler de kötü ya da yanlış da olsalar genele yayılıyor. Anasına bakıyorsun; başı örtülü, köylü giyimli; yanındaki kızına bakıyorsun ya göbeği açık ya daracı ya açıksaçık yani tıpkı hem din iman yayını hem de çıplak yayını yapan medya gibiler, bir tek antenleri eksik. Yani Adnan Oktar fazla sivrilmiş de göze battı yani hem çıplaklığı hem İslamiyet'i yani hem İslamiyet'e aykırılığı hem İslamiyet'i aynı anda vermeye kalktı oysa ötekiler daha kurnazlar ki İslamiyet'i başka zamanda, çıplaklığı yani İslamiyet'e aykırılığı başka zamanda veriyorlar. Yani düşünün bir yılda kaç gün Ramazan günü var, 30 gün; peki bir yılda kaç gün var, 365 gün; demek ki 30 gün din iman vaazı veriliyor, 330 gün de çıplaklık veriliyor yani din iman vaazı bir kazan suda bir damla süt gibi kalıyor; bu durumda ne oluyor, beyinler çıplaklık yönünde gelişiyor ve genelde moda, özelde çıplaklık topluma daha kolay ve daha hızlı yayılıyor oysa 330 gün din iman vaazı verilse, bu kez tam tersi olurdu yani televizyonlar 330 gün evliya yayını yaparlarsa toplum evliyalığa doğru yönelir, 330 gün çıplak yayını yaparlarsa da çıplaklığa doğru yönelir. Yani televizyona bakıyorsunuz çıplaklar; sokağa çıkıyorsunuz daracıklı, açıksaçıklı yani giyinik çıplaklar; pılajlar, havuzlar zaten sütyen-külotlu dolu; okullara, üniversitelere bakıyorsunuz, moda. Sonra da neymiş; suçlar artmış; eğer suç ahlaka aykırılık ise görün suçlar neden artıyor? Yani Adnan Oktar bir tane, Kedicik'ler 10 tane, Aslancık'lar 20 tane değil; 'Hepimiz Adnan Oktarız' diye haykıramayan milyonlarca Adnan Oktar, milyonlarca Kedicik, milyonlarca Aslancık beyin var ülkede. Medyanın haline bakın, anlarsınız; tek farkları ikidebir(ikide bir) 'Maşallah' demiyorlar. Gerçek ki dünyaya da ülkemize de en başta moda ile şizofrenik bir durum pompalanmakta ve gerçek ki Adnan Oktar, Kedicik'leri ve Aslancık'ları da bu durumun aşırı dışavurumları oldu. Ülke nereye gidiyor diye sorma; söylüyorum işte, yapman gereken birazcık kafa yorup anlamak ve nefse sırt dönmek; ve dini tanımlayan Din hadisileri'ne yüreğin, ruhun, canın gibi sarılmak çünkü felsefedeki yanlışlardan da, bilimdeki yanlışlardan da, toplumlardaki yanlışlardan da insanı tek koruyacak olan onlardır; Din hadisileri'ni sırtdönersen bittin demektir. Din hadisileri'ni öğren ve öğret. Önerim ki İslami zamanlar geçince çıplakları yayınlamaya başlayan Tv kanalılarına İslami zamanlarda İslami yayın yaparlarsa tepki gösterilmeli; ve devlet, hükümet, Diyanet, ilahiyatlar da tepki göstermeli ve her konuda açıklama yapan Akp başkanı Erdoğan bu konuda da açıklamalar yapmalı. 'Müslüman mahallesinde salyangoz satılmaz' derler de yahu bunlar bikinili, mayolu çıplak gezdiriyor be. (Yazı fotoğraflarıyla birlikte internette var) Necdet Gürçiftçi Bağımsız, özgür, bilimsel, tarafsız, hiçbir dinden olmayan dinli ve bilge İnternette yayınlandığı zaman: 17.7.18/10.45
Düzenleme: 17.07.2018 / 11:09
Kapat/(ESC)
Yorum Düzenleme

Yeni Üyeler

  • Pirinctanesi
  • Mefail
  • turgaykurtulus
  • Celal
  • umsena
Kapat/(ESC)
Tavsiye
Adınız:
Sizin eposta adresiniz:
Alıcının eposta adresi:
Mesajınız:
Doğrulama Kodu:
captcha refresh
Kapat/(ESC)
İletişim
Adınız:
Eposta adresiniz:
Mesajınız:
Doğrulama Kodu:
captcha refresh
Kapat/(ESC)
Rastgele Şiir