Şiir Defteri

İçişleri bakanı sosyal medyayı değil deprem bilimcileri dinlemeyenleri soruşturmalı (Deneme)

Yazan: Birturkbilgesi
26.01.2020 / 00:22
698 kez görüntülendi
0 yorum yapıldı
İç işleri(İçişleri) bakanlığı bakanı kişi; Elazığ'da ve Malatya'daki son depremle ilgili olarak 'Sosyal medyada panik havası yaratanlar hakkında soruşturma başlatacağız. Belki sitem edeceğimiz bir konu var, bu konunun siyasetle ilgili değerlendirilmesini son derece yanlış bulduğumuzu dile getirmek istiyorum. Zor günümüzde birlik olmak durumundayız. Türkiye'nin deprem konusundaki yeterliliğini tartışmaya açmak, bu saatte yapılabilecek insanlık dışı bir davranıştır. Başka deprem fotoğraflarını gösterip sosyal medyada paylaşıp panik havası oluşturanlar hakkında tahkikat başlatacağız.' demiş. Akp yandaşı medyadan, Elazığ ve Adıyaman depremleri ile ilgili olarak sosyal medyadaki söz konusu, hakaret, küfür, aldatma içeren paylaşımlara baktım; toplasan beş tane birşey. Yani 80 milyonluk Türkiye'de, sıradan, önemsiz, yoz 5 kişi. Hakaret, küfür edenlere Ceza kanunu' var, dalga geçenler de akıl hastahanesine gönderilmeli, yeter. Yani duyan da sanır ki binlerce var. İşin daha acısı; benim güzel, yararlı, uzun uzun yazılarımı önemseyen yok; inernette üç-beş akıl-ruh sorunlunun yazdığı birkaç sözcük büyük sorun ediliyor. Bu da topluma ülkeye akıl kültürünün değil linç kültürünün egemen olmakta olduğunu göstermekte; yani linç edilecek birileri, gerçekleri-doğruları öğretenlerden birşeyler öğrenmekten daha haz verici olmakta. Ülkemizde 'Sosyal medya' denilen medyayı öcü, 'İstenilmeyen', 'Suçlu', 'Kötü' gibi gören bir anlayış yayılmakta. Siyasi iktidar da sosyal medyayı cumhurbaşkanına hakaret konusundan tutun cinayetlere, tecavüzlere, depremlere yorumlara kadar baskı altına almaya çalışmakta yani cinayetlere yorumlar bile siyasi iktidarın istediği gibi biçimde olmak zorunda oysa hakaret, küfür, tehdit gibi şeyler dışında sosyal medyada istenilen şeyler yazılabilmeli, kimsenin hoşuna gitmese de. Yani sanki sosyal medya değil askeri kışla oysa örnek ki Milli eğitim bakanlığı'nda bilime, demokrasiye ve laikliğe aykırı o kadar çok şey yapılıyorki(yapılıyor ki). Yani sanki 'Sosyal medya baskı altında, öyle ise ülkede işler yolunda' gibi bir durum var. Depremin kendisi zaten panik havası yaratır; öyle ise deprem haberleri vermek de yasaklanmalı değil mi bu durumda? Ahlakdışı, ahlakı sıfırlamış ünlüler de; sütyen-kilot pılajlar(plajlar), mini şort diye külotla ortalıkta dolaşmalar, zinanın suç olmaması, eşcinsel evliliğin bile serbest olması 'Acaba ahlak yok mu oluyor?' diye panik havası yaratıyor; öyle ise onlara da soruşturma açılmalı değil mi? Siyasi iktidarın ve çevresinin demokrasi, laiklik karşıtı hareketler de panik havası yaratıyor, Türkiye'nin yolsuzlukta Avrupa birincisi olması panik havası yaratmıyor mu ülkede ancak siyasi iktidar açık ki durumdan mutsuz değil. Milli eğitim bakanlığı'nın öğretmenlere dağıttığı kitaplarda başı açık bayan öğretmenleri, ve sakalsız-bıyıksız erkekleri sapık olarak gösteren çizimleri, Atatürk'e hakaret eden öğretmenler, okul müdürleri, idari yönetim müdürleri; Milli eğitim bakanlığı'nın tarikatlarla, cemaatlerle işbirlikleri panik havası; çocuklara harfleri genizsel, vahşi, tuhaf sesler çıkarttırarak öğretmek yaratmıyor mu? Yani deprem ve demokrasi-laiklik karşıtı siyasi iktidar panik havası yaratmıyor da sosyal medya mı yaratıyor? Siyasi iktidar depremden önce uyarılıyor, önemsemiyor; depremden sonra eleştiriliyor, 'Siyaset yapmayın' diyor. Soma kömür madeni faciası öncesinde de uyarılmıştı, dinlememişti. Kanal İstanbul konusunda da uyarılıyor, dinlemiyor. Yani siyasi iktidar bilime, bilimselliğe, bilimciliğe sırtdönmüş, sonra da başkalarını suçluyor durumda. Deprem konusunda olsun, başka konularda olsun küfür, hakaret, tehdit, şantaj gibi şeyler zaten suçtur yani konuyu sosyal medya avcılığına ya da düşmanlığına çevirmemek gerekir. Akp yandaşı medyanın deprem konusundaki paylaşımları nedeni ile Berna Laçin'e ve Tuncay Özkan'a bile karalama çabası içinde olmaları bu duruma örnektir. Yani açık ki Akp yandaşı, fırsatçı, yoz, akıldışı, insanlıkdışı medya sosyal medyadaki birkaç akıl-ahlak yoksunu zavallıyı bahane edip arada muhalefeti de yakmak istiyor ki bu da bir ahlaksızlıktır zaten; yani hem haksızlık yapanın yanında yer al hem de ahlaksızlık yap; pes. Pırof(Prof) Şener Üşümezsoy dört ay önceden, Elazığ'da deprem olacağını söylemiş, üstelik televizyonda. Ve üstelik de deprem olmadan 1 ay önce depremin olacağı özel yeri de söylemiş. Pırof Naci Görür, Elazığ'daki depremi ile ilgili olarak 'Arkadaşlar, Elazığlı olmam nedeniyle, Elazığ'da bir zamanlar Elazığ'ın depremselliği ile ilgili konferanslar verdim, uyarılar yaptım, Elazığ ve köylerini depreme hazırlayın dedim. Bu konuda kitaplar basıldı. Ama maalesef pek bir şey yapılmadı' demiş. Tıpkı İstanbul'da olduğu gibi.. Bununla da kalmadık. Yine Elazığlı olan Pırof. Namık Çağatay ve İtü'deki arkadaşlarla birlikte Bingöl, Elazığ, Malatya, Maraş valilik ve belediye başkanlıklarını ve bu kentlerdeki üniversiteleri bir araya getirdim. Harita genel komutanlığını da işe katarak proje hazırladım.Tübitak, Dpt gibi bir çok yere başvurduk reddedildi. Halbuki her fay kuşağında depremin ergeç geleceği biliniyor. Neden daha ortada deprem yokken oralar ele alınmıyor? Bileniniz var mı?' demiş. Yani; bilim, bilimciler uyarıyor; dinleyen yok. Sonra da özeleştiri yapmak yerine suçlu ara. Bakan bir de demiş ki 'Bu konunun siyasetle ilgili değerlendirilmesini son derece yanlış bulduğumuzu dile getirmek istiyorum' demiş yani Elazığ ve Adıyaman depremleri konusunun. Yani uyarılar dinlenilmesin, bilim dinlenilmesin, bilimciler dinlenilmesin; sonra da 'Konuya siyaset yapmayın' denilsin; zaten bu konu siyaset konusu çünkü bilimsel uyarıları bile dinlemeyen, siyasi iktidarın kendisi. Bakın, Kanal İstanbul konusunda da bilimsel uyarıları dinlemiyor siyasi iktidar; Soma maden ocağı faciası öncesi uyarılarını da dinlememişti. Yani sorunlar zaten siyaset yüzünden oluşuyor. Bu sorunları kim çözecek; siyaset yani siyasi iktidar çözecek; yani konu zaten siyaset konusu. Yani özeleştiri yapmak, sorumluluk almak, bilimcilerin önerilerini dinlemek yerine sosyal medyadaki üç-beş yozu sorun yapmak. Yani 'Konuyu siyasileştirmeyin' demek 'Hatalarımızı, sorumsuzluklarımızı, duyarsızlıklarımızı görmezden gelin' demekle ve duygu sömürüsü yapmak ile eştir çünkü sorun zaten siyasi iktidarın hali yüzünden ortaya çıkıyor. Yani İç işleri bakanı soruşturma açmak istiyorsa bilimcilerin uyarılarını dinlemeyenlere karşı yapsın. Önemli olan 'Zor günde birlik olmak' değil; zor günleri önlemek. Önemli olan; kırılan testi parçalarını toplamak değil testinin kırılmasını önlemek. Hükümet dikkatini sosyal medyaya değil bilime ve bilimcilerin öğütlerine, uyarılarına yöneltmeli. Ve siyasi iktidar eğer 'İnsanlıkdışılık' karşıtı ise bu ülkede çok sayıda insanlıkdışılık var; örnek ki 'Dedikodu yaptı diye işçilerin tazminatsız olarak işten atılmaları', 'İşçinin işyerinin çöp kutusundan birşey aldı diye tazminatsız olarak işten atılması', 'Gırev(Grev) yaptılar diye işçilerin tazminatsız olarak işte atılmaları', 'Arkadaşları ile sarıldılar diye işçilerin tazminatsız olarak işten atılmaları', 'Sendikalı oldular diye işçilerin işten atılması', zinanın suç olmaması, eşcinsel evliliğin serbest olması, ülkede Rusya geri göndermedikçe taze portakal bulunmasının oldukça zorluğu, bebeklere-çocuklara zorunlu sağlık aşısılarının annenin, babanın onayına bağlı olması; mini şort diye ortalıkta külotla dolaşmak, bikini/mayo diye ortalıkta sütyen-külot dolaşmak, sıtriptiz(striptiz) kulübülerinin serbest olması, genelevlerin serbest olması, sex shopların serbest olması, asgari ücretin 5000 Tl yerine 2300 Tl olması, kamunun fabrikalarının özel sektöre satılması gibi. Yani sosyal medyada 'Depremde hiç ölen yok' denilse ne olur, 'Bin kişi öldü' denilse ne olur; depreme ait fotoğraflar olarak başka depremlerin fotoğrafları yayınlansa ne olur; toplum aptal değil, ve pek çok Tv kanalı var, internet haber sitesi var; doğrulama için sayısız haber kaynağı var çünkü 21. yüzyıldayız. Yani her yanımız paniksiz de bir tek sosyal medya mı kalmış panikli? Necdet Gürçiftçi Bağımsız, özgür, bilimsel, tarafsız; hiçbir dini inançtan ve hiçkimseden yana olmayan dinli ve bilge İnternette yayınlandığı zaman: 26.1.20/00.22
Kapat/(ESC)
Yorum Düzenleme

Yeni Üyeler

  • Pirinctanesi
  • Mefail
  • turgaykurtulus
  • Celal
  • umsena
Kapat/(ESC)
Tavsiye
Adınız:
Sizin eposta adresiniz:
Alıcının eposta adresi:
Mesajınız:
Doğrulama Kodu:
captcha refresh
Kapat/(ESC)
İletişim
Adınız:
Eposta adresiniz:
Mesajınız:
Doğrulama Kodu:
captcha refresh
Kapat/(ESC)
Rastgele Şiir