Şiir Defteri

İDAM VE LİNÇ HAZZI (DENEME)

Yazan: Birturkbilgesi
12.07.2018 / 09:45
858 kez görüntülendi
0 yorum yapıldı
Gerçek ki idam da linç de felsefe, bilim, Din hadisileri dünyası ya da öfke, tepki dünyası değil barbarlık, ilkellik, vahşet, haz, zevk, nefs dünyasıdır; idam kültüründe ve linç kültüründe gerçekte dini inanç, öfke, tepki kılıfı altında özetle haz saklıdır. Bu durum halka açık idamlarda ve linçlerde daha açıktır, daha egemendir. Linç kapalı idamın ya da cellat olmak yani öldürmek istemenin açılımıdır. Yani idam cezası olan ülkeler de linç olan ülkeler de gerçekte geri kalmış, ilkel, barbar, vahşi ülkelerdir; son model arabaları, son model ceptelefonları, son model beyaz eşyaları, görkemli gökdelenleri olsa da ki zaten çağımız ilkel çağların teknolojiye uygulanmış halidir. Bundan 20 yıl kadar önce dedim ki 'Dünya tarihi tıkandı; ya ileriye gidecek ya geriye gidecek ancak ileri gitmesi için düşünürlere(filozoflara), alimlere, alimelere, bilgelere ve insanlığın felsefeye, bilime sarılması gerekir'; ve dünya henüz felsefenin, bilimin, düşünürlerin, alimlerin, alimelerin, bilgelerin elinde olmadığı için, siyasetçilerin, sıporun(sporun), modanın, medyanın, bilime aykırı eğitimin, özel sektörün ve dini inanç örgütlerinin de desteğiyle; ve Atatürk, Lenin, Mao, Marx, Hegel, Engels gibi insanlardan sapılmasıyla da geriye gitti. Yani genelde insanlık yani dünya; özelde ülkemizde 'İdam isterük' sesleri ve linç hırıltıları yerine 'Felsefe, bilim isteriz; düşünürler, alimler, alimeler, bilgeler isteriz' sesleri yükselseydi ülkemiz de dünya da ileriye gitmişlik belirtisi gösterecekti. Kitap istemeyenler ne ister; silah ister; felsefe, bilim istemeyenler ne ister; öfke, düşmanlık, kin, nefret, terör, savaş, diktatörlük, zulüm, vahşet ister. Bence kasıtlı suçları yaratan genel şey nefs ve heyecandır çünkü nefs tüm kötülüklerin efendisidir; heyecan da nefse eklenince kasıtlı suç arayışları başlar yani hiçkimse heyecan almayacağı suçu işlemez, kural olarak. Yani dünyayı da ülkemizi de şu an yönetmekte olan ne demokrasi ne felsefe, bilim ne dini tanımlayan Din hadisileri ne siyaset; yönetmekte olan şey nefs ve heyecan yani suç hazzı. Demokrasiler yoz kimselerce ahlakdışılıkta özgürlük olarak algılanır ve yaşanır; diktatörlükler ise barbarlık, vahşet yapma özgürlüğü olarak algılanır ve yaşanır; yani demokrasi isteyenlere uyulunca ahlakdışılığın, diktatörlükisteyenlere uyulursa barbarlık, vahşet yayılır; idam cezası ve linç de barbarlık, vahşet kültürüdür çünkü 21. yüzyılda icat edilmemişlerdir, vahşi çağlarda icat edilmişlerdir. Barbar ya da ilkel toplumların yani medenilikdışı toplumların başkalarının yanında geğirmek, yellenmek gibi hazları vardır yani bunları yanlışlıkla değil kasıtla ve hazla yaparlar yani ilkel, barbar toplumları bu gibi şeylerden tanımak kolaydır; ilkel ya da barbar toplumlarda haz olan şeylerden biri de idam ve linçtir yani örneğin Romalılar çağında yaşasaydınız ve 'İdam cezasını kaldıracağım, bana oy verin' deseydiniz kimse size oy vermezdi; buyüzden(bu yüzden) iktidar olmak isteyen diktatörcü siyasi partiler de oy alabilmek için barbar, ilkel toplumlarda hoşa gidecek şeyleri vaat ederler; iktidar olmak isteyen demokratsal siyasi partiler ise fuhuşun, zinanın, çıplaklığın, eşcinselliğin yasak olmayacağı gibi vaatler verirler yani gerçekte çağımızda var olan demokrasi gerçek demokrasi değildir yani felsefel, bilimsel, nitel demokrasi değildir, sayısal-ilkel-nicel-barbar demokrasidir ki buyüzden bakın günümüzde ülke liderlerine, kaçı kitap yazmıştır, oysa eskiden liderler kitap yazan, kitapları olan kimselerdi oysa günümüzde liderler kitap yazmayı bırakın kitap bile okumuyorlar yani demokrasi bilim olmak yerine bir eğlence haline gelmiştir. Günümüzde Türkiye sokakları, meydanları idam isteyen insanlarla ve linç yapmak isteyenlerle dolmaya başladı çünkü başta demokrasiyi istemeyen bir siyasi parti var hele ki bilimsel olan yani kitap okutan demokrasiyi hiç istemeyen. Yani gerçek ki bu siyasi partiyi iktidara idam cezası isteyenler ve linç yapmak isteyenler yoğun bir kitle başa getirdi ve buyüzden de bu siyasi iktidar onlardan oy alabilmek için onlara uygun olmak zorunda oysa başta felsefel, bilimsel bir siyasi parti olsaydı sokaklar, meydanlar, ülke idam isteyen ve linç yapmak isteyenler yerine felsefe, bilim, Din hadisileri, kitap, demokrasi, özgürlük, bilimsel hukuk isteyenlerle dolardı; bakın o idam cezası ve linç yapmak isteyenlere, hiç 'Demokrasi isteriz, felsefe isteriz, bilimsellik isteriz, özgürlük isteriz, insan hakları isteriz, medenilik isteriz, iş kazaları önlensin, işçi ücretleri ve hakları çoğalsın' diye bağırıyorlar mı, bağıramazlar çünkü onların dünyasında böyle şeylere gerek ve yer yoktur; yani bakın iktidardaki siyasi parti kundaklarındaki bebek kardeşlerini, öz annelerini, öz babalarını bile öldürtmekten çekinmemiş Osmanlı hanedanlığı'nı, Osmanlı sultanlarını onurlandırıyor, isimlerini orayaburaya koyuyor ancak o 'İdam isterük, linç isterük' diye bağıran kitleden hiç ses yok; vatanın, milletin, devletin, kamunun fabrikaları, mülkleri özelleştirme adı altında patronlara satılıyor, o kitleden yine tık yok yani o kitleye idam cezası ve linç hakkı verin, sonsuza kadar size oy verir çünkü genelde nefs, özelde haz akıldan, vicdandan ve insanlıktan üstündür. Ülkemizde çoğalmakta olan şey hazdan başka şey değildir; örnek mangal hazzı, moda hazzı, sıpor hazzı, çıplaklık hazzı, bikini-mayo hazzı, varlığı teşhir hazzı, araba hazzı, silah hazzı, deniz hazzı, tüketim hazzı, cinsellik hazzı, bencillik hazzı, sorumsuzluk hazzı, düşünmemek hazzı, bilimsel olanı istememek hazzı gibi şeyler. Gerçek ki ne idam ne linç suçları önlemez çünkü önleselerdi zaten dünya şu an hiç suç işlenmeyen bir dünya olurdu çünkü idam ve linç dünyada binlerce yıl önce başladı yani idamdan ve linçten amaç suçların önlenmesi ya da suçluların cezalandırılması değil gerçekte; haz, nefs, zevk almak; heyecan yaşamak; işte buyüzden ki idam cezası isteyenlere sorun, idamdan önce işkence yapılmasını da isteyeceklerdir; ve sorun, idamlar cezaevilerinde mi olsun yoksa halka açık alanlarda mı olsun diye, 'Halka açık alanlarda' diyeceklerdir ve emin olun halka açık idamlarda insanlar yanlarına çekirdek, kola, sigara, içki, mangal, selfi(kendini çek) çubuğu gibi şeylerini ve çocuklarını bile alıp gideceklerdir. Yani dünyada suçları önlemek için önce heyecanı önlemek yani toplumları heyecandan uzaklaştırmak gerekir ki heyecan denilen suç aleti televizyonda bile 'Adrenalin, adrenalin tutkusu, adrenalin tutkunları' diye övülmektedir ki Mc Millan ve karısı dizisinin baş oyuncusu Rock Hudson neden eşcinsel olduğunu 'Dünyada her heyecanı/hazzı yaşadım, bir de bunu yaşamak istedim' demiştir; seri katil bir idam mahkumu da neden cinayetleri işlediği sorulduğunda 'Dünyada her heyecanı yaşadım, bir de idam edilmek heyecanını yaşamak istedim' demiştir yani gerçekte heyecan veren şeyler insanları, toplumları, insanlığı, dünyayı da suç dünyasına doğru sürüklemektedir oysa felsefe, bilim, Din hadisileri ve beyin, ruh heyecan, haz, zevk değil sakinlik, huzur, yavaşlık ister çünkü hız ya yanlışları çoğaltır ya da yanlışların algılanmasını ya da düşünülmesini önler ya da azaltır yani insnalar ve toplumlar sakinlik yerine heyecana yöneldikçe ya da yöneltildikçe dünya da suçlar da, terör de, savaş da, diktatörlük istemleri de, ahlakdışılık istemleri de, akıldışılık istemleri de artacaktır. Gerçek ki örneğin hiçbir hırsız heyecanlanmadan ya da heyecanlanmamak için hırsızlık yapmaz; uyuşturucu kullananlar ve satanlar da öyle yani 'Adrenalin' diye övülen şey gerçekte insanların, toplumların ve insanlığın katilidir yani adrenalini ya da heyecanı öven ya da amaçlayan gerçekte insanlar, toplumlar, insanlık, medya gerçekte suç işlemeyi övmekte ya da amaçlamaktadır da farkında değildir. Yani heyecandan uzaklaşmak suç işlemekten yani suçlardan uzaklaşmayı da sağlar. Toplumları heyecan üzerine değil felsefe, bilim ve Din hadisileri üzerine odaklamak gerekir, suçları önlemek için yani genelde nefs, özelde heyecan var oldukça suçlar da var olacaktır ve hiçbir kanun, hiçbir ceza buna engel olamayacaktır ki doğru eğitim de önce heyecanı etkisizleştirmektir zaten çünkü heyecan hata yaptırır çünkü heyecan akıl yoğunluğu değil duygu yoğunlu yani sanı yan gerçekleri ve doğruları umursamama yoğunluğudur Suçları önlemek ciddi bir iştir; halk iradesi ile, halk ile, halkın tercihi ile yapılabilecek birşey değildir tıpkı hastalıkların halk ile değil tıp ile yapılması gibidir suça karşı savaşım; yani suçlara karşı savaşım felsefe, bilim, Din hadisileri yerine halkla, siyasetle, siyasetçilerle yapılırsa suçlar daha da artar ki zaten idam cezası olan ülkelre bakın, suçlar tüm hızıyla sürmektedir oysa idam cezası olmayan ülkelerde hapishaneler bile kapatılmaya başlanmıştır, suç işleyen yok diye; yani idam ve linç heyecanı da, adrenalin heyecanı da suçları daha da arttırır yani bunlar yangına benzinle gitmek gibidir. Suç bir yangın ise söndürücüsü yalnızca felsefe, bilim ve Din hadisileri'dir, gerisi ise yangına benzin dökmektir. Savım ki idamlık suç işleyenler de linçe kurban gidecekler de idam cezası isteyenlerin ve linçlere katılanların ya da katılmak isteyenlerin içlerinden çıkar. Yani tavuk bile kesemeyen insanlardan da, silah sevmeyen insanlardan da pek zarar gelmez; tavuk bile kesemeyen ve silah sevmeyen insanlar ve toplumlar yetiştirmek gerekir ki o da ancak felsefe, bilim ve Din hadisileri ile olur ki bir de hazla, zevkle hayvan kesenler ile hayvanların kesilmesini hazla, zevkle bekleyenler vardır; yoksa 'Tavşan kaç, tilki tut' olur. İdam cezası isteğinde ve linç isteğinde haz o kadar büyüktür ki örneğin dün alacaklısını 'Sapık var!' diye linç ettirmeye kalkan biri bile var olmuştur ve alacaklı kişi sapık sanılıp feci şekilde dövülmüştür; yani 'Cinsel taciz, sapıklık' artık yanıltmak, kandırmak için de kullanılıyor yani düşünün bir müfettiş bir işyerinde ya da kurumda yolsuzluk ya da usülsüzlük saptadığında oranın bayan sorumlusu müfettişi 'Eğer yanlış rapor yazarsan beni taciz etti diye seni seni şikayet ederim' diyebilir ve müfettiş de sorunları görmezden gelmek zorunda kalabilir ki Abd'de de, Türkiye'de de bu birilerini karalamak için yapılmıştır ve büyük olasılıkla da yapılmaktadır ve bu gidişle de büyük olasılıkla yapılacaktır ki bu durum öğrencileri tarafından öğretmenlere bile yapılabilir yani adalet insanlarla, halkla, sokaklarla, meydanlarla, oy sandıklarıyla değil felsefe, bilim ve Din hadisileri ile sağlanır ancak; yani en başta siyasi iktidar, medya, sıpor ve cinsel sunum olmak üzere toplum birilerince sürekli 'Heyecan aramaya' yöneltilmektedir ve kundaklarındaki bebek kardeşlerini bile öldürten sultanların siyasi iktidarca övülmesi barbar, ilkel, vahşi bir kesimde sanki 'Öldürmek, linç, vahşet, barbarlık suç değil, yasak değil; serbest, hak' imiş gibi yaşanmaktadır, algılanmaktadır çünkü toplumlar başı taklit ederler yani örneğin Türkiye'yi felsefe, bilim, Din hadisileri ya da Yunus Emre gibi birileri yönetseydi Türkiye çok daha başka olurdu ve sokaklar, meydanlar 'İdam isterük, linç isterük!' diye bağıranlarla değil 'İlim isterük' diye bağıranlarla dolardı yani devlet ne ise millet de öyle olur. Şu iki gerçek asla unutulmamalı: 1- Normal insan suç işlemez, 2- Bir ülkede suç varsa önce devlet yani ülkeyi yönetenler suçludur çünkü demek ki ülke felsefe, bilim ve Din hadisileri ile yönetilmemektedir. Suç sorununu çözmek için önce 'İdam cezası isteyenleri' ve 'Linç katılımcılarını' zorunlu ruhsal incelemeye almakla başlayabilirsiniz çünkü onlar suç işleme isteği olasılığı yoğunluklarıdır. Yani idam cezası isteyenleri ve linçlere katılanları toplayın; ve hukuk hapishane, ceza yerine değil 'eğitim ve tedavi' üzerine kurulmalıdır; ve demokrasi de felsefe, bilim ve Din hadisileri üzerine kurulmalıdır; göreceksiniz suçlar en az %50 azalır kendiliğinden yoksa suçların azalmasını ya da önlenmesini değil de heyecan, haz, adrenalin mi istiyorsunuz? Öyle ki idam isteği ve linç isteği de sapkınlığa kadar gidebilir çünkü nefs de heyecan da önce akılı yok eder, sonra ahlakı. Necdet Gürçiftçi Bağımsız, özgür, bilimsel, tarafsız, hiçbir dinden olmayan dinli ve bilge İnternette yayınlandığı zaman: 12.7.18/09.41
Kapat/(ESC)
Yorum Düzenleme

Yeni Üyeler

  • Pirinctanesi
  • Mefail
  • turgaykurtulus
  • Celal
  • umsena
Kapat/(ESC)
Tavsiye
Adınız:
Sizin eposta adresiniz:
Alıcının eposta adresi:
Mesajınız:
Doğrulama Kodu:
captcha refresh
Kapat/(ESC)
İletişim
Adınız:
Eposta adresiniz:
Mesajınız:
Doğrulama Kodu:
captcha refresh
Kapat/(ESC)
Rastgele Şiir