Şiir Defteri

HOSTES ÖLDÜ (DENEME)

Yazan: Birturkbilgesi
10.03.2022 / 16:40
355 kez görüntülendi
0 yorum yapıldı
Thy'de çalışan ve Afrika seferinden dönen genç bir hostes sıtmadan öldü. Yok ilaçlarını almamış, yok niye aşı yaptırmamış bölümünü geçeceğim ancak demek isterim ki sıtmanın aşısı yokmuş. Bu konular zaten günlerdir medyada konuşuluyor yazılıyor çiziliyor ve bence işin asılı(aslı) da bu değil gerçekte. Bence işin asılı(aslı), gerçeği felsefe daha doğrusu felsefesizlik daha doğrusu tıb fakültesilerinde(fakültelerinde) felsefe okutulmaması, öğretilmemesi yani bence hostesin ölümüne neden olan ve daha onlarca belki yüzlerce belki binlerce hastanın ölümüne neden olan şey bence doktorlardaki 'genel kültürsüzlük'. Bu açıdan şunu diyeyim ki ben bugüne kadar roman, şiir, öykü kitapı(kitabı) okuyan doktor da görmedim, meslek kitapı dışında kitap okuyan bir doktor da görmedim ki bu zaten üniversite okumuş insanlardaki temel sorun yani: Genelde kitap okumamak, özelde meslek kitapıları(kitabları) dışında kitap okumamak. Doktorlar için bunun temel ve genel nedeni ise tıb öğrencisilerinin(öğrencilerinin) sayısal, nicel başarıya göre seçilmesi. Geçelim soruna: Nazım Hikmet'in babası aynı gün hem kuduz aşısı, hem tetanoz aşısı yapıldığı için şoktan öldü, adama sorulmamış ki 'Bu gün başka bir aşı oldunuz mu?' yani hastanın öyküsü(hikayesi) yok yani kültürsüzlük. Şeker hastalığı yüzünden, parkta baygın bulunan Ömer Seyfettin kaldırıldığı hastahanede ölünce, kimsesiz sanıldığı için cesedi tıb öğrencilerine anatomi dersi için önce kafası kesildi, sonra da bedeni açıldı. Yani ülkenin ünlü bir yazarını tanımayan bir kültürsüzlük. Bundan sanırım 15 yıl kadar önce idi, bir komşum vardı, işsiz, yoksul, ne iş bulursa onu yapan. Birgün bu, hasta olmuş; gözlerinin çevresi kahverengi-mor karışımı bir renk. Hastahaneye gitmiş; genç, yeni yetme bir doktor bundan 7-8 tahlil(inceleme) yaptırmasını istemiş ki adam bakmış bugünün parası ile diyelim 700 Tl tutuyor. Adamda para yok ki işsiz zaten. Olağan ki tahlilleri yaptıramamış ancak bakdım(baktım) ki adamın durumu hiç iyi değil, ayakda(ayakta) bile zor duruyor, 'Ver' dedim doktorun istediği tahlil kağıtını(kağıdını); bilge olacağım o zamanlardan belli imiş ki her konu ile ilgileniyordum, hatırı sayılır bir tıb kitaplığı da yapmışdım(yapmıştım) kendime, ikinci el. Bakdım; o kadar tahlilden ancak bir tanesi en önemli, çok önemli yani önce o olmalı, ötekiler sonra olsa olur ki o sağlam çıkarsa zaten ötekilerin olmasına gerek de yok; en önemli tahlil dışındaki tahlilleri doktorun kullanmış olduğu renk tükenmez kalemle çizdim ve 'Şimdi git yalnızca bu tahlilini yaptır, ötekilerden doktor vazgeçdi(vazgeçti) de'. Öyle yapdı(yaptı) ve çok önemli, öldürme özelliği olan bir hastalığı çıkdı(çıktı) ve sonra komşulardan yardım alıp öteki tahlillerini yapdırdık(yaptırdık) ve ilaçlarını aldık, adam iyileşdi(iyileşti). Yani o doktorun iş bilmezliği o insanın ölümüne neden olacakdı(olacaktı). Yani ne gereği var insanda birton(bir ton) tahlil istiyorsun gereksiz yere? Önce en önemlisini istesene? Yani kültürsüzlük. Bu olay sanırım 15 yıl önce falan oldu. Sonra yine sanırım beş yıl kadar önce idi. Bir arkadaşım ve eşi(karısı) arkadaşımın bir sorunu için hastahaneye gitmişler, muayene odasına arkadaşımla eşi birlikte girmişler, doktor arkadaşımın eşini dışarı çıkarmamış ve hastalığını arkadaşımın eşinin yanında söylemiş ve bulaşıcı ve önemli birşey olmayan o hastalık yüzünden, eşi çok evhamlı biri olduğu için kavga etmişler ve sonra arkadaşım o doktora gidip 'Sorunumu eşimin yanında nasıl söylersin?' diye doktoru eleştirmiş, doktora tepki göstermiş, iyi ki sinirlerine egemen(hakim) olmayı bilmiş ve yanlış, kötü birşey yapmamış ancak sanırım bir ay sonra başka bir ildeki bir diş doktoru o doktor kadar kısmetli(şanslı) değilmiş ki bir bayanın(kadının) eşi diş doktorunu muayenehanesinde tabancayla vurup öldürmüşdü(öldürmüştü) çünkü sava göre doktor, bayın eşine 'Çok güzelsin' demiş. Yani kültürsüzlük. Bu kadarla kalsa yine bir sonuç çıkarmak, genelleme yapmak, kuram oluşturmak yanlış olur, olanaklı olmaz. Bu olayın yani örneğin üzerine son 15 yıldır, televizyon haberilerinden(haberlerinden) öğrendiğimiz doktor hatası haberilerini(haberlerini) de ekledim. Aradan 15 yıl geçmiş; tıbda(tıpta) teknoloji o kadar ilerlemiş, be hey insanlık artık hataların(yanlışların) en aza insin değil mi? Hayır ne gezer, ille en çoğa çıkacak yani yalnızca teknoloji yetmiyor, onu kullanacak 'genel kültür' de gerekli. Geçen yıl, yazın, bir komşunun çocuğunu hafifçe güneş çarpmışdı(çarpmıştı), çocuğun çok ateşi de vardı, hastahaneye götürmüşlerdi, doktor iki ateş düşürücü ve ağrı kesici yazıp eve göndermişdi(göndermişti). Anlatılana göre komşum çocuğun nasıl hastalandığını anlatmaya çalışırken yani 'Dün top oynarken güneşte fazla kalmış' falan diye, yine genç, yeni yetme bir doktor ki anlattığına göre bileğinde bileklik gibi birşey yani moda da varmış, komşuya demiş ki 'Kısa kes' anlamında 'Şikayetinizi anlatın' demiş. Oysa benim bildiğim yani okuduğum tıb kitaplarından ve televizyonlardaki sağlık yayınılarından öğrendiğime göre 'Hastalığın öyküsü(hikayesi)' de çok önemli, doktora daha iyi teşhis(saptama) ve çare(çözüm) için çünkü çocuğun ateşi herşeyden olabilir ve son üç gün içinde hastanın neler yaptığı bence çok önemlidir, hastaya saptama koyabilme açısından. Yani kültürsüzlük. Başka bir örnek: Ölümcül bir hastalık olan sepsis belirtileri gösteren ve hemen, acilen antibiyotik verilmesi gereken hastalara hemen antibiyotik vermek yerine saatlerce süren tahliller yaptırılmakta, ve acilen antibiyotik verilmediği için ölen hastalar olmakta. Bu nedenle ki sepsisten ölümler en çok, birinci ölüm nedeni olmakta. En son geçen gün ne oldu? Gepegenç bir hostes, 21. yüzyılda ve Türkiye'de sıtmadan öldü. İşte şimdi artık düşünmek gerek, bir kuram oluşturmak gerek. Televizyon haberlerinde sıkça duymadığımız haberlerden olan bir haber değil artık hastaya yanlış teşhis konulması. Bu konuyu aylar önce de yazmışdım(yazmıştım), 'Tıbta teknoloji ilerledikçe doktor yanlışı azalacağına tuhaf biçimde artıyor' diye ki bu durum bazı Prof'ların da dikkatini çekmiş ki geçen hafta bir televizyondaki bir sağlık yayınında tanınmış, medyatik bir Prof da bu konuya değindi yani böyle düşünmekte yalnız değilmişim. Yani işin açığı bir düşünür(filozof), alim, bilge biryerde sorun var diyorsa o yerde mutlaka o sorun vardır yani bazılarınıın, bazı az okuyup çok bilmişlerin 'Türkçe ile felsefe ve bilim yapılmaz' demesi gibi felsefe ve bilim dille yapılmaz, mantıkla yapılır ve mantık da her dilde çalışır yani insanda mantık yoksa elli dil bilse bu işler olmaz. Haberlerden öğrendiğim kadarıyla o hostes yüksek ateşle iki kez hastahaneye götürülmüş ve her kezinde(seferinde) 'gırip/grip' teşhisi konulmuş ve büyük olasılıkla bir ağrı kesici ve ateş düşürücü yazılıp evine gönderilmiş. Televizyon haberilerinden(haberlerinden) öğrendiğimize göre bu tür şeyler ülkemizde sıkça olmaya başladı, bunca tıb teknolojisine karşın çünkü demin dediğim gibi yalnızca teknoloji yetmez, onu en iyi biçimde anlayacak, onu en iyi biçimde kullanabilecek genel kültür de gerekir. 'Doktor termometresi sallamalıdır ve yalnızca insan ısısı ölçer' mantığını aşabilen mantık, kültür ki insan ısısının yanında yemeğin ısısını da, başka herşeyin ısısını da üstelik de insana ve yemeğe hiç değmeden ölçen ısı ölçerler geliştirmiş. Bence o hostesin ölümünde de doktor hatası(yanlışı) var yani sanıyorum ki muayene olduğu doktorlar onun ne iş yaptığını, son üç günde son bir aydır yapmadığı ne yaptığını yani hastalığın öyküsünü sormamıştır. Eğer sormuş olsaydı akılına(aklına) hemen tıropical/tropikal hastalıklar gelirdi ve soruna bir de o yönden yaklaşırdı. Yani hastalara o gün ve son üç gün ne yaptıkları sorulmalıdır yani tıbta da 'hikaye, masal, şiir, felsefe, mantık' çok önemlidir yani tıb organların, salgıların, hastalıkların, ilaçların öğrenilmesine ve duvara asılan bir diplomaya indirgenemez. Zaten var olan bir genel kültür sorunu üzerine bir de doktorlara 'performans' denilen şeyi zincirlemek, muayene süresini 5-10 dakikaya indirtmek de soruna daha çok sorun katıyor yani tıbtaki sorunun bir nedeni de iktidardır. Daha geçen ay; hamile bir kadın ağrı kesici verilip üç kez evine gönderilmiş oysa kadının bağırsağı patlayıkmış ve öldü üstelik de yine hastahanede muayene kuyruğu beklerken. Yani böyle şeyler artık sıkça yaşanmaya başlandı ve ortada büyük bir sorun var ve önlem alınmalı yani bunlar rastlantı, kader, ecel değil, önlenebilir şeyler, doktordan kaynaklanan şeyler, tıb eğitiminden kaynaklanan şeyler, yanlış üniversite eğitiminden kaynaklanan şeyler. Yani sanmayın ki bu tür şeyler yalnızca tıbta, hastahanelerde, doktorlarda oluyor; heryerde, her işte oluyor yani genel eğitim yöntemi, içeriği, özü, nedeni ve amaçı yanlış. Yani örneğin yıllar önce bir arkadaşım vardı; arabasının patlak fırenini(firenini) araba(oto) tamircisine yaptırdıktan, tamirciden çıkdıktan(çıktıktan) otuz saniye sonra bir arabanın altına girdi çünkü arabasının fırenleri yine tutmuyordu! Yani felsefesizlik üstünkörülük geliştirir, egemenler, herşey birbiri ile ilgilidir, birşeyin bir parçasını gereksiz diye kesip atarsanız o şey sarsılmaya başlar. Yani o hostesin gitmiş olduğu doktor o hostesin hastalık öyküsünü öğrenseydi, büyük olasılıkla sıtma olduğunu anlayacakdı(anlayacaktı) ve o hostes belki bugün hayatta/yaşamta/yaşamda olacakdı/olacaktı. Hani diyor ya birileri 'Onlar konuşur, biz yaparız' diye? Bazan inanın yapmak yerine konuşmak hayat kurtarır. Biz de bunu onların cehaletilerine(cehaletlerine) verelim ve 'Zaten cehalet içinde olmasalardı siyasetle değil daha önemli şeylerle ilgilenirlerdi' diyelim. Yani ben örneğin bir avukatın, bir akademisyenin, bir öğretmenin, bir doktorun, bir mühendisin, bir sanatçının; işlerini, mesleklerini bırakıp siyasetçi olmasılarını(olmalarını) anlayamam. Yani bana deseler ki 'Gel miletvekili ol', olmam çünkü benim işim milletvekilliğinden, siyasetten daha önemli: Bilgelik yapıyorum. Ancak deseler ki 'Gel başbakan' ya da 'Cumhurbaşkanı ol' ya da 'Kıral/Kral ol' o başka çünkü o zaman bilgeliğimi daha geniş açıdan ve daha etkin yapabilirim, tüm ülkeye, tüm halka uygulayabilirim. Yani benim için önemli olan önce işimdir çünkü insanlık için çok önemli, çok zorunlu, çok yararlı, çok iyi bir iş yaptığıma inanıyorum. Yani yalnızca teknoloji yetmez, kafaları da değiştirmek gerek. Yoksa Afrika'da bile bir elinde uydu telefonu, bir elinde kaleşnikof(kaleşnikof) tutan çok insan var. Doktor; ilaç yazmadan önce ne olur hastalarla konuş, onlara soru sor. Konuşmakla ağız aşınmaz ancak çok işe yarar. Haa, der misiniz ki beş dakikada hasta muayenesi yapılır mı? Daha önce bir yazımda da yazmışdım(yazmıştım); yapılır ancak çok genel kültürlü, çok bilgili, çok mantıklı, çok akıllı, çok zeki olmak koşuluyla ve bazı hastalıklarla sınırlı olmak koşuluyla örneğin kulak-burun-boğaz muayenesi en çok 1 dakikada bile yapılabilir, bir dakika içinde hasta doktorun odasından elinde reçetesiyle çıkıyor olabilir. Ancak dedim ya; okumayı sevmek ve çok okumak gerekir ancak ben ne yazık ki, ne acı ki 15 yıldır çöplüklerde tıb kitapıları(kitapları) görüyorum; insan en azından şöyle düşünür: Kitapa, kendi kitapına(kitabına) saygısı, merhameti, vicdanı, bağlılığı(sadakati), ilgisi olmayan insan tıbba ve insanlara nasıl saygı, merhamet, vicdan, bağlılık, ilgi gösterebilir? Zeki insan mı seçmek istiyorsunuz? Önlerine felsefe, bilim kitapıları ile erotik dergiler ve yemek kitapıları koyun. Yani tüm bunlardan çıkan sonuç bence tıbta ve doktorlardaki felsefe, mantık bilimi olarak mantık ve genel kültür eksikliği yani kitap sevgisi, kitap okuma eksikliği. Çocuklara, gençlere, topluma kitap sevgisi, kitap okuma kültürü öğretemezsek hiçbirşey öğretmiş olmayız, hiçbirşey yapmış olmayız ve ülkeye, hayata, insana egemen olan yine eftenpüften şeyler olur. Ve kabin amirinin uçak görevlisilerine(görevlilerine) her yurt dışı uçuş öncesi 'Gerekli aşılarınızı yaptırdınız mı, gerekli ilaçlarını içdiniz(içtiniz) mi?' diye sorması gerekirdi ve uçak girişilerinde(girişlerinde) böyle bir uyarının hem uçak görevlisileri(görevlileri) için hem yolcular için olması gerekirdi. Yani 'Laf lafı açar' ve herşey birbiriyle ilgilidir, yalnızca sıralarını beklerler. Doğru bir iktidar ya da doğru bir devlet herşeyin hem o ülke için, o ülke insanları için hem de dünya, insanlık, tarih için doğru olmasına yardımcı olur. Yunanistan'ın temel sorunu da budur, her ülkenin de ve birgün yüksek bir dağa çıkıp şöyle bağıracağım insanlığa: 'Yok olmak mı istiyorsunuz, öyleyse siyasetçileri seçin!'. Durdurulmazsa gider. Evet, diploma var ancak genel kültürde büyük bir sorun var. Ve genel kültür de hayat kurtarır. Necdet Gürçiftçi İnternette yayınlandığı zaman: 23.6.15/08.57
Düzenleme: 17.03.2022 / 09:13
Kapat/(ESC)
Yorum Düzenleme

Yeni Üyeler

  • Tormentor
  • Hevilli
  • Pirinctanesi
  • Mefail
  • turgaykurtulus
Kapat/(ESC)
Tavsiye
Adınız:
Sizin eposta adresiniz:
Alıcının eposta adresi:
Mesajınız:
Doğrulama Kodu:
captcha refresh
Kapat/(ESC)
İletişim
Adınız:
Eposta adresiniz:
Mesajınız:
Doğrulama Kodu:
captcha refresh
Kapat/(ESC)
Rastgele Şiir