Şiir Defteri

HALK TV'NİN ÖVDÜĞÜ KİTAPLAR: MADAM BOWARY VE VADİDEKİ ZAMBAK (DENEME)

Yazan: Birturkbilgesi
25.08.2023 / 07:53
161 kez görüntülendi
0 yorum yapıldı
Kavramların ve dolayısıyla felsefenin dünyası ile uzaklık yalnızca milliyetçilerde değil komünistlerde, yalnızca dinlilerde değil dinsizlerde, yalnızca düzencilerde değil düzen karşıtılarında(karşıtlarında) da var. Bu nedenle benim hayatımda onların başarı gördükleri alanlarda değil başarısızlık, beceri gördükleri alanlarda değil beceriksizlik gördükleri alanlarda etkin olmamın temel nedeni de budur bence çünkü onlar herşeyi kabul ettikleri, savundukları, anladıkları gibi yani yandaşlık içinde anlarlar kabul ederler oysa ben kılı kırk yarmak, herşeyin en ayrıntılarında bile dikkat etmek isteyen, hep bir sonrakini de merak eden, hep bir sonraki kişiyi de merak eden, hep bir sonraki kişiyi de dinlemek isteyen, hep başkalarına da akıl önünde savunma hakkı vermek isteyen biriyim, bu nedenle asla mühendis, doktor, hukukçu, öğretmen gibi şeyler olmak istemedim, belirlenmiş olan ve belirli herşeyden kaçtım, bu yüzden bunların hiçbiri ile birlikteliğim yok. Hiçbir kimseden yana değil de bilimden ve herkesten yana olmak isteyenlerin; yalnızca yandaşlarına değil de herkese acımak isteyenlerin bu dünyada işleri gerçekten zordur ve bu dünyada yalnızlığı ve çaresizliği onlardan iyi bilen yoktur, onlar özürlü bir insanın yaşadığı acıları yaşarlar gerçekler, doğrular, insanlık için, insanca bir dünya için; oysa bir düşünceye, bir dünya görüşüne, bir inanca kapılanıverseler ne kadar çok çok olacaklardır ve mutlu edileceklerdir. Bence felsefel, bilimsel açıdan doğru yolda olmayan herşeyde ve herkeste sorun vardır ve o sorunu bulmak felsefenin, bilimin ve onlara kendilerini adamışların ana işlerinden, ana görevlerinden biridir; bu yüzden onlar ne yandaştırlar ne de yandaşlara sahiptirler çünkü henüz felsefel, bilimsel eleştirilmekten mutluluk, onur, gurur duyan bir insanlık türü ve insan ruhu türü genelliği yok dünyada. Bu ülkeye yani Atatürk'e yani Türkiye'ye yapılan ilk büyük kötülük bence Dünya kılasikleri(klasikleri) denilen şeylerin Türkçeye çevirilmesidir(çevrilmesidir) ki bunu da Atatürk'ün ölümü sonrasının eğitim bakanı Hasan Ali Yücel yapmıştır. Yabancı olsun da çamurdan olsun, mantığından nefret ederim. Dünya kılasikleri, Batı kitapları, uygarlık(medeniyet) kitapları, özgürlük kitapları, insanlık kitapları diye sayısız saçmalık hiç gereği yokken hem de daha genç, taze Türkiye'nin başında Türkçeye çevirilmiş(çevrilmiş) ve Türkiye halkına daha en başında, Atatürk'ün kişiliğine ve amaçlarına aykırı olarak adeta bombardıman edilmiştir ve Türkiye daha en başında kurtarıldığı, kurtulduğu sömürgeciliğin kültür çemberi içine alınmıştır ve olağan olarak sonrası da Türkiye düşmanlığı olarak kurumlaşıp günümüze kadar gelmiştir. Hep derim; bir insanı da bir halkı da yok etmek istiyorsan eline nefsi ver, onu nefse yönlendir. Hasan Ali Yücel'in yaptığı Dünya kılasikleri çevirimi de Türkiye'ye nefsten başka şey sokmamıştır. Yahu Dünya kılasiklerinin kime ne yararı olmuştur da bize olsun? Bu ülkeye sokulması gereken ilk şey Dünya kılasikleri, Batı kitapları değil bağımsız, özgür, bilimsel bir felsefe yaratmak ve yerli düşünürler(filozoflar), yazarlar, şairler yetiştirmek olmalıydı ki Köy enstitüsü denilen ve Türk gençliğini felsefeye, düşünür olmaya, alim olmaya, yazar şair olmaya değil de tarımın, zanatın(zanaatın), el işinin, beden işinin ve ekonominin bir parçası olmaya iten, yönlendiren, koşullayan şey de Atatürk Türkiyesi'ne en önemli, en büyük ikinci darbeyi vurmuştur bence; düşünür, yazar, sanatçı yaratılmasını önleyip. Görüyorum ki Chp'nin televizyon kanalı olan Halk Tv'de yine aynı mantık, ruh sürüyor ki bu durum aydın laik kesimde de aynı durum sürüyor demektir. Halk tv Halk Tv'ye maddi destek kapsamında Dünya kılasikleri satıyor. Ve olağan olarak bir de övüyor bunları. Ancak övdüğü kitaplar arasında bence hiç övülmemesi gereken iki kitap var: Madam Bovary ve Vadideki zambak. Madam Bovary'i Gustave Flaubert yazmış, Vadideki zambak'ı Balzac. Yani kusura bakılmasın: 'Yabancı yazmış güzeldir, Avrupalı yapmış iyidir, Batı yapmış doğrudur' yoz mantığına kapılmayacağım. Madam Bovary ne anlatıyor? Yanılma yapmayayım diye Vikipedi'ye bakayım çünkü bu kitabı okuyalı 15 yıl falan oldu: 'Kitap, iyi kalpli olmasına karşın sıradan bir doktor olan Charles Bovary'nin yüksek idealleri ve aşırı bir lüks tutkusu olan romantik karısı Emma Bovary'nin, yaşamının tekdüzeliğinden sıyrılmak için girdiği durumları ve yaşadığı çeşitli gayrimeşru aşk ilişkilerini konu alır. Yazar Flaubert karakterlerin iç dünyalarını açıklarken realizmin gözlemci yönünü kullanmıştır. Baş karakter Emma Bovary'nin sergilediği davranışlar ve zinaları, o dönemde büyük yankı uyandırmış ve bu yüzden yazar Flaubert uzun yıllar boyu çeşitli eleştiri ve suçlamalara maruz kalmıştır. Vikipedi'. Şimdi de 'Vadideki zambak'a bakalım, yine Vikipedi bu kitap konusunda da ne diyor: 'Honoré de Balzac'ın en bilinen kitaplarından biridir. Kocasıyla mutlu olmayan Henriette'le, kendisinden çok daha genç olan Felix'in imkânsız aşkını anlatan kitap, MEB'in 100 Temel Eser'i arasındadır. Eser 18 yy. Fransa'sındaki, devrim sonrası, toplumsal hayat hakkında da ipuçları içermekte, duygusal bir yakınlaşmayı anlatmaktadır. Yeşil vadiler, sık ormanlar arasındaki güzel şatolar tüm gerçekçiliği ile tasvir ediliyor. Vikipedi'. Aynı durum Sovyet yazarı İlya Ehrenburg'un 'Buzların çözülüşü' adlı, üniversite yıllarımda okuduğum ancak yukarıdaki kitaplardaki konuları bir de saygı duyulması gerekir tutumunda anlattığı için bence ahlakdışı konusundan dolayı hiç beğenmediğim romanda da vardır. Yani okunmaz değil, her kitap okunur ancak kitapı(kitabı) övmek başka birşeydir. Bir roman anlatım, dil olarak harika olabilir ancak içerik, amaç gibi şeyler de çok önemlidir yani örneğin insanları zevk içinde yakan bir Nazi'nin de çok güzel yağlı tablosu yapılmış olabilir ancak bunu insanlara, toplumlara, insanlığa, akıla övmek başka ve yanlış, kötü, çirkin birşeydir. Sanırım düzen karşıtlarının öğrenmeleri gereken daha çok şey var ve bu cehaletleriyle iktidara gelirlerse ya insana ve insanlığa düşmanlık ya da sıradan, geçici, öylesine, eğreti bir iktidar olurlar. Önce her sözcük, kavram, terim felsefe ile gerçekliğine, yerli yerine oturtulmalıdır yoksa herşey yanlış yere ya da yanlış yöne gider. Ben Halk Tv'ye Dünya kılasikleri yerine herkese seslenen, herkese iyi, doğru, güzel, yararlı birşeyler vermeye çırpınan; çocuktan büyüğe, genç yaşlı, sağcı solcu, dinli dinsiz herkese insanlık insancalık öğretmeye çalışan Kemalettin Tuğcu'nun romanlarını satmasını öneriyorum ki adamın 211 tane romanı var. Hem daha çok kazanır hem de daha çok iyilik, yarar, doğruluk etmiş kendine, ülkeye ve topluma. Sizin olduğunuz yerde ben yokum çünkü siz gerçek felsefe biliminin olduğu yerde değilsiniz. Gençlik yıllarımda olsa bu adamın kitaplarını çantaya doldurur kapıkapı(kapı kapı) satardım. Türkiye de, bir ülke de yabancılarla değil kendi insanları ile yükselir çünkü bir insanın da bir toplumun da ruhu asla başkasının koymasıyla olmaz. Her mum kendi ışığını kendi üretmek zorundadır. Mum başka mumdan ödünç ya da kalıcı ışık alamaz. Bu bakımdan Halk TV'yi yalnızca bayan sunucusunun dekolte giyiminden dolayı değil bu durumdan dolayı da kınıyorum ki zaten ki dekolte bir giyim kültürü doğru ruh kültürü de veremez topluma ve insanlığa. Giyim de çok önemlidir yani çünkü giyim moda ise insanın giydiği değil insanı avuçuna(avucuna) alan, insanı yöneten, insana egemen olan, insanı ruhsallaştırmak yerine bedenselleştiren, nitelleştirmek yerine nicelleştiren, tümelleştirmek yerine tikelleştiren birşeydir. Ayakkabı bile yola uygun olmalıdır. Halkçılık halka doğru, iyi, bilimsel, felsefel şeyler öğretmektir; nefs, zevk, yanlış şeyler değil ki bunun için de önce kişinin kendisi doğruyu, iyiyi ve doğru, iyi şeyleri öğrenmelidir. Yani elinde Madam Bovary ile, Vadideki zambak'la hiçbir insan ve hiçbir halk doğru yöne gitmez. Yazık yani çok yazık. Atatürkçülük adına, demokrasi adına, bilim adına, felsefe adına, laikler adına, sol adına çok yazık. Onları vereceğine, dediğim gibi Kemalettin Tuğcu'ları ver. Türkiye'nin başına gerçek bir önder(lider) gerek; felsefe bilimini bilen, bağımsız, özgür, özgün, yerel ve evrensel bir önder. Solun, demokrasicilerin, laiklerin, Atatürkçülerin gerçek, temel, öz sorunları seçim sandığılarında(sandıklarında) değil, kendi kafasında, kendi ruhunda, kendi mantığında, kendi dünyasında, kendi amaçlarında, kendi yöntemlerinde. Şunu asla unutmayın: Zevkinden, nefsinden vaz geçmeyen; bin üniversite bitirse de, milyon kitap okusa da gerçeği, doğruyu, iyiyi asla bulamaz. Önce zevki, nefsi, bedeni terk ve akıl ile, beyin ile, ruh ile yaşamaya yönelmek. Adam 1400 yıl önce demiş çöl kumları üstünde 'Din ilimdir, ilim yoksa din de yoktur' ve 'Ölmeden ölün' diye ancak bunları anlayan üniversite bitirmişler bile yok, 1400 yıl sonra. bu iki hadisi öğrenin, anlayın, uygulayın; yolun yarısını geçmişsiniz demektir yoksa ne yapsanız nafile, boşa, taşa. Ya bunlar sözcükleri öğrenecekler de sıra daha kavramlara ve terimlere gelecek. Necdet Gürçiftçi Hiçbir dini inançtan ve hiçbir siyasi partiden yana olmayan dinli ve bilge İnternette yayınlandığı zaman: 31.5.16/05.16
Düzenleme: 25.08.2023 / 07:55
Kapat/(ESC)
Yorum Düzenleme

Yeni Üyeler

  • Tormentor
  • Hevilli
  • Pirinctanesi
  • Mefail
  • turgaykurtulus

Bağlı Üyeler

  • Altaylardan14:41
Kapat/(ESC)
Tavsiye
Adınız:
Sizin eposta adresiniz:
Alıcının eposta adresi:
Mesajınız:
Doğrulama Kodu:
captcha refresh
Kapat/(ESC)
İletişim
Adınız:
Eposta adresiniz:
Mesajınız:
Doğrulama Kodu:
captcha refresh
Kapat/(ESC)
Rastgele Şiir