Şiir Defteri

ERDOĞAN'IN BİTTİĞİ GÜN (DENEME)

Yazan: Birturkbilgesi
12.10.2018 / 01:23
736 kez görüntülendi
0 yorum yapıldı
Önder, lider insanlar ile; önder, lider olmayan, sıradan insanlar arasındaki bir fark da sıradan insanları bitiren basit şeyler iken, sıradan olmayan insanları bitiren şeyler daha karmaşık şeylerdir çünkü önderler, liderler büyük ve dünya çapında yanlışlar yaparlarken, sıradan insanlar mahalle ya da sokak çapında yanlış yaparlar; ve sıradan insanların yanlışları ya özür ile ya da küslük ile sona erer; ancak önderlerin, liderlerin yanlışları ise hem ısrara hem de daha büyük bir savunma düzenine sahiptir çünkü önderlerin, liderlerin yanlışlarını anlamak, kavramak pek kolay olmaz. Gerçek ki felsefeden, bilimden ve dini tanımlayan Din hadisileri'nden uzak, yoksun olan; felsefe, bilim ve Din hadisileri yerine tahtadan ya da mikadan seçim sandığılarına sarılan siyaset; bir yalan ve inkar yöntemi üzerine kurulu haldedir ancak eğer felsefe, bilim ve Din hadisileri üzerine kurulu olsaydı böyle olmazdı ancak zaten o zaman siyaset olmazdı çünkü felsefe, bilim ve Din hadisileri cehalet ve nefs türü olan siyasete kesinlikle karşıdırlar ki zaten nefs de hem en büyük cehalet hem de tüm kötülüklerin nedenidir. Açık ki ülkemizde siyaset bir yalan ve inkar kültürü olarak tarihsel zirvesine Akp iktidarı ile ermiş bulunmaktadır. Akp döneminde ne yalanlar, ne inkarlar gördü bu yerin üstü, göğün altı. Açık ki siyaset felsefe, bilim ve Din hadisileri dürüstlüğü üzerine değil münazara kurnazlığı üzerine kurulu bir yanlış ve kötü emek türüdür. Akp başkanı Erdoğan 7.10.2018 tarihinde, Akp'nin Kızılcahamam kampında İsmet İnönü'nin 1948'lerden kalma siyah-beyaz bir fotoğrafını havaya kaldırıp 'Bakın İsmet İnönü'nin elinde Amerikan bayrağı var, Türk bayrağı yok, Türkiye'yi Abd'ye Chp teslim etti' diye tuhaf birşey söylemişti. Ancak dün yani 10.10.2018 tarihinde de demiş ki 'Ben İnönü'nün elinde Türk bayrağı yok demedim, Amerikan bayrağı var' dedim dedi. Yani bu hal 'Mazeretin kabahatten büyük' olması haline benzer bir durum halidir. Erdoğan söylediklerini inkar ediyorsa ya da yalanlıyorsa ya da 'Ben öyle demedim, böyle dedim' diyorsa; Akp yandaşı Hürriyet gazetesinin 7.10.2018 tarihli internet sayfasına baksın; orada bu konuyla ilgili başlık şöyle yazıyor: 'Cumhurbaşkanı Erdoğan: İnönü'nün elinde Türk bayrağı yok, Abd bayrağı' var; hani muhalefet yalan söylüyor da yandaş Hürriyet gazetesi de mi yalan söylüyor? Erdoğan 10.10.2018 tarihinde demiş ki 'Tabi ki İnönü'nin elinde iki bayrak sapı var, bunu herkes görüyor'. Peki öyleyse bunu yani o fotoğrafı neden gündem yaptın? 'Türkiye'yi Abd'ye Chp teslim etti' savına gelince. Abd'li Yahudi bankacı Rockfeller şöyle demişti: ' Türkiye'ye Adnan Menderes zamanında Marshall Yardımı ile el attık'. Bakın 'İnönü' demiyor, 'Adnan Menderes' diyor. Marshall yardımı gerçekte bir yardım değil pılandır(plandır) yani Marshall pılanı'dır. Bu pılan Türkiye'ye yönelik, Türkiye'yi ele geçirmek için değildir; Abd'nin o dönem, 'komünist' diye en büyük düşman ettiği Sovyetler birliği'ne karşı bir pılandır ve yardımdır ki Türkiye'ye yönelik değil tüm Avrupa'ya yöneliktir ki Avusturya, Danimarka, Belçika, Fıransa(Fransa), Yunanistan, İzlanda, İrlanda, İtalya, Hollanda, Norveç, Portekiz, İsveç, İsviçre ve İngiltere'ye de bu yardım yapıldı yani bu yardım gerçekte Türkiye'yi Abd'ye teslim etmek yardımı değil, Abd'nin Türkiye'ye dalkavukluk, yaranma, hoş görünme yardımıdır. Oysa Adnan Menderes iktidarı dönemine baktığımızda Menderes'in Abd'den dönemin Abd devlet başkanının çerçeveli bir fotoğrafı ile Türkiye'ye döndüğünü görürüz ki büyük olasılıkla havaatmak(hava atmak) için olmalı; ancak İnönü'nin Türk bayrağı da olan elindeki Amerikan bayrağı Ankara pırotokolü gereği olan, ver ülkede bir iyiniyet gösterisi, iyi niyet kültürü olan bir durumdur. Bakın; Marshall yardımı ile Türkiye'ye Abd'den almıştır; oysa Adnan Menderes ile Türkiye Kore savaşı için Abd'ye asker vermiş durumundadır. İnternetteki Bilgi ustam sitesinde de Marshall yardımı için şu yazıyor: 'Marshall Planı II. Dünya savaşının bitmesinden sonra geride bıraktığı tahribatı gidermek için tasarlanmış bir ekonomik yardım planıdır. 1947 yılında ABD tarafından önerilen bu yardım paketi 1948 ve 1951 yılları arasında yürürlüğe konulmuştur. Bu paketten toplamda 16 ülke istifade etmiştir. SSCB(Sovyet Sosyalist Cumhuriyeti Birliği); ABD'nin sömürgeciliği arttırmak için yaptığını iddia ettiği bu planlamaya kominform'u oluşturarak karşılık vermiştir ve soğuk savaşın başladığı ilan edilmiştir'. Yani gerçek ki İnönü'nün Türk bayraklı elindeki Amerikan bayrağı 'Biz dimdik varız' demektir; Menderes'in koltuğunun altındaki Amerikan başkanı fotoğrafı ise 'Emrindeyiz' demektir. Yani İnönü Türkiye'yi 2. dünya savaşına sokmamak başarısını göstermişken Menderes Kore savaşı'na sokmuştur; neden; Abd'ye yaranmak için. Evet sıradan insanların hataları sıradan ve mantık bilimini ilgilendirmeyen hatalar olur çünkü sıradan insanların hatalarını ortaya koymak için bilime pek gerek olmaz ancak önderlerin, liderlerin hataları için bilime gerek duyulur çünkü onlar hatalarını pek kolay kabul etmezler ve hatalarını örtebilmek için türlü olanaklara sahiptirler çünkü onlar genelde Kapılar arkası', gizli, saklı, örtülü bir dünyaya sahiptirler. Sonradan Fetö olan, öncesinde ise 'Muhterem hoca efendi hazretleri' olan tuhaf sözde önderin sayısız hatasına karşın, onu felsefe, bilim ve Din hadisileri yani insanlık önünde mahkum eden hatası 'Hakimler, savcıları kiralayın, satın alın' sözü idi bence çünkü dini tanımlayan Din hadisileri 'Din adiliktir' değil de 'Din adilliktir' derken, üstelik de bir önder, lider olarak dinden imandan söz eden birinin Din hadisileri'ne açıkça aykırı davranması, Din hadisileri'ne aykırı davranmayı sorun etmemesi öncelikle mantık olarak büyük bir yanlış, kötülük, sorun içinde olduğunu kanıtlar; yani hem örnek ki hem Yeşilay'da çalışıp hem de sigara, içki içmek gibidir. Yani hem dine hem mantığa aykırılık var. Vatan partisi başkanı Doğu Perinçek'in de, birçok felsefel, bilimsel ve Din hadisileri'sel hatasına karşın onu felsefe, bilim ve Din hadisileri önünde mahkum eden en büyük şey; 2018 cumhurbaşkanı seçimi sonrası kendisini eleştiren ve Perinçek'e oy verdiğini söyleyen birine 'Bana tahakküm edeceksen al oyunu git' türü konuşmasıdır. Hem bir insana böyle davranılmaz hem de tahakküm altına girmeyeceksen neden insanlardan oy istiyorsun; yani hem vicdana hem mantığa aykırılık var. Akp başkanı Erdoğan da birçok yanlış yapmış olmasına karşın; bence Erdoğan'ı bitiren şey; Akp'nin 2018 Kızılcahamam kampında, o İsmet İnönü fotoğrafını gösterip 'Bakın elinde Türk bayrağı yok' demesidir ki öyle söylediğini, Akp yandaşı medya bile öyle söylediğini yazmasına karşın özür dilemek yerine inkar yoluna girmesi de bu sonun taçıdır. Farkında mısınız; Akp başkanı Erdoğan nedense hep Atatürk'ü, İnönü'yü, ve onların yaptıklarını eleştiriyor; peki hiç taht nefsi için bebek, çocuk kardeşilerini, öz annesilerini, öz babasılarını, öz çocukularını(çocuklarını) bile öldürtmekten çekinmemiş sultanları neden hiç eleştirmiyor; Abd'nin birinci sınıf yandaşıları olan Adnan Menderes'i, Turgut Özal'ı neden eleştirmiyor hiç? Oysa dini tanımlayan Din hadisileri 'Din mantıktır, dürüstlüktür, adilliktir' de der. Bakın ben herkesi eleştiriyorum; Atatürk'ü de eleştiriyorum, Chp'yi de eleştiriyorum, Mhp'yi de eleştiriyorum, İp'yi de eleştiriyorum, Vp'yi de eleştiriyorum, akademisyenleri de eleştiriyorum, felsefeyi de eleştiriyorum, Atatürkçüleri de eleştiriyorum, komünistleri de eleştiriyorum, milliyetçileri de eleştiriyorum, demokrasiyi de eleştiriyorum, laikliği de eleştiriyorum, sanatçıları da eleştiriyorum, 'Bağışla beni salaklığım' şiirimde olduğu gibi kendimi de, hem de her an, sürekli eleştiriyorum, eleştirmesem zaten sigarayı, içkiyi bırakmazdım; çünkü din bilimdir, bilim mantıktır, mantık dürüstlüktür. Dine siyaset ve ticaret dahil değildir ancak dürüstlük, mantık ve tutarlılık dahildir. Yani Akp başkanı Erdoğan artık ne yapsa felsefeye, bilime ve Din hadisileri'ne yaranamaz. Yani Akp başkanı Erdoğan Abd'yi görmek istiyorsa önce Menderes'e, Özal'a ve Bop eşbaşkanılı, 'Sesini çok özledim'li Akp'ye bakmalı. Tek çözüm Türkiye'yi de tüm ülkeleri de Felsefe-Bilim-Din hadisileri üçlüsünün yönetmesi. Gerisi lafsalatası(laf salatası), lafazanlık, lafcambazlığı(laf cambazlığı). Bakın koskoca İslamiyet'in peygamberi bile hurma ağaçlarının aşılanması konusunda 'Ben öyle birşey demedim' demedi, 'Siz dünya işlerini benden iyi bilirsiniz' dedi; koskoca Atatürk de 'Benim sözlerimle bilimin sözleri çelişirse beni değil, bilimi dinleyin' dedi. Yani demek ki Muhammed'i de örnek alsak, Atatürk'ü de örnek alsak; Akp'yi örnek almamamız gerekiyor çünkü felsefe için de, bilim için de, din için de önce dürüst, güvenilir olmak gerekiyor. Ey Akp başkanı Erdoğan; kusura bakma artık 'Ağızınlakuştutsan(Ağızınla kuş tutsan) felsefeye, bilime ve Din hadisileri'ne yaranamazsın bu halle. Savaş ve siyaset hile ya da takiyye olabilir ancak felsefe de, bilim de, Din hadisileri de hile ya da takiyye değildir çünkü olmazsa olmazlarından biri de dürüstlüktür, güvenilirliktir, tutarlılıktır. Beni de zaten üç şey yarattı: Felsefe, bilim ve Din hadisileri yani tüm bir insanlığın en üst doğru emeği. Necdet Gürçiftçi Bağımsız, özgür, bilimsel, tarafsız; hiçbir dini inançtan ve hiçkimseden yana olmayan dinli ve bilge İnternette yayınlandığı zaman: 11.10.18/11.02
Kapat/(ESC)
Yorum Düzenleme

Yeni Üyeler

  • ademtok
  • mimu
  • kartanesimKar
  • Ebuelfiya
  • Efeefe

Bağlı Üyeler

  • Polet16:20
Kapat/(ESC)
Tavsiye
Adınız:
Sizin eposta adresiniz:
Alıcının eposta adresi:
Mesajınız:
Doğrulama Kodu:
captcha refresh
Kapat/(ESC)
İletişim
Adınız:
Eposta adresiniz:
Mesajınız:
Doğrulama Kodu:
captcha refresh
Kapat/(ESC)
Rastgele Şiir