Şiir Defteri

EKREM İMAMOĞLU KÜLLİYE'YE GİTMEMELİ İDİ (DENEME)

Yazan: Birturkbilgesi
11.01.2019 / 09:58
690 kez görüntülendi
0 yorum yapıldı
Chp'nin İstanbul Büyükşehir belediyesi başkanı adayı Ekrem İmamoğlu 'Külliye'ye gitmemeli' başlıklı bir yazı yazacaktım ancak ben yazımı yayınlamadan bir gün önce gitmiş. Bu durumda yazımın başlığı 'Ekrem İmamoğlu Külliye'ye gitmemeli idi' oldu. Aynı yanlışı, kendine pek güvenen, Chp'nin cumhurbaşkanı adayı Muharrem İnce de yapmıştı. Gördüm ki benden başkaları da benimle aynı düşüncede imiş ancak benim nedenim biraz geniş kapsamlı. Ekrem İmamoğlu Külliye'ye neden gitmemeli idi? Çünkü: 1- Erdoğan; daha önce Chp başkanı Kemal Kılıçdaroğlu için de 'Bakın nasıl da tıpış tıpış geldi' demesi örneğinin de gösterdiği gibi, Külliye'ye gelişleri kendisini boyuneğiş(boyun eğiş) olarak görüyor olmalı. Bence; Ekrem İmamoğlu'nun Külliye'ye gitmesi Akp alemi içinde 'Bakın Erdoğan ne kadar güçlü, üstün; Chp'nin adayını bile ayağına getirdi' gibi bir düşünceye ve mutluluğa neden olmuş olabilir. Yani bakın; Chp başkanı yıllardır, Akp başkanı Erdoğan'a televizyona, söyleşiye davet ediyor ancak Erdoğan hiç gitmedi oysa Muharrem İnce ve Ekrem İmamoğlu Erdoğan'ın ilk davetinde gittiler; bu Chp açısından bir zaaf görüntüsü demektir. 2- Siyasi seçimler bir sıpor(spor) karşılaşması değildir, yani siyasette rakiplerin birbirlerine başarı dilemeleri herşeyden önce mantıksızlıktır yani kişilerde bir mantıksızlık olduğunu gösterir. 3- Ekrem İmamoğlu'nun Erdoğan'ın Külliye davetine gitmesi Erdoğan'a ve Akp'ye pısikolojik(psikolojik) üstünlük ve rahatlık sağladı. 4- Erdoğan büyük olasılıkla Ekrem İmamoğlu'nu soruları ile, ortaya koyduğu söyleşi konuları ile analiz etmiştir ve sonuçlar çıkarmıştır, ve bunu da Akp'nin yararına kullanabilir oysa siyaset bir savaştır ve savaşta gerçek hal, gerçek durum karşı tarafa asla belli edilmez. Yani bir insanın çay içişi, yemekte kaşığı tutuşu bile önemli bilgiler verebilir. 5- Bu durum Chp'de bir birliğin, bütünlüğün olmadığı; Kılıçdaroğlu'nun gerçek bir lider ya da gerçek bir önder olmadığı izlenimi yaratabilir topluma ki Erdoğan da zaten İmamoğlu'nu Külliye'ye davetinde 'Eğer Kılıçdaroğlu izin verirse' deyip durumu kendi lehine çevirmenin ön temelini atmıştı, ve belli ki Chp ya da İmamoğlu da bu siyasi tuzağa düşmüş durumda. 6- Ekrem İmamoğlu'nun ve yandaşlarının 'Ülkede, siyasette hali, durumu, ortamı yumuşatmak amaçlı' da olsa bu yapılan hem özelde Erdoğan'ı, genelde Akp'yi anlamadıklarını göstermektedir hem de Chp'nin büyük bir cehalet içinde olduğunu çünkü Akp olağan, bilindik bir siyasi parti değildir, laik sistemi kaldırmayı amaçlayan ve siyasi görünümlü, sistemdışı bir örgüttür, örgütlenmedir yani İmamoğlu ya da Chp önce bunu da anlamalıdır yani bu iş öyle iyi niyetle, hoş görü ile, sevgi ile, saygı ile çözümlenecek bir konu değildir, bu gerçekte sert bir savaştır. 7- Ekrem İmamoğlu'nun Külliye'ye gitmesi 'Acaba İmamoğlu Akp tarafına mı geçecek' düşüncesi de oluşturmuş olabilir toplumda ya da toplumun bir kesiminde. Yani bu durumda Chp İstanbul'da, Akp'den ilk golü yemiş durumda gibi. 8- bu durumda İmamoğlu Akp'ye meydanokumamış(meydan okumamış) bir hale düştü. 9- Erdoğan cumhurbaşkanı da olsa Akp başkanıdır yani seçim öncesi Erdoğan'a gitmek Akp başkanına yani Akp'ye yani demokrasinin, laikliğin yani Atatürkçülüğün rakibine seçim öncesinde saygı sunmak gibi oldu. Kanıtlaması oldukça basit; Chp başkanı Kılıçdaroğlu da Akp'nin İstanbul büyükşehir belediyesi başkanı adayı Binali Yıldırım'ı davet etsin, bakalım Yıldırım gidecek mi? Ve eklesin: 'Eğer Erdoğan izin verirse?'. Gerçek ki Chp yalnızca felsefe, bilim, Din hadisileri, Atatürkçülük açısılarından değil siyasi açıdan da büyük bir cehalet, mantıksızlık ve tutarsızlık içinde olmalı gibi. Her davete ancak ya cehalet ya nefs gider. Akıllı komutan savaşta düşman ordusunun komutanının davetini asla kabul etmez. Büyük olasılıkla Chp siyaseti bir savaş değil de bir piknik ya da eğlence ya da sıpor karşılaşması gibi birşey falan sanıyor olmalı gibi. Chp'ye önerim; felsefe, bilim, Din hadisileri'ni öğrensin; ve siyaset öğrenmek için bir de televizyondaki, özellikle Trt 1'deki Güney Kore dizilerini izlesin. Siyasette güler yüz yalnızca bir maskedir çünkü siyaset ya savaştır ya da savaşa giden yol. Bir de 'Cehennem giden yol iyi niyet taşları ile döşelidir' diye, göreli olarak doğru bir söz var. Necdet Gürçiftçi Bağımsız, özgür, bilimsel, tarafsız; hiçbir dini inançtan ve hiçkimseden yana olmayan dinli ve bilge İnternette yayınlandığı zaman: 11.1.19/09.52
Kapat/(ESC)
Yorum Düzenleme

Yeni Üyeler

  • Hevilli
  • Pirinctanesi
  • Mefail
  • turgaykurtulus
  • Celal

Bağlı Üyeler

  • dalim01:17
Kapat/(ESC)
Tavsiye
Adınız:
Sizin eposta adresiniz:
Alıcının eposta adresi:
Mesajınız:
Doğrulama Kodu:
captcha refresh
Kapat/(ESC)
İletişim
Adınız:
Eposta adresiniz:
Mesajınız:
Doğrulama Kodu:
captcha refresh
Kapat/(ESC)
Rastgele Şiir