Şiir Defteri

EKONOMİDE PENİS BÜYÜMESİ KURAMIM (DENEME)

Yazan: Birturkbilgesi
09.07.2018 / 12:03
1029 kez görüntülendi
0 yorum yapıldı
Düşünürler, alimler, bilgelerce değil de başkalarınca yönetildikleri sürece toplumlar asla gerçekleri, doğruları, iyileri öğrenemezler. Siyasetçinin işi; gerçekleri, doğruları anlamak, öğrenmek, açıklamak biryana siyaset yapmak bile değil; partisinin başarısı, başta kalması ya da başa çıkması için herşeyi yapmaktır. Doğalki bilimde, felsefede ve ahlakta; ?Herşeyi yapmak' diye bir erdem ilkesi, kuralı yok. Ama; herşeyi yemeye hazır insanlar, halklar, toplumlar var iseler herşeyi de yerler; bu başka. Türkiye'nin, 2011 yılının üçüncü çeyreğinde %8.2 büyüdüğü açıklandı. Toplum daha doğrusu özellikle Akp yandaşları sanki ekonomi fakültesi bitirmişler gibi hemen başlarını kaldırdılar. Acaba ekonomide büyüme ne demek, kaç kişi biliyor bu ülkede? Büyüdü de ne büyüdü? Bilirsiniz; eşeklerin, atların penisleri de oldukça çok büyür ama penisi büyüdü diye ne eşek ne de at büyümüş olur kütle olarak. Kapitalist yani özel sektörcü ekonomilerde büyüme her zaman penis büyümesi biçimindedir. Kapitalist ekonomili ülkelerde bir de herşeyin, baştaki siyasal partinin çıkarına uygun yönü gündeme getirilir hep. Buna kargoculuk yöntemi diyorum ben. Kargocular da kargonun ağırlığından daha çok para kazanacaklar ise ağırlığını gözönüne alırlar kargo taşıma ücreti olarak haciminden daha çok para kazanacaklar ise hacimini gözönüne alırlar kargo taşıma ücretini hesaplamak için. İkisi de doğru, gerçeğe uygun ama biri ancak en doğrusu ama bunu kim belirleyecek? Onlar da haklı; eğer ağırlık gözönüne alınacaksa ve tüm kamyona, içi boş, ağırlığı 1 kg. tek bir kutu koyulur ise ve İstanbul'dan Mardin'e gidecek ise kargocular nasıl para kazanacaklar! Kapitalist ülkelerde siyasetçiler de bu açıdan, kargoculara benzerler; işlerine gelen şeyleri açıklarlar ya da şeyleri işlerine gelen açıdan açıklarlar. Ekonomi bilimine göre ekonomide yıllık büyüme; ulusal toplam gelirdeki, bir önceki yıla göreki artıştır. Yani kısaca, bu tanıma göre; cebindeki para 1 Tl den 2 Tl'ye çıkınca %100 büyümüş olur para gücün yani büyümen. Ulusal açıdan ise; kapitalistlerin servetleri bir yıl içinde dört katına çıkmış ise ekonomi bir yılda dört kat büyümüş olur. Bu arada; ulusal gelirin tanımının doğru olup olmadığı ve nasıl hesaplandığı da önemli ama bu kimin umurunda. Diyelim ki bir köy, büyüdü ve ilçe oldu. Bu, toprak olarak büyümek ise de o ilçede yaşayanların yaşam durumlarında, gelirlerinde, uygarlıklarında, insanlıklarında, ahlaklarında, eğitim düzeylerinde bir yükselme yaratmaz doğalki; ilçenin parasal gücü olarak da olsa büyüme. Yani ilçenin belediyesindeki paranın 4 katına çıkması, oradaki insanların ceblerine mi girecek? Açıklanan ekonomisel büyümenin kofluğunu anlamak için öteki ülkelerin ekonomisel büyüme sıralarına ve oranlarına da bakalım: 1-Çin: %9.1 2-Türkiye:%8.2 3-Estonya:%7.9 4-Hindistan:%6.9 5-Litvanya:%6.6 6-Endonezya:%6.5 7-Singapur:%6.1 Çin; insan haklarının nerede ise sıfıra yakın olduğu, insanların ayda 50-100 dolara köle gibi, güvencesiz çalıştırıldıkları, dünyaya dandik-çürük-sahte-kanser yapıcı mal yığan bir ülke. Geçenlerde bir Çin'li; iş bulamadığı, parasız olduğu için kendini öldürmeye kalkmış ama kendini öldürme gücünü kendisinde bulamadığı için 3-5 kişiyi öldürerek kendisini ölüm cezasına çarptırtıp ölüme gitmeyi, bu dünyadan yani ekonomideki büyüme oranı dünya birincisi olan Çin'den kurtulmayı başarabilmişti. Türkiye'de; aldığı Çin mallarından kaç kişi mutlu? Geçenlerde Çin malı bir saatçi tornavidası takımı almış idim. Tornavidaların uçları yok idi! Tornavidaların uçlarına birer çivi sıkıştırmışlardı! Kutuyu açınca gördüm. Çin'in; Çin'deki Türk'lere ve Müslüman'lara neler yaptıkları ortada. Çin; Çin olimpiyatlarında da numaralar çevirmiş idi, tüm dünyayı aldatmış idi. Çin 9 ayda %9.1 büyümüş; amanın aman. Ne büyükiş!Bir yanda insanlıkdışı yaşam. Hindistan; çocukların kaçırıldığı, gözlerinin kör edilip dilendirildiği, yaşama güvencesi olmayan, insan hakları olmayan bir ülke. Bir yanda, gökleri yalayan, gösterişli şirket gökdelenleri; bir yanda, çıplak ayaklı, dilendirilen çocuklar, açlar, insanlıkdışı yaşam. Şu ülkelere bakar mısınız? İçlerinde hiç demokrat, bilimsel, çağdaş, uygar, insan hakları dorukta bir ülke var mı? Peki bu ülkelerin bu ekonomisel büyümeleri neden? Neden Abd, Ab bu ülkeler içinde değil? Çünkü Abd ve Ab ucuz işçi ücretleri nedeni ile yatırımlarını yukarıdaki ülkelere yapıyorlar. Yani gerçekte bu yedi ülkenin ekonomilerini büyüten sermaye, bu yedi ülkeye değil Abd'ye ve Ab'ye ait. Örneğin; Türkiye'de üretilen Abd ve Ab mallarına Made in Turkey damgası basılıyor, yasa gereği. Bu nedenle de sanki Türkiye öteki ülkelere mal satmış gibi görünüyor. Abd ve Ab ise başkalarını kölegibi çalıştırıp pastayı yiyorlar. Bir ekonomi sözde rekor bir büyüme yapıyor ama yükselen ne? Ücretler, yaşam düzeyi, demokrasi düzeyi, insanlık düzeyi değil; kiralar ve fiyatlar! İşçiye, memura %5 zam yapılan bir ülkede mallar %100'den de çok zam görüyorlar! Kiraların 250-500 Tl'den başladığı bir ülkede asgari ücret 700 Tl falan! Taşeron işçiler, sözleşmeli memurlar güvencesiz ve çok düşük ücretler ile çalışıyorlar; sendikaya giren, işten atılıyor! Ama bakıyorsunuz; heryanda gösterişli gökdelenler yükseliyor; gösterişli arabalar dolaşıyor! Dış açık gittikçe büyüyor. Bu; Türkiye Ekonomisindeki büyümenin, yabancı şirketlerin sermayelerinden ve spekülatif işlerinden kaynaklandığını gösteriyor. Örneğin; Türkiye'de borsanın ne kadar yükseleceğini daha en baştan bilen yabancılar, borsaya para yatırıyor. 1'e inşaat yapan şirketler, 3'e, 4'e, 5'e satıyorlar. Tenekeler araba diye satılıyor. Fuhuş, ahlaksızlık, yozluk almış başını gitmiş. Ücretler yükselmiyor gerçekte. Öyle ise işçilerin, memurların yıllık toplam gelirlerini büyüten ne? İşçi, memur sayısının çoğalması. Doğalki bu düşük ücretler ile işçi, memur çalıştırmak çekici oluyor. Öyle ise ulusal geliri çoğaltan ne? Kapitalistlerin ve paydaşlarının servetlerinin göğe çıkması. O gösterişli gökdelenlere halk sahip olmuyor; o gösterişli arabalara halk sahip olamıyor. Ekonomisi rekor büyüdü denilen ülkede; ilaç bulmak zorlaşıyor. Demokrasi diye birşey kalmamış. Heryer falcılar, büyücüler, cinciler, üfürükçüler dolmuş. 5 şiddetindeki bir depremde 70 kişi ölüyor, bir avuç yerde. Ee, vatandaşa hizmet götürmez isen doğal ki elindeki paralar elinde kalır. Onları vatandaş, ülke için harcayınca ne olacak? Elde sıfır kalacak. Ülkeye yabancı şirketleri, yabancı sermayeyi doldurmak kağıt üstünde bir gelir artışı gösterir ekonomide ama o gelirin ne kadarı bu ülkeye, bu topluma ait? Sermayesi, Türkiye'nin yıllık gelirinden büyük 4 yabancı şirketi Türkiye'ye getirsen, Türkiye ekonomisindeki büyüme en az 4 katına çıkar. Bunlar aldatmaca. Balonun gerçek ağırlığı; balonu şişirince değil balonu söndürünce belli olur. Türkiye ekonomisinin büyüyüp büyümediği de ekonomideki balon sönünce yani 2013'ten sonra belli olacak yani ekonomi çökmeye başlayınca. Çiftçinin biri, tarlasından 1000 çuval ürün elde etmiş ama elek ile elediğinde geriye ancak 1 çuval ürün kaldığını görmüş. Eleme zamanı gelsin bir hele. O zaman, elde kalana bakmak gerek. Ekonomisel büyüme öyle birşey ki örneğin bir genelevde, çalışan fahişe sayısı 100'den 500'e çıkdığınta genelev %400 büyümüş olur ama büyüyen ne burada? Fahişeler yine fahişe. Ahlaksızlık yine ortada. Sonra; 1000'in %10 büyümesi başka; 1.000.000'un %1 büyümesi başka. Sözcük oyunu yapmayalım. Büyüme yani nicelik değil uygarlık yani ahlak yani nitelik önemlidir. Para ile insan olunamıyor. Para ile ülke de olunamaz. Ücretleri düşük tutar isen, işçilere iş güvenliği vermez isen, insanların insanca yaşamaya hasret kalır ise doğalki yabancı şirketler, yabancı sermaye koşar gelir ve ülkedeki sermaye yükselir. İş mi bu? Halt mı bu? Ekonomi mi bu? T.B.M.M. lokantasında etli yemek 1-2 Tl, işte asıl büyümek böyle olur. Ama toplumun 50'sinin bile insanca yaşayabildiğini kim söyleyebilir? Ekonomide bir büyüme var ise bu; toplumun yaşam, iş güvencesi, yaşam güvencesi, sağlık, eğitim, bilimsellik, vatanseverlik, ahlak, onur, kişilik, insanlık, ruh düzeyini yükseltmeyen; penis büyümesi gibi bedene ve ruha katkısı olmayan bir geçici ve tüm ile ilgisiz bir büyümedir. Dedim ya; eşeğin, atın şeyisi de büyür ama eşeğe, ata bir büyüme, gelişme, ilerleme sağlamaz. Sayılar ile toplumları, insanları aldatmak bırakılmalıdır artık. En iyisi; ülkeleri yönetmeyi siyasetçilerden almalı; düşünürlere, bilgelere, alimlere vermeli. Güneşi görmek istiyor isek karanlığa sarılamayız. Necdet Gürçiftçi 2011-Aralık-11 tarihinde internette yayınlandı.
Kapat/(ESC)
Yorum Düzenleme

Yeni Üyeler

  • Pirinctanesi
  • Mefail
  • turgaykurtulus
  • Celal
  • umsena

Bağlı Üyeler

  • aliucaralp09:42
Kapat/(ESC)
Tavsiye
Adınız:
Sizin eposta adresiniz:
Alıcının eposta adresi:
Mesajınız:
Doğrulama Kodu:
captcha refresh
Kapat/(ESC)
İletişim
Adınız:
Eposta adresiniz:
Mesajınız:
Doğrulama Kodu:
captcha refresh
Kapat/(ESC)
Rastgele Şiir