Şiir Defteri

DİYANET'İ KUTLARIM (DENEME)

Yazan: Birturkbilgesi
20.08.2018 / 08:15
719 kez görüntülendi
0 yorum yapıldı
Bugüne kadar Diyanet'i hep olumsuzlayan yazılar yazdım, ve Diyanet konusundaki kararım, düşüncem yine aynı çünkü Diyanet dini tanımlayan Din hadisileri'nden uzak bir durumda hala bence ancak Diyanet'i bu kez kutlamak istiyorum. 2018 Kurban bayramı nedeni ile Diyanet'in Din işleri yüksek kurulu gerek İslamiyet dini inançı açısından gerekse de Din hadisileri ile tanımlanan din açısından çok önemli bir açıklama yaptı. Dedi ki 'Kurbanlık hayvanı ibadet için değil de et için kesmek kurbanı geçersiz kılar'. Bu söz çok basit ve çok önemsiz bir söz gibi görülebilir ancak: 1- İslamiyet dini inançının nefse karşı olduğunu açıklamasından bakımından çok önemlidir çünkü kurban hayvanını et için kesmek nefs için kesmektir oysa İslamiyet nefs üzerine kurulu bir dini inanç değildir çünkü dini tanımlayan Din hadisileri vardır yani Din hadisileri'ni bilmeyenler ne İslamiyet dini inançını ne dini anlayamazlar, 2- Kurbanlık hayvanı ortaklaşa kesenler açısından çok önemlidir çünkü hissedarlardan birinin bile niyeti ibadet değil 'Güzel, leziz, enfes' bir kurban hayvanı eti yemek ise bu durumda kurban geçersiz olur yani kurban hayvanı hissedarları birbirlerinden emin olmak zorundalar, 3- Kurbanlık hayvan hissesi satanlar açısından çok önemlidir çünkü bir de kurbanlık hayvanlara küçük bir miktar para ile ortak eden örgütler, kuruluşlar, dernekler, vakıflar var örneğin 10 bin Tl'lik bir büyükbaş kurbanlık hayvana 500 Tl gibi ortak eden çalışmalar var; yani bu durumda 10 bin Tl'lik bir büyükbaş kurbanlık hayvana 500 Tl'den ortak olan 200 kişiden birinin bile amaçı(amacı) ibadet değil et yemek ise o kurban geçersiz olmakta yani 1 kişi 199 kişinin başınıyakmakta(başını yakmakta). Bu karar gerçekten çok önemli, çok gerekli ve çok doğrudur çünkü herşeyden önce İslamiyet dinin inançının da dinin de nefse, zevke, keyife, yemeyeiçmeye(yemeye içmeye), rastlantıya, sınırsız hoşgörüye ait bir dünya değil mantığı olan bir dünya olduğunu anlatmakta ve vurgulamaktadır. Ancak; isterim ki Diyanet bu yaklaşımını Ramazan ayı'nda da; aşure, lokma, helva, pilav gibi konularda da göstersin, ve Diyanetin bir çabası da nefsi İslamiyet'ten uzaklaştırmak olsun çünkü Din hadisileri'nin en büyük düşmanı cehalet biri nefstir çünkü hem nefs her kötülüğün nedenidir hem de nefs en büyük cehalettir, ve İslamiyet yani Din hadisileri 'Bilim/İlim Çin'de de olsa gidip öğrenin, bilimin olmadığı yerde din de olmaz, alimin uykusu cahilin ibadetinden üstündür, dinsiz de olsalar alimlerin yeri Cennet'tir' diyecek kadar bilimcidir, bilimsel olmasa da. Ve Diyanet'in iftar çadırılarına, sokak iftarılarına, iftar nefsine de karşı olması gerekir, ve iftar ile akşam yemeğinin farklı şeyler olduğunu, iftarın bir yudum su ya da bir tane zeytin, bir ayçiçeki(ayçiçeği) tanesi, bir tuz tanesi gibi şeyler ile yapıldığını topluma anlatması gerekir yani Diyanet anlatmalı ki toplum akşam yemeğini iftar ya da iftarı akşam yemeği sanmasın. Ancak açıktır ki zaten küçükbaş hayvan yerine büyükbaş hayvan istemek kendibaşına bile bir nefstir çünkü bu konuda yaklaşım şudur örnek ki 'Dana eti daha lezzetli oluyor' yani düşünün ki 1 ya da 2-3 kişi bir araya gelmiş dana kesiyor ki bu nefsten başka şey değildir. Sonra bir de 'Bu sene kurbanımızın eti pek yağsızdı, pek lezzetliydi' gibi sözler var, nefsi gösteren. Ve bir de kurban kesenlerin bile birbirlerine kurban eti vermesileri(vermeleri) var. Ve bir de kurban etini mangal, ızgara yapanlar var ki bu da kurbanın nefs için kesildiğini gösterir bence. Ve bir de kurban etini kola gibi ve üstelik yabancı marka kola gibi şeylerle yiyenler var ki bu da kurbanda nefsi gösterir bence ki içki ile yiyenleri söylemiyorum bile. Yani kurbanlık hayvanın ibadet için mi yoksa nefs için mi kesildiği kurban etinin sofrasından da belli olur zaten. Kurbanlık hayvanın ibadet için mi yoksa et için mi kesildiğini gösteren birşey de şudur: Kişi hiç namaz kılmaz, öyle ki hiç oruç yapmaz, öyle ki bikini, mayo giyer; İslam'a aykırı şeyler giyer, İslam'i ahlaka aykırı yaşar ancak bakarsınız kurban keser yani İslamiyet diye yaptığı tek şey üstelik de İslamiyet'in yani Müslüman olmanın şartlarından olmayan, yılda bir kez bir kurbanlık hayvan kestirmektir yani ortada zaten ibadet yok ancak bir kurban var, demek ki kurban ibadet için değil et içindir çünkü kişinin zaten kendisi ibadetle ilgisizdir. Ayrıca; Diyanet'in bikini, mayo, açıksaçık giyim, daracık giyim, cinsel sunumlu giyim, pirsing, makyaj, moda gibi nefs konularında da; bir cehalet olan siyaset ve nefs olan siyaset konusunda da; bir cehalet ve nefs olan özel sektör konusunda da Kurban konusundaki bu nefs karşıtı halini yansıtan sözler etsin, kararlar versin. Yani bu hal yalnızca Kurban eti ile sınırlı olursa bu kez Diyanet'in kendisi de nefsten uzaklaşamamış olur yani Diyanet dini tanımlayan Din hadisileri'ne uygun bir varoluş içinde olmalıdır. Ayrıca; Diyanet şunu söylemelidir: İslamın şartları arasında da imanın şartları arasında da kurban kesmek yoktur. Ve Diyanet bir de şunu söylemelidir: Hacca gitmek İslam'ın şartlarından olamaz çünkü ne İslamiyet dini inançı ne de din ne para ile yapılan birşeydir ne de yalnızca parası olanların yapacağı birşeydir ki kurban kesmek de hacca gitmek de para ile yapılan şeylerdir oysa İslamiyet dini inançı da din de herkese açıktır. Bence artık; Diyanet toplumu dini tanımlayan Din hadisileri'ne yöneltmelidir, ve kurban konusunda da hac konusunda da toplumu bunların Müslüman olmanın şartları olmadığını anlatmalıdır. Ben bu konuda o sözleri Müslümanları mantığa davet ettiği için çok önemli ve çok değerli buluyorum yani dini inançın da dinin de 'Kafayagöre(Kafaya göre)' de, geleneklere göreneklere göre de, atalara göre de yaşamak olmadığını anlamalı artık Müslümanlar ve İslamiyet'in ruhuna, özüne, tasavvufuna yönelmeliler. Bu açıdan; Diyanet'i kutlarım; ancak hep dediğim gibi İslamiyet dini inançından öz olarak, dinden ise Din hadisileri'nden uzakta olduğu için hala Diyanet'e karşıyım ve kendisini din olarak değil İslamiyet dini inançı olarak tanımlaması gerektiğini söylüyorum çünkü dini tanımlayan Din hadisileri'ne göre, Din hadisileri'ne aykırı hiçbir inanç din değildir, yalnızca dini inanç olabilir ancak yani dinin ölçütü Din hadisileri'dir yani Din hadisileri'nin olmadığı yerde din de yoktur, 'Din bilimdir, bilimin olmadığı yerde din de yoktur' hadisine uygun olarak. Dediğim gibi; Diyanet'e çok önemli bir önerim de bir cehalet ve nefs olan siyasetin yanında yer alması değil siyasete karşı tavır almasıdır çünkü siyasetin olduğu yerde de din olmaz çünkü siyaset de dinin en büyük iki düşmanı olan cehalet ve nefstir yani bir elde siyaset, bir elde din olmaz. Diyanet şunu bilmeli: İlahların, duaların, nazar boncukularının(boncuğularının), muskaların, bilimdışılıkların olduğu bir inanç din değil dini inançtır ancak çünkü dini tanımlayan Din hadisileri öyle diyor yani 'Din bilimdir, bilim olmayan yerde din de olmaz' diyor yani bilimdışı şeylere inanmanın nesi bilim ki din olsun? Yani din ile dini inançlar dini tanımlayan Din hadisileri ile artık yol ayırımına(ayrımına) gelmişlerdir, insanlık henüz bunu anlamamamış olsa da. Yani bence Diyanet adını değiştirmeli ve dini değil de İslamiyet dini inançını kapsayan bir ad bulmalı kendine çünkü anlaşılıyor ki diyanet din işleri değil İslamiyet dini inançı işleri çünkü bilimde kurban ve hac da olmaz ki dini tanımlayan Din hadisileri 'Din bilimdir, bilim yoksa din de olmaz' diyor ki bu da 'Bilime aykırı herşey dine de aykırıdır' demektir ki bence Batı bunu anladığı için dünyanın önünde. Ben mi; asla kuran eti de, dini inanç yiyecekleri de yemem, dini inanç içecekleri de içmem; yalnızca kurban eti değil dağıtılan aşureleri de, dağıtılan lokmaları da, dağıtılan helvaları da aç olsam da almam da, yemem de çünkü ben dini tanımlayan Din hadisileri'ne aykırı herşeye karşıyım; pılajlara(plajlara) da yani çıplaklığa da, genelevlere de, meyhanelere de, pavyonlara da, gece kulübülerine de, sıtriptiz(striptiz) kulübülerine de, diskoteklere de, ahlaka aykırı sanatçılara da, ahlaka aykırı ünlülere de, modaya da, eşcinselliğe de, cinsel sunumlu giyime de, siyasete de, özel sektöre de, zinanın suç sayılmamasına da, 30 yaşdan(yaştan) önce evlenmeye de, özel okullara da, özel üniversitelere de, yabancı okullara da, yabancı üniversitelere de, medyanın yandaşlık yapmasına da, özelleştirmeye de, okullarda ve üniversitelerde giyim ve saç serbestliğine de, Osmanlıcılığa da, Arabçılığa da, okullarda yabancı dil öğretilmesine de, ahlakdışı medyaya da, çocuklara Türkçe olmayan adlar koyulmasına da, sıpora(spora) da, ülkeyi Felsefe-Bilim-Din hadisileri yerine siyasetin ve özel sektörün yönetmesine de, ve daha birçok şeye de. Din için de, benim için din yalnızca Din hadisileri'dir. Necdet Gürçiftçi Bağımsız, özgür, bilimsel, tarafsız, hiçbir dinden olmayan dinli ve bilge İnternette yayınlandığı zaman: 20.8.18/08.09
Düzenleme: 20.08.2018 / 08:17
Kapat/(ESC)
Yorum Düzenleme

Yeni Üyeler

  • Hevilli
  • Pirinctanesi
  • Mefail
  • turgaykurtulus
  • Celal
Kapat/(ESC)
Tavsiye
Adınız:
Sizin eposta adresiniz:
Alıcının eposta adresi:
Mesajınız:
Doğrulama Kodu:
captcha refresh
Kapat/(ESC)
İletişim
Adınız:
Eposta adresiniz:
Mesajınız:
Doğrulama Kodu:
captcha refresh
Kapat/(ESC)
Rastgele Şiir