Şiir Defteri

CUMHURBAŞKANINA HAKARETTE HAKSIZ FİİL VE HAKSIZ TAHRİK İNDİRİMLERİ UYGULANMALI SAVIM (DENEME)

Yazan: Birturkbilgesi
28.06.2020 / 08:59
538 kez görüntülendi
0 yorum yapıldı
Kişiyi ya da halkı tahrik suçu ancak yanlış, kötü şeyler için geçerlidir; örnek ki Galile 'Dünya dönüyor' dediğin de halk tahrik oldu, ayaklandı, isyan etti ancak Galile haksız değildi, haklı idi yani haksız olan özne Galile değil, bilime karşı ayaklananlarda idi. Ne yani; halk tahrik olacak, ayaklanacak diye doğrular, gerçekler söylenemiyecekler mi; o zaman felsefenin, bilimin, teknolojinin, insan olmanın, demokrasinin ve laikliğin ne anlamı kalır? Yani ahlaklı giyimli birinden olumsuz tahrik olmak akıldışı birşeydir, ve hukuka aykırıdır; ahlaka aykırı giyimli birinden olumsuz tahrik olmak doğru, anlamlı, mantıklı birşeydir; yani hiçkimse, çocuğunu dövmüyor diye, 'Çocuğunu hiç dövmemesi beni tahrik ediyor' diye kimseyi dövemez. Yani haksız fill, ve haksız tahrik denilen şeyler yanlış şeylerdir öncelikle yani doğru şeyler yanlış değildir, doğru şeyleri yapmak yanlış değildir; tepki doğruya karşı değil yanlışa karşı olursa doğrudur ancak toplumda 'Bana yan baktı' diye tahrik olup yan bakanı öldürenler bile var. Hiçbir suç suçsuz olmamalıdır. Cezasız bırakılabilir ancak suçsuz olmamalıdır yani suçlu bağışlanabilir ancak suç yine de suçtur yani suç bağışlanabilir ancak suç bağışlanamaz, suçlu görmezden gelinebilir ancak suç görmezden gelinemez yani örnek ki matematik sınavında örnek ki sonuçu '5' yerine '7' yazmak doğru sayılamaz. Felsefe de, bilim de, hukuk da en küçük bir ayrıntıyı bile görmek ve incelemek zorundadır yoksa kendilerini inkar etmiş olurlar. Bu nedenle ki devlet başkanları, devlet yöneten kişiler sanki henüz mümeyyiz değillermiş ya da hükümdarmışlar gibi suçlardan ve suçlarda yargılanmaktan muaf, istisna, ayrık, uzak, korunmalı olamazlar ki bilirsiniz hükümdarlıklarda beş yaşındaki çocuklar bile tahta yani hükümdarlığa yani başa geçebilir yani ülkeyi yönetse de bir çocuk nasıl yargılanabilir ki hükümdarlık sisteminin tarihe karışmasının, ve demokrasinin bir nedeni de bu olsa gerek yani demokrasi nicel demokrasi türü de olsa nicel hükümdarlığa göre doğru, iyi ve zorunlu birşey ancak savım ki bilim, ahlak ve nefssizlik içindeki bilge bir hükümdar cehalet, ahlakdışılık ve nefs içindeki bir demokrasiden nitelik olarak üstündür hem de çok üstün; ben bilge bir hükümdarlığı cehalet, ahlakdışılık ve nefs içindeki bir demokrasiye yeğlerim yani önemli, değerli, anlamlı, zorunlu olan şey demokrasi değil bilim ve ahlak üzerine kurulu 'Nitel, bilimsel, felsefel demokrasi'dir ki bunun da ne tarihte, ne henüz çağımızda bir örneği yok; yani bin cahil bir alimin yerini tutamaz, tutuyorsa üniversiteleri kapatın. Bence; üniversiteye girişte herşeyden önce ahlak sınavı yapılmalı; milletvekili olmak isteyenlere de Kpss gibi, Muhammed'in de, Atatürk'ün de dediği gibi 'Bilim ve ahlak' sınavı yapılmalı; halk oyu ile alim, alime olunamayacağı gibi doğru ülke yönetimi de, doğru ülke de, doğru demokrasi de olamaz. Akp ile mi yoksa internet ilgili mi araştırılmalı ancak internetteki durumdan anlaşılmalı ki toplumda hakarete, küfüre açlık gibi birşey var olmalı çünkü internet ortamında hakaret ve küfür göklereçıkmış(göklere çıkmış) durumda; oysa ülkemizde hem artık en az 200 üniversite var; 21. yüzyıl ise bilimde, teknolojide, tüketimde ve medeniyette tarihin zirvesinde; açık ki bu durum mantıksızlıktan kaynaklanmakta yani beyin insanı olmak yerine beden insanı olmaktan yani moda, sıpor(spor), medya, ünlüler, turizım(turizm), ekonomi, sinema, müzik, siyaset başta olmak üzere toplumun beyine değil bedene yönlendirilmesinden; ve buna ek olarak topluma bir de Muhammed'in de, Atatürk'ün de 'Önce ilim(bilim) ve ahlak' dediğinin öğretilmemesinden yani eğitimde de büyük bir sorun var yani yanlış eğitim, yanlış genler, ve yanlış hayat biraraya(bir araya) gelince açık ki medeniliğe, insanlığa, akıla aykırı durumlar oluşur ancak sanılmasın ki eskiden hakaret, küfür yoktu ya da bugüne göre çok azdı, hayır, eskiden sokaklarda bile dini inançtan, anaya, avrada kadar en adi küfürler bile rahatça edilebiliyordu; günümüzde bu durum hiç değilse internet ile sınırlı durumda. İnternette gördüğüm kadarı ile; Akp'li ve Akp'ci cumhurbaşkanı kişiye hakaret suçları zirvede; bir de Cumhur ittifakı yandaşlarının Cumhur ittifakı karşıtı kişilere hakaret ve küfürleri. Yani; Cumhur ittifakı dünyasına yönelik olan şey hakaret ancak Millet ittifakı dünyasına yönelik olan şey hem hakaret hem küfür, hem de 'Ağızı açılmadık' denilen küfür türünden küfürler; açık ki Cumhur ittifakı'nın 'Kötü söz kitlesi' henüz 50 yıl falan geride; Millet ittifakı'nın 'Kötü söz kitlesi ise en azından, hiçdeğilse 'küfür aşaması'nı aşmış, atlatmış görünmekte yani Cumhur ittifakı'çısı kötü söz kitlesinde hem hakaret hem küfür yoğunluğu var, Millet ittifakı'nın kötü söz kitlesinde ise hakaret egemenliği var yani Millet ittifakı'nın kötü söz kitlesi daha nitelikli durumda. Hakaret suçunun cezalandırılmasında da hukukta 'Haksız fiil indirimi' ve 'Haksız tahrik indirimi' denilen indirimler vardır yani örnek ki küfür etmiş birine küfür etmek, yumruk atmış birine yumruk atmak, küfür etmiş birine yumruk atmak gibi; örnek ki gecenin ikisinde ısrarla, inatla, kasıtla gürültü yapan birine şiddet uygulamış olmak cezada indirim gerektiriyor çünkü haksız fiil ve haksız tahrik var; aynı durum, birinin arabasına zarar vermekte olan birine araba sahibinin şiddet uygulamasında da var. Cumhurbaşkanına hakaret suçu diye özel bir suç var ancak bu suçun gerçekleşmiş olması için cumhurbaşkanı kişinin de cumhurbaşkanlığına uygun konuşması, davranması, giyinmesi ve yaşaması gerekir. Cumhurbaşkanlığı yapan siyasetçi kişi görülmekte ki Türkçe, Atatürk, Lozan anlaşması, Kurtuluş savaşı, demokrasi, laiklik toplumsal gibi konularda bu konulara aykırı sözler etmektedir; bunlara düşman kişilere hasta ziyareti diye, bu kişileri ve yandaşlarını onurlandırıcı, gururlandırıcı; bu konu yandaşlarını ise üzen, rencide eden, tahrik eden şeyler yapmıştır. Ve bu kişinin siyasi partisinin yandaşları da benzeri şeyleri yapmaktalar; örnek ki Anırkabir'i ziyaret etmek isteyen baro başkanıları(başkanıları), önlerine polis dizilip Ankara'ya sokulmadılar; bir belediye başkanı hakkında bir parkın 'Millet bahçesi' adını 'Atatürk parkı' olarak değiştirdiği için soruşturma açılmış; devlet, kamu kurumu alanındaki, Akp'ci amirlerde, müdürlerde, memurlarda da benzeri durumlar görüldü. Babalar da, anneler de çocuklarının yaptıkları şeylerden sorumlu tutulurlar yani anneler ve babalar çocukları ile de tanımlanırlar, değerlendirilirler yani bu durumda Akp'cilerin yaptıkları yanlış, kötü şeylerden Akp'nin başkanı da sorumlu olur, üstelik de yapılan şey içerik olarak aynıdır. Demokrasi ve laiklik tüm dünya, tüm insanlık için zorunlu ve doğru şeylerdir; Atatürk, Türkçe, Lozan anlaşması, Kurtuluş savaşı da Türkiye için doğru ve zorunlu şeylerdir yani bunlar yanlış, kötü, zararlı, çirkin, insanlıkdışı şeyler değillerdir, bu nedenle de bunlar haksız fiil, haksız tahrik oluşturmazlar ancak öz bebek kardeşlerini, öz çocuk kardeşlerini, öz annelerini, öz babalarını, öz evladlarını bile öldürtmekten çekinmemiş Osmanlı hanedanlığı'nı ve sultanlarını baştaçı etmek, övmek, onurlandırmak, gururlandırmak haksız fiil, ve haksız tahrik durumu oluştururlar; yani hem bunlar hem demokrasiye, laikliğe, Atatürk'e, Türkçeye, Lozan anlaşması'na, Kurtuluş savaşı'na, İnönü'ye haksız fiiller de; cumhurbaşkanının cumhurbaşkanlığına aykırı davranması da; bir siyasi parti gibi davranması-konuşması-yaşaması da açık ki haklı olarak da bu kişileri ve bu olayları savunanlarda tahrike ve tacize neden olmakta olabilirler. Sonuçta, cumhurbaşkanı da insandır, vatandaştır yani her vatandaş için suç olan şeyler onun için de suç olmak zorundadır, hukukun doğruluğu ve egemenliği için yoksa durum hükümdarlık gibi demokrasiye, laikliğe ve bilimsel hukuka aykırı birşey olur. Bakın; 'Adalet mülkün(devletin, düzenin, sistemin, ülkenin, toplumun, vatanın) temelidir' diyor; 'Siyaset' ya da 'Cumhurbaşkanı' ya da 'Siyasi iktidar' 'mülkün temelidir' demiyor. Kişilere hakaret konusunda; haksız fiil, ve haksız tahrik indirimleri vardır. Bu durumda cumhurbaşkanına hakaret suçu konusunda da cumhurbaşkanı kişinin sözlerinden ve davranışlarından kaynaklanan bir haksız fiil, ve haksız tahrik durumu olduğu ileri sürülebilir, hakaret edenlerce ya da vekilleri olan avukatlarınca; acaba bu durum yapılmakta mıdır? Atatürk de Muhammed gibi 'Önce ilim(bilim) ve ahlak' dedi ki bilim ve ahlak demokrasinin de, laikliğin de, doğru hukukun da, doğru sanatın da, doğru ekonominin de, doğru devletin de, doğru ülkenin de, doğru vatanın da, doğru inançın da, doğru hayatın da, doğru insan olmanın da temelileridirler(temelleridirler) yani bilim ve ahlak üzerine kurulu şeylere de, bilimi ve ahlakı savunan insanlara da saldırı, hakaret, küfür gibi şeyler açık ki haksız fiili ve haksız tahriki oluştururlar. Bence, insanlık da, Türkiye de artık; siyaseti, nicel demokrasiyi bırakıp; Muhammed'in de, Atatürk'ün de dediği gibi 'Bilim ve ahlak sistemi'ne, 'Bilim ve ahlak' demokrasisine, 'Bilim ve ahlak' yönetimine geçmelidir; zaten siyaset felsefeye de, bilime de, dine de aykırılıktır çünkü toplumları böler, parçalar ve parçaları birbirlerine düşman eder çünkü siyaset nefstir ki nefs de hem en büyük cehalettir hem de kötülüklerin nedeni hem amaçıdır(amacıdır). Ülkelerin ve Türkiye'nin; bırakın kitap bile okumayan insanları; felsefede, bilimde, teknolojide, edebiyatta, sanatta, insanca bir dünya yaratmak çabasında emek veren liderlere, önderlere, yöneticilere, amirlere, müdürlere, memurlara gereksinimi var. Ne diyor Muhammed, ve Atatürk; 'Önce bilim ve ahlak' diyor, öyle ki Muhammed 'Din ilimdir(bilimdir), bilim olmazsa din de olmaz; ilim Çin'de de olsa gidip öğrenin; alimler peygamberlerin varisleridir.' diyor, Atatürk de 'Hayatta en doğru yol bilimdir; benim sözlerimle bilimin sözleri çelişirse beni değil bilimi dinleyin' diyor yani önce 'Bilim ve ahlak', sonra Türkiye, ekonomi, ticaret, sanat, turızım(turizm), moda, medya, ve benzeri şeyler. Bir ülkenin de, insanlığın da, dünyanın da tek bir gerçek, doğru lideri, önderi vardır, o da Muhammed'in de, Atatürk'ün de dediği gibi 'Bilim ve ahlak'tır. Necdet Gürçiftçi Bağımsız, özgür, bilimsel, tarafsız; hiçbir dini inançtan ve hiçkimseden yana olmayan dinli ve bilge İnternette yayınlandığı zaman: 28.6.20/08.59
Kapat/(ESC)
Yorum Düzenleme

Yeni Üyeler

  • Pirinctanesi
  • Mefail
  • turgaykurtulus
  • Celal
  • umsena
Kapat/(ESC)
Tavsiye
Adınız:
Sizin eposta adresiniz:
Alıcının eposta adresi:
Mesajınız:
Doğrulama Kodu:
captcha refresh
Kapat/(ESC)
İletişim
Adınız:
Eposta adresiniz:
Mesajınız:
Doğrulama Kodu:
captcha refresh
Kapat/(ESC)
Rastgele Şiir