Şiir Defteri

CÜBBELİ AHMET YANILIYOR: ŞEYTAN ADEM'İ KISKANMADI SAVIM (DENEME)

Yazan: Birturkbilgesi
08.12.2019 / 00:35
694 kez görüntülendi
0 yorum yapıldı
İslamiyet dini inançını(inancını) 'İslam'ın beş şartı', 'İmanın beş şartı' gibi şartlarda bulduklarını ya da bulacaklarını sananlar dini tanımlayan Din hadisileri'ne göre açık ki yanılmaktalar. Dini tanımlayan Din hadisileri diyor ki 'Din ilimdir(bilimdir), ahlaktır, vicdandır, merhamettir, dürüstlüktür, adilliktir, güvenilirliktir, medeniliktir, nefssizliktir, inzivadır, öğretmenliktir, insanlıktır'. Bakın bunlar 'İmanın şartları'nda da, 'İslam'ın şartları'nda da yok. Öyle ise din diye topluma ne öğretilmekte? Kuşkusuz ki peygamberlik büyük Arab ve İslam dahisi, insanlığın en büyük manevi ve nitel dahisi Muhammed ile son bulmuş durumdadır çünkü Muhammed'in, dini tanımlayan Din hadisileri ile yani 'Din ilimdir(bilimdir), yani kim ki peygamber ya da mehdi olduğunu söylerse hem İslamiyet'e ters düşmüş olur hem de Muhammed'i anlamamış olur; Muhammed'in ilim(bilim) olmayan yerde din de olmaz, ilim(bilim) Çin'de de olsa gidip öğrenin' sözü, tanımı ile din bilim olmuş durumdadır artık, ve bilimde peygamber de, mehdi de olmaz, alim, alime olur, bu nedenle ki dahi Muhammed 'Peygamberlerin varisleri alimlerdir' demiştir ancak dini tanımlayan Din hadisileri'ne uyan alimler ve alimeler. İbrahim'e(Abraham'a) da, Musa'ya(Mose'ye) da, İsa'ya da, Muhammed'e de 'Dinsiz' dediler; kuşkusuz ki birileri ya da var olan düzenin ya da var olan sistemin yanlıları; yeni doğruları söyleyenlere 'Dinsiz' derler. Yani bu durumda; size 'Dinsiz' denilmiyorsa doğru yolda değilsiniz demek oluyor. 'Dünya dönüyor' diyen Galile'ye de 'Dinsiz' denilmişdi. Bu nedenle, ben olsam dini 'Dinli' denilenlerde değil 'Dinsiz' denilenlerde öğrenmeye, aramaya çıkardım. Ancak açık ki dini tanımlayan Din hadisileri'ne uymayan herkes dinsiz demektir gerçekte ancak dini inanç tarihi gerçekte tapmanın(ibadetin), tapmayı aramanın, tapınmayı aramanın değil, biatın değil, köleliğin değil, 'Halkın afyonu' tarihi değil; bilimi, bilimselliği, akılı, mantığı, gerçekleri, doğruları, insancayı, özgürlüğü aramanın gizli tarihidir de ki ilahiyatçılar önce bunu öğrenmeliler, bunu anlamalılar. Müslümanlar bilmeliler ki dini tanımlayan hadisleri, 15 yıllık araştırmalarım, incelemelerim sonuçunda(sonucunda), 'Dini tanımlayan Din hadisileri' adı ile ilk kez ben ortayakoydum(ortaya koydum) ve 'Din hadisileri' adı ile ilk kez 5-6 yıl önce internette yayınladım; bunu gerçekte Müslümanlar yapmalı idi çünkü ben bu araştırmaları yaparken dinsizdim; bu hadisler sonuçu dini savunmaya başladım yoksa savunmazdım. Yani dahi Muhammed Din hadisileri ile hem dini hem de insanlığı kurtarmıştır yoksa din konusundaki cahil Marx'ın 'Din halkın afyonudur' sözü dünyaya egemen olurdu ki adamın Din hadisileri'ni bilmediği açık, bilseydi öyle demezdi kuşkusuz yani dünyaya, insanlığa 'Din hadisileri'ni anlatmak, öğretmek, tanıtmak gerekiyor. Açık ki ülkemizde son 15 yıldır, din diye dini tanımlayan Din hadisileri değil Arabça, Arabçılık, Osmanlıcılık ve Akp'cilik gibi, Din hadisileri ile ilgisiz ve Din hadisileri'ne zıt şeyler öğretilmektedir. Cübbeli Ahmet 'Fatih Altaylı ile Habertürk televizyonundaki 'Cübbeli Ahmet şeytanı ve meleği anlatıyor' adlı söyleşisinde diyor ki 'Şeytan Hz Adem'i kıskandı'. Cübbeli Ahmet bilmiyor olmalı ki ateş toprağı kıskanmaz çünkü dünyayı yani toprağı yaratan zaten güneştir yani ateştir, ve üst astı kıskanmaz, ast üstü kıskanır ancak. Bu durum da dini anlamak için üniversite okumanın ne kadar çok önemli olduğunu göstermekte. İnsanlar; bildikleri kadarı ile bilirler yani bilmek önce bilgiye dayalıdır ancak bilmek yani bilgi yetmez; daha iyi bilmek için mantık da gerekir; mantık da ancak felsefe ve üniversite düzeyinde eğitim ile öğrenilir. Örnek ki undan, şekerden, sudan tatlı yapıldığını herkes bilir ancak bunlardan tatlı yapmayı herkes bilmez çünkü un, şeker, su bilgidir ancak bunlardan tatlı yapmak mantık ister. Dini inançları anlamak da yalnızca dini inançları bilmekle ya da ezberlemekle olmaz; mantık da gerektirir yoksa yalnızca ezbere dayalı bilgi olurlar. Ve Cübbeli Ahmet ortaokul mezunudur oysa dini tanımlayan Din hadisileri 'Din ilimdir(bilimdir); ilim(bilim) yoksa din de olmaz; ilim(bilim) Çin'de de olsa gidip öğrenin' diyor; ve çağımızda bilim ortaokulda öğrenilebilecek birşey değildir, çağımızda bilim, bilimsellik için mutlaka üniversite okumak zorunludur, ve cübbeli Ahmet isteseydi şimdiye kadar en az iki üniversite okuyabilirdi yani açık ki istememiş durumdadır ki bilim istemeyen birinin din adına öğretmenlik yapmaya kalkması 'Din ilimdir(bilimdir); ilim(bilim) yoksa din de olmaz' hadisine aykırıdır yani Cübbeli Ahmet din için konuşmak istiyorsa önce bir üniversite bitirmelidir. Bir de din diye ilkokul mezunu Fethullah Gülen'in peşine takılanları düşünün; üstelik de akademisyen, hukukçu, üniversite mezunu kimseler; demek ki ülkemizde üniversite de yanlış ya da eksik şeyler üzerine kurulu ki amaçı(amacı) düşünür(filozof), alim, alime, bilge yetiştirmek olmayan üniversite zaten doğru üniversite değildir, öyle ki bilimci ya da bilim insanı olmak ile alim, alime olmak bile farklı şeylerdir yani açık ki ülkemizdeki üniversite kavramı düşünür, alim, alime, bilge yetiştirmek üzerine kurulu değil, bu nedenle ki üniversiteler bilim dünyası olmak yerine akıldışı-ahlakdışı moda dünyası ve bilime aykırılık yuvası olmak yönünde ilerlemekteler. Hadis 'Din ilimdir(bilimdir), ilim(bilim) olmazsa din de olmaz' diyor; sen ilkokul mezunundan, ortaokul mezunundan din öğrenmeye kalkıyorsun, çok tuhaf. Yani düşün ki bir de üniversite okumuşsun, üniversite mezunu olmuşsun, bilimci olmuşsun, akademisyen olmuşsun falan. Göksel(Semavi) ve tek ilahlı dini inançlarda anılan Şeytan gerçekte cehalet ya da kibir ya da şımarıklık ya da düşmanlık ya da asilik örneği değil mantık, mantıklılık ve tutarlılık yani bilimsellik örneğidir. Şeytan'ın mantık demek olduğunu nereden anlıyoruz ya da anlamalıyız? Bunu Şeytan(şeytan) konusunda, İslamiyet dini inançının(inancının) anlatısından anlıyoruz. Şöyle ki: Her melek Allah'ın emiri üzerine, ilk yetişkin insan erkeği olan Adem'e secde eder ancak Şeytan etmez ancak Şeytan'ın emire bu itaatsizliği kibirden ya da düşmanlıktan ya da Allah'a başkaldırmasından değil; Adem'e secde etmesini mantıksızlık olarak görmesindendir ki bunu da şöyle açıklar: 'Adem topraktan yaratıldı, ben ise ateşten yaratıldım, ve ateş topraktan üstündür'. Yani Şeytan'ın, Adem'e secde etmemesine gerekçesi kibir ya da şımarıklık ya da düşmanlık değil mantıksızlıktır çünkü dediği gibi ateş topraktan üstündür çünkü dünyanın toprak bölümü bile güneşten kopan ateş kütlesinden oluşmuştur ve dünyanın içi günümüzde de ateştir, ve ateş soğudukça toprağa dönüşmektedir yani bir açıdan yani benzetirsek toprağı yaratan ateştir. Anlatıma göre Şeytan kendini insandan üstün görmüştür ki kendini herkesten üstün görmek başkalarını kıskanmayı değil aşağılamayı getirir ancak yoksa kendini herkesten üstün görmek konusunda kendisi ile çelişkiye düşmüş olur. Yani Şeytan, başkaldırı eylemine mantıklı bir gerekçe gösteriyor yoksa o da Adem'e secde edecek. Yani Şeytan'a mantıklı bir gerekçe gösterilse Şeytan da Adem'e hemen ve istekle secde edecek ancak gösterilemiyor. Görülmekte ki meleklerin Adem'e secdesi mantık değil itaat ya da biat üzerine kurulu iken, Şeytan'ın Adem'e secde etmemesi gerçeklik ve mantık üzerine kuruludur. Yani Şeytan zeka, akıl, mantık demektir; Şeytan'ı(şeytanı) Şeytan yapan şey vicdansız ve ahlaksız olmasıdır yani aptal, akılsız, mantıksız olmak değil kötü olmaktır. Yani kötü insan olmamak için Şeytan'ın özelliklerinden uzak durmak gerekir. Ancak Şeytan mantık ile alt edilebilirdi; şöyle ki kendisine 'İnsanın %70'i sudur, ve su ateşten üstündür çünkü su ateşi söndürür'. Bu durumda, mantık peşinde olan Şeytan'ın söyleyecek birşeyi kalmazdı ve Adem'e secde etmek zorunda kalırdı çünkü etmezse ileri sürdüğü mantıkçılığa kendisi ters düşmüş olurdu yani Şeytan 'Şah ve mat' olurdu. Demek ki dini inançları bilim olarak görmek, göstermek yanlıştır; öyle ki dini inançlara göre dünya düzdür çünkü dini inançlar göğü kubbe olarak tanımlar ve kubbenin tabanı düz olur. Öteyandan; bu anlatıdan, Allah'ın kendisine itaatsizliği; mantıklı, gerçekçi ise suç olarak görmediğini de anlıyoruz; görse idi Şeytan'ı ya hemen cezalandırırdı ya da hemen yok ederdi, ve üstelik de Şeytan'a insanları sınamak(imtihan) hakkı ve yetkisi vermezdi ki bu durumu dini tanımlayan Din hadisileri'nden olan 'Dinsiz de olsalar alimlerin yeri Cennet'tir' ve 'Alimin uykusu bile cahilin ibadetinden üstündür' hadisi de doğrular özelliktedir; yani açık ki Allah zekaya, akıla, mantığa, gerçeklere, doğrulara; dini tanımlayan ve 'Din ilimdir(bilimdir), ilim(bilim) yoksa din de yoktur' hadisinin de dediği gibi büyük önem ve büyük değer vermektedir ancak ortada ki İslam dünyası dünya çapındaki son aliminden sonra bunu anlamaktan uzaklaşmıştır ki bunu da hükümdarlar ve siyasetçiler yapmıştır; bu nedenle ki hadis 'Sultanlarla(Hükümdarlarla) düşüpkalkan(düşüp kalkan' alimler bile hırsızdır' demiştir; ve hem hükümdarlığı lanetlemiştir hem de hükümdarlıktan bir farkı olmayan siyaseti de lanetlemiş olmaktadır. İslam dünyası dini tanımlayan Din hadisileri'nden hükümdarlar ve siyasetçiler yüzünden uzaklaştığı için, 21. yüzyılda bile dünyaya İslam aleminden alimler, alimeler fışkırmak yerine El kaide, Işid, Boko haram gibi bilimdışı ve ahlakdışı terör fırlamıştır oysa İslam'ın ilk dönemi dünyaya alimler yayılması dönemidir yani İslam dünyası hükümdarlar ve siyasetçiler yüzünden, dini tanımlayan Din hadisileri'ne yani dinin bilimsel ve evrensel tanımına aykırı düşmüş ve hem kendine hem de dünyaya zarar içine girmiş durumdadır. Bu nedenle ki İslam dünyası hükümdarlardan ve siyasetçilerden biran(bir an) önce kurtulup, dini tanımlayan Din hadisileri'ne sarılmalıdır; böylece İslam dünyası dünyanın ve insanlığın öğretmeni ve önderi durumuna gelir. Dini tanımlayan Din hadisileri'nden uzaklaşıldığı için ki İslam dünyası dünyaya, insanlığa bilime, teknolojiye hem alim, alime yetiştirememektedir hem de İslam dünyasından 'Babanın kendi öz kızına şehvetle bakması günah değildir, dokuz yaşındaki kız çocuğu evlenebilir, dünya dönmüyor, aç kalırsanız karınızı yiyebilirsiniz, insan eti yenilebilir' diyen; ve öz bebek kardeşlerini, öz çocuk kardeşlerini, öz annelerini, öz babalarını, öz evladlarını, öz çocuk torunlarını bile öldürtmekten çekinmemiş sultanları baştaçı eden; Din hadisileri'ne aykırı, üstelik de içlerinde üniversite mezunu olan tuhaflar çıkmaktadır. Bakın; koskoca Arab dünyasından son yüz yıldır tek bir icat bile çıkmazken küçücük İsrail icat üstüne icat, buluş üstüne buluş yapıyor; geçen gün de pankreas kanserine karşı bir çözüm geliştirmiş. Düşünün ki koskoca Türkiye bile küçücük İsrail'den Heron'lar kiralamak zorunda kalıyordu. Peki Arab dünyası ne yapıyor; bilim ve insanlık için? Açık ki İslam dünyası biran önce genelde Din hadisileri'ne, özelde ise bilime sarılmak zorundadır yoksa Siyonist oyunlar ile hep geride ve gerilikte kalır. Dinin şeriatı(şeri/kötülüğü at) dini tanımlayan Din hadisileri'dir. Din hadisileri ülkesinde kötülük de, kötüler de olmaz; herkes alim, alime olur yani şersizlik olur. Kötülük ancak Din hadisileri ile yok olur. Müslümanları da tüm insanlığı da birleştirecek ve yükseltecek tek güç dini tanımlayan Din hadisileri'dir. Hükümdarlıkta, siyasette, cehalette, nefste ve terör örgütülerinde(örgütlerinde) değil Din hadisileri'nde birleşin. Necdet Gürçiftçi Bağımsız, özgür, bilimsel, tarafsız; hiçbir dini inançtan ve hiçkimseden yana olmayan dinli ve bilge İnternette yayınlandığı zaman: 8.12.19/00.35
Kapat/(ESC)
Yorum Düzenleme

Yeni Üyeler

  • Pirinctanesi
  • Mefail
  • turgaykurtulus
  • Celal
  • umsena

Bağlı Üyeler

  • dalim23:48
Kapat/(ESC)
Tavsiye
Adınız:
Sizin eposta adresiniz:
Alıcının eposta adresi:
Mesajınız:
Doğrulama Kodu:
captcha refresh
Kapat/(ESC)
İletişim
Adınız:
Eposta adresiniz:
Mesajınız:
Doğrulama Kodu:
captcha refresh
Kapat/(ESC)
Rastgele Şiir