Şiir Defteri

CİNSEL TACİZ EDİLENLER GERÇEKTE KİMLER SAVIM (DENEME)

Yazan: Birturkbilgesi
20.11.2019 / 00:27
710 kez görüntülendi
0 yorum yapıldı
Milli eğitim bakanlığı deniliyor; 'Milli' ahlaktır, edebtir, 'eğitim' bilimdir. Yani Milli eğitim ne ahlakı dışlayabilir ne bilimselliği. Görünen ki ikisini de dışlamaktadır. Yüksek öğrenim'in 'Yüksek'i ahlak, edebtir, 'öğrenimi' ise bilimselliktir; açık ki o da hem bilimselliği hem ahlakı dışlamaktadır çünkü bilimdışı şeylere inananlar da öğrenci de, akademisyen de olmuşlar, ahlaka aykırı giyinenler de. Yani toplumun tuzu olan eğitimin kendisi kokuşmuş durum özelliği göstermektedir çünkü siyasetin ve modanın eline geçmiştir oysa bilimselliği dışlayan eğitim de, ahlakı dışlayan eğitim de doğru eğitim değildir. Kamusal ya da toplumsal alan başkadır, ev başkadır. Örnek ki insanlar evlerinde çırılçıplak da gezebilirler, zort zort osurabilirler de, hart hart kıçlarını kaşıyabilirler de, burunlarını karıştırabilirler de ancak bir düğünde bunları yapmazlar. Toplum da, kamu da düğün yerinden daha üstün ve daha niteldir. Anlaşılan ki öğretim-eğitim öğrencilere öncelikle özgürlük ve serbestlik arasındaki farkı, ahlakı, mantığı ve ev ile toplumsal alan arasındaki farkı öğretmelidir yoksa öğretim-eğitim diye ev ile toplumsal alan arasındaki farkı bile anlayamayan akıldışı kimseler üretilir. Belli ki bikini, mayo diye ortalıkta sütyen-külot gezenler mini şort, mini etek, tayt pantolon gibi şeyler giydiklerinde kendilerini giyinik, giyinmiş saymaktalar ya da sanmaktalar. Siyaset, özel sektör medya denilen üç canavar yüzünden toplumun bir yarısı insanlık, özgürlük, medenilik sanıp çıplaklığa yani nefse doğru gitmekte; bir yarısı da din sanıp parasal nefse doğru gitmekte ki işte, sosyetenin nefs kokan dini inanç ayinleri. Buna dur denilmeli; ve buna 'Dur' diyecek şey de felsefe, bilim, ve dini bilimsel ve insani tanımlayan Din hadisileri üzerine kurulu evrensel yani genel ve mutlak mantıktır. Ülkemizde kendilerini akıllı ya da demokrat ya da Atatürkçü sanan birileri ya da Türkiye'ye akıldışılık-ahlakdışılık ya da cinsel sunumlu kadın tipi egemenleştirip ya 'Tavşan kaç, tilki tut'çuluk oynamaya ya da Türkiye'yi akıldışı-ahlakdışı biryer yapmaya ve belki de Akp'ye böyle zarar vermeye çalışmakta ancak ne olursa olsun yapılan da, gidilen yol da doğru değil. Ve birileri de sanıyor olmalı ya da sandırtmaya çalışıyor olmalı ki yetişkin insan dişisi soyundukça, çıplaklaştıkça, utanmazlaştıkça, cinsel nesne durumuna geldikçe demokrasi, laiklik, medeniyet yükselir. Çokbilmiş birileri sanıyor ki ahlak bir tabudur, akıldışılıktır, bilim düşmanlığıdır, medeniyet düşmanlığıdır, insanlık düşmanlığıdır, akıl düşmanlığıdır. Onlar yanılıyorlar çünkü felsefeye göre ahlak zekanın, akılın, mantığın, beyinin, ruhun, felsefenin, bilimin, insan olmanın, insanlığın en üst nitel aşamasıdır; dolayısı ile ahlaka aykırılık da bunlara aykırılıktır. Eşcinselliği bile koruyan yoz Birgün gazetesinin internet sitesinde bir haberin başlığı: 'Kocaeli'nde kadın öğrenciye taciz: Karşımda oturma kalk, gözüm sana kayıyor!' Haber şöyle sürüyor: 'Bir kadın öğrenci, bindiği otobüsteki yaşlı bir kişi tarafından giyim şeklinden dolayı taciz edildi. Kadının yanına oturmasına izin vermeyen kişi, karşısında oturduğunda ise 'Senin değerli bir hazinen olsa saklamaz mıydın?. Karşımda oturma kalk, gözüm sana kayıyor' dedi.'. Genç bayan öğrenci de demiş ki: 'Allah Allah benim ailem karışmıyor, sen kimsin?'. Ailen karışsaydı zaten öyle olmazdın, keşke ailen karışsaydı. Ailesi karışmayınca sanki düşünür(filozof), alime, bilge olacak. Aile karışmasın, toplum karışmasın, devlet karışmasın, felsefe karışmasın, bilim karışmasın, ahlak karışmasın; sonra ne olacak bu ülkenin hali; alim, alime mi yoksa Lady Gaga mı? Yalnızca Muhammed değil; Atatürk de 'Önce ilim(bilim) ve ahlak' dedi. Öyle ise bu ülke, bu eğitim, bu gençlik, bu toplum nerede; ve bu akıldışı-ahlakdışı modanın ve akıldışı-ahlakdışı yerlerin ülkemizde ne işi var? Topluma 'Sen kimsin?' diyen bir öğrenci gerçek, doğru öğrenci değildir. 'Sen kimsin, sana ne, bana ne, kime ne' gibi sözler ancak pısikopat(psikopat), sosyopat kişilik kültürüdür; felsefe, bilim, üniversite, eğitim kültürü değil. Haydi git de İran'da, Suudi Arabistan'da öyle giyin de sonra 'Sana ne?' de? Demek ki bu toplum sana bir serbestlik vermiş, o serbestliği kötüye kullanmamak gerekir. Gerçek ki 'Sana ne, bana ne, kime ne' diyen kişilerin hele üniversitede yerleri hiç yoktur çünkü üniversite demek bilim demektir, ve bilim demek de 'Sana ne, bana ne, kime ne' dememektir. Kimi kaslarını gösterir, kimi etini butunu; toplum insanların etlerini görmek zorunda değil. Topluma göstereceksen alimliğini, alimeliği göstereceksin; etini, butunu, cinselliği değil. Yani hem 'Allah' diyor hem de yaşlı bir adamı bile çıldırtacak kadar dine aykırı, ahlaka aykırı giyiniyor; Allah'a inanıyorsan neden öyle giyiniyorsun ve yaşlı bir insana neden 'Sana ne?' diyorsun; ve ölçütü de tuhaf ki felsefe, bilim, din, ahlak, akıl, mantık değil 'aile'si; ailesi sanki alim, alime. Bu durum gerçekte ülkemizdeki gençliğin, eğitimin ve üniversitenin acınası, zavallı halini de göstermekte. Ahlaka aykırılık ile Allah'ı yanyana getiren biri bırakın Müslüman olmayı,üniversiteli bile olamamalı. Ailen ses çıkarmıyorsa git ailenin evinde nasıl istersen öyle giyin ancak toplum senin ailen değil, kamusal alanlar senin evin değil. Açık ki ülkemizde üniversite anlayışı ancak lise-1 düzeyinde olmalı. Açık ki moda önce akılı yok ediyor, sonra da ahlakı; bu nedenle ki Türkiye'de akıldışı-ahlakdışı moda farkında olunmasa da Türkiye karşıtı ajanlıktır. Yetişkin insan dişisi kamusal alanları yatak odası sanmayı bırakmalı, ve hukuk da buna göre düzenlenmeli yoksa olan toplumun masum vicdanına olur; ve ortalıkta ne aile kalır ne toplum. Üniversite öğrencisi de, üniversite mezunu da ailesini değil felsefeyi, bilimi ve ahlakı ölçüt ve örnek almalı. Bu ülkede kendi öz kızını geneleve kendi eliyle götüren anneler var. Belli ki ülkemizde 'Kamusal alan, toplum' bilinçi(bilinci), mantığı vermeyen; ve 'Yalnızca sen ve ailen herşeyden üstünsünüz' diye öğreten tuhaf bir eğitim var; okullardaki, üniversitelerdeki giysiler zaten pavyonu aratmayacak bir akıldışı, ahlakdışı moda içinde. Bu gazete 'Nerede bilim ve ahlak varsa orada doğru vardır' diye değil, 'Nerede ahlakdışılık varsa, orada doğru vardır' diye düşünmekte olmalı çünkü nerede eşcinsellik, ahlaka aykırılık varsa ise bu gazete tuhaf ki hemen savunmada. Anlaşılan ki Muhammed'in 'Din ilim(bilim) ve ahlaktır' dediğini bilmediği gibi Atatürk'ün de 'Önce ilim(bilim) ve ahlak' dediğini bilmiyor olmalı ya da bilmek işine gelmiyor olmalı. Yani bilimselliğin ve ahlakın olmadığı yerde doğru eğitim de, doğru okul da, doğru üniversite de, doğru öğrencilik de, doğru öğretmenlik de, doğru akademisyenlik de, doğru sanatçılık da, doğru demokrasi de, doğru laiklik de yoktur. Bakın 'Kadın öğrenci' diyor sanki bekaret testini o yapmış gibi; nereden biliyorsun 'kadın' olduğunu? Ve insanları öfkelendirecek kadar ahlaka aykırı giyimli olan kişi bir de öğrenci. Bu durum eğitimin, okulların, üniversitelerin aklıldışı-ahlakdışı modanın egemenliği altında olduğunu göstermekte oysa felsefeye, bilime, üniversiteye, eğitime ahlak da dahildir çünkü ahlak zekanın, akılın, mantığın, beyinin, ruhun, felsefenin, bilimin, insan olmanın, insanlığın en üst nitel aşamasıdır yani sokaklarda mini etek, mini şort, tayt pantolon yani cinsel sunumlu yani ahlaka ve akıla aykırı gezip; pılajlarda(plajlarda), otellerde bikini, mayo diye sütyen-külot gezip; okula, üniversiteye, eğitime, bilime gidilmez. Okul, üniversite, bilim, eğitim pavyon kültürüne değil bilim ve ahlak üzerine kurulu insanca bir dünya kültürü üzerine kuruludur yani ahlaka aykırılık dine aykırı olduğu gibi felsefeye, bilime, eğitime, üniversiteye, demokrasiye, laikliğe ve Atatürkçülüğe de aykırıdır çünkü demokrasi, laiklik ve Atatürk de önce 'Bilim ve ahlak' üzerine kuruludur. Adam ne güzel bir mantık üretmiş: 'Senin değerli bir hazinen olsa saklamaz mıydın?' demiş. Adam düşünürce bir söz etmiş, daha ne yapsın? Yani her akıldışı- ahlakdışı şey yapılacak ancak en küçük bir eleştiri bile yapılamayacak; bunun adı özgürlük değil serbestliktir, bunun adı demokrasi değil akıldışılığın ve ahlakdışılığın diktatörlüğüdür. Bu vatanı ve milleti ortalıkta mini etek, mini şort, tayt pantolon, bikini, mayo ile gezenler değil; 'Önce ahlak' diyenler kurtardı ve kurdu; dolayısı ile onlara da ahlak ile saygı zorunludur. Zaten ahlakı inkar eden bir insan insan olmaktan, ahlakı inkar eden bir millet millet olmaktan çıkar ki bu nedenle Atatürk 'Ahlaksız bir millet kalkınamaz da demiştir; bu nedenle açık ki Türkiye'de ahlaka aykırılığı teşvik edenler ya Türkiye'nin kalkınmasını istemeyenlerdir ya da Türkiye'nin kalkınmasını istemeyenlere maşa olduklarını bilmeyenlerdir. Unutulmamalı ki akıldışı moda da, ahlakdışı moda, Osmanlıcılık da, Atatürk düşmanlığı da masum şeyler değildir; Türkiye'yi yok etmeyen dış güçlerin ajanlık etkinlikleridir. Değil ahlaka, edebe; yaşlıya bile saygı göstermeyen, yaşlıya bile 'Sana ne, bana ne, kime ne' diyen bir mantık ne doğru üniversite öğrencisi olabilir ne de doğru lise öğrencisi. Anlaşılıyor ki akıldışı-ahlakdışı moda ülkemizde yalnızca ahlakı değil akılı, mantığı ve akıl-ruh sağlığını da batırmaktadır. Üstelik de yaşlı bir adam seni uyarıyorsa o değil, sen utanmalısın; ve öğrenci olmak adına da, üniversite kavramı adına da, üniversite tarihi adına da utanmalısın. Hiçkimse senin madah, ilkel, biyolojik cinselliğini kamusal alanlarda görmek, izlemek zorunda değil; böyle şeyler insanların kendi evlerinde olur ancak. Anlaşılan ki evi ile kamusal alanı aynı sanan, birbirlerinden ayıramayan tuhaf bir yetişkin insan dişisi ve daha da kötüsü bir öğrenci gençlik yaratılmakta. Ey öğrenci; toplum senin cinselliğini, bedeninin seyretmek değil; alimeliğini görmek istiyor. Eğer yaşlı bir insana bile 'Sana ne, bana?' deniliyorsa demokrasiye, laikliğe ve Türkiye'ye çok büyük bir kötülük yapılmış olur çünkü beğenmediğiniz Akp gider, yerine Işid benzeri yönetim gelebilir. İran'dan, Suudi Arabistan'dan da mı ders almıyorsunuz? Unutmamalı ki ahlakı dışlamış akıl, akıl değildir; saldırganlaşmış içdürtüdür; ve demokrasi de, laiklik de, eğitim de, özgürlük de içdürtüler ve içgüdüler üzerine değil bilim ve ahlak üzerine kuruludur. Kamusal alanlarda ahlakdışı giyime hayır! Kamuya saygı, kişiye saygıdan üstündür ve önde gelir ve önce gelir. Akıldışılığa tepki de, bilimdışılığa tepki de, ahlakdışılığa tepki de, vicdansızlığa tepki de, Atatürk düşmanlığına tepki de suç sayılmamalıdır; ve hukuk da bu yönde düzenlenmelidir. İnsanlık için tek doğru yönetim biçimi Felsefe-Bilim-Din hadisileri yönetim biçimidir. Demokrasi akıldışılık ile, ahlakdışılık ile, hazcılık ile, utanmazlık ile değil; erdemlerle yükselir. Gerçeğin ve doğrunun ölçütü Batı ya da Doğu ya da haz ya da serbestlik ya da birey ya da toplum ya da siyaset ya da seçim sandıkları ya da medya ya da moda ya da anneler-babalar değil felsefe, bilim, ve dini tanımlayan Din hadisileri'nin tanımladığı dindir. Açık ki cinsel taciz edilenler ahlakı hiçe sayanlar değil ahlaka sarılmış insanlardır. Bu vatan, bu ülke, okullar, üniversiteler Lady Gaga'ya benzeyin diye değil alime, alimeye benzeyin diye var. Necdet Gürçiftçi Bağımsız, özgür, bilimsel, tarafsız; hiçbir dini inançtan ve hiçkimseden yana olmayan dinli ve bilge İnternette yayınlandığı zaman: 20.11.19/00.27
Düzenleme: 20.11.2019 / 00:29
Kapat/(ESC)
Yorum Düzenleme

Yeni Üyeler

  • Pirinctanesi
  • Mefail
  • turgaykurtulus
  • Celal
  • umsena
Kapat/(ESC)
Tavsiye
Adınız:
Sizin eposta adresiniz:
Alıcının eposta adresi:
Mesajınız:
Doğrulama Kodu:
captcha refresh
Kapat/(ESC)
İletişim
Adınız:
Eposta adresiniz:
Mesajınız:
Doğrulama Kodu:
captcha refresh
Kapat/(ESC)
Rastgele Şiir