Şiir Defteri

ÇELAKIL'IN KURAN'LARI (DENEME)

Yazan: Birturkbilgesi
06.11.2017 / 03:26
842 kez görüntülendi
0 yorum yapıldı
Türkiye üzerine oynanılan yıllık, aylık, küçük yıkıcı oyunların ötesinde bir de başlangıç zamanının hangi yüzyıla dayalı olduğunun örneğinin saptanmasının oldukça zor olduğu ama olanaksız olmadığı dev, büyük, evrensel çapta, on yıllara, yüzyıllara değil de bin yıllara dayalı bir oyun, tuzak, yıkım kitabı daha var. Türkiye'yi saatlik, günlük, haftalık, aylık, yıllık, on yıllık oyunlarla oyalayarak büyük, dev tuzağa doğru adım adım sürüklemek isteyen, ?Kutsal' bir ?Batı kitabı' bu. Toplumu ya da bazı kitleleri örneğin orduya karşıtlığa, Menderes'e acımaya, sevgiye, saygıya yöneltmek uğraşısı , gerçekte masum bir seçim değil bu büyük, dev tuzağın zorunlu, küçük adımlarından, parçalarından biri. Eşcinsel bir modacıyı, Güneydoğu iline, moda için göndermekten tutun da her televizyon kanalında, dizilerde, düzgün, olması gereken, örnek Türkçe yerine bölgelere ait şiveler konuşturulması; Mustafa ve Nefes filimlerinden(filmlerinden) tutun da Osmanlı sevdası yaratmaya kadar her adım bile bu büyük, dev tuzağın, sürecin masum görünen, masum gösterilmeye çalışılan birer parçası. Bu küçük, yıllık adımlardan biri de ülkede İslamiyet'i, Muhammed'in ve Allah'ın anlatmaya çalıştığı gibi değil de Kuran'ı saçma sapan, günlük işler, onu bunu kanıtlamak, bilimsel göstermeye çalışmak için kullanmak. Bu kişiler önce şunu kafalarına sokmalılar: Nasıl ki işlerine gelince ?Duygu ayrı, mantık ayrı' diyorlar ve mantığın yanında, duyguya karşı yer alıyorlar. Din ve bilim ayrı şeylerdir ve gerek Muhammed'in ?Bilimin olmadığı yerde din olmaz', ?Alimin uykusu bile cahilin ibadetinden hayırlıdır' sözlerinde; gerekse de Atatürk'ün ?Dünyada en doğru yol gösterici bilimdir' sözünde anlattığı gibi bilim dinden de dünyadan da üstündür. Sanırım bunları anlamak için bilge olmaya gerek var ki Çelakıl bile doktor olmasına karşın bunları anlayamamış daha. Yani sonuç şudur: Her kim ki dini bilimin üstünde görür; o kişi ne Müslüman'dır ne Atatürk'çü. Gerçek işte bu denli açık ve saçıktır. Gerisi boş sözdür. Çelakıl'ı belki bir yıldır, hemen hemen her akşam toplumun karşısına çıkarıp Kuran'da bilim aratan da eski Tgrt Televizyonu'nu satın almış Fox Tv'dir, nedense. Çelakıl ile oynanan oyun, Çelakıl'ın içine düşürüldüğü bin yıllık oyun şudur; kendi belki bilincinde belki değil, onu saptamakla uğraşamam: Daha belki Çelakıl dünyada bile yokken kurulan tezgah şudur: Önce Kuran'ı değişik kişilere, aynı tümceleri (ayetleri) değişik sözcükler kullandırtarak çevirttiler, çok sayıda; yeri ve zamanı geldiğinde, o değişik sözcükler kullanılarak, değişik sonuçlar elde etmek için. Örnek: Bazı Kuran'larda, diyelim ki ?Hane' sözcüğü ?Ev' olarak, bazılarında ?Konut' olarak, bazılarında ?Yuva? olarak çevirildi. Öyle ki Kuran'daki bu tür sözcük çevirmelerle Kuran her bilime her olaya örnek olarak kullanılabilir duruma getirildi. Örnek, bir ayetteki sözcük, Türkçe'ye ?Kıvılcım' olarak çevirtildi, günümüzden diyelim ki yirmi yıl önce. On yıl önce de biri kalkıp dedi ki ?Bakın, bu ayette kıvılcım yazıyor. Kıvılcım da elektiriktir(elektrik), demek ki Kuran elektriğin keşfini 1400 yıl önceden yazmış'. Çelakıl'da da aynı durum söz konusu: Çelakıl da, ereğine, amacına varabilmek için, çok sayıda, değişik Kuran' çevirilerini kullanıyor. Yazmakta olduğu konuya hangi Kuran çevirisindeki ayet uygunsa, o çeviriyi örnek alıyor ve gösteriyor. Çelakıl incelediğimce ve anladığımca, tek bir Kuran çevirisi kullanmıyor. Ama Çelakıl'ın anlamadığı ya da anladığı konu ve tuzak şu: Çelakıl'ın sözde her başarısı gerçekte İslamiyet'i ve Türkiye'yi yıkmaya aracılık, uşaklık ediyor. Ben Çelakıl'ın Türk kökenli olduğunu düşünmüyorum. Zaten şu sıralar gündemde olanlar hep, Türk kökenli olmayanlar. Bu da o büyük, dev tuzağın adımlarından, aşamalarından biri. Örnek: Çelakıl ?Kuran'ı Kerim'in sırları' adlı kitabında şöyle diyor: ?Kıyamet saati yaklaştı, ay yarıldı. Kamer suresi,1'. Bakalım şimdi bu sure , böyle hangi Kuran'da çevirilmiş? Diyanet'in Kuran'ında bu ayet şöyle yazmış: ?Kıyamet saati yaklaşır ve ay yarılır; onlar bir delil görünce hala yüz çevirirler ve: ?Süregelen bir sihir' derler'. Çelakıl'ın çevirisine bakan biri şunu anlar: ? Kıyamet saati yaklaştı artık, yakında ay yarılacak'. Ve ?Çelakıl'ın Kuran çevirisi' bu sureyi önce böyle çeviriyor ve Çelakıl'a belki o daha dünyada yokken bir pas veriyor. Yani o kişi Çelakıl ya da başkası değişmez; öyle birini öyle ya da böyle edip yaratacaklar sonuçta, ereklerine ulaşabilmek için, Türkiye ve İslamiyet düşmanları. Ve Çelakıl ne hikmetse, bu ayetin anlamını anlamak gibi nitel bir iş edinmek yerine kendisine; oturuyor ve kendine nicel bir erek edinip, bu ayetten, Kuran'ın son ayetine kadar ki ayetleri sayıyor ve 1389 sayısını buluyor ve diyor ki ?İşte bu sayı, aya çıkış tarihidir çünkü Hicri takvimdeki 1389 yılı, Miladi takvimdeki 1969 yılıdır ve o yıl aya ayak basıldı' Bak sen şimdi. Çelakıl gerçekte İslamiyet'e hizmet edeyim derken, bilerek ya da bilmeyerek gerçekte İslamiyet'i yıkmaya hizmet ediyor. Neden mi? Kuran'ın ve İslamiyet'in gücünü, doğruluğunu kanıtlamak için; Hıristiyan(Hristiyan) dünyasına, Hıristiyanlara, Hıristiyan icatlarına ve başarılarına; belki de içki, sigara, uyuşturucu kullanan insanların başarılarına, icatlarına baş vuruyor da ondan! Sorarım: İslamiyet bu mudur? Sorarım: İslamiyet'in doğruluğunu, İslamiyet'e göre din sayılmayan Hıristiyanlarla mı kanıtlayacaksın? Bu nasıl nitel mantıktır? Yani Müslümanlara diyeceksin ki ?Bakın, bizim dinimiz doğrudur çünkü Hıristiyanların başarıları bunu kanıtlıyor'! Ey Çelakıl, ya Çelakıl; sence Allah, Kuran'ı, Hıristiyanlar kanıtlasın diye mi indirdi? Biraz mantık ya, biraz mantık. Bence tıb fakültelerine de bir an önce mantık ve Türkçe dersleri konulmalı. Bakalım aynı sureyi, başka çeviriler nasıl çevirmiş: ?Yaklaştı Saat, yarıldı Kamer.'(Kur'an-ı Kerim ve Meali- Anadolu gençlik yayını.) Başka bir çeviriye bakalım: ?Kıyamet yaklaştı, ay yarıldı.' (Güneş gazetesinin verdiği bir Kuran çevirisi. Bu çeviride, bir surede, fazladan bir ayet de var ilginç ki) Başka bir Kuran çevirisine bakalım: ?Saat yaklaştı, ay ikiye ayrıldı' (Kur'an-Okat Yayınevi) Çelakıl'a eleştirilerim konunda yayınladığım öteki yazılarıma bakılabilir. Bu kadar yeter. Şimdi bakın: Bu değişik çevirilerden bazı kişiler çok karşıt, çok ilgisiz, çok değişik anlamlar çıkarabilirler. Bu konularla bilimsel olarak ilgilenmeyen insanlar bunu anlayamayabilirler. Son verdiğim çeviriye bakan bazı kişiler şu sonucu çıkarabilir ve bu konuda kitaplar yazabilirler: ?Saat yaklaştı, ay ikiye ayrıldı. Demek ki iki sayısında bir hikmet var. Haydi Kuran'ı bir de 2 sayısını temel alarak yorumlayalım. Ama belki burada ay bildiğimiz ay değildir. Onunla belki başka birşey anlatılmak isteniyordur?'. Yani bu işlerin sonu gelmez ve ortalık bakarsınız birgün ne İslamiyet'e ne bilimselliğe ne insancalığa uyan kitaplarla doluvermiş; televizyon ekranları böyle konularla, yapımlarla, kişilerle doluvermiş. Sonra da bakmışsınız ortada ne Türkiye kalmış ne İslamiyet. Atatürk'ler topraktan çıkmıyor, ha demeyle çıkıversin. Bilim bu ülkede de dünyada da egemenliği eline almalı artık; adına diktatörlük deseler de demokrasi düşmanlığı deseler de, düşünce ve ifade özgürlüğünü yok ettiler deseler de. Yahu tarlada domates, karpuz, patates kalmayacak; Türkiye'nin varlığı söz konusu! Başlamışım demokrasisine, özgürlüğüne, saçma sapan düşünce ve ifade özgürlüklerine. Bilimsel, ulusal ve onurlu olmak diktatörlükse, ben diktatörüm, diktatörlük yanlısıyım. Gerçek şu ki demokrasi denilen bu yozluk en kötü bir diktatörlükten başka şey değil; üstelik insanı insan olmaktan çıkaran. Demokrasi buysa, yerin dibine batsın. Necdet Gürçiftçi 2010-Kasım tarihinde internette yayınlandı.
Düzenleme: 06.11.2017 / 03:27
Kapat/(ESC)
Yorum Düzenleme

Yeni Üyeler

  • Tormentor
  • Hevilli
  • Pirinctanesi
  • Mefail
  • turgaykurtulus
Kapat/(ESC)
Tavsiye
Adınız:
Sizin eposta adresiniz:
Alıcının eposta adresi:
Mesajınız:
Doğrulama Kodu:
captcha refresh
Kapat/(ESC)
İletişim
Adınız:
Eposta adresiniz:
Mesajınız:
Doğrulama Kodu:
captcha refresh
Kapat/(ESC)
Rastgele Şiir