Şiir Defteri

CANAN KARATAY TÜRKİYE'NİN YENİ GALİLE'Sİ Mİ? (DENEME)

Yazan: Birturkbilgesi
01.08.2018 / 08:47
739 kez görüntülendi
0 yorum yapıldı
Açık ki özelde felsefeye, bilime ve dini tanımlayan Din hadisileri'ne; genelde ise evrime karşı ülkelerde, toplumlarda Galile'ler hep olur ve olacaktır da çünkü Galile yalnızca bilim değil evrimdir de çünkü bilim yalnızca bilim değil evrimdir de ancak insanlığın başından bu yana dini inançlar bilimdışı oldukları için dini inançları evrime karşı diye evrime karşı olurlar ancak bilmedikleri ya da unuttukları birşey de var: Kutsal kitapların tümünde de dünyanın düz olduğu ve dönmediği de yazılıdır. Yani evrime karşı çıkmak gerçekte birçok gerçeğe de karşı çıkmaktır ki bunun sonu da Galile'lerin var olmasıdır ki örnek birzamanlar da İslamiyet ya da dini inanç alanında Turan Dursun isimli bir Galile'miz vardı. Ülkemizde Canan Karatay isimli bir bayan akademisyen var, Pırof(Prof) seviyesinde. Sanırım Güney Afrika'daki, dünyanın ilk açık kalp ameliyatını yapan Dr Barnard'ın bu ameliyatında da bulunmuş. Bu bayanı ben felsefe, bilim, Din hadisileri ve Bop açısılarından(açılarından) pek doğru, pek hoş, pek iyi bulmam çünkü topluma sunduğu şey sürekli olarak 'Onu ye, bunu yeme' biçiminde de olsa nefstir; yani öyle insanlar biliyorum ki bu bayan 'Günde 10 yumurta yiyebilirsiniz' dedi diye günde neredeyse 10 yumurta yemeye başladılar. Bu bayanın anlamadığı iki şey var: 1- Nefs her kötülüğün başıdır, 2- İnsan bedeni evrim geçirmek zorundadır çünkü insanlık zaman gelecek başka türlü hayatta kalamayacak ki bakın dünya da radyasyon kaynağı. Düşmanım da olsalar insanların doğrularına doğru derim, haklarını savunurum. Cehalet ve nefs temeli üzerine kurulu Akp yandaşı televizyon kanalılarının(kanallarının) baştaçı olan bu bayan için de aynı şeyi yapacağım. Sanıyorum ki bu bayan bilimsel bir linç girişimi altında tıpkı birzamanlar 'Dünya düz değil yuvarlak ve havada dönüyor' diyen Galile'nin linç edilmesi girişimi gibi. Bu akademisyen bayana linç girişimi noktası ise sanırım hamilelere(gebelere) Şeker testi denilen bir test konusunda odaklanık. Bu akademisyen bayan diyor ki 'Hamilelere şeker yüklemesi testi zararlıdır, yaptırmayın ve yapılmasın, test rafine şekerle değil doğal karbonhidratla yapılsın'. Yani biri dese ki 'Ben demiri altına çeviren bir icat' yaptım, sanırım kapısında kuyruğa girilir. Geçenlerde televizyonda bir haber vardı: 'Meslek lisesi mezunu bir bay termal kamera icat etmiş ve Tübitak'a satmaya başlamış'. Ancak tuhaf olan ki başka örnekleri de olduğu gibi Tübitak bu bayın bir icadına daha önce 'Sen lise mezunusun' deyip destek vermemiş; yani demek ki Türkiye'de icat yapmak için üniversite mezunu ya da üniversite öğrencisi olmak gerekiyor. Canan Karatay diyor ki 'Yeni doğmuş bir bebeğe şeker verilmesinin zararlı olduğu biliniyor. Peki o zaman anne karnındaki bebeğe neden bir anda o kadar şeker veriliyor? Bir yetişkin insan bile 100 gram sıvı şekeri birden alamaz. Test gebelere defalarca yapılıyor. Bir kerede anneye yüklenen 100 gram şekerin plasentayı ve bebeği bozduğu biliniyor. Bizim ülkede bazı anne adaylarını 4 kere bazan(bazen) 10 kere şeker yükleme testi yapılıyor. Bir kişiye 9 kere yapıldığını biliyorum. Bu sağlıksız uygulama yerine gebelerin kan şekeri ve kan yağları ölçülüp ona göre beslenme programı hazırlanmalıdır. Şeker yüklemesi testi güvenilir bir test olmadığı için ilk uygulamada zararları ortaya çıkmayabiliyor. Ben rafine şekerle kesinlikle şeker yüklemesi testi yapılmasını istemiyorum. Doğal karbonhidratın kullanılıp yapılmasını öneriyorum.'. diyor. Şeker testi hamilelerde, şeker hastası olmalar bile ileride oluşabilecek şeker hastalığına karşı şeker hastalığı araştırması ve bu durumda bebek de kötü, olumsuz etkilenmekte yani bu araştırma da önemli. Zaten Canan Karatay bu testin yapılmasına değil rafine şekerle yapılmasına karşı durumda. Yani bayan akademisyen yani bilimci; bilimci birşey diyorsa Galile yerine koymak yerine dinlemek ve düşünmek gerekir yani bayan cahil biri değil, akademisyen biri. Yani Canan Karatay 'Şeker testi doğal şekerle yapılsın' diyorsa ben ondan yanayım. Ancak bence işin bir de bence küresel siyasi bir hedefi(amaçı) yani Gdo ve Mia(Maoa) geni bağlantısı yani insanlığı barbarlaştırmak, barbar bir insanlık yaratmak sevdası, hayali olabilir: Bugün rafine toz şeker; peki yarın; yarın da Nişasta bazlı şeker yani Nbş olursa? Mia geni, Gdo ve Nbş biraraya geldiklerinde siyaset, spor, sanat, turizım(turizm), moda, medya, dini inanç, gelenek, töre gibi öteki şeylerle biraraya geldiğinde ülkelerde barbar toplumlar, dünyada barbar insanlık oluşabilir bence ki bunu kim ister; en başta Abd ve Cia; yani ülkemize bakın, son yıllarda ülkemizde artan şiddet olayları bir rastlantı mı acaba yoksa ta uzaklardan, türlü yollarla Mia geni'nin türlü araçlarla yönlendirilmesi, tahrik edilmesi, kabartılması mı? Yani bugün rafine şeker yerine yarın Nbş verilmeyeceği ne malum ve Nbş'nin kansere, depresyona kadar varan zararları medyada yazıyor bakın. Nbş rafine şekerden çok ucuz ve düşünün milyonlarca yeni hamile var Yani acaba önce rafine şekere, sonra da Nbş'ye yönelmek gibi gizli bir amaç mı var, Abd tarafından koşullanan? Yani acaba sonuçta yağmurdan kaçarken doluya mı yakalanılacak? Canan Karatay'a önerim: Konuları bir de Abd, Cia, Bop, felsefe, genel bilim, Din hadisileri açısılarından değerlendirmeli, ve merak ettiğim birşey de acaba evinde mikroskop var mı yoksa bence kendine özel bir laboratuvar açmalı ve Abd'den aldığı bilgileri de konuları da orada araştırmalı; tıp bilimine, tıp öğrencisilerine ve tıp mezunularına Abd'den kaynak aktarmak yanında bir de bir laboratuvarla da hizmet etmeli. Ve Türkiye'ye önerim ki bilimcilere, düşünürlere, bilgelere, düşünmeye Galile muamelesi yapılmasın yoksa ya Batıya esirlik gelir ya Engizisyon. Tuhaf bir toplum olduk; kitap okumayan siyasetçilere ve cehalet içindeki şeyhlere, tarikatlara esirlik içinde ancak akademisyenleri, bilimcileri, düşünürleri, bilgeleri, felsefeyi, bilimi ve dini tanımlayan Din hadisileri'ni dinlemeyen. Bence, Atatürk 'Türkiye şeyhler, dervişler, müritler, meczuplar memleketi olamaz' demek yanında bir de 'Türkiye siyaset, siyasetçiler, kapitalistler, şirketler, modacılar, bikinililer, çıplaklar memleketi olamaz' da demeliydi çünkü yanlış şeyi yalnızca yasaklar değil doğru zıttı da engeller; doğru şeyi yalnızca kanunlar değil doğru zıttı da korur. Canan Karatay da Türkiye'nin tıp alanında yeni Galile'si mi acaba? Necdet Gürçiftçi Bağımsız, özgür, bilimsel, tarafsız, hiçbir dinden olmayan dinli ve bilge İnternette yayınlandığı zaman: 1.8.18/08.40
Kapat/(ESC)
Yorum Düzenleme

Yeni Üyeler

  • ademtok
  • mimu
  • kartanesimKar
  • Ebuelfiya
  • Efeefe
Kapat/(ESC)
Tavsiye
Adınız:
Sizin eposta adresiniz:
Alıcının eposta adresi:
Mesajınız:
Doğrulama Kodu:
captcha refresh
Kapat/(ESC)
İletişim
Adınız:
Eposta adresiniz:
Mesajınız:
Doğrulama Kodu:
captcha refresh
Kapat/(ESC)
Rastgele Şiir