Şiir Defteri

BAYAN DELİLİĞİ NE ZAMAN BİTECEK? (DENEME)

Yazan: Birturkbilgesi
29.07.2018 / 10:00
855 kez görüntülendi
0 yorum yapıldı
Eleştirilere saldırmak ya da düşman olmak yerine eleştirilere özellik de bir de işi düşünmek olan kesimden ya da kişilerden geliyorsa kulakasmak(kulak asmak) gerekir örnek ki öğretmenlik doğrudur, iyidir, hoştur ancak akademisyenlik kadar bilimi ciddiye almaz, akademisyenlik kadar bilimi onuru, gururu, namus meselesi, olmazsa olmazı yapmaz yani Galile, Sokrates, Bayan Curie, Hypatia ölümü bile göze alırken bilim uğruna kaç öğretmen bilim uğruna ya da bilimin olmazsa olmazları uğruna bırakın ölümü göze almayı, öğretmenliği bırakır acaba yani örnek ki siyasi iktidar 'Bundan sonra artık okullarda dünya düzdür ve dönmüyor diye öğretilecek çünkü kutsal kitabımız böyle yazıyor' dese kaç öğretmen buna tepki olarak işi bırakır acaba? Sözleri yasaklamak kolaydır ancak gerçeklikler asla yasaklanamaz. Galile'nin de 'Dünya yuvarlak ve dönüyor' demesi yasaklanmıştı ancak gerçeklik onu doğrulamakta idi. Yani hakaret ile eleştiri farklı şeylerdir; hakaret gerçeklik, doğruluk taşımazken eleştiri gerçeklik, doğruluk taşıyabilir ki bu açıdan hakaret de gerçekte gerçeklik, doğruluk taşıyabilir yani hakaret değil eleştiri olabilir örnek ki hayvan gibi davranan birine hayvan demek hakaret değil eleştiri olur ve o kişinin yapması gereken de kendisini eleştirmesidir, düzeltmesidir. Birtakım atasözleri var Türkiye'de de; kimisi akıla aykırı, kimisi mantığa aykırı, kimisi gerçekliklere aykırı, kimi de bazı kimselerin ya da bazı kesimlerin hoşuna gitmeyen örnek ki 'Çingeneye kırallık(krallık) verilse önce babasını asar' sözü gördüğüm kadarı ile hemen hemen tüm dünya ülkelerinde var; açık ki bu söz çingenelerin hoşuna gitmez ve hukuklar bu tür sözleri yasaklayabilirler de ancak herşeyden önce bu sözün neden denildiğini ve denilmemesi için neler yapılması gerektiğini düşünmek yani özeleştiri gerekir; dünyada Türkleri de kötüleyen sözler var, Müslümanları da ancak bu sözlere tepki göstermek yanında bir de özeleştiri yapmak yiğitliği ve bilimselliği de gerekir; aynı biçimde Türklerde ve Müslümanlarda öteki milletlere ve öteki dini inançlılara yönelik olumsuz sözler de var ve bu durumda onların da tepki yanında bir de özeleştiri yapmaları gereği var yani kötülenmek önce gurur meselesi değil akıl meselesi yapılmalıdır doğru bir var oluş ve doğru bir dünya için. Birzamanlar da yani Atatürk'ten önce de Türkler Batı tarafından aşağılanıyor, hor görülüyordu ancak Atatürk zaferi ve dünya görüşü ile 'Ne mutlu Türküm diyene' deyip bu hali tüm dünya önünde, insanlık önünde bir onura, gurura, övünçe çevirdi ve Batı kendi hali ile kendini aptal yerine koymuş oldu. Yani eleştirilmeyi düşmanlık için değil ilerlemek için kullanmak gerekir; akıl böyle yapar. Yani bizden örnek ki birileri Türkleri ya da Türkiye'yi ya da Müslümanları kötülese bile saldırmak yerine önce bir oturup düşünmek gerekir 'Acaba bir hatam mı var?' diye. Bir ülkede değil kötülemek; eleştiri bile hakaret, düşmanlık sayılıyorsa o ülke felsefe, bilim ve dini tanımlayan Din hadisileri önünde tıpkı Galile'yi, Sokrates'i ölüme mahkum eden kavimler gibi bitmiş demektir, sona ermiş demektir. Aynı konudan olarak kadınlar yani bayanlar yani yetişkin insan dişisi sınıfı için de olumsuz sözler var; bunlardan biri de 'Kadının saçı uzun, akılı kısa olur' sözüdür ve kuşkusuz ki bu söze bayanlar tepki gösterir ancak burada yapılması gereken bilimsel şey önyargısal tepki göstermek değil bir özeleştiri yapmaktır çünkü bu sözü söyleyenler sokak serserisileri falan değil çünkü bu siz bir atasözü yani baştaçı edilen atalar söylemiş. Peki ey insanlık; bayanların ortalıkta, herkesin içinde; adına ister bikini ister mayo ister başka birşey desinler; sütyen-külot ile yani yatak odasındaki hal ile dolaşmaları, var olmaları felsefeye, bilime, akıla, mantığa, ahlaka, dine göre delilik değil midir ve bu hal felsefeyi, bilimi, akılı, mantığı, ahlakı, dini yani doğruları öğreten şeyleri dışlamak değil midir? Peki ey insanlar; bayanların modanın esiri olmaları, tuhaf tuhaf takı takmaları, yüzlerini saklayan makyaj yapmaları, dövme yaptırmaları; açıksaçık şeyler giymeleri, daracık şeyler giymeleri yani cinselliklerini, cinsiyetlerini sergilemeleri, adeta kendilerini insan gibi göstermek yerine cinsel organ gibi göstermeleri yani 'Ben beyin değil vaginayım' demekte gibi olmaları, sunmaları felsefeye, bilime, akıla, mantığa, ahlaka, dine göre delilik değil midir? Bir atasözü vardır, 'Ateş olmayan yerden duman tütmez' der. Yani sav ile hal zıt olsalar ne ise, dersin ki yalandır, iftiradır, hakarettir, yanlış savdır ancak bir söze bakıyorsunuz bir hale, zıtlık yok, uyum var. Deliliğin dış belirtilerinden biri de nedir; ahlakı, edebi yani utanmayı dışlamak öyle ki cinsel organ bile meydanda gezmek. Yani bir de hem 'Dinliyim' deyip hem de dinin temellerinden olan utanmayı, ahlakı, edebi, akılı, mantığı dışlamak akıllılık mıdır? Modanın amacı açık ki insan türünde utanmayı yani insan olmayı yok etmektir; bikinili-mayolu turizımın(turizmin) amaçı da açık ki utanmayı yok etmektir öyleyse buna tepki göstermemek delilik mi olur akıllılık mı? Öteyandan da aile toplumun temeli ise ailenin temeli de utanmaktır çünkü felsefenin, bilimin ve dinin temellerinden biri de utanmaktır yani hem aile toplumun temelidir demek hem de utanmayı yok eden herşeye destek vermek açık ki aileyi de yok etmeye yönelmektir yani aile konusunda toplumu kandırmaktır. Yani ortada sütyen-külot gezmek de delilik değilse delilik nedir? Öteyandan da akıldışı, bilimdışı şeylere inanmak da 'Dini inanç' adı altında korumada. Yani utanmazlık moda ve demokrasi ile korumada; akıldışı şeyler, bilimdışı şeyler de 'Dini inanç' diye korumada. Peki bu dünyada doğru olarak ne korunacak öyleyse? Yani dünyaya baktığımızda iki şeyde utanma olmadığını görürüz: Hayvanlarda ve delilerde. Yani demek ki insan olmak için de akıl-ruh sağlıklı insan olmak için de utanmak şartı vardır ki suçlar da zaten utanmamak gerektirir öncelikle yani örnek ki rüşvet alan kimse utanmayı bıraktığı için alır, fuhuş yapan kimse utanmayı bıraktığı için yapar, zina yapan kimse utanmayı bıraktığı için yapar, sokağa işeyen kimse utanmayı bıraktığı için işer, uyuşturucu satan kimse utanmayı bıraktığı için satar, pornoda oynayan kimse utanmayı bıraktığı için oynar; demek ki insanlık utanmada birleşmeli ki doğruya, iyiye, insancalığa ait olabilsin. Yani sütyen-külot ortada dolaşmak delilikse bu bayan deliliği ne zaman bitecek, ne zaman bitirilecek ki toplumda akıl-ruh sağlıklılığı egemen olsun? Yani açık ki eleştiriler ile zıtlık yerine uyumluluk eleştirilerin doğru, haklı olduğunu gösterir, tersini değil. Yani açık ki utanmanın olmadığı yerde ya suçlara ya deliliğe giden yol vardır ancak. Eylem asla sözlerden üstün değildir; diktatörlük de zaten eylemi sözden üstün yapmaktır. Felsefe, bilim ve din de zaten önce söz demektir. Cinsel sunumlu, cinsel tahrikli herşey kamusal alanlardan modaya, turizımdan(turizmden) medyaya kadar yasaklanmalı ki toplumlar utanmaktan uzaklaşmasınlar ve olağan olan şey utanmamak değil utanmak olsun. İnsan olmak, özgürlük, demokrasi cinselliği sergilemekte yani utanmazlıkta değil felsefede, bilimde ve dini tanımlayan Din hadisileri'ndedir. Yani hem ortalıkta sütyen-külot dolaşacaksın hem de sana akıllı mı denilecek? O zaman akıllı olmanın ne anlamı, ne değeri kalırki(kalır ki)? Bugün sütyen-külot dolaşan, yarın da tümden çıplak dolaşır yani Batı bu işleri azar azar, yavaş yavaş, alıştıra alıştıra yaptırıyor. Yarınbirgün bakarsın televizyonlarında porno filımlar(filmler) da oynuyor, tıpkı Akp öncesinin son hükümeti zamanında, Cine 5'te yapıldığı gibi. Yani toplum demek aile demekse aile demek de utanmak demek yoksa aile içi sapkın cinsellikler de, eş değiştirmek gibi şeyler de, toplu seks gibi şeyler de olağan olur gün gelir de. Yani açık ki pılaj(plaj) denilen yerler, otel havuzuları, site havuzuları bay-bayan, çocuk-yaşlı karışık, üniseks hamamlar gibiler ki giyimde de Batı unisexi(üniseksi) başlattı zaten 15-20 yıl önceden. Yani açık ki moda utanmazlığın bir silahıdır, medeniliğin ya da insanlığın bir dostu değil. Sonra da Adnan Oktar'ı ve Kedicik'lerini utanmazlıkla, ahlaksızlıkla suçlamak da çok tuhaf. Öyleyse demek ki tüm pılajlar, tüm otel havuzuları, tüm site havuzuları Adnan Oktar ve Kedicik dolu. Çıplaklık, utanmazlık özgürlük ise en iyi özgürlük kerhanelerdedir. Kendine gel artık ey Türkiye, kendine gel artık ey Müslüman dünyası, kendine gel artık ey insanlık. Dini tanımlayan hadisileri'ni anlamazsanız felsefeyi de, bilimi de, dini de, hiçbirşeyi de doğru ve iyi anlamazsınız çünkü hükümdarınız nefs olur yani dünyanın en büyük cehaleti ve her kötülüğün başı. Çocuklarınızı, gençlerinizi, bayanlarınızı, toplumlarınızı, insanlığı korumak istiyorsanız önce modaya yani önce utanmazlığa karşı koruyun. Bu nedenle Ahlak bakanlığı kurulmasını öneriyorum ya da Adalet bakanlığı'nın adı Adalet ve ahlak bakanlığı olarak değiştirilmeli ya da Diyanet başkanlığı'nın adı Diyanet ve ahlak başkanlığı olarak değiştirilmeli. Ahlak önemli, ahlak vurgulanmalı, ahlak savunulmalı; 'Ahlak bacak arasında olmaz' ve 'Ahlak bekçiliği' gibi saçmalıklar da felsefe ve bilim ile yerin dibine geçirilmeli. Devlet ahlaksa devlettir, vatan ahlaksa vatandır, millet ahlaksa millettir, eğitim ahlaksa eğitimdir, hukuk ahlaksa hukuktur, demokrasi ahlak ise demokrasidir, özgürlük ahlak ise özgürlüktür, aile ahlak ise ailedir, evlilik ahlak ise evliliktir, aşk ahlak ise aşktır, medya ahlak ise medyadır, turizım ahlak ise turizımdır, sanat ahlak ise sanattır, insan olmak ahlaklı olmak ise insan olmaktır. Ey medya bırak artık biryandan Ramazan ayı'larında(aylarında) vaazlar verip biryandan da çıplakları göstermeyi de gerçek yüzünü göster, ya göründüğün gibi ol ya olduğun gibi görün. Ve sen ey Diyanet sen neredesin; neden bu hallere karşı sesin yok? Ahlaka aykırılık, hem Müslümanım deyip hem de bikini, mayo ile dolaşmak bu ülkede yalnızca Adnan Oktar ve Kedicik'ler ile sınırlı değilki(değil ki)? Bir ülkede bayan düşünür, bayan alime, bayan bilge sayısı değil de bikinili, mayolu bayan sayısı artıyorsa o ülkede kadın hakları da hukuk da devlet de hükümet de demokrasi de eğitim de yanlış yerde duruyor demektir. Eğer dinden söz etmek istiyorsanız Din hadiisleri'ni öğrenin ve kapatın pılajları, havuzları, genelevleri, pavyonları, sıtriptiz(striptiz) külüplerini, gece kulüplerini, diskotekleri, barları , üniseks masaj salonularını, üniseks sıpor salonularını ve yasaklayın akıldışı-ahlakdışı modayı yoksa hiç dinden imandan söz etmeyin. Eleştirmeyen insan da eleştirilmeye karşı çıkan insanlar da toplumlar da düşünemiyorlar demektir. Necdet Gürçiftçi Bağımsız, özgür, bilimsel, tarafsız, hiçbir dinden olmayan dinli ve bilge İnternette yayınlandığı zaman: 29.7.18/09.53
Kapat/(ESC)
Yorum Düzenleme

Yeni Üyeler

  • ademtok
  • mimu
  • kartanesimKar
  • Ebuelfiya
  • Efeefe
Kapat/(ESC)
Tavsiye
Adınız:
Sizin eposta adresiniz:
Alıcının eposta adresi:
Mesajınız:
Doğrulama Kodu:
captcha refresh
Kapat/(ESC)
İletişim
Adınız:
Eposta adresiniz:
Mesajınız:
Doğrulama Kodu:
captcha refresh
Kapat/(ESC)
Rastgele Şiir