Şiir Defteri

ATHENA GÖKHAN'DAKİ CEHALET VE BAĞNAZLIK SAVIM (DENEME)

Yazan: Birturkbilgesi
24.06.2020 / 06:34
658 kez görüntülendi
0 yorum yapıldı
Gerçek ki özgürlük ve serbestlik aynı sanılan şeyler ancak gerçekte aynı değiller çünkü savım ki özgürlük 'Bilim ve ahlak' üzerine kuruludur çünkü 'özgürlük' demek yine savım ki 'özün gür gelişimi' demektir ki insan özü de bilimsiz ve ahlaksız doğru da, iyi de, gür de gelişmez ki insanın özü de ruhudur, ruha en doğru yolu da ancak Muhammed'in ve Atatürk'ün de dediği gibi 'Bilim ve ahlak' gösterir; serbestlik de keyfilik üzerine kuruludur ki bu nedenle de serseriliğin ya kardeşi ya dostudur yani süt içmek özgürlüktür ancak sigara içmek özgürlük değildir, serbestliktir, ahlak da özgürlüktür ancak ahlaksızlık özgürlük değil serbestliktir. Yani serbestlikten değil özgürlükten yani bilim ve ahlaktan yana olmak gerekir ki zaten demokrasinin de, laikliğin de doğrusu bilim ve ahlak üzerine kurulu olmaktır. Sanatsız kalmış bir milletin hayat damarlarından biri kopmuş demektir ancak ahlaksız kalmış sanatın da hayat damarı kopmuş demektir yani ahlaksızlık uyuşturucudan bile tehlikeli ve zararlıdır insan, ülkeler, ve toplumlar için. Bu nedenle ki Atatürk de Muhammed gibi 'Önce ilim(bilim) ve ahlak' dedi. Açık ki her ülke gibi Türkiye de akıldışı, ahlakdışı, küresel ve derin bir merkezin sinsi saldırısı altında ancak açık ki en başta siyasetçiler ya bunun farkında değiller ya da bunu önemsemiyorlar, ve en büyük yanlışı yapıyorlar çünkü çağımızın en büyük düşmanı ahlaka aykırılıktır. Yine açık ki bu merkez kendisine araç olarak modayı, turizımı(turizmi), yoz medyayı ve ünlüleri en başta kullanmakta. Bu amaçla ki üniversite bile okumamış kişiler bile topluma lider, önder, akıl hocası yapılmaya çalışılmakta. Farkında iseniz çıplak ya da açıksaçık ya da erotik poz vermeyenler de ya da eşi böyle pozlar vermeyenler de ünlü yapılmıyor Batıda ve ülkemizde; bu bir rastlantı değil, o küresel merkezin tuzağıdır. Sözde sanatçılardan; Athena Gökhan isimli biri; toplumsal bir alanda sarmaşdolaş yani sözde erkek arkadaşının üstelik de kucağında oturan sözde sevgililere, 'Kardeşim ne yapıyorsun sen burada? Burası Türkiye ayıp denen bir şey var. Çoluk var çocuk var burada. Edep denen bir şey var Ayıptır, burası Türkiye' diye tepki gösteren bir kişi için, 'Akla bile gelmeyecek rezillikleri yapan varken romantizme laf etmek cehalettir. Kimdir bu kişiler? Hangi hakla insanların yaşantılarına müdahale? Kapalı kapılar ardında, İnsanlıktan nasibini almamış, akla bile gelemeyecek rezillikler yapanlar varken, kimsenin kendi halinde yaşanan romantizmine laf etme hakkı yoktur. Korkunç bir cehalet ve bağnazlık.' demiş. Yani 'sarmaşdolaş' denilen şey açık ki 'kucak kucağa', üstelik de demek ki toplumsal alanda yani herkese açık alanda. 'Sözde' erkek arkadaş, sevgili, diyorum çünkü gerçek sevgili sevgilisine ya da eşine ya da arkadaşına toplumsal alanda ahlaka aykırı davranmaz; hem sevdiğine hem topluma saygıya aykırı davranmaz ancak bunu ortalıkta bikini, mayo diye sütyen-külot, mini şort diye külotla dolaşanların ve bu durumu hoş karşılayanların anlamaları da beklenilemez. Bazı konularda akıllı akıllı sözler söylemek akıllı olmak anlamına gelmez. Bozuk saat ile günde iki kez doğru saati gösterir. Akılın gerçek ölçütü bilim ve ahlaktır. Bu nedenle ki Muhammed de, Atatürk de 'Önce bilim ve ahlak' dedi. Ahlak aptalca, tabu, saçmasapan, akıldışı birşey değildir; savım ki zekanın, akılın, mantığın, beyinin, ruhun, özgürlüğün, demokrasinin, medeniyetin, insanlığın en üst nitel aşamasıdır. Yani akılın da, demokrasinin de, özgürlüğün de ölçütü cinsellik değil bilim ve ahlaktır. Ancak bedenleri dövmelerle, pirsinglerle dolu insanların bunu hemen anlamalarını istemek de haksızlık olur; eğitime ve zamana gerek var. Athena Gökhan için demokrasi, laiklik, özgürlük ve aşk utanmazlık ise Abd'ye göre oldukça geri kalmış çünkü Abd'de eşcinsel evlilik de, ensestlik de, sokaklarda cinsel ilişki de serbest durumda. Athena Gökhan kendine pusula, önder, lider, ölçü, ölçüt, yolgösterici(yol gösterici) olarak hazzı, zevki, nefsi ya da Abd'yi ya da Ab'yi ya da Batıyı ya da akıldışı-ahlakdışı ünlüleri değil; 'Önce ilim(bilim) ve ahlak' diyen Muhammed'in de, 'Önce ilim(bilim) ve ahlak' diyen Atatürk'ün de dediği gibi 'Bilim ve ahlak'ı almalı. İnsan Akp'ye ya da bir siyasi partiye birkaç akıllıca söz etti diye alim, alime ya da toplum önderi ya da insanlık önderi ya da aydın ya da ilerici olmaz. Athena Gökhan ve benzerileri anlamalılar ki en büyük cehalet de, en büyük bağnazlık da felsefenin, bilimin, özgürlüğün, demokrasinin, laikliğin, akıl-ruh sağlığının, insan olmanın ilk koşullarından olan ahlaka aykırılıktır çünkü ahlaka karşı olmak nitel zekaya, nitel akıla, nitel mantığa, nitel beyine, nitel ruha, nitel özgürlüğe, nitel demokrasiye, nitel laikliğe de, Muhammed'e de, Atatürk'e de, nitel insanca dünyaya da karşı olmaktır. Bedenini dövmelerle doldurmuş bir insanın topluma akıl hocasılığı, liderlik, önderlik, sanatçılık yapmaya kalması felsefe, bilim, din, demokrasi, laiklik, eğitim ve Atatürkçülük adına gerçekten gülünçtür. Bilinmeli ki dövme fetişçilik, teşhircilik ve ilkellik kültürüdür. Tuhaf ki 'Ahlak bacak arasında olmaz' diyenler demokrasiyi, laikliği, aşkı ve özgürlüğü bacak arasında arayacak kadar mantıksız ve gülünçlük içindeler. Farkında değil ki bu ülkeye, bu topluma en büyük kötülüğü 'Ahlakı hiçe sayanlar' yapmaktadır, öyle ki Muhammed de, Atatürk de 'Önce bilim ve ahlak' demiştir. Türkiye yalnızca Türkçe yok olursa değil, ahlak yok olursa da yok olur; bu nedenle ki Atatürk de 'Önce bilim ve ahlak' dedi. Kuşkusuz ki ya da açık ki karıları bikini/mayo ile pılajda dolaşanlar da, bikini/mayo ile ortalıkta dolaşanlar da, mini şort diye külotla, tayt pantolon diye giyinik çıplaklıkla ortalıkta dolaşanlar da bunu anlamakta biraz zorluk ya da olanaksızlık yaşayabilirler ancak önemli olanlar Muhammed'in de, Atatürk'ün de dediği gibi 'Bilim ve ahlak'a uyan insanlardır. Yani açık ki ortalıkta bikini, mayo, tayt pantolon ile dolaşanların da, eşleri ortalıkta bikini, mayo, tayt pantolon ile dolaşanların da ahlakçılık yapmaları beklenilemez. Gerçek ki öfkelenen şey gerçekte Athena Gökhan değil; Athena Gökhan'ın cehaleti ve nefsidir. Açık ki gerçekleri ve doğruları öğrenebilirse kendisi de ahlakı savunacaktır tıpkı Muhammed ve Atatürk gibi. Gerçekte de Türk de, Müslüman da 'Önce ahlak' demektir; yani Türk ya da Müslüman olmayan insanları da anlamak gerekir. Yani, Atatürk 'Ne mutlu Türk'üm diyene' demeden önce de, 'Bir Türk dünyaya bedeldir' demeden önce de, 'Sanatsız kalmış bir milletin hayat damarlarından biri kopmuş demektir' demeden önce de 'Önce bilim ve ahlak' dedi, tıpkı Muhammed gibi; yani 'Önce bilim ve ahlak' demeye insan Türk de değildir, dinli de ki bu durumda onları anlamak gerekir çünkü hiçkimse zorla Türk ya da dinli olmak zorunda değil ancak onlar da bilsinler ki düşünceleri doğru insanlık için önemsizdir ve geçersizdir. Evet; bilime ve ahlaka yabancı insanlar çizmelerinden yukarı çıkmamalılar. Ve siyasetçi olmak da, iktidar olmak da, ünlü olmak da, zengin olmak da alim, alime olmak demek değildir. Yani cehalet ve bağnazlık arıyorsa Athena Gökhan; aynaya baksın. Ağızı ya da ünü olan; kendini alim, alime sanmaya başladı ülkede. Cehaletini ve nefsini Atatürkçülük sananlardan da, din sananlardan da, demokrasi sananlardan da, laiklik sananlardan da, özgürlük sananlardan da olmayın; hep 'Önce bilim ve ahlak' deyin, Muhammed, ve Atatürk gibi. Yani açık ki Athena Gökhan ya yanlış düşünüyor ya da ensestliğin bile serbest olduğu Abd'ye göre oldukça geri, cahil, bağnaz kalmış durumda. Ahlaka aykırılığı demokrasi, laiklik, özgürlük, medenilik, hak, ilericilik, aydınlık olarak görenler bilmeliler ki Abd de, Ab de ahlaka aykırılıkları yüzünden yıkılacaklar; ve dünyada yalnızca bilim ve ahlak içindeki ülkeler ve toplumlar kalacaklar; bilinmeli ki ırkçılık da, Hitler de ahlaka aykırılığın sonuçudur yani emperyalizıma(emperyalizme) de, sömürüye de, faşizıma(faşizme) de karşıtlık ahlaktan da geçer. Dünyada ve ülkelerde güveni yalnızca 'Bilim ve ahlak' egemenliği sağlar ki Muhammed de, Atatürk de 'Önce bilim ve ahlak' diye boşuna söylemedi. Demokrasi, laiklik özgürlük hukukun verdikleri değil bilimin ve ahlakın verdikleridir çünkü hukuku cehalet ve nefs içindeki siyaset yapar, bilim ve ahlak değil; bakın Abd'de hukuk pornoya ve ensestliğe de izin veriyor. 'Deniz var', diye deniz giren mantık açık ki 'Genelev var' geneleve giren' mantıktan, 'Uyuşturucu var' diye uyuşturucu kullanan mantıktan farksızlık içindedir; zeki, akıllı, mantıklı, bilinçli insan var olan ya da verilen herşeyi almaz, yapmaya izin var, yapmak serbest diye herşeyi yapmaz. Necdet Gürçiftçi Bağımsız, özgür, bilimsel, tarafsız, hiçbir dinden olmayan dinli ve bilge İnternette yayınlandığı zaman: 23.6.20/11.31
Kapat/(ESC)
Yorum Düzenleme

Yeni Üyeler

  • Pirinctanesi
  • Mefail
  • turgaykurtulus
  • Celal
  • umsena
Kapat/(ESC)
Tavsiye
Adınız:
Sizin eposta adresiniz:
Alıcının eposta adresi:
Mesajınız:
Doğrulama Kodu:
captcha refresh
Kapat/(ESC)
İletişim
Adınız:
Eposta adresiniz:
Mesajınız:
Doğrulama Kodu:
captcha refresh
Kapat/(ESC)
Rastgele Şiir