Şiir Defteri

ANNELER GÜNÜ YANLIŞI VE YALANI (DENEME)

Yazan: Birturkbilgesi
11.05.2018 / 11:15
1126 kez görüntülendi
0 yorum yapıldı
Anneler(Ökeler, analar) Günü; annelerin onurlandırıldığı günmüş. Yani bugün; Irak'ta, çocukları, işgalci, emperyalist, faşist, barbar, ilkel, pisikopat, sosyopat Abd askerlerince öldürülen annelerle, o askerlerin annelerinin onurlandırıldığı günmüş, örneğin. İşkence yapanların annelerinin ve işkencelerde ölen, sakat kalan insanların annelerinin de onurlandırıldıkları günmüş örneğin. Uyuşturucu satanların anneleriyle, uyuşturucudan ölenlerin annelerinin de onurlandırıldığı günmüş örneğin. İnsanları kaçırıp organlarını alıp satan organ mafyalarının anneleriyle, organları alınıp öldürülen annelerinin onurlandırıldığı günmüş örneğin. İnsanlara molotof kokteylleri atıp öldürenlerin anneleriyle, o molotof kokteyllerinden ölenlerin annelerinin onurlandırıldığı günmüş örneğin. Üç kuruşluk elektirik(elektrik, electric), su, telefon faturasını ödeyemeyenleri hasta, yaşlı, felçli, özürlü demeden hapise attıranların anneleriyle, hapise attırılan bu insanların annelerinin onurlandırıldığı günmüş örneğin. İnsanlara, araçlarıyla çarpıp kaçanların anneleriyle, bu çarpmalarla ölenlerin annelerinin onurlandırıldıkları günmüş örneğin. Çocuklara, kızlara, kadınlara tecavüz edenlerin anneleriyle, tecavüz edilenlerin annelerinin onurlandırıldıkları günmüş örneğin. Ülkeleri sömürenlerin anneleriyle, ülkelerin sömürülenlerin annelerinin onurlandırıldığı günmüş örneğin. Kumsallarda, otel ve site havuzlarında bikinili, mayolu annelerle, baş örtülü annelerin onurlandırıldığı günmüş örneğin. Sigara, içki, uyuşturucu kullanan; zina yapan, fuhuş yapan, onursuzluk simgesi annelerle; sigara, içki, uyuşturucu kullanmayan; fuhuş-zina yapmayan, onur simgesi annelerin onurlandırıldığı günmüş örneğin. Ve benzeri, ve benzeri, ve benzeri... Masal, masal, maniki; kuyruğu var on iki... Anne çok dünyada ama gerçekten 'Anne'(öke, ana) çok mu? Ben anne olsaydım, böyle bir günle onurlandırılmak istemezdim ve annemi de böyle bir günle 'onur'landırmam. Böyle bir günü onur sayamam. Osmanlı İmparatorluğu olsun Türkiye Cumhuriyet Devleti olsun; bu toprak insanları nedense öz, özgün, yeni, mantıklı, bilimsel değerler ve kültürler üretmek yerine Batı Kültürü'nü, Arap Kültürü'nü ve benzeri nitelikli kültürlere bağlanma, özümseme yolunu seçmiştir hep. Ama 'El şeyiyle şeye girilmez, sözü 'en çok da kültürel konularda sırıtır ve yozluk yaratır. Çamaşır makinesini, Batılının yapması, kişiliklerde bir yozlaşmaya neden olmaz da Batının kültürünü almak, ruhlarda, kişiliklerde, mantıkta yozlaşmaya, tutarsızlığa neden olur. Aynı şey Arap kültürü ve öteki kültürler için de geçerlidir. 'Anneler Günü' pek masumca, çocuksu, insanca geliyor kulağa ve göze. Ama bu iki sözcüklü kısacık sözde, pek de bilimsel, mantıklı olmayan bir yanlış var; çocukça da olsa. 'Sevgililer Günü' demişler; 'Babalar Günü' demişler; 'Anneler Günü' demişler ama hiç düşünmemişler ki bu işte bir yanlışlık var. 'Sevgililer Günü'nün, özgün yazılışına bakalım : 'Saint Valentine's Day' yani tekil bir isim çünkü tekil bir kişiye ait bir isim yani 'Aziz Valentine'ler Günü' değil 'Aziz Valentine'in Günü'. 'Anneler Günü' nün özgün yazılışına bakalım : 'Mother's day' yani tekil bir isim. Çünkü örneğin, çocukların doğum günleri kutlanırken örneğin 'Arzu'ların doğum günü' denilmiyor, 'Arzu'nun doğum günü' deniliyor. 'Anneler' denilseydi, 'Mothers' olurdu, 'Mother' değil. Anneler Günü ilk kez kendini İngilizlerin 'Mothering Sunday- Anneler Pazarı' kutlamalarında gösterdi, diyor bir Türkiye gazetesi. Yani 'Mothering'i, 'Anneler' diye Türkçe'ye çevirme başarısını göstermiş! Anneler Günü; çok tanrıcı Sümer'lere dayanan ve antik, eski yani çok tanrılı, İlkel Yunan Tarihi ile süren, boş bir inançtır ama Batı, kapitalistler, özel sektör, yoz kişiler; Türkiye'yi yozlaştırabilmek, ulusallığından, tümelliğinden, özgünlüğünden, özelliğinden, insancalığından, özgücünden, öz onurundan koparabilmek için bu tür günleri, gerçekleri ile değil duygusal, insancıl, çağdaş nedenleri ile tanıtırlar. Onlara göre; 'Sevgililer Günü' eski Yunan'a dayalı, çok tanrıcı Yunan Çağı'na ait 'Aziz Valentine Günü' değil, yirminci yüzyıla ait bir sevgililer günüdür. Aynı biçimde; 'Anneler Günü' de; çok tanrıcı, Eski Yunan'a ait değil 20. yüzyılda, 1911 yılında, Abd'li masum bir kız çocuğunun duygusal açılımıdır, onlara göre. Oysa yine Abd'de, 1872 yılında, Julia Ward Howe adlı bir kadın şair, kendi yaşadığı ilde Anneler Günü'nü ilan etmiş... Onlara göre, 'Babalar Günü' de Antik Roma'da kutlanılan bir gün ya da Katolikler'in, İsa peygamberin babası anısına kutladıkları bir günden esinlenme değil, Abd'nin Batı Virginia eyaletinde masum bir çocuğun ansızın akılına (usuna) geliveren duygusal bir gündür. Ah ne duygusal ve yansız, insancıl bir şeymiş bu günler, salağa yatarsak! Yani bizdeki; dinciliğin yoğunlaştığı dönemlerde birdenbire, kendiliğinden, çok masumca, bazı canlıların derilerinde 'Allah', yazısının çıkıvermesi gibi? Doğal ki bu sinsi yaklaşım; Türkiye Toplumu'na bu günleri benimsettikten sonra; kendi dinini, kültürünü, tarihini de benimsettirecektir. Bu, tıpkı; uyuşturucuya alıştırılmak istenilen toplumların önce sigara, biraya alıştırılmaları gibi ve fuhuşa, zinaya, çapkınlığa alıştırılmak istenilen toplumların önce yanak yanağa öpüşmeye, el ele gezmeye alıştırılmaları gibi bir şeydir.bir şeydir; sonra da mini eteğe, tangaya, g-stringe, bikiniye, mayoya alıştırılmaları gibi bir şeydir. Kapitalizmde hiçbir şey masum değildir; 'Anneler Günü' bile; el ele tutuşmak bile. 'Bir biradan bir şey olmaz; bir sigaradan bir şey olmaz; el ele tutuşmakla bir şey olmaz; yanaktan öpüşmekle bir şey olmaz; bir kereden bir şey olmaz' diye başlar hep yozluğun, yanlışın, kötülüğün, kapitalizmin, sömürünün şiiri... Anneler Günü, Türkiye'de, Abd egemenliğinin buyur edildiği 1950'den sonra, 1955 yılında kutlanılmaya başlanmış. Buna şaşmamak gerekir. Abd'ye yaranmak için başa gelmiş ?dini bütün' bir hükümetin, Abd Kültürü'ne ve Arap Kültürü'ne, Türk Kültürü'nden daha çok önem ve değer vereceği açıktır. Yani emperyalizm karşıtı, ulusalcı Atatürk'ün öldüğü artık belli olmuştur. Ortalık O'nun düşmanlarına, Osmanlıcılara, yobazlara ve emperyalizmin işbirlikçilerine kalmıştır. Abd'liler icat yapmaya, yeni şeyler bulup sahiplenmeye ve bunları paraya çevirmeye bayılırlar. Öyle ki Dallas dizisinin çekildiği çiftliği de, Abd Başkanlarından John F. Kennedy'e yapılan suikastte, ateş edilen binayı da müzeye çevirmişler ve ülkelerine turist ve para akışını sağlamışlardır. Evet; ne yazık ki yabancı dil öğretim ve eğitimi veren onca okula, kursa, dershaneye karşın; yabancı dilini yurtdışında, yaşayarak öğrenen ve öğrenmek isteyen büyük kitleye karşın: bir değil birden çok yabancı dil bilen büyük bir kitleye karşın; yabancı dil bilmeyenlerin, Türkiye'de, nitelikli işlere alınmamalarına karşın; yabancı dil ya da diller bilen milletvekillerine, patronlara, patroniçelere, yöneticilere karşın; yabancı dil öğretmenlerine, eğitmenlerine, profesörlerine karşın; sanırım tek bir yabancı dili bile iyi bilmeyen ve lise de yabancı dilden hep sınıfta kalan benden başka, bu garipliği, yozlaşmışlığı ortaya getiremedi. Tek farkım; bilimciliğim, yurtseverliğim, Türkiye'ciliğim, Türkçe' ciliğim olsa gerek. 'Anneler Günü'... İngilizce'si 'Mother's day' yani 'Anne Günü'... 'The mother's day' olarak da yazan var, 'Mothers day' olarak da, 'Mother's day' olarak da, 'Mothers day' olarak da... Anlaşılan ki Abd'lilerin de öz dillerini iyi bilememe sorunları var. 'Mother's day'in; 'Anneler günü' mü, 'Annenin günü' mü olduğunu ancak bu dilin sahipleri bilirler, tıpkı 'Hot dog'un, 'sosis mi', 'kızarmış köpek gibi kızarmış' demek mi olduğunu, bu dilin sahiplerinin bildiği gibi. 'Hot dog'u bize, sosis diye yutturabilirsiniz, o başka şey doğal ki ama İngilizce'de 'Mother' anne demektir, anneler değil, en azından bunu biliyoruz. 'Sevgililer Günü'... İngilizce'si 'Saint Valentine's Day' yani 'Aziz Valentin Günü'. Kaç tane, söz konusu Aziz Valentine var? Bir tane. Yani çoğul değil. 'Anneler Günü' mü olur? Kaçar tane annesi var ki insanların? Benim bir tane var. Yani çoğul değil. 'Babalar Günü' olur mu? Kaçar tane babası var insanların? Benim bir tane var. Yani çoğul değil. 'Sevgililer Günü' mü olur? Kaçar tane sevgilisi var ki insanların? Buna bir şey diyemem ama sevgili gerçekten sevgili ise bir tane olur; yani çoğul değil. Gerçek şu ki Türkiye'de öyle bilinçsiz, yoz, art amaçlı, sömürge mantıklı, yabancıya tutku yaratıcı bir yabancı dil eğitimi veriliyor ki; 's' ekinin, İngilizce'de yalnızca çoğulluk değil aitlik olmayı da belirttiği bile gözönüne alınmıyor; uydurulan ya da söylenilen şey yeter ki kulağa hoş gelsin. Konu hala anlaşılmadıysa bir örnek daha vereyim: '1 mayıs İşçi Bayramı' diyoruz ama '1 mayıs İşçiler Bayramı' neden demiyoruz?... Yine 'Çocuklar Bayramı' değil 'Çocuk Bayramı' deriz. 'Türkler Günü' değil 'Türk Günü' deriz. 'Çocuklar Evi' değil 'Çocuk evi' deriz. Bunun bir ayrısı 'Yaşlılar Evi' isminde var ama onun İngilizce'si de 'Senior Residence'tır yani tekildir yani 'Seniors' değil. Bu da kulağa hoş gelsin diye, dil bilgisi kuralları hiçe sayılarak, ticaret amacıyla uydurulmuş bir sözcüktür. 'Dünya Çocuklar Günü' değil ?Dünya Çocuk Günü' deriz, ayrıca? Atalar her konuda değil de bazı konularda doğru şeyler söylemesini de bilmişler. Bu konuya uygun olarak da üç güzel söz söylemişler: 1- 'El şeyiyle, şeye girilmez.' 2- 'Alışmadık şeyde don durmaz.' 3- 'Komşunun tavuğu, kaz görünür.'... Türkiye'de öyle bir sömürgeci, yoz, sorumsuz mantıkla yabancı dil eğitimi veriliyor ki öğrenciler bırakın yabancı dili öğrenmeyi, kendi dillerini bile unutuyorlar. Zaten adı 'Yabancı dil eğitimi', özü ise emperyalizme piyonlar yetiştirmek olan olayın gerçeği, özü bu. O nedenle; bırakalım biz başkalarının günlerini insanca, evrensel sanıp kutlamayı önce Türkiye haritasını ve Türkiye Kültürü'nü bir inceleyelim. Yoksa İngilizce'yi ulusal dilimiz; Osmanlı Tarihi'ni de Türk Tarihi; Arap Dini'ni de Türk Dini sanacağız bir gün. Öyle bir toplum yaratıldı ki gerçekte kim olduğunu bilmediği gibi kutladığı şeylerin de gerçekte ne olduğunu bilmiyor. Ve buna, 'Demokrasi, çağdaşlık, özgürlük, laiklik' deniliyor. Yahu bunlar iyi, doğru, güzel, insanca şeyler olsaydı, Batı bize bunları verir miydi ve kapitalistler, özel sektör bunları sahiplenir miydi? Hiçbir bayramı kutlamam; hele böyle yoz, saçma sapan, mantıksız, çok tanrıcı, boş inanç kültüre ait günleri hiç kutlamam. Türkiye; Arapça, Osmanlı'ca, Farsça, İngilizce, Fıransızca(Fransızca), Almanca, İtalyanca karışımı garip bir dile dönüştü; kınıyor ve başkaldırıyorum. Türkçe ile ise 'uyduruk' diye dalga geçiliyor. Asıl uyduruk, onların kendileri. Anneler Günü'nü kutlamayacağım anne(öke, ana). Çünkü sana onursuzluk, değersizlik, yozluk ve sıradanlık bulaştıramam. Ulusallaşmadan bilimselleşemeyiz, bilgeleşemeyiz ve insanlaşamayız. Ulusallaşmamız da Türkçe'den geçer; Arapça'dan, Osmanlıca'dan, Farsça'dan, İngilizce'den, Fıransızca'dan, Almanca'dan, Latince'den, Japonca'dan, Rusça'dan, Çince'den, etnikçeden, azınlıkçadan değil. Gerçekte Türkiye'de Türkçe henüz, hiç yaratılmadı. Temel sorun da burada gerçekte. Gerçekte Türkiye henüz hiç kurulmadı. Temel sorunumuz bu. Bir mantıklılık olan 'Ulus' olmayı mantıksız bulup da yok etmeye çalışanların öncelikle, sarıldıkları bu mantıksızlıkları anlamaları, bırakmaları gerekir. Ulusal olmadan hiçbir şey olamayız. Ulusallık öyle sıradan, önemsiz, değersiz, gereksiz, anlamsız, duygusal, seçimsel, rastlantısal bir şey değil. Mahallesini bulamayan, kendi evini de bulamaz. Yani sonuçta gerçek şu ki Batıdan bize gelen bilimsel, çağdaş, uygar, mantıklı, insanca, onurlu bir kültür yok ve asla da olmayacak. Bunu biz kendimiz yaratmak zorundayız ama yabancıların kıytırık, yoz, insanlıkdışı, bilimsellikdışı insanlarını baştacı edip, 'Ben Türk bilgesiyim', diyen kendi insanlarımıza 'Tu kaka' dersek, bunu asla başaramayız... Türk, Türkiye adlarını milliyetçiliğe indirgeyenler de; bu adları milliyetçilik kültürü, faşizm kültürü sananlar da asla gerçekleri ve doğruları göremezler. Necdet Gürçiftçi 2010-mayıs tarihinde internette yayınlandı.
Düzenleme: 11.05.2018 / 11:34
Kapat/(ESC)
Yorum Düzenleme

Yeni Üyeler

  • Pirinctanesi
  • Mefail
  • turgaykurtulus
  • Celal
  • umsena
Kapat/(ESC)
Tavsiye
Adınız:
Sizin eposta adresiniz:
Alıcının eposta adresi:
Mesajınız:
Doğrulama Kodu:
captcha refresh
Kapat/(ESC)
İletişim
Adınız:
Eposta adresiniz:
Mesajınız:
Doğrulama Kodu:
captcha refresh
Kapat/(ESC)
Rastgele Şiir