Şiir Defteri

AMERİKAN DOLARI'NA KARŞI MALAZGİRT RUHU İMİŞ (DENEME)

Yazan: Birturkbilgesi
28.08.2018 / 00:31
783 kez görüntülendi
0 yorum yapıldı
Abd'ye, Amerikan doları'na karşı 'Malazgirt ruhu' imiş. Biri de karşımızda hala Bizans var sanıyor ve 'Dolar'ın yükselişi Bizans oyunudur' diyor. Gerçekliklerle, doprularla ilişkisi olmayan yaklaşımlar, mantıklar. Felsefe, bilim ve dini tanımlayan Din hadisileri ruhu neden demiyorlar, diyemiyorlar? Diyemezler çünkü ne biliyorlar ne istiyorlar çünkü bunlar para etmiyor, müteahitler bunlara bina yapamıyorlar. Malazgirt nedir, işgal çünkü başkasılarının(başkalarının) vatanılarına(vatanlarına) ya da evilerine(evlerine) ya da arsasılarına(arsalarına)zorla yerleşmek işgal olarak tanımlanır; Anadolu'ya 'Vatanım' diyemezsin çünkü vatanın Orta Asya'da, belki yerini bile unutmuşsundur ya da bilmiyorsundur; sonra da 'Vatan, vatanseverlik, milliyetçilik' öyle mi? Yunanistan İzmir'i işgal ettiğinde biz buna 'işgal' dedik, onlar değil. Demek ki herşeyi kendimize göre tanımlamak hem felsefeye hem bilime hem de Din hadisileri'ne aykırıdır çünkü yoksa okulda öğrencileri döven bir öğretmen de 'Ben dövmüyorum, eğitiyorum' diyebilir değil mi? Sana göre hezimet olan, başkası için zaferdir; senin için zafer olan, başkası için hezimettir; herşeyi kendi açından değerlendirmemek gerekir çünkü dünya herkes için ortak. Ne yapacaksın, Abd'yi ve Ab'yi ya da tüm dünyayı işgal mi edeceksin? Peki felsefe, bilim ve Din hadisileri bunu mu öğretiyor, bunu mu istiyor? Malazgirt zaferi'nin oluşturabileceği tek hikmet, erdem şudur: Bu topraklarda, bu topraklarda Türklerden önceki halklarla dostça, insanca, kardeşçe, bilimsel, ahlaklı, onurlu, ilerici, insanlığı aydınlatıcı bir birlik içinde yaşamak, var olmak yani 'felsefeye, bilime ve Din hadisileri'ne göre insanca' bir insanlık ve dünya için önder bir ülke, vatan, millet, birlik oluşturmak. Ancak bakıyoruz bu yönde bir adım, oluşum, varlık yok; öyle ki bir yandan Malazgirt'ten biryandan Müslümanlıktan, İslamiyet'ten söz ediliyor, biryanda da genelevler, pavyonlar, barlar, meyhaneler, gece kulübüleri, sıtriptiz(striptiz) kulübüleri; bay, bayan, çocuk karışık pılajlar(plajları) ve yüzme havuzuları var yani demek ki Malazgirt'ten oluşturulması beklenilen asıl ruh henüz oluşmamış ki bunun nedeni de en başta siyaset, siyasetçiler ve özel sektördür çünkü bunların amaçıları(amaçları) gerçekler, doğrular, felsefe, bilim, Din hadisileri, insanca bir dünya değil yalnızca kendi çıkarlarıdır, bencilliktir, sorumsuzluktur, hazdır, nefstir. Amerikan doları'nın Türkiye'de yükselmesi, yerli Türkiye ekonomisinin 21. yüzyılda bile var olamamış olması Abd'nin suçu değilki(değil ki); senin suçun çünkü felsefeye, bilime ve Din hadisileri'ne sırt dönmüşsün, ve öyle ki Atatürk'e ve Lozan anlaşması'na bile laflar etmişsin; bir de Abd'ye kafatutmuşsun(kafa tutmuşsun), meydanokumuşsun(meydan okumuşsun), bu durumda ne yapacaktı Abd sana meydan okumak dışında, sen olsan ne yapardın sana meydanokunsa? Yani hataya bakar mısınız; hala Abd'ye felsefe, bilim ve Din hadisileri ile meydanokumak yerine nelerle uğraşılıyor. Hala mantıklı düşünülemiyor; kardeşim, senin Malazgirt'in varsa onların da İngiltere'ye karşı zaferileri var, Güneye karşı Kuzey zaferileri var, Hitler'e karşı zaferileri var, Japon kırallığını(krallığını) dize getiren zaferileri var, ay ve Mars zaferileri var, kanser en başta olmak üzere sayısız hastalığa karşı zaferileri var, radyodan bulaşık makinesine kadar zaferileri var. Felsefe, bilim, Din hadisileri kafası yerine hala savaş, silah kafası. Bu kafa yanlış kafa. Sen Atatürk'e, Lozan'a laf ettikten sonra Abd'ye karşı da, Batıya karşı da zafer kazanamazsın çünkü Batıya karşı en büyük zaferi kazanan Atatürk'tür bu ülkede, akıl var mantık var yani. Abd doğru bir ülke, doğru bir dünya değil; Avrupa da, İslam dünyası da, öteki ülkeler de, tüm dünya da çünkü tümü de felsefeye, bilime ve Din hadisileri'ne aykırı. Bak hem Abd'ye, Amerikan doları'na meydan okuyorsun hem de Amerikan doları toplamaya çalışıyorsun; 2,5 milyon nüfüslu küçücük Katar bile sana 15 milyon Amerikan doları verdi diye tören bile düzenledin. Yani bak hem Abd'ye, Amerikan doları'na meydanokuyorsun hem hala Amerikan doları topluyorsun, demek ki hala zayıfsın. Malazgirt ruhundan söz ediyorsun ancak bu topraklarda an büyük Malazgirt ruhu olduysa ancak Mustafa Kemal ve Lozan anlaşması ile oldu ancak tuhaf ki sen onlara laf bile ediyorsun yani bu mantıksızlık ve tutarsızlık ile Abd'ye, Amerikan doları'na karşı zafer kazanılamaz. Japon kıralı(kralı) da Abd'ye meydanokumuştu; Kuzey Kore de meydan okudu; bak İran da meydanokudu, şimdi İran'da ilaç karaborsası var. Dikkat edin; Abd'ye neden acaba hiç Rusya, Japonya, Çin, Avrupa meydanokumuyor; neden hep acaba özellikle teknolojide geri devletlerin başkanıları meydanokuyor; demek ki Rusya, Japonya, Çin, Avrupa 'Birileri Abd ile savaşa tutuşsun da biz de hem üzülüyormuş gibi yapıp izleyelim hem de savaşın kıyısındanköşesinden(kıyısından köşesinden) ülkemize çıkarlar sağlayalım' diye düşünüyorlar büüyük olasılıkla, yani bu durumda Abd'ye meydanokumak gerçekte büyük bir tuzağın içine gönüllü olarak düşmek anlamına gelebilir, yani devlet yöneten insanlar zeki, kurnaz, akıllı olmalılar. Abd'ye de, Ab'ye de, dünyaya da meydanokuyacaksan; Abd'ye de, Ab'ye de, dünyaya da meydanokumak ancak felsefe, bilim ve Din hadisileri ile olur, ve Abd'ye de, Ab'ye de, dünyaya da meydanokumak ancak felsefe, bilim ve Din hadisileri ile olursa doğru olur. Ne yapacaksın Malazgirt'te; ata binip ok mu atacaksın Abd'ye karşı, Amerikandoları'na karşı; haydi git yap öyleyse. Anlamıyorsunuz ki Türkiye'yi kurtarmak ancak sağcısı solcusu, dinlisi dinsizi herkesin felsefe, bilim ve Din hadisileri içinde birlik olması ile olanaklıdır ancak. Ancak siyasi iktidara bakıyoruz; hem felsefe, bilim, Din hadisileri yani insanlığın, dünyanın, tarihin gerçek önderi ile ilgisi yok hem de muhalefete 'Terörist, düşman, vatan haini, münafık' gibi şeyler diyor. Savaşlar mantıkla kazanılırlar, mantıksızlıkla yitirilirler. Haydi siz yanlış yolunuza devam edin, ede ede zaten Türkiye'yi biravuç(bir avuç) Amerikan doları'na muhtaç hale getirdiniz. Keşke yalnızca çalışmak yerine biraz da 'Onlar' gibi konuşsaydınız çünkü insanlar konuşa konuşa anlaşırlar. Abd'ye karşı da, Amerikan doları'na karşı da, Ab'ye karşı da, tüm dünyaya karşı da gerekli olan şey Malazgirt ruhu değil; yalnızca felsefe, bilim ve Din hadisileri ruhudur Türkiye'ye ancak kuşkusuz ki herşeye inşaat, beton, arsa, müteahitlik gözüyle bakan bir siyasi iktidar Malazgirt zaferine de bu açıdan bakacaktır büyük olasılıkla. Dahi Atatürk'ün kurduğu büyük ülkeyi 'Bakkal süpermarkete karşı' haline getirmişler hala konuşuyorlar. Tek yapabildikleri zaten edebiyat ve tiyatro. Ülkede 200 üniversite var ancak sanki tek bir üniversite bile yok gibi çünkü önce ülkede bilimin temelilerinden(temellerinden) olan demokrasi ve laiklik düşmanılığı var. Bir ülke Abd'ye ya felsefe, bilim, Din hadisileri ile alim gibi meydanokur ya Japon kıralı, İran, Kuzey Kore gibi. Bir ülke dünyaya ya felsefe, bilim ve Din hadisileri ile alim gibi meydan okur ya Hitler, Mussolini, Stalin, Franco gibi. Bence herşeye meydan ancak felsefe, bilim ve Din hadisileri ile okunmalı oysa sözümona Pırof adamı üniversite rektörü yapmışsın 'Bize cahil bir nesil lazım' diyor, adamı cumhurbaşkanı yapmışsınız 'Türkçe ile felsefe ve bilim olmaz, Türkçeyi bırakalım' diyor yani demek ki Abd'ye ve Amerikan doları'na karşı savaş gerçekte daha bir Abd başkanına 'Sesini özledim' derken, Amerikan doları 2 Tl iken, Türkiye'de döviz sorunu yokken yitirilmiş de farkında olunmamış. Malazgirt sözcük olarak ne demek diye sorsam kaçı bilir acaba? Yani herşey ezbere. Ezberciliği hayat biçimi yapıp da sineğin kıllarını bile sayan Abd ile de Abtı ile de başedilemez(baş edilemez). İşte bu nedenle ki dini tanımlayan Din hadisileri de 'Din bilimdir, bilim yoksa din de olmaz', Atatürk de 'Hayatta en doğru şey bilimdir' dedi. Ancak görülen ki ortada 'Müteahitlik olmadan ekonomi olmaz, müteahitlik olmadan siyaset olmaz, bilim konuşur müteahitler yapar' diyen tuhaf bir anlayış var. Doğru dünyanın da, doğru ülkenin de, doğru insanın da tek bir doğru hükümdarı vardır; o da felsefe, bilim ve Din hadisileri'dir; gerisi ya siyaset ya ticaret yani cehalet ve nefstir ancak. Bu toprakların işgali hem bu topraklardaki halklar adına hem insanlık adına doğru, iyi, güzel birşey olmuştur çünkü Mustafa Kemal Atatürk gibi bir insanlık, insanca dünya önderini, ve doğru düşünmenin olmazsa olmazlarından olan Türkçeyi yaratmıştır; yoksa Malazgirt zaferi olmasaydı bu topraklarda hala Bizans zulümü, Bizans vahşeti, Bizans barbarlığı olacaktı yani tarihsel açıdan ve insanlık açısından Malazgirt zaferi Türklere bu toprakların kapısını açtığı için ya da Osmanlı'ya yol açtığı için değil büyük Türk dahisi, kahramanı, önderi, yiğit, sayın ve saygın Mustafa Kemal Atatürk'ü yarattığı için zaferdir, önemlidir, değerlidir; eğer Malazgirt zaferi Mustafa Kemal Atatürk'ü yaratmasaydı bu topraklarda taht nefsi için kundaklarındaki bebek kardeşlerini, öz annelerini, öz babalarını, çocuk torunlarını bile öldürtmekten çekinmeyen bir Osmanlı hanedanlığı hüküm sürmekte olacaktı ve Malazgirt zaferi Türkler için bir zafer olsa da insanlık için bir zafer olmayacaktı. Mustafa Kemal Atatürk'ü yaratmasaydı bu topraklar hala ya Bizans vahşeti ya da taht sevdası yüzünden kundaklarındaki bebek kardeşlerini, öz annelerini, öz babalarını, çocuk torunlarına bile öldürtmekten çekinmeyen Osmanlı hanedanlığı vahşeti altında olacaktı. Mustafa Kemal Atatürk'e yalnızca Türkiye, Türkiyeliler değil tüm insanlık ve sultanlarca öldürtülmekten Mustafa Kemal Atatürk sayesinde kurtulan tüm saray bebekleri, saray çocukları, saray anneleri, saray babaları, saray dedeleri, saray nineleri de çok şey borçludur. Malazgirt zaferse ancak bu anlamda zaferdir yoksa kazanılmış inşaat alanı, kazanılmış tarım alanı, kazanılmış fabrika alanı olarak değil; nasıl ki İslam dinderi(peygamberi) sayesinde yalnızca insanlık, yaşayan Arablar değil ve din kurtulmadı, İslam dinderi sayesinde putçularca öldürülmekten henüz doğmamış kız bebekleri, henüz doğmamış kız çocukları, henüz anne rahimine bile düşmemiş kız çocukları da kurtuldu ise Malazgirt zaferi de böyle bir zaferdir; ok yarışları, mızrak yarışları, at yarışları, şölenler, eğlenceler, mangallar, kuzu çevirmeler düzenlenecek, siyaset yapılacak, rant yapılacak, cep doldurulacak, köşk yapılacak, villa yapılacak, ve yalnızca nicel ve yerel bir zafer değil. Malazgirt zaferi'ni anlarsanız böyle anlayın yoksa ne Malazgirt zaferi'ni ne İslamiyet'i ne Türkiye cumhuriyeti devleti'ni anlamış olursunuz; Atatürk'ü ise hiç anlayamazsınız zaten yoksa 200 üniversitesi olan ülkede aileler 'Çocuğum acaba Nal çakma yüksek okulu'na mı gitsin yoksa Meze yapma yüksek okuluna'mı yoksa Mini etek tasarımcılığı yüksek okuluna mı yoksa Balık temzileme yüksek okulu'na mı gitsin?' diye düşünürler. Türkiye'nin alınını(alnını) öncelikle sayın, saygın, dahi, kahraman, insanca insan Mustafa Kemal Atatürk'ün ak alını ak edebilir. Siyasete ve özel sektöre kalsa ülke kapkara bir dünya olur. Önce Atatürk'e saygı, sonra 'Yaşasın felsefe, bilim ve Din hadisileri!', sonra 'Yaşasın Türkiye!'. Ne mutlu Mustafa Kemal Atatürk'e, ne mutlu ona saygı gösterenlere, ne mutlu Mustafa Kemal Atatürk'ün yaratılmasına vesile olan Malazgirt zaferi'ne! Ben Malazgirt zaferi'ni böyle anlarım, böyle yorumlarım yani felsefe, bilim ve dini tanımlayan Din hadisileri ile. Ülkeyi, devleti ve ekonomiyi felsefe, bilim, Din hadisileri ile yönetmiyorsanız; siyaset ve özel sektör ile yönetiyorsanız bir değil bin Malazgirt zaferi ne yapsın size. Necdet Gürçiftçi Bağımsız, özgür, bilimsel, tarafsız, hiçbir dinden olmayan dinli ve bilge İnternette yayınlandığı zaman: 27.8.18/15.59
Kapat/(ESC)
Yorum Düzenleme

Yeni Üyeler

  • ademtok
  • mimu
  • kartanesimKar
  • Ebuelfiya
  • Efeefe
Kapat/(ESC)
Tavsiye
Adınız:
Sizin eposta adresiniz:
Alıcının eposta adresi:
Mesajınız:
Doğrulama Kodu:
captcha refresh
Kapat/(ESC)
İletişim
Adınız:
Eposta adresiniz:
Mesajınız:
Doğrulama Kodu:
captcha refresh
Kapat/(ESC)
Rastgele Şiir