Şiir Defteri

ALEYNA TİLKİ OLAYI (DENEME)

Yazan: Birturkbilgesi
20.09.2018 / 11:42
796 kez görüntülendi
0 yorum yapıldı
Magazin kişileri hakkında yazmayı hiç sevmem ancak nasıl ki örnek ki moda, özel sektör, turizım(turizm), medya, siyaset artık masum bir olay değil, sanat da artık masum bir olay değil. Aleyna Tilki gerçekte Türkiye'deki hem eğitim yapısının başarısızlığının yani eğitimdeki çöküşün somut ve zirve örneğidir hem de birilerince 'geleneksel', bence ise felsefe, bilim, din erdemilerine uygun yani toplumcu, toplumsal aile yapısına aykırılığın yani aile kurumundaki çöküşün sanat alanında somut ve zirve bir örneğidir. Düşünün: 16 yaşında bir liseli kız çocuğu müzik diye, sanat diye, sanatçılık diye video kılibi(klibi) denilen şeyde yarıçıplak ve erotik dans ediyor; ve bu kılip televizyonda, internette gösteriliyor ve büyük bir beğeni ile izleyen tuhaf, yoz bir kesimin övgülerine sahip oluyor; sokaklarda, yollarda yarıçıplak ve erotik danslı müzik çalıyor. Yani toplumda bir kesim erotik danslı liseli bu kız çocuğuna yöneliyor, odaklanıyor, yoğunlaşıyor ki bu hal anne, baba, kardeş sevgisi ile olmasa gerek değil mi? Ve ikidebir(ikide bir) dinden imandan söz eden tuhaf siyasi iktidar; çocukların cinsel nesne yapılmasına karşı savaşım içinde gösteriyor kendisini. Yapabildiği ya da yaptığı tek şey bu liseli kız çocuğunun barlarda, pavyonlarda, gece kulübülerinde sahneye çıkmasını yasaklamak. Yani televizyondan ve internetten istenilen kadar izlenebilir. Sonra bir de 'yerli ve milli' öyle mi? Ve yine düşünün: Bir aile düşünün; 16 yaşındaki liseli kız çocukları tüm dünyaya yarıçıplak erotik dans ediyor. Sonra bir de 'yerli ve milli' öyle mi? Felsefe, bilim ve dini tanımlayan Din hadisileri üzerine kurulu gerçek, doğru bir devlet ise şöyle yapardı: Kılibi yasaklardı, kızı liseden atardı; ailesine de o kılibi yapanlara, yaptıranlara, gösterenlere de büyük ceza verirdi. Yani eğitim kurumundaki çöküş: Alim, alime, düşünür, bilge, bilimci, yazar, şair yetiştirmesi gereken eğitim göz göre göre, göstere göstere akıla aykırı ve ahlaka aykırı bir dünya oluşturuyor. Yani aile kurumundaki çöküş: Kız çocuğu televizyonda, internette; müzik, sanat, sanatçılık adı altında yarçıplak, erotik danslar ediyor; tepki yok, sahiplenme var. Neden böyle? Çünkü Türkiye'yi gerçekte ne devlet ne siyasi iktidar yönetiyor; Türkiye'yi gerçekte yöneten şey turizım(turizm) diye pılajlardan sokaklara, gencinden yaşlısına, bayından bayanına, okumuşundan cahiline, kapitalistinden siyasetçisine kadar soyan moda adlı zehir, moda adlı uyuşturucu, moda adlı küresel saldırı silahıdır. Yani şimdi bu sözde sanatçıyı, sözde ünlüyü örnek, amaç alan sayısız kız çocuğu ve sayısız aile oluştu ülkede. Sonra da sen okullarda istediğin kadar eğitim ver, istediğin kadar din, ahlak, vatan, millet dersi ver. Moda harddiski çökerten virüs gibidir; okullarda istenildiği kadar eğitim verilsin, bir anda beyinleri yeniden formata gerek gösterecek kadar çökertir. Siyasetçilere bakıyoruz. Onlar da moda içindeler. Yani ülkeyi dev bir balığa benzetirsek; balık kuyruğundan başına kadar moda içinde. Oysa Atatürk'ün 'Sanatsız kalmış bir milletin hayat damarlarından biri kopmuş demetir' sözündeki sanat felsefe, bilim ve ahlak üzerine kurulu, ve toplumu insanca eğitici bir sanattır. Biliyorsunuz; Tuğçe Kazaz isimli manken yanlış hayatının nedenini ve suçunu Atatürk'ün üzerine attı idi. Aynı tuhaflık bu sözde sanatçıda da görüldü; Aleyna Tilki dün akşam televizyona haber olan bir konuda dedi ki 'Ben halk ne istediyse onu yaptım, ben halkın istediğini yaptım, ben halkın istediğini yapıyorum.'. Yani bu eğitim düzeni nasıl bir eğitim düzenidir ki halk senin yarıçıplak, erotik danslar yapmanı mı istiyor? Yani Müslüman halk senin böyle yapmanı mı istiyor yani; ya da 'senin halkın' dinle imanla, ahlakla edeble ilgisi olmayan bir başka halk mı? Yani bu nasıl bir aile düzenidir ki çocuklara, gençlere ahlak edeb, akıl mantık tanımayan bir dünyayı öğretiyor. Yani bu nasıl sanat, sanatçılık ki sanat diye ne kadar akıldışılık, ahlakdışılık varsa sanat sayıyor. Yani bu nasıl medya ki biryandan Ramazan ayı'nda, kandil gecelerinde dinden imandan, Allah'tan peygamberden söz edip biryandan da yarıçıplak, erotik danslar eden bir kız çocuğunu ekranlarına çıkarıyor, ona övgüler düzüyor? Bu hal ne İslamiyet dini inançına uygun bir haldir ne dine uygun bir haldir ne akıla mantığa uygun bir haldir ne insanca insanlığa uygun bir haldir ne Atatürkçülüğe uygun bir haldir ne milliyetçiliğe uygun bir haldir ne komünistliğe uygun bir haldir; bu hal olsa olsa her türlü akıl, ahlak, vicdan, insanlık değerini yitirmiş Batıya uygun bir haldir. Moda denilen Batı, moda esiri sanatçılar eğitimi ve aileyi çökertiyor, siz de biryandan 'milli ve yerli olmak' diye birşeyler söylüyorsunuz öyle mi? Bu halin nesi yerli ve milli? Tüm bu halin ana nedeni nefs, bunun alt nedeni moda; bunun da alt nedenleri Din hadisileri'nden yoksun siyaset, Din hadisileri'nden yoksun özel sektör, zina, çıplaklık, eşcinsellik, ahlakdışı moda, akıldışı moda gibi şeyleri yasaklamayan hukuktur. Kuşkusuz ki zinanın, çıplaklığın, genelevlerin, sıtriptiz(striptiz) kulübülerinin, seks shopların, pavyonların, ortalıkta bikini, mayo diye sütyen-külot dolaşmanın, eşcinsel evliliğin bile serbest olduğu, öğretmenlerin bile modanın kölesi olduğu bir ülkede akıl ve ahlak alanı daralırken akıldışılık ve ahlakdışılık alanı büyür, çoğalır, genişler. Önderiniz ne siyasetçiler ne Batı ne başka birşey olsun; tek önderiniz felsefe, bilim ve Din hadisileri olsun, yoksa doğru ile yanlış, iyi ile kötü, gerçek ile yalan hep birbirlerine karışır. Yani bu durumda; düşünür, alim, alime, bilge yerine ahlak, edeb, akıl, bilimsellik, Din hadiisleri tanımayan insanlar üreten ya da üremesine engel olamayan bir eğitime karşı vicdani red hakkı zorunlu olarak oluşur. Bir ülkede çıplaklar çoğalıyorsa o ülkede gerçek, doğru eğitim yok demektir. Bir ülkede moda egemenliği varsa o ülkede eğitimin egemenliği yok demektir. Ahlak zekanın, akılın, mantığın zirvesidir; yani bir ülkede ahlak azaldıkça azalacak birşey de nitel zeka, nitel akıl, nitel mantık seviyesidir ki bu durumda ne kadar okul, üniversite açılırsa açılsın, ne kadar eğitim verilirse verilsin; hep yanlış ve kötü kazanır. Ancak zaten ki taht nefsi için bebek, çocuk kardeşlerini; öz annelerini, öz babalarını bile öldürtmekten çekinmemiş Osmanlı hanedanlığı'nı baştaçı eden bir siyasi partiden ve eğitimden gerçek, doğru eğitim de beklenilemez. Yani bu kafa ile; bugünün türbanlıları, yarının bikinili, mayolu adayıları olur ki bir türbanlının yanında bir de açıksaçık ya da daracık giyimli bayan görülmesinin gittikçe yaygınlaşması da bu yolda masum görünen bir adımdır zaten çünkü bir türbanlının açıksaçık ya da daracık giyimli biri ile dolaşması, gezmesi zaten kendi dini inançı adına da, din adına da tutarsızlıktır. İşte bu nedenle ki ailesinin yanında, yaşamakta olduğu çevrede türbanlı, tesettürlü olup da yazları başka yerlerde bikinilileri, mayoluları görebilirsiniz; işte bu nedenle ki herkesin içinde bikinili mayolu olan öğretmenler görebilirsiniz ki acaba onlara yani utanmayı bile dışlamışlara onlara 'yeni nesil' nasıl emanet edilecek? Yani hal şu ki yeni nesili bir balığa benzetirsek ahlakdışı ve akıldışı moda o balığın etini üstelik de ustaca sıyırıp, kılçıklarını ülkeye bırakmaktadır. Sonra da bakarsınız; alime olması gereken bir çocuk açıksaçık, erotik danslar ediyor televizyonda, internette; ve utanması ya da üzülmesi gereken medya tepki göstermek yerine şakşak yapıyor. Yani hal bu ki: Aleyna Tilki olayı basit bir olay değildir: Hem eğitimdeki hem toplumdaki büyük ve derin çöküşün; büyük ve derin yıkılışın ayak sesidir. Ancak diyebilirsiniz ki Osmanlı'da cariyeler vardı; kimilerince iddia fotoğrafa göre, kimilerince fotomontaj fotoğrafa göre Atatürk mayolu, baylı bayanlı gençlerle aynı havuzda yüzmüş; ancak temel doğru olan şey ne Osmanlı'dır ne Atatürk ne peygamberler ne dini inançlar ne ilahlar ne hükümdarlar ne düzenler ne hayat ne özgürlük ne demokrasi ne laiklik ne eğitim ne hukuk ne adalet ne sanat ne edebiyat ne bilimciler ne alimler ne alimeler ne düşünürler ne bilgeler; temel doğru olan tek şey felsefe, bilim ve Din hadiisleri'dir ki Atatürk de bu gerçeği zaten 'Hayatta en doğru yol bilimdir' ve 'Benim sözlerimle bilimin sözleri çelişirse beni değil bilimi dinleyin' sözü ile anlatmıştır yani Atatürk içti diye ne sigara, içki içilir ne de Atatürk yüzme konusunda öyle birşey bile yapmış olsa Atatürk yaptı diye öyle yapılır yoksa bu hal peygamberleri kendisinden yaşlı biri ile evli idi diye bayların kendilerinden yaşlı bayanlarla evlenmeyi sünnet ya da din saymaya benzer. Gerçekler ve doğrular kişilerin ayak izileri değil felsefenin, bilimin ve Din hadisileri'nin ayak izileridir; gerçekler ve doğrular insanların sesileri değil felsefenin, bilimin ve Din hadisleri'nin sesileridir. Unutulmasın ki Atatürk Atatürkçü değildi; 'Hayatta en doğru olan bilimdir' sözündeki gibi bilimci; 'Ben insanın ahlaklısını severim' sözündeki gibi ahlakçı idi. Sorarım size: Aleyna Tilki'nin yarıçıplak, erotik, şehvetli kulüplerinde nerede bilim nerede ahlak? Ve bu soruyu tüm sanatlar ve tüm sanatçılar için de, tüm ülke için de, tüm dünya için de soruyorum. Yani hem zinanın, çıplaklığın, eşcinselliğin yasak olmadığı hem de bikinili, mayolu, yarıçıplak öğretmenlerin bikinili, mayolu, yarıçıplak aynı cinsten olsun olmasın öğrencileri ile aynı havuza, aynı suya girebildiği bir ülkede felsefe, bilim ve Din hadisileri adına da eğitim adına da yeni nesiller adlarına da ne bekleyebilirsiniz. Ne felsefe ne bilim ne Din hadisileri ne akıl ne mantık ne özgürlük ne insancalık ne demokrasi ne laiklik 'Keyifine bak' değildir. Eğer 'Keyifine bak' ise yalnızca bu ülke değil tüm dünya pavyona döner. Kusura bakılmasın da Aleyna Tilki'yi alkışlayanlar ne felsefeden ne bilimden ne dinden söz edebilirler. Öyle olsaydı zaten Sodom, Gomora ve Pompei dinin laneti değil dinin zirvesi olurdu değil mi? Belli ki bu kafayla ve bu gidişle insanlık değil ancak Sodom, Gomora, Popmei küllerinden yeniden doğar. 'Yuh, ayıp' denilecek hallere, durumlara, görüntülere alkış tutmaya başlamışsanız felsefeden, bilimden, Din hadisileri'nden, demokrasiden, laiklikten, özgüürlükten, akıldan, mantıktan, vicdandan, dürüstlükten, adillikten, güvenilirlikten, insancalıktan ve Türkiye'den uzaklaşıyorsunuz demektir; ve bu durumda sizi yenen şey Dolar kılığındaki yoz Batı değil, moda kılığındaki yoz Batı olur. Yani düşünün: Bu eğitim düzeni bugün çıplakları ve Cehennem denilen işkenceyi savunan insanları yetiştiriyorsa yarın neler yetiştirmez. Örnek ki Abd'de televizyonda uuyuşturucu çeken, sahnede sevişen, sahnede masturbasyon yapan sözde ünlüler var. Ezberci eğitim düşmanlığı ile yapılmak istenilen asıl şey gerçekte 'Toplumun ahlakçı, toplumcu, erdemli, insani belleğini/hafızasını silmektir. Ve dün yüzü açtırmakla masumca başlayan modanın bugün getirdiği sütyen-külot çıplaklık, akıldışılık, ahlakdışılık, insanlıkdışılık, canavar hali ortada; hal böyle iken bir de okullara giyim ve görünüm serbestliği adı altında, öğretmeninden öğrencisine kadar moda sokuldu; sonra da bu eğitim düzeninden hayr(hayır) bekle. Açık ki bu eğitim düzeni Lady Gaga'lar, Bill Gates'ler, Elon Musk'lar, öyle ki Hitler'ler bile yaratabilir ancak asla düşünürler, alimler, alimeler, bilgeler yaratamaz. Aleyna Tilki dünyası gibi dünyaların, Aleyna Tilki hayalleri gibi hayallerin düşünür, alim, alime, bilge olmayı amaçlamadıkları da ortada; öyleyse eğitim neden; gerçek, doğru eğitimi yok etmek için mi? Ahlakın olmadığı yerde doğru sanat da, doğru sanatçılık da, doğru eğitim de, doğru özgürlük de, doğru laiklik de, doğru demokrasi de, doğru devlet de, doğru vatan da, doğru ülke de, doğru toplum da yoktur çünkü gerçek, doğru ahlak tabu değil zekanın, akılın ve mantığın ve bilimin en yüksek zirvesidir. Yerli ve milli olmak istiyorsanız da; değil Abd'ye, dünyaya bile önder olmak istiyorsanız; önce ahlaktan başlayın, önce akıldışı-ahlakdışı modaya, turizıma, medyaya ve sanata karşı olmaktan başlayın yoksa tek yerli ve milli yeriniz ancak ayranlarınız olur. Ne yazık ki şu an ülkede gençliğin de sanatın da önderi, lideri eğitim, devlet, hükümet, Türkiye, felsefe, bilim, Din hadisileri, akılmantık, ahlakedeb değil; dışarıda Lady Gaga, içeride Aleyna Tilki gibiler yani yoz, akıldışı, ahlakdışı, insanlıkdışı Batı. Yerli ve milli olmak istiyorsanız önce bu alandan başlayın yoksa Türkiye'de yabancı şirketlerce üretilen yabancı mallara bile 'Yerli malı' damgası vurursunuz. Yerli ve milli olmak önce ahlaka edebe sahip çıkmaktan başlar. Necdet Gürçiftçi Bağımsız, özgür, bilimsel, tarafsız; hiçbir dini inançtan ve hiçkimseden yana olmayan dinli ve bilge İnternette yayınlandığı zaman: 20.9.18/11.39
Kapat/(ESC)
Yorum Düzenleme

Yeni Üyeler

  • Pirinctanesi
  • Mefail
  • turgaykurtulus
  • Celal
  • umsena
Kapat/(ESC)
Tavsiye
Adınız:
Sizin eposta adresiniz:
Alıcının eposta adresi:
Mesajınız:
Doğrulama Kodu:
captcha refresh
Kapat/(ESC)
İletişim
Adınız:
Eposta adresiniz:
Mesajınız:
Doğrulama Kodu:
captcha refresh
Kapat/(ESC)
Rastgele Şiir