Şiir Defteri

AKP'DEN HİTLER TAKTİĞİ Mİ? (DENEME)

Yazan: Birturkbilgesi
26.06.2018 / 07:05
763 kez görüntülendi
0 yorum yapıldı
Erdoğan tersini söylese de 2018 seçimlerini ne Türk milleti kazandı ne Türkiye toplumu ne Türkiye ne demokrasi ne milli irade. Yine kazanan dini tanımlayan Din hadisileri'nin dediği gibi dinin en büyük iki düşmanı olan cehalet ve nefs çünkü siyaset demek cehalet ve nefs demektir. Erdoğan seçim zaferi konusunda yaptığı Balkon konuşmasında 'Bu zaferi dünyanın tüm siyaset bilimcileri bir araya gelip yıllarca çalışsa yine de bunu zor çözer' deyip bilime meydan okumuş ve üniversite diploması konusundaki şaibeyi daha da güçlendirmiştir çünkü bir üniversite mezunu bilime saygı, amaç, değer, önderlik vermiyorsa neden üniversiteye gitsin? Yani 'Bilimciler bunu zor çözer' demek bilimdışı inançlarda yagın olan 'Bilim adamları bile bu sırrı çözemedi' bilimdışılık, bilime aykırılık kültürünün bir uzantısıdır; Erdoğan o sözüyle yalnızca bilime, bilimcilere değil dünyaya da meydan okumuş olmaktadır ki bu da hiç bilime uygun, bilimsel bir durum değildir çünkü dini tanımlayan Din hadisileri bile 'Din bilimdir, bilim yoksa dinde yoktur' der ve Atatürk de 'En doğru olan bilimdir, beni değil bilimi dinleyin' der yani Erdoğan o sözü din ve bilim adına çok tuhaf oluyor. 2018 seçimlerini Akp'nin kazanması Türkiye'yi doğru yola sokmadı; daha genel, daha büyük, daha nitel bir yanlış yola soktu. Akp öncesi Türkiye de doğru yolda değildi ancak Akp'li Türkiye de doğru yolda değil; Akp'nin yaptığı yalnızca şu: Yanlış yolu daha da büyültmek ve daha da cafcaflaştırmak, daha da gösterişli hale getirmek. Gelinin oynaması doğru ise ve gelin oynamasını bilmiyorsa gelinin yerini genişletmek doğru değildir. Önemli olan şey bir ülkeyi felsefenin, bilimin ve bilimi tanımlayan Din hadisileri'nin yönetmesidir; bir kişinin ya da bin kişinin yönetmesi ya da bir siyasi parti yerine başka bir siyasi partinin yönetmesi ya da yetişkin insan erkekilerinin(erkeğilerinin) yerine yetişkin insan bayanılarının(bayanlarının) ya da yetişkin insan dişisileri yerine yetişkin insan erkekilerinin ya da yaşlıların yerine gençlerin ya da gençler yerine yaşlıların ya da doktorların ya da mühendislerin ya da öğretmenlerin ya da hukukçuların yönetmsi değil. Bakmayın siz dünyadaki Hitler düşmanılığına; Hitler taktikleri gerçekte Abd'nin bile uygulamakta olduğu taktikler; onlar Hitler'e düşmanlar, taktiklerine değil; nicel açıdan olarak seçmenin %90'ının oyunu almış ve Avrupa'yı işgale başlamış bir kişinin bu nicel başarısılarına açık ki sırt dönecek değil bir cehalet ve nefs yozluğu olan siyaset. Dönemin Abd başkanınca dönemin başbakanı Erdoğan'a devlet, ülke yönetimi konusunda bir Cd hediye edilmişti, o Cd'de neler var acaba? Büyük olasılıkla en başta, Türkiye'de, bir televizyon kanalında da yayınlanmış olan Abd'nin derin tarihi' adlı belgesel de vardır. Acaba Erdoğan'ın 'Çıraklık, kalfalık, ustalık' savları Mimar Sinan'dan mı yoksa o Cd'den mi kaynaklanmakta; çünkü Mimar Sinan inşat(inşaat) yaptı, Erdoğan ise inşaat değil siyaset yapıyor. Öncelikle bilinmeli ki Hitler aslında Alman değildi, sonradan Alman vatandaşı oldu, siyasete girebilmek, milletvekili olabilmek için. Ve önce işçilere ait bir siyasi parti üyesi idi. 1932 yılında Hitler %36.8 oy aldı ve cumhurbaşkanı seçilemedi; rakibi Hindenburg ise %53 oy alıp cumhurbaşkanı seçildi. Sanayi, finans ve sigorta devlerinden büyük bir para gücü sağlayıp oyunu %44'e çıkaran Hitler 1933 yılında artık iktidarda olan Hitler kendini 'Kendisini 'Almanların yanılmaz büyük lideri' ilan etti; bu 'Her konuyu herkesten iyi bilen, her konuda konuşabilen' anlamına geliyordu; Hitler 1934 halk oylamasında ise %90 oy aldı. Peki bunu nasıl başardı? Hitler'nden bu yana Abd ve Ab dahil tüm devletlerin ve tüm siyasetçilerin peşinde koştuğu sır işte budur. Savım ki Hitler'e %90 oy aldıran taktiğine bakalım; burada konunun temel bazı yönlerine değineceğim, gerisine internetten bakarsınız: 1- Hitler önce kendisini adeta bir 'Zenci' yani 'Dışlanmış, ötekileştirilmiş' biri olarak gösterdi ve kendilerini 'Eziklik, dışlanmışlık' duygusu içinde hissedenleri yanına topladı öyle ki zaten zengininden fakirine, saf kan Almanından Yahudisine kadar herkes kendisini eziklik, dışlanmışlık duygusu içinde hissediyordu; örneğin zenginler işçilerin toplumda çoğalması, hayata egemen olmaya başlaması ile kendilerini işçiler tarafından baskıda olanlar, işçiler tarafında kuşatılanlar olarak görüp ruhsal eziklik ve dışlanma duygusu yaşıyorlardı ki o zamanlar işçilerin yoksul, pis ve hırpani hallerini bir düşünün; Yahudiler ise Yahudi olmayanlar tarafından aşağılandıklarını düşünüyorlardı yani onlar da bu yönden bir eziklik ve dışlanma duygusu yaşıyorlardı ki Hitler'in Kavgam kitabında Hitler onları açıkça aşağılamaktadır zaten; çingeneler de çingene olmayan herkesin kendilerini aşağıladıkları ve dışladıkları hissinde idiler; yani Hitler hem her toplumsal kesimde aşağılanmışlık duygularını tahrik edip açığa çıkartıyor, daha da güçlendiriyordu, daha da tahrik ediyordu hem de toplumları aşağılanmışlık duyguları ile birbirlerine karşı tahrik ve düşman ediyordu; Türkiye'yi düşünün, Yeni anayasa oylaması'na 'Hayır' diyecek olanlara da, 2018 erken seçimilerinde de 'Millet ittifakı'na 'Terörist'e varılıncaya kadar hakaretler, aşağılamalar edilmedi mi? Hatırlarsınız Akp başkanı Erdoğan'da başlarda 'Bize Zenci muamelesi yaptılar hep' diyordu, 'Mağdur'ları oynuyordu; ve 'Kasımpaşa'lılık' yapıyordu. Öyle ki medyadaki habere göre önce 'Ben Gürcü'yüm' demiş, sonra da onu söylediğini inkar etmiş. Hitler de aynısını yaptı, hep 'Ezilenleri, dışlananları, haksızlığa uğrayanları' oynadı, ne kadar tuhaf değil mi? Abd'de baba Bush da, oğul Bush da aynı şeyi El kaide terörü ile yaptı; Obama zenciler ve göçmenler ile yaptı. Yani hep Hitler'in kullandığı 'Eziklik duygusu' duygusu kullanımı. Hitler insanlardaki ve toplumsal kesimlerdeki eziklik ve dışlanmışlık duygularının onları birbirlerine düşman edeceğini biliyordu ancak bunun toplum içinde bir çatışmaya yol açacağını da biliyordu ve bunu henüz istemiyordu ancak bu durumun yok olmasını da ileride kullanmak için, istemiyordu, küllü tutmaya yöneldi; buyüzden(Bu yüzden) Hitler'e bir de 'Dış düşman, dış mihrak' gerekliydi, öyle ki evrensel, genel, çok büyük, çok güçlü, çok öfkelendirici, çok galeyana getici, çok büyük bir tehlike olmalıydı yani 'Sovyetler birliği ve komünizım(komünizm). Akp'li Türkiye'de ise Fetö, Esad yani Suriyeliler ve Pkk üzerinden ve bir ara da idam cezası üzerinden yapıldı; hatırlarsınız Erdoğan her akşam televizyona çıkıp Zeytindalı'nda o gün öldürülmüş terörist(terörcü) sayısını söylüyordu; ve Akp hergün, sürekli olarak Fetö ve Pkk teörünü gündemde tuttu, öyle ki üzerine yoğunlaştığı ana, temel konu bu oldu çünkü milleti en çok oranda olarak bir araya toplayabilecek en büyük ya da tek konu bu idi. Ve hatırlarsınız bir ara 'İdam cezası' gündeme aniden bir çığ gibi oturdu ve yine aniden de ortalıktan yok oldu. Yani düşünün; Arka fonda tüm hızıyla Zeytindalı sürüyor, yeni üretilmiş yerli silahlar gösteriliyor, hergün kaç teröristin öldürüldüğü televizyonda bizzat Akp başkanı tarafından söyleniyor, milletin vatanseverlik duyguları dorukta, önde ise seçim oluyor. Yani bir fona meyvalardan(meyvalardan) oluşan bir fotoğraf yansıtın ve insanların önlerine hiçbirşey koymayın ve ne istediklerini sorun; büyük çoğunluğu meyva isteyecektir. Yani Hitler 'Sovyet tehdidi, Sovyet terörü, komünist tehdidi, komünist terörü' diyor; Akp Fetö terörü diyor, Pkk terörü diyor, ne kadar tuhaf değil mi? 2- Hitler ordu üzerinde tam bir güven ve tam bir egemenlik kazanmak için bir gecede çok sayıda Sa üyesinin öldürülmesini emretti ve 85 kişi SS ve Gestapo tarafından öldürüldü. Bu olay tarihe 'Röhm darbesi' ve 'Sinek kuşu operasyonu' adlarıyla geçti. Ss'ler Hitler'in korumaları iken Sa'lar Nazi'liğin yayılması için çalışanlardı yani Hitler Sa öldürtüp milletine ve orduya 'Bakın ben artık Nazi değilim' diye göstermek ve hem milletini hem orduyu kandırmak ve üstelerinde güven kurmak istemiş. Akp Türkiye'sinde ise ordunun güveni Fetö'ye karşı savaşla ve yerli silah ve yerli savaş araçları üretimi ile sağlandı. Hitler 'Sinekkuşu operasyonu' yapıyor, Akp ise 'Zeytindalı operasyonu' yapıyor, ne kadar tuhaf değil mi? 3- Hitler özel Nazi selamını çıkardı, kolun öne ve yukarı uzatıldığı; Akp de 'Rabia işareti' dediği ve ne rabianın anlamı ile ne de şair Rabia ile ilgisi olan bir işareti çıkardı. Zaten gerçeklerin ve doğruların ya da iyilerin işaretlere, fetişlere, simgelere gereksinimi olmaz çünkü bunlar gözboyamak(göz boyamak) içindir. Bakın Bahçeli de el parmakıları(parmağıları) ile kurt işareti yapmayı çıkardı, Amerikan rockçılarında olduğu gibi. Yani bir de Atatürk'e bakın, hiçbir el işareti, parmak işareti, kol işareti var mı? El, parmak, kol işaretileri zaten felsefedışı, bilimdışı, Din hadisileri'ne aykırı argo dünyasında bolca kulanılır yani felsefede, bilimde, Din hadisileri'nde böyle şeyler olmaz çünkü insanları ve toplumları nesneciliğe, maddiyatçılığa, sanıcılığa gönderir. Erdoğan 2018 erken seçimileri zaferi üzerine Balkon konuşması'da dedi ki 'Seçimin galibinin Erdoğan olduğunu Ysk açıkladı'; bir insanın kendisinden 3. şahıs olarak açıklaması tuhaftır hep ve büyük olasılıkla da bir 'Kendini beğenmişlik kültürü' kültürüdür. Ancak bir tuhaf yönde şu ki Erdoğan Balkon konuşmasında seçimin galibi 'Demokrasi, millet iradesi, Türk milleti' demişti ancak o sözünde seçimin galibinin 'Erdoğan' olduğunu söyledi. Bir de Muharrem İnce'den %20 çok oy aldığını söyledi; oysa nicelikle övünmek dinin en nefret ettiği şey ve en büyük cehalet olan nefsle övünmektir, Hitler de %90 oy almıştı. Erdoğan yine Balkon konuşması'da Batıda seçimlere katılımın azlığından, düşüklüğünden söz etti ve 2018 erken seçimilerine katılımın büyüklüğü ile övündü; oysa Batı seçimlere katılımın azlığı demokrasiye yani hukuka güvenden gelir yani Batılı bilir ki seçime katılsa da katılmasa da demokrasi ve hakları devlet, demokrasi ve hukuk tarafından korunacaktır; yani bir ülkede seçimlere katılımın çokluğu gerçekte o ülkede demokrasi, hukuk, özgürlük ve insan hakları konusularında büyük sorunların varlığını gösterebilir. Yani bilime meydan okumalar, dünyaya meydan okumalar, konuları yanlış yorumlamalar; işte Akp bu. Milletler böyle birşeyi sonsuza kadar bile kabul edebilirler ancak felsefe, bilim, Din hadisileri ve tarih kabul etmez. Gerçekler, doğrular, doğru ülke, doğru millet, doğru vatan seçim sandıkıları(sandıkları), halk ile, siyaset ile değil felsefe, bilim ve Din hadisileri ile olur ancak. Nicel kazançlar, nicel zaferlar kazanabilirsiniz; 3. Aleksandros(Büyük İskender denilen zat), Sezar, Cengiz han da birzamanlar(bir zamanlar) nerelere kadardılar, şimdi neredeler. Asıl zafer milletlerin, halkların, seçim sandıkılarının, siyasetçilerin, ticaretçilerin, cehaletin, nefsin zaferi değil; felsefenin, bilimin ve Din hadisileri'nin zaferidir. Seçim sandıkılarına gidenlere sorun bakalım; kaçı felsefe, bilim, Din hadisileri biliyor? Cehalet ve nefsle yapılan tarih yalnızca cehalet ve nefstir; siyasetle yapılan tarih yalnızca cehalet ve nefstir çünkü siyaset zaten cehalet ve nefstir. Ne zaferi? Felsefe, bilim ve Din hadisileri kazanmamışsa kazanan yoktur; kaybeden vardır çünkü felsefeyi, bilimi ve Din hadisileri'ni seçmemek zafer değil hezimettir. Dünya siyasetini anlamak mı istiyorsunuz? Hitler'i tekrar tekrar okuyuni araştırın, inceleyin, yorumların; göreceksiniz Abd bile Hitler'i taklit ediyor öyle ki 'Başkanın adamları' gibi filımları(filmleri) ile bile. Dikkat edin; 'Eziklik duygusu' artık eski halinde bile değil; eskiden zulüm görene yardım edilirdi ve zulüm edene de insanca, merhametle davranılırdı oysa günümüzde ise zulüm görene yardım ediliyor, zulüm eden ise linç ediliyor yani 'ayırmak' artık 'Linç'e dönüşmüş durumda, linç ise savaş isteğinin yani barış düşmanılığının kardeşilerindendir yani eziklik duygusu öyle masum bir duygu, masum bir duurum değil artık, bu yüzden de demokrasi düşmanı siyasetçiliğin çok işine geliyor. 'Bilim çözemez, bilimciler çözemez' deme kardeşim; bal gibi çözerler; bilimin çözemeyeceği şey yoktur, birşey varsa bilim mutlaka çözer. Bakın elinizdeki ceptelefonlarını bile yaratan bilim. Hastalandığınızda siyasetçilere değil hastahanelere, doktorlara yani tıppa yani bilime koşuyorsunuz. Bu evrende hiçbirşey bilimden saklı ve bilimden gizli kalmaz, o herşeyi ergeç bilir. Gerçek ki felsefe, bilim ve Din hadisileri değil de bir siyaset olan Akp ve Akp aleminin zaferi felsefenin, bilimin ve Din hadisileri'nin yani bu evrendeki en doğru şeyin oyunu değil yalnızca cehaletin ve nefsin oyunu aldı; öteki siyasi partiler de öyle; çünkü siyaset demek zaten felsefe, bilim ve Din hadisileri değil cehalet ve nefs demektir. Tek doğru çözüm, tek doğru yönetim biçimi felsefe, bilim ve Din hadisileri'dir. 2018 seçimleri zaferi gerçekte Akp'nin zaferi değil sonunun başlangıçıdır çünkü bunca maddi ve manevi olanağına karşın; birbirinden ustaca bunca televizyon reklamlarına karşın alabildiği oy yine aynı; yani bunca uygulamaya karşın Akp'nin en az %70'ler civarında oy alması gerekirdi; yani düşünün '15 temmuz derneği' bile Akp için, Cumhur ittifakı için ve Chp'ye, Millet ittifakı'na karşı kullanıldı üstelik de vicdansızca . Çünkü felsefe, bilim ve Din hadisileri'ne aykırılığa sonsuzluk değil yalnızca son vardır. Hani bir fıkra vardır: Kafası cellat tarafından baltayla ya da kılıçla kesilecek olan idam mahkumu dakikalar geçer, hala sağdır ve şaşkınlıkla ve alayla cellada 'Hani bir de senin için çok usta cellattır' diyorlardı' der. Cellat da 'Kafanı salla' der, mahkum da kafasını sallar ve kafası yere düşer yani cellad mahkumun kafasını çoktan kesmiştir de mahkumun haberi bile yoktur. Akp de şu an böyle bir durumda işte, artık yalnızca kafasını sallaması kaldı çünkü felsefeye, bilime ve Din hadisileri'ne aykırı olan iktidarlar ve devletler asla sonsuza kadar var olamazlar. Yani Akp dünyası, Akp alemi Türkiye için henüz yeni başlıyor; şimdiye kadar yaptıkları yalnızca 'Reklamlar'dı, 'Isınma turu'larıydı. Din hadisileri 'Peygamberlerin varisileri alimlerdir' der yani 'Bilim' der yani 'Siyasetçilerdir' yani 'Siyasettir' demez. Necdet Gürçiftçi İnternette yayınlandığı zaman: 25.6.18/11.19
Kapat/(ESC)
Yorum Düzenleme

Yeni Üyeler

  • ademtok
  • mimu
  • kartanesimKar
  • Ebuelfiya
  • Efeefe
Kapat/(ESC)
Tavsiye
Adınız:
Sizin eposta adresiniz:
Alıcının eposta adresi:
Mesajınız:
Doğrulama Kodu:
captcha refresh
Kapat/(ESC)
İletişim
Adınız:
Eposta adresiniz:
Mesajınız:
Doğrulama Kodu:
captcha refresh
Kapat/(ESC)
Rastgele Şiir