Şiir Defteri

ABDURRAHMAN DİLİPAK'IN MANTIKSIZ MANTIĞI SAVIM (DENEME)

Yazan: Birturkbilgesi
15.11.2019 / 02:58
778 kez görüntülendi
0 yorum yapıldı
Abdurrahman Dilipak isimli kişi Yeni akit adlı merdivenaltı medya organında 10 kasım 2019 tarihli 'Sevgi ve saygı, zorla mı? adlı yazısında: 1- 'Zorla ne sevgi olur ne de saygı. Boyun eğdirirseniz kendinizi alkışlatabilir ve önünüzde eğilmeye zorlayabilirsiniz. Bir arada yaşayacaksak birbirimize tahammül etmeyi öğrenmeliyiz. Bu da birbirimizin üzerinde baskı kurmamakla mümkün. Şeytana tapan biri beni niye sevsin ya da bana saygı duysun ki, ya da ben sürekli şerrinden Allah'a sığındığım birine sevgi ya da saygı duyayım ki!' demiş. Anlamadığı şey şu: Atatürk'ü anlayamayan insanlardan zaten Atatürk'e saygı beklenmez; istenilen şey Atatürk'e saygısızlık edilmemesidir ki bu vatanı ve milleti Avrupa birleşik faşist ordusundan kurtarmış bir insana saygı duymamak zaten akıl-ruh sağlığı ile zıt bir durumdur. Bakın ben; Müslüman olmamama ve Arab olmamama karşın Muhammed'e saygı duyuyorum, neden; dini tarihte ilk kez bilimsel ve insani tanımladığı için, ve halkını bazı yanlışlardan kurtardığı için, ve kız bebeklerini diri diri mezar koyulmaktan kurtardığı için. Yani istenirse insanlara saygı duyulabilecek evrensel ve insani değerler bulunabilir. Demek ki koskoca Atatürk'e saygı duyacak birşey bulamayan kafa ya akıl-ruh olarak sağlıksızlıktır ya da Türkiye'yi yok etmek isteyen devletler yararına, Türkiye karşıtı ajanlıktır. 2- 10 kasım'ı ya da Atatürk heykellerini sanırım putlarla kıyaslamış gibi çünkü 'Hz. Muhammed devrinde Mekke'de yaşıyorsam, putlara saygı duymam mı gerekecekti! Ya da Hz. İbrahim, Nemrud'a, put yapan babasının yaptığı putlara saygı mı duyması gerekiyordu' diye yazmış. Belli ki Dilipak Atatürk heykeli ile put arasındaki farkı ya bilmiyor ya da anlamak istememesi kasıtlı ve artniyetli olmalı çünkü neden şöyle dememiş acaba: 'Hz Muhammed devrinde Mekke'de yaşıyorsam, Hz Muhammed'e ya da Kabe'ye saygı duymam mı gerekecekti!'; çünkü ne Atatürk puta tapanlar gibi bilimdışı biri ne de Atatürk heykeli putlar gibi tapılan, kutsanan, ilah edilen birşey. Ve 10 kasım'da yapılan şey heykele saygı duymak değil. Ve Atatürkçülük de Atatürk düşmanlarından Atatürk'e saygı isteyecek kadar da akıl ya da kişilik yoksunu değil; bilime ve ahlak saygı duymayanlar Atatürk'e saygı duysalar ne olur, duymasalar ne olur. Atatürkçüler 10 kasım'larda toplanılacak ortak bir alan düşünmüşler ve Atatürk heykeli olan yerleri düşünmüşler; Müslümanlar da namaz kılarlarken aynı yöne dönmüyorlar mı? Ve gerçek Kuran olmamasına karşın, matbaada basılmış kağıttan yapılmış Kuran'a saygısızlık edilmesine Müslümanlar tepki göstermez mi? Ne yapalım yani Atatürk heykelileri(heykelleri) de betondan, yani elmastan yapılabilse elmastan yapılırlardı. Yani sen hiç Atatürk heykellerini öpüp koklayan, secde eden, kurban kesen, tapan, ibadet eden Atatürkçüler gördün mü? Puta ibadet edilir, yani heykel başkadır, put başkadır. Bir gazetecide, üniversite mezununda ve edebiyatçıda cehaletin bu kadarına da pes. Peki düşün bakalım sen de: Kuran'da 'Yahudilere benzemeyin' yazıyor olmasına ve Yahudiler de çocuklarını sünnet ettiriyor olmalarına karşın Müslümanlar çocuklarını neden sünnet ettiriyorlar? Heykeli puta benzeten mantıksız kafa acaba buna ne diyecek? Bu durumda sünnetli herkesi ya Müslüman ya Yahudi saymak gerekir. 3- 'Mesela dese ki biri; 'Kemalizm'le mücadele istila ile mücadeleden daha zor ve elzemdi' dese ne diyeceğiz.' demiş. Öyle diyecek birine denilecek iki şey var: Ya geri zekalı ya ajan! Yani biri dese ki 'Muhammed'e karşı mücadele puta tapmaktan daha zor ve elzemdi' dese ne denilir, kuşkusuz ki geri zekalı denilir! 4- 'Türkün Dini Kemalizmdir' diye birileri ortaya çıkar, Müslümanları aşağılarsa, biri de çıkar 'Dinde Reform' bayrağı açarsa, Kur'an-ı Kerim'den ahkam ayetlerini çıkarıp yerine nutuktan parçalar eklensin' der de, bunları söyleyenler Atatürkçü diye, onlara sevgi ve saygı duymamız mı gerekiyor' demiş. Anlamadığı ya da anlayamadığı ya da anlamak istemediği şey şu: Dinin ne olduğu, Din hadisileri adını verdiğim ve dini tanımlayan hadisler ile doğru ve evrensel olarak tanımlanmıştır yani ne Kemalizm diye din olur ne de dini inanç diye. Din hadisileri'ne aykırı hiçbirşey din değildir, bu nedenle de 'Dinde reform' diye birşey olmaz, olsa olsa 'Dini inançlarda reform' diye birşey olur. Müslümanları eleştirmek Müslümanları aşağılamak değildir ancak nedense bazı Müslümanlar eleştirilmeyi aşağılanmak saymakta, ya cehaletten ya kibirden ya nefsten olsa gerek. Hiçbir Atatürkçü 'Kur'an-ı Kerim'den ahkam ayetlerini çıkarıp yerine nutuktan parçalar eklensin' demez çünkü 'Önce ilim(bilim) ve ahlak' diyen Atatürk gibi Atatürkçülüğün temeli bilim ve ahlaktır. Saçmasapan varsayımlarla zafer elde etmek dine aykırıdır ve iftiraya girer. Ve kim Kuran'a Nutuk eklemeye kalkarsa hemen akıl-hastahanesine kapatılmalıdır. Abuksubuk sözlerle düşünce zaferi olmaz. Bu kafa ancak lisede münazara dersinde geçerlidir. 5- 'Osmanlı mimarisine büyük katkı sağlayan Balyan usta var. Osmanlı fetihlerinin tablolarını yapan Zonaro Paşa var, yine Musika-i Hümayunun başkanı olan Donizetti Paşa var, Osmanlı Musikisinin kitabını yazan Hamparsum efendi var. Onlara da camilerde özel günlerde dua etmemiz gerekiyor mu? Mesela Çanakkale savaşının yıldönümünde Mustafa Kemal'in yanında Enver Paşa, Cemal Paşa, Talat Paşa ve dahi Çanakkale savaşını yöneten Alman General Liman Von Sanders'e Osmanlı saflarında savaşan Alman askerlerine de dua etmemiz gerekiyor mu? Zatı alilerine sormak gerek, Hutbede Mustafa Kemal'in adını anmak yeter mi, İsmet Paşa'yı, Hasan Ali Yücel'i filan da eklesek!. Hatta, madem Taksim anıtında onlar da var, Kurtuluş savaşının kazanılmasında onların da payı var madem, mesela Gazi'nin sırdaşı Rus generali Frunze'yi de analım camilerimizde, hutbelerde bundan sonraki 30 Ağustos'u anarken. Oldu olacak, İsmet Paşa ile kol kola giren Venezilos'u da analım, ?Yunan'la kardeş olmuştuk? ya!.' demiş. Bu sözler açıkça dalgageçmektir(dalga geçmektir) çünkü bir köşe yazarı bunları anlayacak mantığa sahip değilse neden yazı yazar? Sen onları bu vatanı ve milleti köle olmaktan kurtaran Mustafa Kemal ile bir tutuyorsan, mantığında hata var demektir. Peki sen; cinsiyet değiştirip İslam'a aykırı davranmış Bülent Ersoy İstanbul'da bir camide, filımlarda(filmlerde) bikini, mayo yani sütyen-külot oynamış Oya Aydoğan için mevlit okuturken nerede idin? Peki Muhammed'in yanında İslamiyet için savaşanlar için dua ediyor musun? Sen; Hz Muhammed ile, onun yanında savaşanları eşit sayıyor musun? 6- 'Gerçek Atatürk hangisi, Vahdeddin'e 'Halife ve Hakan efendimiz? diye Heyeti Temsiliye adına mektup yazan Mustafa Kemal mi, Evren'in anlattığı mı, Erbakan'ın anlattığı mı? Doğu Perinçek'in anlattığı mı, Nejla Çarpan'ın anlattığı mı?. Frunze'nin dostu olan TKP'yi kurduran Mustafa Kemal mi gerçek, anti komünist olan mı? Mustafa Kemal Mason mu, Mason locasını kapatan mı? Sahi Meşriki Azam M. Kemal Öke'yi niye kendine müşavir yapmıştı!?. 'Aynı davaya hizmet eden iki cemiyet olmasın' diye mi?' demiş. Yani bir köşe yazarının bu kadar mantıksızlık içinde olmasını anlamak çok zor. İçki içmediğini düşünmesem 'Acaba sarhoş kafayla mı bunları yazdı? diyeceğim. Mustafa Kemal ilk başlarda demedi ki 'Ben Osmanlı hanedanlığı diktatörlüğünü yıkacağım'; insanlar kuşkusuz ki değişebilirler ancak doğru olan şey doğru yönde değişmektir, bakın düne kadar Akp'li olan bazı milletvekilleri bugün Akp'ye karşı parti kurmaktalar; yani Mustafa Kemal'i anlamak demek 'Hayatta en doğru yol ilimdir(bilimdir), benim sözlerimle ilimin(bilimin) sözleri çelişirse beni değil ilimi(bilimi) dinleyin' sözünün dediği gibi 'ilim/bilim', 'Ben sıporcunun/sporcunun ahlaklısını severim' ve 'Ahlaksız bir millet kalkınamaz' sözünün dediği gibi 'ahlak'tır ancak Atatürk'ün ahlak anlayışı dini inanç ahlak anlayışı gibi tabu değil felsefenin tanımladığı gibi beyinin en üst nitel ürünü olarak ahlaktır yani Atatürk'ü anlamak eğer istenirse çok kolay: 'İlim/bilim ve ahlak'. Muhammed'i anlamak istenirse Muhammed'i anlamak da çok kolay: 'İlim/bilim ve ahlak'. Ne var yani Atatürk'ü anlayamayacak? Açık ki Atatürk'ü anlayamayanlar Muhammed'i de anlayamamışlar; Muhammed'i anlayamamışlar da Atatürk'ü de anlayamamışlar demektir çünkü ikisi için de en önemli şeyler 'İlim/bilim ve ahlak' yani Atatürk'ün de, Muhammed'in de, dinin de şifresi 'İlim/Bilim ve ahlak. Abdurrahman Dilipak edebiyat fakültesi de olsa üniversite mezunu bir insan ancak edebiyat fakültesi mezunu olmasına karşın bu yazısında ancak lise düzeyinde bir mantık görülmekte. Abdurrahman Dilipak için 'Akp'yi eleştiren yazılar da yazıyor' diyenler oluyor; yazılarında dinden imandan söz ediyor ancak açık ki yaptığı şey ezbercilik gösterisinden ya da köşe doldurmaktan başka şey olmasa gerek. Zaten dinden anlasa; Yeni akit denilen borazan, yandaşlık ve hakaret medyasında yazmaz idi; ve zaten Akp'yi gerçekten eleştirse o şeyde yazdırmazlar idi. Yani bu yazı bir üniversite mezunundan beklenilemeyecek kadar mantıksız mantıklı bir yazı. Bu yazısı ile ortadaki Abdurrahman Dilipak münazarayı mantık bilimine ait mantık sanmakta. Ancak yaşlı Abdurrahman Dilipak'ın hali üniversite de dahil, eğitimde cehaletin yani mantıksızlığın eskiden beri var olduğunu da göstermekte ancak demek ki bu durum 21. yüzyılda tarihsel zirvesine ulaşmış. Yani demek ki akıldışı-ahlakdışı moda olmadığı için, eğitimde eskiden en azından giyim açısından ahlak, görünüm açısından mantık varmış. Necdet Gürçiftçi Bağımsız, özgür, bilimsel, tarafsız; hiçbir dini inançtan ve hiçkimseden yana olmayan dinli ve bilge İnternette yayınlandığı zaman: 15.11.19/02.58
Düzenleme: 15.11.2019 / 08:23
Kapat/(ESC)
Yorum Düzenleme

Yeni Üyeler

  • Pirinctanesi
  • Mefail
  • turgaykurtulus
  • Celal
  • umsena
Kapat/(ESC)
Tavsiye
Adınız:
Sizin eposta adresiniz:
Alıcının eposta adresi:
Mesajınız:
Doğrulama Kodu:
captcha refresh
Kapat/(ESC)
İletişim
Adınız:
Eposta adresiniz:
Mesajınız:
Doğrulama Kodu:
captcha refresh
Kapat/(ESC)
Rastgele Şiir