bahçedeki asmayı hatırlıyormusun
hani hep güzel başlardı baharla
yemyeşil olurdu
koruğa dururdu bir müddet sonra
beklerdik üzüm olacak diye
ama gün geçtikçe irileşen taneler
yavaş yavaş çürürdü
olgunlaşmadan daha
sonra üzülürdük
çokmu suladık derdik
malum asma sevmez fazla suyu
hani birde birşeye benzemeyen
küçük bir ağaç vardı
baharda yemyeşil olan
onu kışın budadım
meğerse erikmiş
ve ikinci baharı hayatın
gidişinin ardından
asma yine yeşerdi
koruğa durdu yine
belli ki üzüm olmaya çalışacak
yine beceremeyecek
çürüyüp dökülecek
yerlere yapışacak
yine bana iş çıkartacak
tek başıma çözemeyeceğim asma problemini
zaten umurumda değil
koca koca otlar bitti bahçede
hani o kopardıkça açan güller vardı ya
hepsi kurudu
açmıyor artık
iki tane güzelim kayısı ağacı virane
zeytin perişan
sarmaşıklar bitik
tıpkı benim gibi
narları düşünmüyorum bile
ister olsun ister olmasın
birtek erikler olgunlaştı
birde güzel ki
ama yiyemiyorum boğazıma takılıyor
ne olacak diye beklediğimiz o ağaç
erik oldu
sen yoksun...