daha dün...
sevdikleri arasında gülümseyen
çocuğunun gözlerinde umutlarını büyüten ali !!!
ne illet bir hastalıktan ?
ne ecelden ?
niye sıktığını bilmeyen bir parmaktan çıkan kurşunla
buz kesmiş gözler
ak
mak
ta
sevdiklerinin yanaklarından.
bıçak ağzı bir ses !
anne babam beni okula götürecekti nerde ?
bıçak ağzı
tende
yürekler de buzul rüzgarları
nefesler tit
re
mek
de…
Ayşe ..
her önlüğü giydiğinde
bir hüzün kaplayacak o,
küçücük yüreğini.
ve öfkelenecek babasına
“babasının bir kurşuna yenik düştüğünden habersiz”
onu okula götürmediği için.
sen!
kurşuna parmak basan!
ali’nin yerinde sen varsın o musalla taşında
ve eşinin kucağında kızın...
“anne babam beni okula götürecekti nerde?”
buz kıracağı ses tende
dü
şü
yor
sun
sevdiklerinin teninden.
ey parmak!!!
hangi amaç?
hangi düşünce?
ve hangi inanç için olursa olsun
değer mi!!!
Ayşeleri okul sabahı babasız bırakmaya?
söylermisin ?
sevginin en güzeli çocuklarımızın
kirpiklerine kan düşürerek
kurulan ve kurulmak istenen yaşam
ne kadar güzel
ve
ne kadar yaşanılır olabilir?
uyan!
uyan!
parmağı götürürken,
kurşuna!
çocuğunun yüreğine sıktığını
unutma!
unutma!
ne olur....
unutma ki
çocukların kirpiklerine kan
değil....
kardan adam düşsün
Kenan ALKAN
ayşe
30.01.2009 / 09:21
acının en büyüğü anlattığınız keşke yaşanmasaydı
keşke o parmak tetiğe basmasaydı
kimdir kimi yazdınız bilmiyorum bildiğim bir şey varki tanmasamda şakağa kurşun sıkan biri var buradada allahım kimseyi o yola yöneltmesin
arkada kalan yaşıyor nasılsa zorda olsa yaşıyor küçükler büyüyor
göz yaşı dinmesede vay gidene ne vay ki gencecik doymadan yaşama doymadan çocuklarına kaleminiz daim olsun saygılar diliyorum
HOŞ GELDİNİZ SİTEMİZE{s:026}
ayşe
30.01.2009 / 09:21