Özledim gürültülü şehrin nefretli çilesini, ev görüntüsünün ta kendisini
cadde kavramını sokak düşüncesini kaldırım taşlarının düzensizliğini
Özledim trafik dolu caddelerde heyacan yaşamayı
geceleri sokak lambaları altında bilinmedik yollarda gezinmeyi
Özledim esaretin bedeli halkasında beğenmediğim ev yemeklerini
akşam yemeği ardından demli bir çay ya da sade Türk kahvesi içmeyi
Özledim hergün rengarenk elbiseler giymeyi terlikle dolaşmayı
bahçemdeki kedileri kovalamayı çatıdaki kuşları beslemeyi
Özledim eve gidiyorum demesini anne-baba diye seslenmeyi
eseratin bedeli halkasında üryan ayakla halılarda gezinmeyi
Özledim imbatın deryadan çaldığı iyot kokusunu
kordon maviliğinde derin bir nefes alıp ruhumu dinlendirmeyi
Ve
özledim artık ketum olmayı ve dilediğimce uymayı ezan sesine uyanmayı
özledim rüyalarımdaki kavuşamadığım "HÜRRİYETE" gerçek yaşamda kavuşamayı....
{s:017}{s:026}{s:019}{s:014}
asi_gece
18.08.2008 / 08:31
AMA GERÇEKTEN ÖZLEDİM
{s:021}
#1
nazım
18.08.2008 / 23:18
Baktımda hiçbir beyitte ben geçmiyorum
Aşk olsun :) Sen gelde , bak külleyinin önünde ,
kış soğunda hortumu takıp
ıslatmıyormuyum ben seni ...
Özlemler erimeyen bir buz dağı gibi görünür senin yurdundan
lâkin damlalarında biz boğulduk çoktan ..
Ve bitecek sayılı günler ,
bu ısınacak , bu yaşanılası dünyâda
dolaşacak dostluk ,
tempo tutacak bizlere camlardan...
.........................................................
Dünyadan memleketinden insandan
umudun kesik değil diye
ipe çekilmeyip de
atılırsan içeriye
yatarsan on yıl on beş yıl
daha da yatacağından başka
sallansaydım ipin ucunda
bir bayrak gibi keşke
demeyeceksin
yaşamakta ayak direyeceksin.
Belki bahtiyarlık değildir artık
boynunun borcudur fakat
düşmana inat
bir gün fazla yaşamak.
İçerde bir tarafınla yapyalnız kalabilirsin
kuyunun dibindeki taş gibi
fakat öbür tarafın
öylesine karışmalı ki dünyanın kalabalığına
sen ürpermelisin içerde
dışarda kırk günlük yerde yaprak kıpırdasa.
İçerde mektup beklemek
yanık türküler söylemek bir de
bir de gözünü tavana dikip sabahlamak
tatlıdır ama tehlikelidir.
Tıraştan tıraşa yüzüne bak
unut yaşını
koru kendini bitten
bir de bahar akşamlarından.
Bir de ekmeği
son lokmasına dek yemeyi
bir de ağız dolusu gülmeyi unutma hiçbir zaman.
Bir de kim bilir
sevdiğin kadın seni sevmez olur
ufak iş deme
yemyeşil bir dal kırılmış gibi gelir
içerdeki adama.
İçerde gülü bahçeyi düşünmek fena
dağları deryaları düşünmek iyi
durup dinlenmeden okumayı yazmayı
bir de dokumacılığı tavsiye ederim sana
bir de ayna dökmeyi.
Yani içerde on yıl on beş yıl
daha da fazlası hattâ
geçirilmez değil
geçirilir
kararmasın yeter ki
sol memenin altındaki cevahir.
{s:024}{s:023}{s:026} Düzenleme:18.08.2008 / 23:20
asi_gece
18.08.2008 / 08:31
nazım
18.08.2008 / 23:18
Düzenleme:18.08.2008 / 23:20