NEZDİNDE
Sevki sevilesin halkın nezdinde
Sevgi ateşleri yansın özünde
Mısralara dökülesin ozan dilinde
Sevki sevilesin halkın nezdinde
Hor görme sen gibi yaratılanı
İlk önce sen tanı hakkı hukuku
Böyle olursun insanlığa yararlı
Sevki sevilesin halkın nezdinde
Düşün kimler geldi geçti dünyadan
Etkilenme her söylenen yalandan
İnsansan insanca halktan yararlan
Sevki sevilesin halkın nezdinde
Ali Orhan’ım işte benim sözlerim
Olanları düşündükçe dolar gözlerim
Vatan elden gidiyor malı neyleyim
Bana vatan lazım dünya nezdinde
1/11/2008
Aksakal
01.11.2008 / 13:48
Sevgili Orhan,
Güzel şiirinizin son iki mısrası, bana hayatımın geçmişte kalan çok önemli bir hâtırasını hatırlattı.İyiniyetinize sığınarak söylece özetlemek isterim: Zaman,i
Balkan Savaşları devri.Düşman (yunanlı) askeri, tam bir zulüm ve işkence aleti
gibi Türk köy ve mahallelerini yaka yıka rahmetli dedemlerin mekânıına doğru,
tüfek sesi uzaklığında ilerliyor.Mahalle komşusu rumlar sevinç içinde, yıllarca
can dostluğu yaptıkları, birlikte yeyip içtikleri, asla kötülük görmedikleri, hattâ
emsalsiz bir müsamaha içinde yaşadıkları Türk komşu ve dostlarına sıkça sözlü, zaman zaman elle, ufak silahlarla tecavüze başlamışlar bile.Dedemiz sabah namazını eda ettiği caminin önünde, camiden çıkan cemaate hitap ediyor.
"Ey cemaat, kardeşlerim! Düşman, seslerini duyduğunuz gibi; içimizdeki yardakçılarıyla, kapımıza dayandı.Gelen haberlerden de biliyoruz ki; geçtiği yerleri de, geldiği yerleri de taş taş üstünde bırakmadan yakıyor, yıkıyor, her
türlü iffetimize tecavüzden geri durmuyor.Ben eve hazırlanmaya gidiyorum,benimle vatan mudafasına gelecekler, silahlkarını kuşanarak engeç
yarım saat içinde burada hazır bulunsunlar."
Eve geliyor, tüfeğini kuşanıp atına binerek buluşma meydanına dönüyor.Kendisine ancak iki yiğidin katıldığını görüyor.Kalanlara "Haydi, hakkınızı helal edin" derken; halam ve babam peşlerinde olarak ortaya atılan
rahmetli babaannem beyinin atının üzengisine yapışarak şunları söylüyor."Bey
bey, bir köyün kahramanı siz mi kaldınız, karını, çocuklarını, malını-mülkünü kimlere bırakıp gidiyorsun...? " Dedemiz atının üzerinde dikiliyor, derin derin ufka bakarak:" Ne mal-mülk isterim, ne karı, ne de çoluk-çocuk. Vatan gidiyor,
Vatan!..." diyerek atını mahmuzluyor.Gidiş, o gidiş...Babaannem; beş ve yedi yaşlarında (babam ve halam) iki evladıyla yirmibeş yaşında,hayat boyu çıkmaya
uğraşacağı bir labirentin içine yuvarlanıyorlar. Beraber gittikleri o iki arkadaş,
iki ay kadar sonra geri dönüyorlar;Dede'mizin üstünde olmadığı atıyla.
Bütün şehitlerimize ve geçmişlerimize; derin saygılarımla, rahmetler gönderiyorum...
Enver Özçağlayan
{s:026} Düzenleme:01.11.2008 / 17:59
#1
aliorhan
01.11.2008 / 14:13
Sevgili Enver Özçağlayan
Yorumun beni hüzünlendirdi
Deden gibi ulu insanlara boçluyuz bu vatanı
Onların kahramanlıkları bizleri gururlandırıyor
Satılmış mandıcılar ise şevkimizi kırmaya devam ediyor
Benim için onları unutmak mümkünmü
Onların önünde saygıyla egiliyorum
Bütün o ulu çınarlara rahmetler diliyorum
Ali Orhan
#2
ayşe
01.11.2008 / 14:39
sevgili büyüklerim ikinizinde yazısı müthiş ve ben bu vatanı kimlere bırakacağız diye gerçekten üzülüyorum babam sanmaki yalnız üzülen sensin hadi bizler neyse yaşadık yaşadığımızı çocuklarda neyse ama torunlara ne kalacak çok zor günler bekliyor bu vatanı allahım yar ve yardım etsin
şehitlerimizin ruhu şad olsun {s:026} Düzenleme:01.11.2008 / 14:40
#3
bilgisayarım
01.11.2008 / 18:29
sevgili babam evet önce vatan bende kara kara düşünüyorum ileride kime ne bırakacağız inan çok üzülüyorum en içten sevgilerimi yolluyorum {s:015}{s:027}{s:030}{s:029}{s:026}{s:014}{s:015}
Aksakal
01.11.2008 / 13:48
Düzenleme:01.11.2008 / 17:59
aliorhan
01.11.2008 / 14:13
ayşe
01.11.2008 / 14:39
Düzenleme:01.11.2008 / 14:40
bilgisayarım
01.11.2008 / 18:29