Sorun beni yağmurlara,.
sessiz sessiz dinmeyen sicim gibi çiseleyen yağmurlara..
Mis gibi toprak kokularının yayıldığı,
güneşin bile aşkından utanıp bulutların arkasına sığındığı yağmurlara..
Sorun sorun beni zifiri karanlığa,
gecenin ayazında üşürken ruhum sarılıp ısındığım
şefkatle saran kollarına sığındığım karanlığa..
Her geçen gün daha da bağlanıp derinliklerine gömüldüğüm
aydınlığın ne olduğunu ışığı unutturan karanlığa..
Sorun kimselerin olmadığı
bomboş dünyada tek dostum kalan o yalnızlığa beni
sorun dört duvar arasında kaldığımda yarim yarenim biricik nefesim olan yalnızlığa
Bir an bile olsun yakamı bırakmayıp
ruhuma dost bedenime post olan o yalnızlığa sorun
sorun sorun ki anlayın canın çektiğini
sorun sorun ki bilin o yarin sineme ektiğini..
Sercan Çırağ